• 801
    objektif bir yabanci gozle yapilmis bir mac analizini asagida paylasiyorum. takmin pres planina ve bayern'i caresiz birakisina dair guzel aciklamalar mevcut. takimin bitiricilik sorunu ve 60'tan sonraki dususune de deginilmis. ayrica kerem ile ilgili kesidi cevirip paylasmak istedim cunku oyun planinda ve firsat yaratmada aldigi onemli rolu guzel ozetliyor.

    --- alıntı ---
    ancak galatasaray'ın hücum hareketlerinde kilit isim kerem aktürkoğlu'ydu. önceki sezonlarda geleneksel olarak kanat oyuncusu olarak görev yapan aktürkoğlu, bu sezon takımın yapısında daha merkezi bir rol üstleniyor. zekası ve çevikliği onu galatasaray'ın hücum manevralarında önemli bir oyuncu haline getirdi. sahanın hem sol hem de sağ tarafında hareket ederek olağanüstü çok yönlülük sergiledi ve hazırlık aşamalarında kanat oyuncularına ve beklere önemli destek sağladı.

    aktürkoğlu'nun etkisi dağıtım yeteneklerinin ötesine geçti. topu kanat oyuncularına bıraktıktan sonra ceza sahasına doğru zamanlamalı koşulara çıktı ve kendisini olası fırsatlardan yararlanacak şekilde konumlandırdı. bu dinamik hareket ve öngörü onu hücum üçlüsünde müthiş bir güç haline getirdi.
    --- alıntı ---

    devami burada:

    https://totalfootballanalysis.com/...cal-analysis-tactics
  • 802
    okan buruk içinde tecrübe olan maç, üzerinde fazla baskı hissetmeden kendisine güvenildiğini unutmaması lazım.

    bu tarz maçlar daha fazla doğru karar, daha az hata istiyor. her şeye rağmen ilk yarı ise futbol şansı bayern’den yanaydı.

    3 puan talep etmek rasyonel değil ama almanyadaki maçta sonuçtan ziyade takımın direncini merak ediyorum, bizim için ciddi bir test olacak önümüzdeki süreçler için.

    çünkü bu takımın kendisinden kötü veya kendisine yakın takımlara karşı vasat oynadığı maçlarda bile sonuca gittiğini izledik. iyi takımlara karşı sezonda 4-5 maç karşılaştığımız için vereceğimiz reaksiyon merak uyandırıyor.
  • 803
    "kaybetmek varsa ne çıkar aşkta yer yok hiç korkuya" diyordu oya ve bora arka fonda spotifyda dinlediğim şarkıda... onları dinlerken de iki gün sonra galatasaray'ın bayern münih'i ezip ezip, kaybettiği maça dair bir kaç satır karalamak istedim bloga...

    kuralar çekildiğinde grubun favorisi almanlardı, bilmem kaç sezon gruplarda maç kaybetmemişlerdi, oyuncularının değeri milyar eurolara yaklaşıyordu, birinci belliydi de yarış ikincilik için olacaktı falan filan... istatistikler çok şeyi söylerdi ama hayat istatistikten ibaret değildi, haliyle futbol da hayata fena halde benzeyince, maçın sonucunu önceden tayin etmek olmazdı...

    "cesurlar bir gün, korkaklar her gün ölür" diyordu ya fatih terim, öğrencisi okan buruk da "baskın basanındır" demiş topçularına, presle başlatmıştı takımını maça. kapansa nasılsa bir yolunu bulup almanlar golü atacaktı, en azından savaşarak, onlara yara vererek "kaybetmek" en onurlu olanıydı... tuchel'in beklemediği bir oyundu, savunmadan pasla çıkmayı tembihlemişti topçulara da her boşluğu galatasaraylılar kapayınca, ulreich'in uzaklaştırdığı toplar "duvara çarpar" gibi yine kendi yarı sahasına geliyordu. öyle konsantre, öyle arzuluydu ki sarı-kırmızılılar, bireysel hatalarla erken dakikada yedikleri golden sonra bile "eyvah" demeyip, rakip kaleye gittiler, dakikasında cevap vereyazdılar, pozisyon üstüne pozisyon buldular ki ilk devre ulreich'in kalesine 16 şut gibi bir rekora imza attılar da top sadece bir kez filelerle kucaklaştı... yine sahneye ıcardi çıktı, yine kimsenin beklemediğini yaptı, iki hafta önce manchester'da penaltı kaçırmışken, burada jeneriklik "panenka" attı...

    rakip kale etrafında topla oynamaya alışık olan almanlar, üç kez muslera'nın 10 metre yanına yanaşabilmışken, galatasaray onlara "empati" yapmayı da öğretiyordu aslında bir bakıma. lakin bir fark vardı, "panzerler" karşısındaki engelleri yıkmadan bırakmazlar, bayern de barcelona'ymış, psg'ymiş, realmiş yakaladığı zaman sürüsüyle gol atar ama "aslan" kendi evinde rakibini parçaladı, ısırdı, boğdu da öldürmeden bıraktı ilk 45 dakikada...

    ikinci yarı da öne geçmek için saldırdı galatasaray, mertens'in gününde olmayan tete'nin yerine oyuna dahil olmasıyla "gücüne güç" kattı ama arzulanan gol bir türlü gelmez, "aslan" avıyla oynaşmaktan yorulurken, bayern sinsice orta sahayı ele geçiriyor ve maç boyu sahada olduğu tartışılan kane ile de ikinci golü buluyordu. sonrası da zaten efsanevi bir 70 dakikalık oyun ve hafızalardan silmek isteyeceğimiz bir 20 dakika...

    kane'in takımını öne geçiren golü sadece sahadaki galatasaraylıları yıkmadı, maçtan dakikalar öncesinde yaptıkları tezahüratlar ile alman misafirlere geçici sağırlık hissi yaşatan galatasaray tribününü de susturdu. o dakikadan sonra deplasman tribününde taraftar olduğunu fark ettik. oysa ki, erken gelen golde nasıl susmadıysalar, burda da tezahuratın en coskulusunu yapsalar, yorgun bitkin gözüken galatasaraylı topçular kopenhag maçında olduğu gibi geriden gelip, o maçı çevirirlerdi...

    olmadı, kısmet böyleymiş, galatasaray zaferlerle dolu mazisine bir şaşalı galibiyet daha ekleyecekti ama sonu "skorseverler" için mağlubiyet olsa da galatasaray'la "nefes alan" bizler için unutulmaz ve onur duyacağımız, "iyi ki galatasaraylıyım" dedirten bir maç oldu...

    teşekkürler aslanlar...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar:
    https://ultrasmovement.blogspot.com/...1-3bayern-munih.html
  • 804
    kerem‘in karsi karsiya kalip yapamadigi pozisyonu kerem yine mili maçta livakovic'e karşı yapamamıştı. fener maçında ve united maçında da benzer pozisyona girme olasılığı yüksek olduğu için daha önce yapabilmiş birinden eğitim almalı acilen geliştirmeli burdaki yeteneğini. hırvatistan maçında barış alper benzer vuruşu yapabildi, okan hoca da yapmış hertha karşısında.
    benzer bir vuruşu gole çeviremeyen bir diğer forvet oyuncumuz burak yılmaz'dı. volkan demirel ile kadıköy'de karşılaştığında yaptığı aşırtma vuruşuna kadıköydeki yatırların falso verdiği iddaa edilmişti. kendisi benzer vuruşu yapmayı öğrenemeden kariyerini bitirdi.
  • 805
    çok gurur verici, çok üzücü ama aynı zamanda çok fazla dersin çıkarılması gereken bir maçtı. bu iki ayaklı bir maç olsaydı şuan almanya'daki maç formalite haline gelecekti. ayrıca grupta şuana kadar 3 maçta 7 gol yedik. ligde böyle bir durumla karşılaşmıyoruz ama bunun analizinin yapılması da gerekmekte. atarken çok zorlanıyoruz ama yerken kolay yiyoruz. maç en azından 2-1 bitmeliydi ne sonradan girenler ne oyunda kalanlar reaksiyon veremedi. bunda orta sahanin düşmüş olmasının payı büyük. devre arasında kesinlikle orta sahaya direnç katacak, yer tutmasını bilen bir oyuncu şart. karşı sahaya ayak basmasa bile olur arka tarafı toparlasin yeterli. ne yazik ki kaan dışında hicbir orta sahamizda bu özellik yok bu inanılmaz bir eksiklik. oyun içerisinde bazen aktif dinlenmeleri taktik geri çekilmeleri de yapmamiz etkin oyunumuzu 90 dakikaya yayma hususunda önemli olacaktır. bayern resmen son 25'i bekledi çünkü biraz da şans yardımıyla. bir de maç başı konsantrasyon eksikliginden midir bilmiyorum kalemize gelen ilk şut gol olmamalı artık. değişiklik mevzusu ise malumunuz... bence okan hoca burada oyunu okuyamıyor değil; içerideki oyunculara yedeklerden daha fazla güveniyor maçı değiştirme hususunda ya da yedeklere güvenemiyor. bunda birçok oyuncunun dalgali performansi da etken. tecrübesiyle maçı tutsun diye iceri alinan oliveria'nin cart diye gölü yedirmesi gibi (bkz: 3 ekim 2023 manchester united galatasaray maçı). ama değişiklik konusunda gerçekten biraz daha erken davranmali artik bu da bu sezonki kabusumuz oldu. degisiklik olacağı zaman korkuyorum artik açıkçası. umarim hayirli mağlubiyet denilen şey olur bu ve bir daha iyi oynadik ama olmadi demeyiz.
  • 809
    şu maçın 1-1 deki haline geri dönebilsek keşke her şey çok güzeldi. bayern'i kıstırmışız tek kale. önceki maçlarda manuyu yenmişiz kopenhagla berabere kalmışız 4 puanımız var cl de 2 maçta. efsane hava yakalamışız. ligde namağlubuz. formdayız. acayip bir zamandı bir türlü şans yanımızda olmadı. saçma sapan bir golle 2-1 geriye düştük. belki biraz daha direnç koyabilsek berabere bitebilirdi. ulan gassaray
App Store'dan indirin Google Play'den alın