• 134
    geçen hafta oynanan denizli maçının skorunun yanı sıra sahada olmayan futbol, selçuk denen şahsın 90 dakika sahada kalması, haftalardır bitmeyen bir falcao transferi taratafrın enerjisini ve moralini bir hayli skib bıraktı diyebiliriz.

    hal böyle iken evimizde oynayacağımz konya maçında yeniden sahaya yıllar önce emekli olmuş selçuk denen kişi ile başlarsa sayın terim emin olun bütün sezon boyunca taraftarın enerjisine sirayet edecektir. zira artık ben bu şahsın bırakın kadroda olmasını 18 de hatta floryada olmasına bile katlanamıyorum. ister günah keçisi deyin, ister başka bir şey deyin umurumda değil. o kadar genç futbolcu dururken bu şahsın oynaması resmen saçmalıktır, verdiği performans ortadadır, buna rağmen ısrar edilir ise anlayın ki bu sezon bize zehir olacaktır ve birilerinin egosuna kurban gideceğiz demektir.

    maça gelecek olursak eğer hiç bir mazeret kabul etmeksizin kazanmamız gerekmekte. ama sadece kazanmak değil artık sahada futbol görmeliyiz, iki sağ beki kesip mesajmı veriyoruz yoksa ihtarmı çekiyoruz bilmem ama bir şeyler yapmamız lazım yoksa var olan performansları ile sezon bitmez.

    şayet selçuk denen emekli futbolcu ilk 11 çıkar ise tribündeki herkesin enerjisini alır götürür, en ufak pas kayıplarında taraftar çığırından çıkar ve ilk maçta tribünler kaosa sürüklenir.
  • 439
    60 dk kale önüne otobüs çeken konya' ya gol atıyorsun, avantajı yakalıyorsun, e konya' da bu saatten sonra mecbur saldıracak puan almak için. oyna oyununu at 2' yi sonra top çevir. ama ne hikmetse teknik ekibin gözüne perde iniyor, takımın geri yaslanmasına kimse müdahale etmiyor. orta sahada saçma sapan bir baskıda yenilen basit bir kırmızı kart, üzerine geriye yaslanmanın bokunu çıkarma, bunun üzerine selçuk' u alarak takımı 9 kişi bırakma. eleştirince de fatih terim düşmanlığı. ne yapalım yahu siz söyleyin, sabah işe giderken bakkal necip' e uğrayıp bu puan kaybı sana mı yazar diyelim ?

    bordeux hazırlık maçını hatırlayın. 3-0 ' dan sonra düşen takıma 65 ' ten sonra mustafa kapı, metehan, linnes, erencan, ali yavuz girmişti ve bir ara bordeux neredeyse 10 dk sahasından çıkamamıştı presten. elinde böyle dinamik, rakibe baskı yaparak takımı rahatlatacak oyuncular varken futbolculuk mesleğiyle birbirlerini feshetmiş selçuk' tan medet ummak nedir ? sonra diyorlar gençler neden sözleşme uzatmak istemiyor ? siz bu gençlerin yerinde olsanız sözleşmenizi uzatır mısınız ?
  • 473
    "sana maç kaybettiren oyunculardır. sana maçı kazandıran oyunculardır-
    teoriler değil. taktikler değil. şans değil. batıl inanç değil. tanrı değil. oyuncular-
    kadroyu sen seçersin ama oynayan onlardır. kazanan onlardır, kaybeden onlardır ya da berabere kalan onlardır-
    sen değil. menajer değil. onlar. oyuncular- "

    galatasaray, denizlispor mağlubiyetinden sonra geçen pazar yeni sezonun evindeki ilk maçında son saniye golü ile konyaspor'la puanla paylaşınca, "sosyal medya taraftarı" da birden karaları bağladı, yelkenleri suya indirdi, ağzındaki baklayı çıkardı. iki sezon arka arkaya şampiyon olmuş kadronun beceriksizliğinden tutun da bırakın imparatorluğu, "ilah" mertebesine konulmuş fatih terim'in futbol bilmezliğine kadar "klavyesi olan konuşmaya" başladı...yukarıdaki satırların sahibi brian clough'un da lanet takım (the damned united) ta dediği gibi "başarısız olmanı isteyen adamlar. kaybetmeni isteyen adamlar. ölmeni isteyen adamlar. fred wallace gibi adamlar var; tribünlerde, yedek kulübesinin arkasında, soyunma odasının dışında, koridorlarda, toplantı odalarında ve barlarda dikilen ve kaybetmeni isteyen adamlar..." evet, taraftar kisvesi altında, sarı-kırmızı forma içinde "sevdiğinin?!" kaybetmesini isteyen adamalar birden çıkıverdi ortaya... oysa çok değil, şimdi hocalığını tartıştıkları fatih terim'in daha iki ay evvel "sekiz de kapanır on sekiz de kapanır" sözünü ağızlarından düşürmeyen adamlar...

    ilk dakikalarda konyaspor'un peşi sıra attığı üç korner dışında muslera'nın kalede olup olmadığını göremediğimiz şekilde rakibi kendi yarı sahasına hapseden galatasaray, "tam takım" savunma yapan konyaspor karşısında gol bulmak için elinden geleni yaptı. belhanda'nın sakatlığında oyun kurma rolü feghouli'ye verilmiş ve kanada da emre mor görevlendirilmişti. feghouli-emre-mariano üçlüsü ile rakibin sol tarafından gelmeye çalışan galatasaray, feghouli'nin pasında diagne ile de pozisyon buldu ama kaleci serkan şanslıydı. dakikalar ilerleyip sağ kanattan aranan gol gelmeyince, galatasaray topu nagatomo'ya yollayarak sol kanatta gelmeye çalıştı ama ali sami yen'e beraberliğe gelmiş aykut kocaman'ın takımını açamadı. devre biterken de ortadan delmeye çalıştı rakibini ev sahibi oyuncular, özellikle 41. dakikada seri-yuto-feghouli paslaşmalarından üretilen tehlikeli atakta cezayirli oyuncu son vuruşu iyi yapamadı ve ilk yarı golsüz bitmek durumunda kaldı.

    ikinci kırk beş dakikaya emre mor'un yerine adem büyük değişikliği ile başladı galatasaray. maç öncesi röportajında emre'ye kendini göstermesi adına bir şans verdiğini belirtmişti fatih terim ama görüldü ki emre henüz kondisyon olarak 90 dakika çıkaracak güçte değil ve ilk devre yerine ikinci yarılarda yorulmuş rakip üzerinde daha etkili olabilir. maçta görülen bir başka sıkıntı ise feghouli'nin de kanatta oynamaya alışık olması sebebiyle sağ tarafta taç çizgisi kenarında emre ve feghouli bir çok kez birbirlerinin pozisyonunu bozdular, kendi kendilerine alan daralttılar. adem'in oyuna girmesiyle feghouli de rahatladı ve mariano ile birlikte daha rahat hareket edebildiler. bu arada adem büyük demişken, ligi bilen, türk hakemlerini tanıyan adem bu sezon galatasaray'a oldukça faydalı olacaktır.

    ikinci yarının başlamasıyla birlikte rakibe nefes aldırmayan galatasaray, sağlı sollu ataklarda adem'le, babel'le, diagne ile tabelayı değiştirecek pozisyonlar da buldu ama aranan gol ancak babel'in imzası olan ve beşiktaş formasıyla sıkça gördüğümüz ceza sahası dışından topla buluşup, bir hamle ile rakibi geçip sağ ayağı ile köşeye yolladığı "füze" ile geldi.
    öne geçen galatasaray ikinci golü ararken feghouli'nin orta sahada seri'ye attığı gereksiz ve orantısız pasta seri'nin rakibine yaptığı hareketle geçen haftadan sonra bu hafta da 10 kişi kalıyordu. denizli'de belhanda orta sahada gereksiz bir pas hatası yapmış ve dönüşünde marcao ikinci sarı karttan oyundan atılmıştı. "topun kıymetini bilmek" diye bir tabir var ya, o kadar anlamlı ki, futbol ciddiyetsizliğe hiç gelmiyor...

    seri'nin pozisyonuna önce sarı kart gösteren mete kalkavan, var'dan görüntüleri izleyip kararını düzeltti ve fil dişili oyuncu kariyerindeki ilk kırmızı kartı görmüş oldu. karar doğruydu, itirazımız yok ama lig daha yeni başlıyor ve bundan sonra başta mete kalkavan olmak üzere maç yöneten hakemlerin bu tür pozisyonlarda çıkaracakları kartları dikkatle izleyeceğim, bakalım bir standart olacak mı yoksa forma rengine göre mi karar verilecek. bunu niye mi yazıyorum, aynı hakem geçen sene oynanan ankaragücü-fenerbahçe maçında dirar'ın rakibinin ayağına bastığı pozisyonda sadece sarı kartla yetinmişti, üstelik var'da uygulanıyordu o sezon. mete kalkavan'ın beşiktaş-trabzonspor maçında quaresma'nın yusuf'un ayağını kırarcasına yaptığı hamleye sarı kart vermesini de unutmadık da, o günlerde var yoktu bahanesine sığınılabilir.

    kırmızı karta kadar rakibi boğan sarı-kırmızı formalı aynı oyuncular, birden savunmaya çekilip, 1-0a yatmaya çalıştılar. mehmet demirkol buna "lejyoner sendromu" adını verdi maç sonu yorumunda. "galatasaray formasının büyüklüğünü ve iç sahada oynamanın daha farkına varamayan oyuncular rakibin sayısal üstünlüğünden dolayı geri çekildiler" diyordu demirkol maçı yorumlarken. evet, doğru olabilir ama takımda çok yeni oyuncu yoktu, geçen sene şampiyon olmuş topçular çoğunluktaydı o dakikalarda. demirkol'a kısmen katılmakla birlikte, sezon başı olması, havanın oldukça sıcak ve nemli olması ve topçuların da fizik-kondisyon olarak daha lige tam manasıyla hazır olmamaları nedeniyle sarı-kırmızılı topçular "gayri ihtiyarı" savunmaya çekildiler. iyi de savundular kalelerini, pozisyon da vermediler konyaspor'a da, son saniyede bilardo topu misali oradan oraya giden top jonsson'un önünde kaldı ve o da başarılı bir plase ile muslera'yı mağlup etti.

    "sana maç kaybettiren oyunculardır. sana maçı kazandıran oyunculardır-" der ya clough, son saniye golü olmasa alkışlanacak olan da bu oyunculardı, o talihsiz gol sonrası puanları kaybeden de bu oyuncular oldu. belki de sezon sonu "üst sene üst üste şampiyon olduk" tezahüratları yaptıracak oyuncular da bunlar. t-shirt değil ki bunu beğenmedim, yenisini alalım diyelim, ya da yemek değil ki "berbat ben bunu yemem menüde başka ne var" diye soralım... formaya ihanet etmedikçe, bir taraftar olarak sonuna kadar topçuya sahip çıkarsak başarı gelir. şu an takımın golcüsü diagne'dir ve onu ıslıklamak galatasaray'a zarar verir, bereket maç sonu çıkarken başta ultraslan olmak üzere stadın büyük çoğunluğu kendisini alkışladı. gol atamadı tamam ama fena da oynamadı, üstelik yaz boyunca istenmeyen adam yaftası yemiş, her platformda kendisine küfürler edilmişken...

    maçta dikkatler diagne'nin gol atıp atamayacağı kadar, yeni transfer steven nzonzi'nin de üzerindeydi. fernando'nun takımdan ayrılmasından sonra onun boşluğu seri ve donk ile doldurulmaya çalışılmış ama istenilen verim alınmamıştı. fransız oyuncu takımla ilk maçına çıkmasına rağmen oldukça başarılıydı, hatta babel'in golünde de attığı pasla istatistik hanesine "asist" de yazdırmış oldu. oynadığı mevki itibarı ile fizik gücü ve oyun zekası üst düzey olursa başarılı olabilirdi nzonzi ve siftah için geçer not almış oldu.

    selçuk'la da bitirelim. denizlispor maçındaki performansı eleştirilecek boyuttaydı ama konyaspor karşısında kaybedilen iki puanı selçuk'a bağlamak "tanrılar kurban istiyor, o da sensin" demekle eş değer. selçuk 86. dakikada oyuna girdi ve sahada uzatmalar dahil sadece 10 dakika kaldı, o esnada ne yapması bekleniyordu, ki kendisi savunmadan ziyade oyun kurmaya yönelik bir oyuncu, takım geriye çekilmişken selçuk da aslı görevini yapmaktan uzaktı. marcao cezalı olmnyıp marcao-luyindama sahada oynuyor olsaydı, o dakikada selçuk değil de donk girebilirdi oyuna ama donk sahadaydı ve kenarda tecrübeli selçuk vardı, hoca da ona güvendi...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar:
    https://ultrasmovement.blogspot.com/...ray1-1konyaspor.html
  • 42
    son 16 maçından birini kazanmış bir takım için el ele tutuşup, yuvarlak yapıp konsantre olmamız beklenen maç. ben bu konsantre olma olayını anlamıyorum bu tarz maçlarda, bu takımı da bizim kadromuz yenemiyorsa, kapatalım gidelim kulübü. her maç 50 bin kişi zıplayıp hoplayıp maç kazandıracak heralde.
    not:unutmuştum ben de, efsane kaleci zapata hatırlattı, sağolsun, bu son 16 maçtan kazandıkları maç, alanyasporla, takımlarının oyuncularının geçirdiği dramatik kaza sonrası yapılan maçtı.
  • 123
    sanırım bugün feghouli ve belhanda olmayacak. bu durumda emre mor ve babel dışında yaratıcı hücum gücümüz olmayacak. maç golsüz berabere biterse hiç şaşırmam.

    maçın kaderini defans dörtlümüz ve nzonzi-seri ikilisinin göstereceği performans belirler. eğer top dolaşımını eveleyip gevelemeden hızlıca gerçekleştirebilirlerse takım eksikliklere rağmen iyi bir performans ortaya koyabilir.
  • 16
    sezonun ilk galibiyetini alacağımız maç olacaktır.*

    denizlispor mağlubiyeti* hepimizde moral bozukluğu yarattı. ancak henüz ligin başındayız. takıma katılacak ve form tutacak oyuncularla oyunumuzu yukarıya çekeceğimize inanıyorum. konyaspor'u ankaragücü* karşısında izledim. klasik kabız aykut kocaman futbolu oynuyorlar ve oldukça formsuz gözüktüler bana.

    fatih hocamızın cezası da bitip bu maçta saha kenarında yerini alacak. açıkçası denizli maçındaki kötü teknik heyet performansından sonra bu maçta fark yaratmasını umuyorum. selçuk'u oyunda tutup seri'yi oyundan almak gibi hataları artık görmeyiz bence. ayrıca takımı da sahaya 4-3-3 yerine 4-4-2 gibi çıkarırsa bence şampiyonluğun ilk adımlarını bu maçta duyarız.

    ne olursa olsun güzel, gollü ve moral veren bir maç olsun.

    inandık biz sizlere
    #ben23rsiz
  • 57
    -------------muslera-----------------
    mariano luyindama donk nagatomo
    --------------nzonzi------------------
    jimmy----belhanda----seri----babel
    --------------diagne------------------

    11'ini beklediğim maç. kağıt üstünde 4-1-4-1.

    hocanın gariban tokatlarken kullandığı "hücumda tersten 3-5-2" yani 2-5-3'ü oynarız geriye yaslanan konya'ya karşı.

    babel----------diagne--------------jimmy
    nagatomo seri nzonzi belhanda mariano
    ---------donk----------luyindama---------
    ----------------muslera--------------------
  • 17
    itiraf edelim iç sahadaki panathinaikos maçı gazımızı almaya yetmedi, galatasaray yetmezliğine çözüm olmadı.

    gerçek atmosfere kavuşmaya 5 gün kaldı. vahşi bir atmosfer ve oyun bekliyorum. kötü sezon başlangıcını affettirmek isteyecek futbolcular ve cezası biten imparator ile tribüne susamış taraftar birleşince rakip için korkunç bir ortam oluşacaktır.

    (bkz: hedef 23)
    (bkz: konsantrasyon)
  • 427
    şansın bizden yana olmadığı maç. maç esnasında biraz şans da olacak top çarpıp önümüze düşecek dedim. ilk göl rakibe çarpıp oldu adamların attığı golde top bize çarpıp önlerine düştü. yoksa pozisyona bile girememişlerdi. ikinci yarının başındaki oyun güzel. hemen karalar bağlayıp hocaya saydırmaya gerek yok. iki maçtır amatörce kart görüyoruz. konya’ nın gölünden önce durmaz’ a yapılan net faulü çalmadı hakem. bu takım şampiyonalar liginin ilk maçındaki kadar bomba gibi olacak, bundan eminim.
  • 18
    sezonun ilk resmi iç saha maçı ile takımımız taraftarımızı selamlayacak. geçen hafta alınan denizli mağlubiyeti* moralleri bozmuş olabilir. ancak bu maç yeni bir savaş.

    geçen hafta yaşanan kötü oyun, kötü tercihler ve kötü skor geride kalmalı. bu maç ile lig bizim için başlıyor. sahada daha hazır ve eksiklerinin bir kısmı giderilmiş bir maç göreceğiz son maça göre. orta sahada nzonzi'nin varlığının bir çok şeyi değiştireceğine inanıyorum.

    fatih hocamızdan tek beklentim geçen sezondan bu yana denediğimiz ve sadece ligin çok kısa dönemlerinde yararlı olan 4-3-3 yerine 4-4-2 dizilimini tercih etmesidir. bu şeklilde daha etkili bir takım olacağımıza inanıyorum. konyaspor gibi kabız futbol oynayan takıma karşı bu dizilim ilaç olabilir ve devamında belki de ligi domine etmemizi sağlayabilir.

    sezonun ilk iç saha maçı olması sebebiyle takımızın bizi selamlaması gibi bizim de takımı kucaklayacağımız maç olacaktır. tribünlerde en az 40-45 bin kişi olmalıyız. yine takımımızla hücuma çıkıp takımımızla savunma yapacak ortamı yaratmalıyız.

    unutulmasın hiç kimse bize 23. şampiyonluğumuzu altın tepside sunmayacak. bunun için mücadele etmemiz ve savaşmamız gerekiyor. lig belli, ortam belli, bu ligi yönetenler belli. bir an olsun hırsızmızı ve konsantrasyonumuzu kaybetmeden ciddiyetle mücadele etmeliyiz.

    bu maç ligin ilk 3 puanı olacak.

    inandık biz sizlere
    #ben23rsiz
  • 450
    ben demiştim sözlük. çoğu kişi ofsayt verebilir, helali hoş olsun, problem yok. bazı şeyleri konuşmamız gerek.

    son 2 senenin şampiyonusun. rakiplerin kötü. bir tanesi geçen sene ezilmiş. bu sene 2 de 2 yapmış, motivasyon arıyor. en rahat şampiyon olman gereken sene bu sene. geçen 2 sene de iyi top oynayarak şampiyon olmadın. bu sene hazırlık maçların da döküldün ve hala bir ilerleme yok. sen son 2 senenin şampiyonu ve ligin en büyüğüysen veya büyük bir takımsan konyaspor gibi rezalet bir takıma karşı ne olursa olsun kapanmayacaksın ve son atakta o rezalet golü yemeyeceksin. her sene böyle aptalca bir gol yeriz ama bunun kadar ağırı olmamıştı. maçın berabere biteceği o kadar belliydi ki. ama önce salakça duran toptan yeriz bir şekilde kaos ile atarız diyordum. bu kadarını hayal edemedim. soğudum, dondum, kırıldım. normal bir şekilde berabere bitse problem yok. güzel kaos olurdu. 2 senenin verdiği şımarıklık var.

    anlaşıldı ki 3 sene üst üste şampiyon olunmayacak artık bu lig de. daha devreye tff, mhk vs girmedi. çok kolay 2 maç ve 1 puandasın. yazıklar olsun.

    yönetimin transfer politikası takımın kötü olmamasını kesinlikle etkilemiştir. salak gibi baştan aşağıya herkes falcao bekliyor. bunu bir türlü ne yönetim ne hoca ayarlayamadı. ama bundan daha kötüsü, ligin gelmiş geçmiş en iyi hocası ve galatasaray'ı büyük bir takım yapan fatih hocanın formsuzluğu. 2 sene geçti hocam. artık bir sistem bir mentalite oturt bu takıma. modern anlayışın karşısındayım ben ama yıl 2000/10 değil artık. kaos işlemiyor. geçen sezon ucl rezaleti yetmedi mi? nasıl bu takım bu hale düşürülür bilmiyorum. hiç ümidim yok.

    yönetim ve fatih hocadan daha kötüsü tabi ki topçular. milyon euroları kazan. yok nem, yok hazırlık kampı, yok rakip tamamen yatıyor. eyvallah da bu engelleri aşman için veriliyor o paralar sana. haram zıkkım olsun bugün ki paralar o halde.

    bugün yenilen gol büyük takımın yiyeceği bir gol değil. geçen sene rezalet fenerin yediği gollerin aynısı ve daha kötüsü. hiç iyi bir haber değil. allah yar ve yardımcımız olsun.
App Store'dan indirin Google Play'den alın