• 128
    onceki maclara nazaran iyi oynayarak degil belki ama istekli basladik. hucumda olcan'in hareketli ve arzulu futbolu bizi pozisyona sokar gibi yaparken defansta anlamsiz bosluklar verdik.

    semih ve chedjou uclu defansa alisik olmadiklarindan hamleleri melo'nun mu yoksa kendilerinin mi yapacaklarini pek kestiremediler.

    sneijder defansin onunde oyun kurucu oynayarak bu sezonki en iyi performansini sergiledi.

    selcuk bildigimiz selcuk. yani formsuz olan. iyi niyetle mucadele etmeye calisiyor ancak olmuyor. takima herhangi bir katkisi yok. farkli frekanstan caliyor kimseyle anlasamiyor. olumlu hareketi bir bilemedin ikidir.

    dzemaili de etkili olamadi bugun ama oyundan ciktiktan sonra orta sahamiz fiziken biraz daha dustu. sureye ihtiyaci var.

    ozetle kotu oynadik. buyuk bir gazla baslayip hizli yorulduk. allahtan iki gol bulmustuk korku filmi mutlu sonla bitti. morale ihtiyac vardi. bu arada penalti penalti degil. onu da soyleyelim.
  • 133
    galatasaray, belki futbol olarak değil ama mücadele olarak taraftarı ilk yarıda memnun ettiği maç oldu. orta sahayı kalabalık tutup üstüne bir de - sneijder dahil - rakip yarısahada pres uygulayarak pozisyon yaratmaya çalıştı. bu sezon ilk defa, nasıl paslaşılması gerekiyorsa öyle paslaşıldı.

    2-0'lık skor çok risklidir, golü yediğiniz anda işler değişir, ki sivasspor değiştirmek üzereydi, beceremedi. tekrar belirtmekte fayda var, sivasspor'un futbol oynamaya çalışması seyir zevkini çok arttırdı, heyecanlı bir maç izletti, örnek alınmalı.

    galatasaray'ın en iyisi; http://soruyorum.com.tr/sc/Q0iZ
  • 134
    öncelikle bu maç öncesinde gerçek galatasaraylılık örneği gösteren eg2203 ve hypnotised abilerime karşılıksız bilet verdikleri için çok teşekkür ederim.

    istanbul'un son günlerdeki yağmurlu havasından dolayı hasta olmama, tüm gün yatmama rağmen bu maça mutlaka gitmeliydim ve belki de son enerjimi kullanarak maça 1 saat varken stada ulaştım. passolig kartımın henüz elime ulaşmamasından dolayı abimle beraber tam 1 saat bekleyerek tek girişlik kartımı aldım. bu bekleyişte demirören'e, passolige ve maalesef ordaki görevlilere yüzlerce küfür edildi(neresinde hepsinde haklıydık). tüm bu olumsuzluklara rağmen maçın 5. dakikasında stada girdik ve aynı heyecanı bir kez daha yaşadım. anderlecht maçına da gittim ancak fark edilmiştir ki bu maç seyircimiz çok farklıydı. evet sayımız belki çok azdı ama herkes fazlasıyla katılımda bulundu ve tüm maç takımına destek oldu. her hatada takımı alkışlayan, arkalarında olduğumuzu hissettiren bi anlayışla bugün herkes ordaydı ve gerçek galatasaraylılık budur dedirtti. öyle ki; küfür eden 1-2 kişi olduğunda çevresindekiler alkışlayarak oyuncuya destek veriyordu ve bu kişiler yalnız kalınca mecburen susup diğerlerine uyuyordu. yani aslında her şey bu 1-2 çürük elmaya rağmen destek olmaktaydı. hava soğuktu, ben hastaydım, abimle aram limoniydi ama alınan galibiyet sonrası, takımın tekrar sahada kenetlendiğini gördükten sonra ne hissettiğim soğuk kaldı ne hastalık. maç sonunda metroya giderken abimle omuz omuza yağmurun altında marşlar söyleyerek gittik.

    iyi ki varsın galatasaray!
  • 135
    bu maçtaki adını bilmediğim spiker chedjou'nun adını ısrarla "çeycuuuu" diye telaffuz etti. önceden beridir böyle bu ama yetti artık. bir spikerin oyuncunun ismini doğru telaffuz etmekten daha doğru ne işi olabilir? kaldı ki chedjou ilk geldiğinde bizzat bunu öğretti hem de tekrar tekrar.

    http://s14.directupload.net/.../130617/qkn5i4sh.swf

    (bkz: şecu)

    bundan sonra çeycu diyenin tiz kellesi vurula.
  • 137
    maça önce 3 5 2 (3 1 4 2 gibiydi) dizilişiyle çıktık fakat 3 lü savunmanın koordine olamaması yüzünden muthiş hatalar yaptık ve savunma arkasına sarkan oyuncularla sivas çok rahat pozisyonlar buldu.
    bunu gören ya oyuncular ya da prandelli bilemiyorum artık bir anda 4-4-2'ye döndü.
    chedjou melo semih tarık
    veysel selcuk sneijder dzemaili
    olcan burak

    buna döndüğümüz anda oyunun kontrolunu elimize geçirdik sivas'a top vermemeye başladık.
    ne kadar organize bir atağımız olmasa da top bizim ayağımızdaydı ve hızlı oynuyorduk.
    bu sırada cemali'nin sol açıktan burak'ın arapasıyla çaprazda karşı karşıya kaldığı pozisyon oldu.
    belki de maçtaki tek diişe dokunur pozisyon buydu.
    bundan sonra biri korner biri penaltı olmak üzere iki duran top goluyle öne geçtik.
    ama geçiş o geçiş. ardından tekrar 3 5 2'yi oynama başladık ve maç sonuna kadar iki bekin iyice girmesiyle yavas yavas 5li bir savunma hattı görmeye başladık. zaten önde basan bir ortasahamız olmadığından mütevellit çok fazla yaslandık ve sivas'ın futbol oynayışını seyrettik.
    bu sırada ilaç gibi bir hamit altıntop girdi. genelde izleyenler begenmemiştir ama kendisi topun bizde kalmasını sağladı sürekli top sakladı faul aldı faul yaptı ama topu ortasahada ve ilerde tutmayı başardı. bu şekilde skoru bir türlü korumayı başardık.
    3 puan güzel ama futbolun çok umut verdiğini söyleyemem. mücadele ise son zamanlara bakıldığında çok iyiydi. yeter ki böyle mücadele edin dedik fakat fizik olarak ezildiğimizi de söyleyebilirim. daha çok geliştirmemiz gereken yön var.
    en nihayetinde 3 puan şu sıralar güzel gidecekti öyle de oldu.
  • 139
    yaşadığımız sıkıntılı süreçte çok önemli bir 3 puanı aldığımız maç oldu. maçla ilgili en çok kafama takılan mesele ise takımımızın kendi evinde 2-0 önde götürdüğü bir maçta kontra ataktan pozisyonlar vermesi ve gol yemesi oldu.
    bu durum bana göre takımda taktiksel disiplin açısından çok büyük bir sorun teşkil etmektedir. bizim gibi büyük bir takım 2-0 önde iken asla geride bu kadar eksik ve hazırlıksız yakalanmamalıdır. çok rahat bitirmemiz gereken maç, gereksiz yere sıkıntılı bitti. umarım hocamız diğer sorunlarımızla birlikte buna da en kısa süre içinde bir çözüm bulur.
  • 140
    arena'ya giden az sayidaki taraftarimiz sayesinde kazandigimiz maç. futbolcularin yaptigi en ufak guzel hareketlerde dahi alkis, hatalarinda alkisla destek oldular. onlar da destegi gordukce istekli oynadilar. ilk yarinin basinda 3 ciddi pozisyon buldu sivas. bizim de o sirada cemaili ile bir karsi karsiyamiz vardi. sonrasinda oyunun kontrolu tamamen bize gecti. chedjou'nun golu kilidi acarken, penalti sonrasi burak'in goluyle rahatladik. sivas ilk yari boyunca hic pas yapamadi. tum ataklari eridi gitti. ikinci yari da aslinda benzer sekilde basladi ama takimimiz daha panik gorunuyordu. ucuncu gol gelmedikce sivas'in baskisi da artti. fakat bu baski gol getirdi mi? hayir. gol sivas'in mukemmel kontraatagiyla geldi. sonrasiysa tam bir kabustu. muslera degil de butun maykillar olsaydi dahi gol yerdik bence. fakat yemedik ve cok da uretken olamadigimiz maçta (5 pozisyonumuz ya var ya yok) uc puani almayi bildik. kotu oynarken kazanmak onemli. futbolcularimizla ilgili ufak notlarim soyle:

    fernando muslera: dunya'nin en iyi kalecisi. tartismam.

    aurelien chedjou: attigi gol haricinde de harika oynadi. hepimizi sasirtmaya devam ediyor.

    felipe melo: savunmadan top cikaramama sorunsalina karsi prandelli onu bu maç stopere monte etti. bir-iki riskli pozisyon yaratti ama yine de iyi oynadi.

    semih kaya: cizgiden cikarttigi cok kritik bir top var. takimin iyilerindendi.

    veysel sarı: ilk yari hic de fena oynamadi. sonradan sakatlanip yerini balta'ya birakti.

    hakan balta: 46'da veysel yerine oyuna girdi. iyi bir goruntu sergilemedi. golde hucumda top kaybini yapan oyuncu olarak hedefte elbette. fakat bu noktada 75 metre sivasli topçular gelirken gelemeyen diger oyuncularimizda da bir kusur var muhakkak.

    selçuk inan: top her ona geldiginde harika bir sey yapsin istiyorum. butun maci boyle izliyorum. eskiden galatasaray 4-0 kazanacagina hakan sukur'un 2 goluyle 2-0 alsin isterdim. simdi de onun icin istiyorum bunu. kotu muydu? hayir. iyi miydi? hayir. vasat.

    wesley sneijder: geride oynadi bu maçi. maçin taktiksel olarak en onemli boyutu da buydu. prandelli orta sahada pasi dagitamadigimizi gormus ve buna care ariyor. pirlo gibi kullandi bu maç sneijder'i. onunde cemaili ve selçuk ile. bu da orta sahada takimin daha diri ve etkin gorunmesini sagladi. burak'a al da at dedigi bir pasini da unutmayalim. iyi oynadi.

    blerim dzemaili: vasatti. hatta vasat aldi. 67'de yerini yekta'ya birakti.

    yekta kurtuluş: son 25 dakika takim baski yerken oyuna girdi. cok bir varlik gosteremedi.

    tarık çamdal: macin basinda yuzde binlik bir gol pozisyonu ikram etti. onun disinda iyi ve diri gorundu.

    olcan adın: cikmasini anlamlandirmakta gucluk cektim. takimin iyilerindendi.

    hamit altıntop: 77'de olcan yerine oyuna girdi. hicbir sey yapamadi.

    burak yılmaz: vasati asamadi.
  • 142
    bu sezon * oynadığımız resmi maçlar içinde en dikkat çekici futbolu bu maçta oynadık. kendi adıma bu maç geleceğe daha olumlu bakmamı sağladı diyebilirim. çok mu iyi oynadık? hayır. yalnız takımın istek ve arzusu yerindeydi. bu maç 45 dakikalık olsaydı herkes takımın oyunundan memnun kalırdı sanırım. ikinci yarının ortalarında yorulduk ve oyundan düştük. haftalar ilerledikçe daha iyi olacağımız kanaatindeyim.

    prandeli'ye gelecek olursak, oyuncu seçimlerinde ve oyuncu değişikliklerinde yanlışlıklar yaptığını düşünmekle birlikte, futbolu kendisinden daha iyi bilmediğimi de hesaba katarak kararlarına saygı duymam gerektiğini düşündüm son anda ve eleştirmekten vazgeçtim.

    tek endişem 3'lü savunmada ısrar etmesi. kanatları iyi kullanan takımlar mazallah bizi çok büyük sıkıntılara sokabilir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın