• 428
    sarı kart verilmiş kaç pozisyon var incelemesi ile kırmızıya dönmüş merak ediyorum. ayrıca gözünün önünde jimy durmaz'a havada parende attıracak faul oluyor oyna diyor. kötü oyunumuza hiçbiri bahane değil ancak belli ki bu sezon lehimize kullanılan takdir hakları dahi var incelemesi ile aleyihimize verilecek. takım çok kötü, oyun anlayışımız çok kötü, kenar yönetimi çok kötü... erkenden sorun nerede ise çözmek lazım...

    sevin ya da sevmeyin 'hastalık bu futbol'un galatasaray inceleyen videoların birinde türkiye'nin en vefasız kulübü olmasından bahsediyordu. başarılı değilseniz büyük kaptan bülent korkmaz' da olsanız, karpatların maradonası hagi de olsanız hatta imparator fatih terim de olsanız eleştirilirsiniz. yönetimden oyuncular ve teknik ekibe kadar herkesin aklını başına alması lazım. biz vefasızız. burası galatasaray. üst üste iki yıl şampiyonluk unutuldu bile...
  • 429
    hani pes ya da fifa oynarken çok iyi değilsindir ama bir gol illa ki istersin de oyunu bilen biri bir gollüğüne kolu alır golü atar sonra da sana geri verir ya hani... hah işte bu maçı izlerken öyle hissettim.

    ne güzel ikinci yarıya iyi başlamışız devamını getirsenize ulan!

    son anlardaki savunmamız da evlere şenlik. tüm takımı ceza yayı hizasına çekmeseydik bu golü yemezdik. adamları ceza alanına sokarsan ya dümdüz gol olur, ya bala birine çarpıp gol olur ya da penaltı illa ki biri gol olur. ve oldu.

    kırmızı kart ise doğrudur yanlıştır yorumda bulunmuyorum ama tüm sezon boyunca bir şekilde her maç bize kırmızı kart gösterecek yer arayacaklar. alışalım eksik kalmaya. buna göre oyun planlayalım diyeceğim ama neyse...

    hakemi bahane etmiyorum ama hakeme diyeceklerim var. ulan çakal gezinen beşiktaşlı hakem! her konyasporlu oyuncu yere yattığında neden kaleci sakatlanması muamelesi yapıyorsun! çıkarsana tedavisine dışarıda devam etsin! maçı buz ettin! her yerde yatan konyasporlu görüldüğünde maç 3 dk aralığında durdu. konyasporluk hakemlik yaptın. tebrikler!

    nzonzi'yi beğendim.
    feghouli böbreğindeki parça alınınca hafiflemiş gibiydi. iyiydi o da.
    babel çok çalıştı.
    luyindama da nispeten iyiydi.
    adem biz gol atana kadar çok işe yaradı.

    seri adı gibi seri oynamaya çalıştı hep bu çoğu zaman hatalı oynamasına sebep oldu. hala takıma alışamadığı belli. doğrudan kırmızı kart görmesi kötü oldu. 2 maç oynayamayacak şimdi. bu 2 maç arasında da milli ara var. maç eksiği olacak maalesef.

    bireysel olarak bu sefer beğendiklerim olsa da oyun olarak kendi sahamızda konyaspor'u yenmemiz gerekirdi. bir şeyler denedik olmadı. yine aykut'u geçemedik. ve yine konyaspor'a son dakika golüyle puan verdik.
  • 431
    yine ortalık karıştı yahu * fatih terim ile sezon başları hep sıkıntıdır. takım hemen ritmini bulamıyor ki ilk 11'de orta alan neredeyse komple değişmiş ve iki maçta da kaçan penaltılarımız & kırmızı gören oyuncularımız oldu. hemen yangın yerine çevirmeyin ortalığı.

    iki maçı da (* ve 16 ağustos 2019 denizlispor galatasaray maçı) kazanırız demiştim; hele bu maçı rahat kazanacağımızı düşünüyordum ama gerek ilk haftadaki kırmızı & penaltı kaçması gerek bu haftadaki kırmızı, 5 puanı şimdiden hiç etti. teknik ekibin de yanlış kararları bu puan kayıplarında maalesef etkili oldu.

    15. dakika itibarıyla maçı izleyebildim, öncesini bilmiyorum. bu dakikadan sonra ilk yarı boyunca rakibe sıfır pozisyon verdik, oyuna tamamen hükmettik ama pozisyon da bulamadık. haliyle 0-0 ilk yarı bitti.

    ikinci yarıya kapanan rakibi açmak için hücumda çoğalmak adına 4-4-2 ile başladık. emre mor zaten kötü oyunculardan biriydi, yerini adem büyük'e bıraktı. adem de ryan babel'i boşta unutturarak bir nevi bu taktiğin işlemesini sağladı. zaten ikinci yarının başında da fena pozisyonlar bulmamıştık ama bir türlü olmamıştı. 1 gol bulduk, oh be derken; rüyadan uyandık.

    ilk yarı sonunda da yazdığım gibi, evet oyuna hükmedebiliyoruz ama konyaspor'un oyun tarzı bu zaten. topu bize bırakıp bir şekilde puan alabilmek. biz oyuna hükmeder gibi gözüksek de onların bize topu bırakması sayesinde hükmedebiliyoruz. şu an için bireysel olarak pas kalitesi iyi oyuncularımız olsa da takım olarak pas kalitemiz iyi değil. yeterince alan değiştiremiyoruz ve hızlı pas yapamıyoruz. bu da oyuna hükmedememiz anlamına geliyor. konyaspor ilk yarı topu bize bırakmasa yine hükmedemezdik ilk yarıya. gördüğümüz rüya buydu.

    golden sonra 4-4-2'nin falsoları ortaya çıktı. kapanan rakibe karşı daha net pozisyonlar bulabildik ama golden sonra rakip kapanmayı bırakıp hücuma çıktığında orta alan ve forvet arasında kocaman bir boşluk oluştu. konyaspor bu sayede atak sürekliliği sağlayabiliyordu biz ise orta alandan forvete topu aktaramıyorduk bir türlü. 4-4-2'de forvetlerin biraz da geriye gelip * o pas bağlantısını kurması gerekiyor. bizde bunu yapması gereken adem bu bağlantıdan bihaberdi sanırım. mbaye diagne'de zaten böyle pasör / top taşıma vs. gibi özellikler yok; tipik, ceza alanı golcüsü. 4-4-2 işlemez oldu. 1-0'ken de burada yazdığım gibi acilen diagne'nin çıkıp bir orta alan oyuncusunun oyuna girmesi ve sofiane feghouli'nin * çıkıp yerine jimmy durmaz'ın girmesi gerekiyordu. bunlar teknik ekibin ilk eksisi oldu ki konyaspor'un atak sürekliliği devam etti bu sebeple. teknik ekip uyudu resmen.

    sonra da gelen kırmızı ile takım iyice gömüldü tabii. adem kanada geçerken soso orta alana geçti. gene işler yürümedi tabii, soso çok yorgundu. adem de sağ kanat değildi. teknik ekibin ikinci eksisi. selçuk inan ve jimmy ise bana göre çok geç oyuna girdiler. selçuk yerine başka biri de girebilirdi. orta alanda başka alternatifimiz var mı hatırlamıyorum ama isimlere takılmayın, olması gerekeni yazdım.

    bu değişiklikler daha önce olmuş olsa belki oyunu dengeler ne kırmızı yerdik hadi yedik diyelim ne bu kadar gömülüp saçma sapan bir gol yerdik. bu kadar gömülünce illa ki bir karambolden gol yeme riski oluşuyor. neden yedik diye hayıflanmamak, onun yerine topu kaleden uzakta tutmak lazım.

    neyse olmuş ile ölmüşe çare yok derler. önümüzdeki maçlara bakacağız *

    isim isim belirtmek gerekirse; ilk kez oynayan steven nzonzi'yi beğendim. asistini de yaptı ilk maçında. takımın iyilerindendi. genel olarak kale ve defans da fena değildi. orta alanda tek beğenmediğim, vasat kaldığını düşündüğüm isim jean michael seri idi. forvetler; mbaye diagne ve adem büyük de istenilen seviyede oynayamadılar. jimmy ve selçuk'u değerlendirmek zor, çok az süre oynadılar. onlar için yorum yapamıyorum.
  • 432
    haftada zibilyon tane maç izliyorum, bizim takım kadar 10 kişi kalınca maçı kafasında bitiren başka takım hiç ama hiç görmedim. yediğimiz golün fotoğrafını çekin ve oyuncuların pozisyon alışlarına bakın. böyle bi rezalet yok yahu. luyindama nagatomo geride kalmış, donk desen her zamanki laubali duruşu ne desek gg arkadaş. götü boklu bi konya 10 kişiyiz diye bizi ceza sahamıza kitliyor. söyleyecek hiçbir şey yok.

    10 kişi kaldıktan sonra amatör takım seviyesine dönme sebebimiz için;

    (bkz: #2740916)
  • 434
    dakika 75, seri kırmızı kart görüyor. devre arasında bir değişiklik hakkı kullanılmış. bu dakikada yedeklerde martin, ömer, ahmet, şener, atalay ve yunus var.

    - 86. dakikaya kadar adem ve sofiane, steven'a yardımcı oldu. sofiane'ın pili zaten kırmızı kart civarında bitmişti ve yavaştan dili ağzında idi, üstüne merkeze yakın 9 dakika daha oynadı. neden?
    - bu dakikada rakip stoperlerini tedirgin eden nispeten zinde diagne çıkıyor ve selçuk giriyor. sofiane forvete geçiyor, adam öldü artık.
    - ölü bir sofiane rakibin stoperlerini tedirgin etmiyor, selçuk da casper olduğu için adeta sahada 8 kişiyle oynuyoruz.

    bu süreç neden böyle işledi? neden yani? bu berbat sürece o kadar çok alternatif var ki ondan daha iyi, resmen en kötüsünü yaptı hoca. keşke basın toplantısında sorsaydı biri bunu hocaya.
  • 435
    60 dk kale önüne otobüs çeken konya' ya gol atıyorsun, avantajı yakalıyorsun, e konya' da bu saatten sonra mecbur saldıracak puan almak için. oyna oyununu at 2' yi sonra top çevir. ama ne hikmetse teknik ekibin gözüne perde iniyor, takımın geri yaslanmasına kimse müdahale etmiyor. orta sahada saçma sapan bir baskıda yenilen basit bir kırmızı kart, üzerine geriye yaslanmanın bokunu çıkarma, bunun üzerine selçuk' u alarak takımı 9 kişi bırakma. eleştirince de fatih terim düşmanlığı. ne yapalım yahu siz söyleyin, sabah işe giderken bakkal necip' e uğrayıp bu puan kaybı sana mı yazar diyelim ?

    bordeux hazırlık maçını hatırlayın. 3-0 ' dan sonra düşen takıma 65 ' ten sonra mustafa kapı, metehan, linnes, erencan, ali yavuz girmişti ve bir ara bordeux neredeyse 10 dk sahasından çıkamamıştı presten. elinde böyle dinamik, rakibe baskı yaparak takımı rahatlatacak oyuncular varken futbolculuk mesleğiyle birbirlerini feshetmiş selçuk' tan medet ummak nedir ? sonra diyorlar gençler neden sözleşme uzatmak istemiyor ? siz bu gençlerin yerinde olsanız sözleşmenizi uzatır mısınız ?
  • 437
    yine anlamlandıramadığım değişikliklere kurban gitmiş maç. onun dışında fena değildik, tabi konya da oynamamıza izin verdi zira golü yedikten sonra ileride baskı yaptılar ve yine eski kötü oyunumuza döndük.

    ancak diagne rakip savunmayla boğuşurken onu çıkarıp yerine yürümeye hali kalmayan feghouli'yi (çok güzel oynadı bu arada) ileri atmak rakibe tüm oyun üstünlüğünü verdi.
    bunun yanında linnes gibi dinamik ve her ne kadar beğenmesem de elimizdeki tek stoper opsiyonu ahmet varken selçuk'u oyuna almamız bizi bir kişi daha eksik oynattı. zira selçuk ne pres yaptı, ne de topu bizde tuttu.

    belki de donk stoperde beklenenden iyi performans verdi bu yüzden hoca bozmak istemedi ancak bence bu çok yanıltıcı çünkü konyaspor oyunu o kadar geride kabul etti ki donk'un stoperdeki defoları açığa çıkmadı, tam tersine çok etkili gözüktü. yine de yenilen golde kendisinin bir suçu yok, mariano bölgesini terkedip ceza sahamızın önündeki rakip oyuncuya baskı yapıyor, bu tamamen n'zonzi ve selçuk'un göreviydi ki zaten beraber hareketleniyorlar, mariano'dan boşalan alanda da topun donk'tan sekmesiyle konyasporlu oyuncu golu buluyor.

    özet olaraak n'zonzi dışında maçta ışık veren bir olay yoktu. bu puan kayıpları umarım ileride canımızı sıkmaz, çünkü rakiplerimizi de farketmeden havaya sokuyoruz böyle oynayarak.
  • 438
    maçın en kötüsü taraftardı. bir 10 dk hariç mıy mıy tiyatro izlemeye gelmişler sanki, malesef bir göt kalkıklığı görüyorum taraftarlarımızda, sen 90 dk takımını destekleyecek enerji ve sinerjiyi yaratamıyorsan kusura bakma puan kaybının 1. sorumlusu sen olursun.
    yahu diagne'yi ıslıklamak nedir ya takım önde morale ihtiyacı var, sen çıkan oyuncuyu ıslıklıyorsun, ıslıklayan mahluklara soruyorum ne kazandınız?

    maç için söyleyeceklerim ise takımda yeni parçalar var uyum süreci olması normal, herşeye rağmen kazanacak kadar top oynadık ancak futbol şansı yanımızda değildi, umarım bir sonraki kayseri maçında 3 puanı alırız.
  • 439
    maça dair bir yorum yapmak gerekir ise gayet güzel oynadığımızı düşünüyorum. özellikle gole kadar geçen 60 dakikalık süreçte rakip alanda kurduğumuz baskı inanılmazdı. konyaspor klasik bir aykut kocaman takımı oyunu oynadı. 90 dakika defansif, kontra atak futbolu izledik. galatasarayise doğal olarak bu futbola karşılık verebilmek için hücum pres yapan, sürekli pas yapan bir futbol oynadı. bunu istatistiklerden de anlayabiliriz;

    maçın ilk yarısındaki istatistikler;

    topla oynama: %75-%25
    isabetli pas: 289-72
    toplam şut: 10-7
    isabetli şut: 2-1

    45 dakikada 289 pas yukarıda yazmış olduğum yorumu doğruluyor. takımda ilk yarı itibariyle (benim gördüğüm kadarıyla) mbaye diagne'den başka sırıtan bir futbolcumuz yoktu ki diagne'de bugün hücum pres yapan, alan açan bir pivot santrfor oyununu başarıyla oynadı.

    maçın 60. dakikasında adem büyük'ün açtığı arayı iyi kullanan ryan babel, gayet şık bir şekilde pozisyonu gol ile tamamladı.

    işte bu golden sonraki süreci ayrı değerlendirmemiz gerekiyor. golden sonra skor üstünlüğünü ele geçiren galatasaray, jean michael seri'nin gördüğü kırmızı kartla daha defansif bir yapıya büründü. bu benim gözlemlerime göre takımımızın birinci hatasıydı. nedenlerini yazımın en sonunda açıklayacağım.

    galatasaray'ın 10 kişi kalması sonucu konyaspor defansif, kontra atak futbolundan daha dengeli bir yapıya geçti, daha fazla hücum şansı buldu. bu hücum şanslarını engelleyebilmemiz için teknik direktörümüz fatih terim, kırmızı kart gören seri'nin bölgesinde oynayacak olan selçuk inan'ı aldı. bu da ikinci hatamız oldu. devamını biliyorsunuz zaten. maç sonu istatistiklerine de bu yansıdı.

    maç sonu istatistikleri;

    topla oynama: %60-%40
    isabetli pas: 485-301
    toplam şut: 18-17
    isabetli şut: 6-5

    bahsettiklerimin neden hata olduğunu şu şekilde düşünebiliriz. belki benden farklı düşünenler olacaktır, yanlış düşündüğümü söyleyecekler olacaktır, ama ben kendi fikirlerimi paylaşmak istiyorum.

    as stoperimizin cezasından dolayı takımda olmadığı, defansif ortasaha oyuncumuzu stoper oynattığımız bir düzende defansif bir futbol anlayışına ani geçiş yapmak takımın temposunu bozdu. görülen kırmızı kart sonrası özellikle donk stoper bölgesinden ayrılıp ileri çıktığı zamanlarda ciddi sıkıntılar yaşadık. bunun sebebi ise donk'un çapa özellikli bir dos oyuncusu olmasıdır. sistemimizde halihazırda zaten bir dos (steven n'zonzi) bulunurken donk o bölgeyi fazla şekilde yavaşlattı, bunun üzerine ikinci hatamız oalrak oyuna aldığımız selçuk inan'ın yavaşlığı da eklenince sürekli pozisyon yememiz kaçınılmaz oldu.

    emre mor - adem büyük değişikliği de şahsi düşünceme göre bir hataydı. emre mor her ne kadar yorulmuş dahi olsa, en yorgun hali bile konyaspor savunmasını zorlayacak bir futbolcumuz. kendisinin çabukluğu, ikinci yarının verdiği yorgunluk birbirini tamamlayıp konyaspor oyuncularının kart görmesine sebebiyet verebilirdi. adem büyük gerek alan açmasıyla, gerek doğru yerde doğru zamanda bulunmasıyla bugün fena değildi fakat emre mor'un çıkarılmaması gerekiyordu diye düşünüyorum.

    bir başka bahsetmem gereken konu jean michael seri. oynadığı süre boyunca ciddi pas trafiği sağladı. tek eksik tarafımız bugün younés belhanda'nın olmayışıydı. emre-seri-belhanda üçlüsü hızlı bir pas trafiği çıkarabilirdi ortaya, fakat seri bugün sadece etrafa pas dağıtabildi. taraftarımızın futbolcularımıza çamur atmayı sevdiğini biliyorum fakat bu adamın kötü oynamadığını söylemem gerekiyor.

    bugün teknik hatalar yapıldı, sezon başında bu maç bize iki puana maloldu. fakat sabırsız ve şımarık galatasaray taraftarının kulüp efsanesi fatih terim'e istifa çağrısı yapmaması gerektiğini düşünüyorum. çünkü önümüzde daha 32 hafta var ve bu takımı avrupa'da başarılara alıştıran, iki defa küllerinden doğuran kişiyi başka kişilerle karıştırmamanızı öneriyorum.
  • 444
    ilk yarı kilidi açamadık. ikinci yarı gole kadar beni heyecanlandıran bir futbol oynadık. diagne dahi oyunun içindeydi. golden sonra kronik hastalığa tutulduk.baskı yedik, top tutamadık ve 10 kişi kaldık. buna rağmen pozisyon vermediğimiz gibi babel ile fişi çekeceğimiz pozisyonu bulduk lakin yararlanamadık. son dakika şans gölüyle bir puanı verdik.

    sonuç olarak lige puan anlamında kötü başladık. maçın bitiş düdüğüyle oyuncuların yüz ifadesi net hayalkırıklığıydı. lig uzun bir maraton. bunu telafi edebilme kredimiz hayli yüksek.

    oyun olarak ise yukarı doğru yavaş yavaş ivmeleniyoruz. birkaç hafta sonra takım ritmini yakalayınca bugün konuşulan tüm olumsuzluklar unutulacaktır.

    muslera: son dakikada yenilen golde yapacağı bişey yoktu. ama ayakları hala kötü.

    mariano ve nagatomo: böyle oynadıkları sürece türkiyede sorun yaşamayız ama avrupa arenası için yetmez. bugün ikiside fena değildi özellikle nagatomo çok enerjikti.

    luyindama: hala gereksiz yere topla çıkış yapıyor ama bugün oda geri dönüş sinyalleri verdi.

    donk: stoper performansı üzmez ama topu oyuna hızlı sokmada yine problemli. marcao’nun en büyük artısı buydu.

    nzonzi: adamın performansı net 6 numara. basit ve risksiz oyunuyla o bölgede güven veriyor. ayağı iyi. ilk maçı olduğu için hucüm bölgesinde çok aktif rol almadı ama oraları karıştırabilecek özelliklere sahip. ilerleyen zamanlarda bunu daha net gösterecektir.

    seri: kötü başladı, toparladı sonra çuvalladı. seri kadar hızlı düşünübilen tek oyuncumuz soso. hareket kabiliyeti olarak olağanüstü bir hızı yok ama pas verme konusunda gerçekten top gelmeden önce nereye atacağını çok hızlı düşünüyor. ama pas hatalarına bir çözüm bulması gerekiyor. nzonzi ile iyi bir uyum yakalayacağını düşünüyorum.

    soso: geçen yılın gerisinde ama hala pozitif futbolunu devam ettiriyor. belli ki maç eksiği var. ilerleyen haftalarda ağırlığını ortaya koyacaktır.

    emre mor: çok istekli, çok gayretli ama oda hala hazır değil. pas oyununa adapte olması gerekiyor.
    ikiye birleri çok iyi yapıyor. ilerleyen haftalarda daha iyi olacaktır.

    babel: takımın en hazır futbolcusu. adam eksiltiyor, hava topu alıyor, orta kesiyor, şut çekiyor yani kısacası hücumda her aksiyonun içinde var. bu sene işimize çok yarayacak.

    diagne: top kontrolü berbat. sırtı dönük oyunda yok ama adam bir şekilde pozisyona girmesini biliyor. bugün maçın bazı bölümlerinde fena değildi. iki haftada girdiği pozisyonları atabilseydi bugün 6 puanımız vardı. ama hala bizim golcümüz olacak bir futbolcu değil.

    adem: aklımda soru işareti bırakan tek futbolcu. saç baş yoldurtan bir oyunda oynayabilir. maçı kazandıracak oyunda oynayabilir.
  • 445
    özellikle ikinci yarıya iyi başlamıştık sonrasında golü de bulduk ama seri'nin yaptığı hata takımdaki dengeleri tamamen bozdu çok fazla geriye çekilmeye başladık, topu ayağımızda tutmamaya başladık, babel ile bir fırsatta bulduk ama serkan iyi kurtardı. top tutsun diye oyuna alınan selçuk'ta çok fazla topu tutamadı. konyaspor'da aslında yediğimiz gole kadar da hiç etkili atak geliştiremediler.
    bu arada diagne'de maç boyunca kötü oynadığı söylenemez, açtığımız ortaların bir çoğu isabetsizdi.
    takımın bu maçtaki artısı n'zonzi oldu bence.
  • 446
    ben demiştim sözlük. çoğu kişi ofsayt verebilir, helali hoş olsun, problem yok. bazı şeyleri konuşmamız gerek.

    son 2 senenin şampiyonusun. rakiplerin kötü. bir tanesi geçen sene ezilmiş. bu sene 2 de 2 yapmış, motivasyon arıyor. en rahat şampiyon olman gereken sene bu sene. geçen 2 sene de iyi top oynayarak şampiyon olmadın. bu sene hazırlık maçların da döküldün ve hala bir ilerleme yok. sen son 2 senenin şampiyonu ve ligin en büyüğüysen veya büyük bir takımsan konyaspor gibi rezalet bir takıma karşı ne olursa olsun kapanmayacaksın ve son atakta o rezalet golü yemeyeceksin. her sene böyle aptalca bir gol yeriz ama bunun kadar ağırı olmamıştı. maçın berabere biteceği o kadar belliydi ki. ama önce salakça duran toptan yeriz bir şekilde kaos ile atarız diyordum. bu kadarını hayal edemedim. soğudum, dondum, kırıldım. normal bir şekilde berabere bitse problem yok. güzel kaos olurdu. 2 senenin verdiği şımarıklık var.

    anlaşıldı ki 3 sene üst üste şampiyon olunmayacak artık bu lig de. daha devreye tff, mhk vs girmedi. çok kolay 2 maç ve 1 puandasın. yazıklar olsun.

    yönetimin transfer politikası takımın kötü olmamasını kesinlikle etkilemiştir. salak gibi baştan aşağıya herkes falcao bekliyor. bunu bir türlü ne yönetim ne hoca ayarlayamadı. ama bundan daha kötüsü, ligin gelmiş geçmiş en iyi hocası ve galatasaray'ı büyük bir takım yapan fatih hocanın formsuzluğu. 2 sene geçti hocam. artık bir sistem bir mentalite oturt bu takıma. modern anlayışın karşısındayım ben ama yıl 2000/10 değil artık. kaos işlemiyor. geçen sezon ucl rezaleti yetmedi mi? nasıl bu takım bu hale düşürülür bilmiyorum. hiç ümidim yok.

    yönetim ve fatih hocadan daha kötüsü tabi ki topçular. milyon euroları kazan. yok nem, yok hazırlık kampı, yok rakip tamamen yatıyor. eyvallah da bu engelleri aşman için veriliyor o paralar sana. haram zıkkım olsun bugün ki paralar o halde.

    bugün yenilen gol büyük takımın yiyeceği bir gol değil. geçen sene rezalet fenerin yediği gollerin aynısı ve daha kötüsü. hiç iyi bir haber değil. allah yar ve yardımcımız olsun.
  • 447
    tek sorun çok kapanmamızdaydı. daha önce böyle şampiyonluklar bile geldi ama hep bir riski var. al işte adamın ayağın çarpıp gide gide önünde kaldı. dünkü maçta da visca neler kaçırıp maçı verdi. böyle şeyler futbolda oluyor ama davetiye çıkaran da bunları yaşayanlar.

    ileri top taşıyacak bir linnes hamlesi gelebilirdi. emre 11 oynamasa emre hamlesi gelebilirdi. 4 -4- 2 ye dönünce ne güzel olmuştu. bence bu takım 4-4-2 oynamalı.

    at sola belhanda'yı, forvete de babel - diagne koy. bir denemek lazım. bu arada diagne'nin performansı ve falcao olayı daha çok su kaldırır.
  • 448
    25 ağustos tottenham newcastle united maçını iyi ki izlemişim diyorum. izleyen arkadaşlar da hak verecektir. tottenham 1-0 yenikken maçı tek kaleye çevirdi ama bir türlü newcastle united savunmasını aşamadı. sağdan moussa sissoko ortaladı, soldan danny rose ortaladı, ortadan eriksen, lo celso, son ile gelmeye çalıştılar ama bir türlü o katı savunmayı aşamadılar. aşamadıkları savunma da küme düşme adaylarının başında gelen, ilk 2 haftada 0 puan almış newcastle united. bizim maç da bu maçın bir benzeri oldu biz tottenham gibi konyaspor newcastle united gibi oynadı. tek fark her ne kadar koruyamasak da aradığımız golü bulmuş olmamız. nzonzi'nin, luyindama'nın, feghouli'nin iyi; seri'nin, mariano'nun kötü diğer oyuncuların ise ortalama performans ile oynadıklarını düşünüyorum. kenardan gelen adem büyük iyi katkı verdi. selçuk inan'ın oyuna girmesi yerine ahmet çalık'ın oyuna girip donk'un ön libero pozisyonuna geçip nzonzi'nin de donk'un önünde oynaması gerektiği düşüncesine hakimim. yediğimiz golde ryan babel korner direğinin oralarda topu eğer uzaklaştırsaydı o şanssız golü de yemeyecektik ama yapacak bir şey yok attığımız golde de rakip savunmaya çarpması sayesinde gol oldu. al-sat dengesinde eksideyiz ve 1 forvet 1 yedek, kaliteli orta saha* ihtiyacımız çok elzem nasıl çıkacağız işin içinden hiç bilmiyorum hocaya ve yönetime allah kolaylık versin. şimdi yapmamız gereken; transferi, ilk 2 haftayı bir kenara bırakıp 30 ağustos 2019 kayserispor galatasaray maçını mutlaka ama mutlaka "10 kişi kalmadan" kazanmaktır. artık ayaklarımız yere bassın çünkü rakiplerimiz bizden daha aç, daha istekli durumda.
  • 450
    maçın skorunu hala atlatamadım. hala, bu takım gol attıktan sonra neden geri çekildiyi ve seri'nin neden hasta gibi oynadığını düşünüyorum. hoca neden oyuncu değişikliklerinde ürkek davranıyor?
    diagne neden bu kadar geriye gitti? muslera neden
    1-0'dan sonra zaman geçirmeye oynamaya başladı? ve en önemlisi hoca neden ilk haftalarda formsuz görüntü çiziyor? bu sorular aklımdan çıkmıyor. kötüyüm sözlük kötüyüm. dün gece az bir şey uyumuş birisi olarak bu gece gözüme uyku girmiyor. umarım galatasaray'ımız için hayırlı bir beraberlik olmuştur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın