2012-13 Türkiye Süper Lig 5.Hafta Maçı
20:00 Türk Telekom Arena
3 - 0
  • 107
    maç sona erdi. 3-0 kazandık.

    genel bir değerlendirme yaparsak sıcağı sıcağına rakip çok kötü olduğu için savunmamıza pek iş düşmedi. cris ve dany çok rahattı ama güven verdiler. riera gayet iyiydi, böyle devam ederse forvet umut-burak olur defansta riera baltayı keser. eboue hamitle çok iyi ikili oldu. rakip bizim sağdan yaklaşamıyor bile.

    emre biraz vurdum duymaz bir havadaydı melo genel olarak defansta iyi hücumda kötüydü. çok uzun pas yaptı çoğu rakibe veya auta çıktı. selçuk gayet iyi bir maç çıkardı. hamit çok etkiliydi maçın adamı burakla birlikte hamit oldu bence.

    sercan heyecanlı başladı ama ikinci golde topu kazanışı ve hamite pası harikaydı, terim de bu pozisyonda sercanı alkışladı. burak iki gol bir asist. bir forvet daha ne yapabilir. tek kelime ile helal olsun.

    zor maç kolay oldu. takım 90 dakika mücadeleyi hiç bırakmadı. hiç pozisyon vermedik. ama hala duran toplarda rakip vuruyor kafaları. bu akşam şansımıza ya auta gitti ya da kalecinin üstüne.

    tribünler de gayet güzeldi. doluydu. skor yüzünden 10 dakika kala boşalmaya başladı.

    gayet keyifli bir gece oldu. herkes formundaydı. puan farkını biraz açarsak o fark bir daha hiç kapanmaz. ikinci şampiyonluk yakın...
  • 108
    fatih terim'in rotasyona gideceğini biliyordum dediğim maç. burada sol bek riera olsun, forvete burak-sercan olsun, hatta yekta sonradan oyuna girsin, ne kadar rotasyona gidersek gidelim yine de çıkarttığımız ilk 11 şampiyon olur dediğimde, alttaki entry'ler fm kafası yaşamayın, manchester maçının 11'iyle çıkalım, takım tempo kazanmalı diyen futbol cahili yazar arkadaşlara göz kırpıyorum. ayrıca bu riera rakibimiz ne kadar zorlayıcı olursa olsun hakan balta'dan daha kötü oynayamaz. avrupa maçlarında sol bekte riera oynamalı.
  • 109
    göğüs reklamı ramiz köfte olan akhisarspor 3 tane yumurtladı bugün. olsun çocuklar üzülmeyin, gidin bakın sponsorunuz tarafından itina ile hazırlanmış köfte, piyaz ve ayranlarınız soyunma odanızda sizleri bekliyor. afiyet olsun akhisar. biz akhisardan geçerken köfte yeriz, siz istanbul'a geldiğinizde gol yersiniz. bir dahaki yolculuğunuzda yine tt arena'ya bekleriz sevimli akigocuklar.
  • 115
    şampiyonlar ligindeki en zor maç, manu deplasmanıydı. ligteki en kolay maç ise arena'daki akhisar maçıydı. ingiltere'deki maçın sonucu nasıl olursa olsun, sonrasında böylesi cillop gibi maçın antrenman havasında geçeceği belliydi. değişiklikler bekliyorduk ama riera ve sercan'ı doğrusu beklemiyorduk. bu iki futbolcuyu biz unutmuştuk sanki. sen kalk 3 gün önce old trafford'da mançester birliği'yle maça çık, 3 gün sonra küçük bir ilçenin belediye takımıyla oyna. vallahi benim taraftar olarak bile motivasyonum yoktu. maçtan hiç zevk almadım. fakat işte bu maç, pazılın bir parçası. tek başına hiç bir şey ifade etmiyor ama, doğru yere koyarsan sonunda bir şekil çıkıyor.

    galatasaray kadrosu benim için oldukça sinir bozucuydu. bu kadar kolay geçeceği belli maça, kaleci, 4 savunma oyuncusu, önlerinde ön liberoyu yabancılardan oluşturmuş hoca. ne gerek var anlamadım? rotasyon dedikleri zabazingo olsa anlayacağım. orta saha ideal orta saha, ileride burak banko, umut ile hakan balta istirahatli, semih kafa iznine çıkmış. onların yerine oynayacak olanlar, 12., 13. futbolcular olsaydı keşke. takımın 20., 21. futbolcuları iyi oynasa ne yazacak, kötü oynasa ne?

    oyunun başında belli oldu zaten. oyun üstünlüğü uzak ara galatasaray'da olacaktı. bu kadar fazla bekle oynamak şart mı? bek derken hakkını yemeyelim takımın, riera ve eboue'ye bek demek haksızlık olur. öyleyse beklere bir kaç kelam edelim. bu kris'in oynadığı futbolu, her halı sahasında en az bir abi futbolcu oynar. geliş biçimine tutukluk yaptığım için bu maçta istatistik tuttum. iki defa topu ileri attı, diğer bütün toplarda 10 derece bile ileriye oynamadı. her topu ya kaleciye ya sıfır veya eksi dereceyle yana verdi. santrayı bir kere bile geçmedi. üstelik ligin en kötü, en zayıf takımına karşı. ayrıca seyrek de olsa akhisarlıların kullanığı serbest vuruşlar ya da içeri ortalarında bütün topları rakibe vurdurdu. 5 santim zıplamadı. çok açık konuşuyorum, dani, 3, semih 5 misli daha iyi futbolcu. bu oyun sitiliyle değil 35, 55 yaşına kadar futbol oynayabilir insan.

    galatasaray futbol şovunda illet olduğum bir olay var, herkes bilir. kaleci topu gelişigüzel oyuna sokuyor, her topu şişiriyorsa, isterse bir çataldan, bir çatala top çıkarsın benim için 5 para etmez. bugünkü muslera'dan tiksindiğim kadar aykut'tan tiksinmemişimdir. sahanın en kötü futbolcusuydu. kaleci demeye bin şahidin gerektiği oğuz bile topu oyuna elle sokarken, muslera topu şişirirken büyük takım taraftarı olarak utandım. iyiki geçen sezonu seyretmişim yoksa bu maç itibariyle sehpayı kurardım.

    bu gecenin adamı tay burak'tı. gol attığı için değil, gol zaten onun işi. bir adamı işini iyi yapıyor diye madalya verecek değiliz. ben bu notu adamlığına, futbolcu aklına veriyorum. insanlık yapıp, takımda belki de son maçına çıkan, çok da kötü oynayan sercan'ı bekleyip, kendisinin de rahatlıkla atacağı golü ona attırması unutulmayacaktır. benzer pozisyonda, çok daha zor olmasına rağmen emre çolak, yine oynamayan riera'ya acımayı aklına getirmemiş, topa vurmuştu. gol olsa bile fırçayı yiyecekti.

    selçuk inan'a henüz takdire şayan asist yazılmadı. bu maçta da unutulmayacak iki gol öncesi pas son anda tay burak tarafından kontrol edilemedi. edebilse hem çok güzel goller atmış olacak hem de selçuğu sadece dikkatli olanların değil, bütün seyredenlerin huzuruna çıkaracaktı. selçuk'a kaptanlık çok yakışmış. kaptanın orta sahada oynaması büyük takımların karakteridir.

    gelen biri daha var. hamit büyük futbolculuğunu sevenlerine sergilemeye devam ediyor. bavyera münih'te banko oynamış, morinho ile çalışmış, takımın en kariyerli futbolcusu olarak kendisinden çok şey beklemek hakkımız. galatasaray tarihinin en şanssız futbolcusu ilan ettim geçen maç, bu maçta da çektiği bir iki füze gol olmadı. şanssızlığı devam ediyor, bakalım hamit kime patlayacak? üst düzey maçla, dandik maçı aynı ciddiyetle oynamak büyük bir ustalık gerekir, bu da hamit'te fazlasıyla vardır. galatasaray'ın çıktığı uzun ve tehlikeli macerada en büyük kozu olacaktır.

    bir futbolcuyu tuttuk, iyi de oynasa kötü de olsa savunacak değiliz. dany bu maçta beni yanılttı. kendisinden gol bekliyordum. belki hoca ileri çıkma demiştir, ama maçın sonlarına doğru kaleciye en yakın futbolcu oldu. bir atağı sürükledi, son topu kullandı. büyük takım stoperi tadında topla oynuyor, top kendisine gelsin istiyor. eğer bu seneyi iyi kötü atlatırsa, gelecek yıllar galatasaray tarihine adını kara kalemle yazar. bir de benim nedense siyahi futbolculara pozitif ırkçılığım vardır. daha fazla severim.

    emre çolak tam kendisine göre rakip buldu. yapmak istediği bütün hamleleri bir maça sığdırdı. çalım, şut, ver kaç, serbest vuruş. oynadığı oyundan zevk almıştır. bir maç daha olsa oynar. melo ise yaz tatilini çok uzun kullanmanın belasını çekiyor. başka futbolcu olsa maçlarda çok sırıtır. büyük futbolcu refleksiyle açığını kapatıyor. ancak bu gözler pitbull'u hırlarken, havlarken seyrettiği için sıradan futbol bizi kesmiyor. ondan da bir gol bekliyordum bu gece. gerçi ofsayt bile olsa kendine özgü vuruşla kaleye topu gönderdi. braga maçıyla geri dönüş yapar.

    takımla beraber seyircide büyüdü. geçen sene olsa, akhisar maçına, 20.000 kişi gelmezdi. bu gece arena doluydu, taraftar coşkuluydu, avrupa ligine konsantre olduğunu, tabela garantilendikten sonra braga'yı değil mançesteri çağırdı. şanlarına yakışır şekilde ağırlayacağımızdan kuşkuları olmasın. arena cehenneminin nasıl bir yer olduğunu onlarla beraber biz de göreceğiz.

    maçın zayıf maç olması hiç bir şey değiştirmeyecek. galatasaray çok aptalca bir şey yapmazsa, somut hakem kıyımına denk gelmezse en fazla 3 maç daha berabere kalır. onlarda da oyun ve pozisyon üstünlüğünü rakibe vermez. kaptanları şampiyonluk kupasını kaldırmak için son maçın, son düdüğünü beklemez. son maçlara da taraftar zevk yapmaya, eğlenmeye gider. gol kralı bizden çıkar.
  • 117
    manchester united – galatasaray – akhisar belediye : 1-0 , 3-0... evlenme yıldönümü hediyesi

    geçen hafta babamın doğum gününe hediye oldu galatasaray’ın galibiyeti, bugünkü de evlenme yıldönümü hediyesi bana. gerçi hatun, “evlendiğimiz gün de maç izlemiştin, bugün de “diye sitem etti.

    manchester maçını yazmayınca akhisar maç yazısında önce kısacıkmanchester maçından bahsedeyim diye düşündüm ama sonra vazgeçtim. akhisar maçından kısaca bahsedip, ligdeki asıl rakibimiz manu maçından bahsedeceğim. saygı ve sevgilerimle:)

    akhisar ligin kaşarları ve genç oyuncuların bir karması. hocaları sevdiğimiz, meşhur mançester maçlarındaki sol bekimiz hamza hamzaoğlu. mesela bülent uygun’la falan adamlığı asla kıyaslanmaz. iyi ki söyledin amk kaptan seslerini duyar gibiyim. amk demezsiniz onu da bilirim, sağolun.
    akhisar zayıf bir takım, bütçe meselesi elbette. eksikleri de varmış. tam olsalar da galatasaray’dan puan almaya yeteceğini sanmam. fatih hoca takımı böyle çıkarmazdı belki de. ellerinden geldiğince direndiler, 25-30 dakika sürdü.
    fatih hoca çıkardığı kadroyla kadroya mesaj verdi. hepiniz hazır olmak zorundasınız, sıra hepinize gelecek. zamanında, hem milli takımda hem de galatasaray’da bütün oyuncuları böyle hazır tutmuştu. genelde yedek bekleyenler bu maç itibariyle görevlerini yaptılar diye düşünebiliriz.

    bu maça kadar ligin üstlerinde yer alması muhtemel beşiktaş, kasımpaşa, antalya, bursa ve şampiyonlar liginde manchester united’dan sonra belki de sezon sonu düşecek (ki asla istemem, hamza hoca yüzünden) akhisar’la oynayınca, demir bileklikleri çıkararak savaşan yeniçeriler gibiydi galatasaraylı oyuncular. yeniçeri mi? nerede bu yeniçeriler yahu, kazan kaldırmıyorlar artık. padişahın karizmasıyla ilgisi olmasın?

    padişah demişken devam edelim. burak yılmaz için “bencilliğinden, her topu kaleye vurmaktan vazgeçmesi lazım, burası galatasaray” mealinde ama bu kadar şiirsel olmayan şeyler yazmış, söylemiştim. ikinci golde kaleciyle karşı karşıyayken, daha uygun pozisyondaki sercan’a golü attırdı. demek ki burak’la padişahımız efendimiz fatih sultan terim konuşmuş. belki de konuşmamış şöyle bir bakmıştır. ne oldu ters mi geldi, aynaya tut yazıyı o zaman düzelir.

    bir diğer golde de hamit altıntop kaleciyle karşı karşıyayken burak yılmaz’a “al abicim, sen at bu golü” dedi muhtemelen almanca olarak. mesut özil demişti ya” benden 100’de 1 (1/100) daha uygun pozisyondaki adama pas atmam gerektiği konusunda eğitildim”. o bakımdan almanca. ilk miki film açısından değil. içiniz fesat lan. halbuki, hamit taraftardan tepki görüyor, gol atsa kendine gelecek deniyor (sanki golcüymüş gibi). ama pası atmak için bekledi, fenerli kaleci oğuz yatmış olmasına rağmen.
    takımdaşlık mı deniyor buna, ben bunu profesyonellik diye biliyordum yahu. takımdaşlık deyince, twitterda sordum buraya da taşıyayım; selçuk inan bakınca mı burak hareketleniyor, burak hareketlenince mi selçuk pası atıyor? ikiz mi bunlar? kemal sunal’ın böyle bir filmi vardı. biri kabadayı diğeri ezik biri, meğer ikizmişler. biri ne yaparsa diğeri hissediyordu. ikiz değiller mi lan yoksa?

    kısaca:) akhisar maçına değindim, sıra geldi manchester united maçına.

    yıllar oldu yahu galatasaray şampiyonlar liginde oynamayalı. 2008 şampiyonluğundan sonra skibbe’nin çıkardığı kadro ve sanırım şu sıralarda tekaüt (emekli, veteran: tdk sözlüğü) aykut erçetin sebebiyle şampiyonlar ligine kalamamıştık. ah be.

    ilk maçımızın çok başarılı bir takımla olması bizim için çok daha iyi oldu tabii ki. futbolcular, teknik kadro, camia havaya girdi. eksiklik, böyle zamanlarda yapılan abuk sabuk besteler, saçma sapan sanatçılardı. mahsun kırmızıgül, mustafa sandal gibi tiplerden uzak kaldık, çok mutlu olduk. siz sevebilirsiniz, ben sevmem. bu benim yazım, siz başka şeyler yazarsınız, bana ne.

    antalya maç yazısında bu maç için kafa kafaya maç bekliyorum, neden diye bir sor yazmışım ve açıklamışım, çok şükür. maç da tam tahmin ettiğim gibi geçti. maçın başında umut’a yapılan hareketi homoseksüel hakemler (orta, yan, kale arkasındaki lavuk) penaltı dese çok başka bir maç olurdu. çok başka demek galatasaray kazanırdı demek değildir. ama galatasaray için büyük avantaj olacağı kesindi.

    maç hızlı başladı, galatasaray bu hızın altında kalmadı. takımda çok sayıda ilk kez şampiyonlar ligi maçı oynayan oyuncu vardı, selçuk inan dahil, zaten tedirgin ve telaşlı hali gözümüzden kaçmadı. çok erken penaltı verilmedi ve devamında golü de çok erken yedik. galatasaray takımı manchester’in, şampiyonlar liginin ve skorun altında kalmadı. fatih hocanın dediği gibi “çatır, çatır” oynadı.

    hollanda-türkiye maçını izlemiş olsaydım bir kıyas yapardım ama yapamıyorum lanet olsun(amerikan filmlerindeki dublaj olarak düşünün).
    galatasaray topu aldı, pas yaptı, rakibini süpsüper ligdeki gibi olmasa da kendi sahasına yasladı. bu bir takımın karakteridir işte. fatih terim’in karakteridir aslında. kendi oyununu oynama ısrarı ve aslında dirayetidir galatasaray’ın manchester deplasmanında kafa kafaya oynamasını sağlayan.
    hımmmm. şeytanın avukatını göreve çağırırsak, puan alamadıktan sonra ne kıymeti var? kevin lomax (keanu reeves) haklı(dünyanın en güvenilir yeri wikipediadan baktım). benim gençliğimdeydi yahu “şerefli yenilgiler”. sadece tabelaya bakınca böyle sığ yorum yapmak ama aslında “galiptir bu yolda mağlup” diyenlerle dalga geçmek sığlıktır. gençliğimde çok nadiren takımlarımız iyi rakiplerinden az fark yerdi, sebebi budur. karıştırmamak lazım.

    birkaç satır yukarıda yazıyor, ben kafa kafaya maç bekliyorum demişim. kıçımdan değil, kel kafamdan uydurdum. galatasaray’ın ingiltere deplasmanında ezilmeyeceği o kadar belliydi ki.

    manchester deplasmanında 3 tane topumuz direğe vurup çıktı. direkten dönmedi, üçü de direğin uç köşesine vurup avuta çıktı. saçma sapan maç anlatan, her anlattığı takım için “bizim” diyen maç anlatıcılarına kıllık olsun diye böyle yazdım. hiç sevmem hamaset. 12 santimmiş direğin çapı, kötü yahu.
    ilk başlarda hakem penaltıyı çalmadı ve galatasaray ezilmedi bunun altında ama maçın son dakikalarında aydın’a yapılan da penaltıydı yahu. o penaltıyı çalsa, grup liderliği için manu ile yarışa girecektik. bu şans bitmiş değil, içeride manu’yu iki farklı yenersin yine grup lideri olursun.

    bu maç takıma ve fatih hocaya neden güvenmemiz gerektiğini gösterdi. maça semih – dany ile başladı. büyük çoğunluk cris’le başlar diye düşünüyordu. dany alındığında “dany, şampiyonlar liginde ujfa’dan daha faydalı olacak” diye twit attım yahu. kıçımdan değil, cep telefonumdan attım. o zaman semih-dany oynamasında sorun yok, benim açımdan tabii ki. balta ağır bir bek. amrabat da kendisine yardım etmeyince valencia o bölgeyi otoban gibi kullandı (istanbul’dakiler gibi değil, öyle olsa trafikten kontak kapatırdı valencia). ilk devrenin ortalarında fatih hoca hamit’le amrabat’ın yerini değiştirdi. bir taşla iki kuş. hem takımın savunması hem de hücumu bir anda güçlendi. hoca diye buna derim. 2-0 öndeyken topu ileride tutup baskı yememeni sağlayacak adamlarını oyundan çıkarana değil. ona kısaca aykut diyoruz.

    oyun ısınınca selçuk inan da kendine geldi. inan’ı çok beğeniyorum ama kendisinin de kendisini beğenmesi, yeteneklerinin ve zekasının farkına varması lazım. farkındadır da, daha da ileriye gitmek için biraz daha yardım edilmesi lazım. yetenek, zeka, oyun görüşü, bireysel taktik açısından dünyanın en çok para kazanan futbolcuları lampard, gerard, özil, pirlo(yaşlandı lan, o artık benim kalemim) gibilerinden eksik yönü yok. kendine güven eksikliği var, biraz, çok az, azıcık. neden böyle söylüyorum, çünkü bu kalibrede ve potansiyelde bir adam galatasaray’a gelmeden çok önce avrupalıları peşine takmalıydı. neyse, inan’a bu yazıyı okutmayın, bize avrupada kupa lazım:)

    manu maçının bize gösterdiği şey, maç sahada kazanılır. bu işi ciddiye alırsan şampiyonlar liginde tarihe geçip 8 tane yemezsin ya da 6-2’den mi tavşan yapılır 26’dan mı diye bakmazsın.
    yerli rakiplerimize de çaktık, rahatladık.

    bu takım şampiyonlar liginden büyük talihsizlikler yaşamazsa çıkar. çünkü konunun bilincinde. hoca da, topçu da, taraftar da manu’ye yenilmekten gerizekalılar gibi gurur falan duymuyor, sadece ileriki maçlara umutla bakılacağı sonucunu çıkarıyor.

    manu’dan sonra akhisar falan. neyse. sonra bir akhisarlı çıkar bizi küçük mü görüyorsun der, cevap veremeyiz.

    ama derim ki orjin köfte > ramiz köfte

    (not: yine dan diye yazılmış, yazılanlar okunmamıştır. imla, mimla veya başka hata varsa müdüriyete, memnuniyetinizi dostlarınıza bildiriniz)

    *
  • 118
    maç bittikten sonra pegasus tribünün 35 dk aralıksız olarak "ölüm varmış korku varmış" tezahuratını söylemesi sonucu oyuncularımızın tekrar sahaya çıkıp taraftarı selamladığı maçtır.

    takıma çok özel ve anlamlı bir mesaj verdik. başarılar gelir geçer asaletin bize yeter dedik. böyle oynasınlar her maça motive olsunlar, onlar sahada ölümüne mücadele etsinler biz gerekirse tribünde de ölürüz. tribünümle tekrardan gurur duyduğum bir maç olması sebebiyle unutmayacağım maçlar arasında yerini almıştır.

    maç öncesi galatasaray efsanesi olarak arif erdem de ödülünü aldı. eski tribün kültürünü yeni gençlerle tekrardan yaratacağız az kaldı geliyoruz!!
  • 120
    gerçek forma kombinasyonumuzla çıktık bu maça sonunda.

    maçtan önce kırmızı şort ve çorap giyeceğimizi düşündüğümüzü yazmıştım akhisar'ın beyaz giyeceğini öğrenince. bana o entry'mi yedirenlere teşekkür ediyorum, ısınmaya çıkan oyuncuların altında beyaz şort-kırmızı çorap görünce çok mutlu oldum lan. değiştirecekler diye korktum maça girerken.
  • 121
    maç notları özetle şu şekilde;
    1. akhisar toplama takım. bu hali ile işleri hiç kolay değil.
    2. burak ve hamit için bir hazırlık maçı niteliğinde bir lig maçı oldu.
    3. sercan hala çok heyecanlı.
    4. riera zayıflamış. biraz daha iyiydi.
    5. ebeou afrika kupasından beri kendini toplayamadı. büyük yetenek ancak yapabileceklerinin ancak yarısını yapmakta.
    6. doğu üst tribünün performansı her maç dahada artmakta.
    7. 1,5 yıldır ilk kez galatasaray ilk yarıda güney tarafındaki sahadan maça başladı. bu bir yeni taktik olabilir.
    8. galatasaray takımında halen cezalı engin baytar'dan ve dinlendirilen elmander'den sonra boşa kaçan en önemli adamı hamit oldu. hamit çok çalıştı.
    9. galatasaray takımı pas atarken niçin hücum alanında hata yapmakta? bunun birinci sebebi orta saha oyuncularımızın maça motive olamaması olabilir. ancak takımın hücum gücü bu soruna rağmen geçen yıla göre %25 artmış gözükmekte. ilerleyen haftalarda umarız bu oran azalmaz ve daha da yükselir.
    10. melo hakemle daha az oynamalı. ilerde sorun yaşayabiliriz.
    11. süper ligde galatasaray takımının galibiyet serisi 3'e çıktı.
  • 122
    geçen sezon iç sahadaki beşiktaş derbilerinde stat, bu maçtaki kadar dolmamıştır. bu sezon stada gelen taraftar sayısında çok ciddi bir artış var. rakamlar bunu zaten ortaya koyuyor, koyacaktır da ama insan bizzat yaşayınca daha iyi anlıyor. hani merdivenlerden çıkıp zemini, tribünleri görürsün ya. dün maça biraz geç kaldım, bilimum kontrol işleminden sonra içeri girer girmez de ilk tribünlere baktım. rakibin akhisar olduğunu bilmesem beşiktaş derbisi derdim. iddia ediyorum, geçen sezon *iç sahadaki iki beşiktaş maçını da böyle bir kalabalığa oynamamışızdır.

    önce bursa maçı. şimdi bu maç..hani bursaspor maçını taraftar önemser. bursa maçlarına gidilir yani. gidersin. ama dünkü rakibe karşı da stadı hemen hemen dolduruyorsan iş bitmiştir.

    bu sezon çok büyük bir olay olmazsa her maç 45 bine oynarız. bu da başka bir rekor olur mu? olur.

    not: tribünlerde radikal bir değişiklik ya da bir iyiye gidiş yok ama. onu belirtelim. sadece taraftar sayısında ciddi bir artış var. onun dışında tribünler, geçen sezonki tribünler. ben geçen sezonki organizasyonsuzluk sonrası oturur, konuşulur, bazı kararlar alınır diye düşünüyordum. alınmamış. bu sene de sırt koreografilere yaslanılacak anlaşılan.

    (bkz: #1059264)
App Store'dan indirin Google Play'den alın