• 3
    eskişehir galip gelmesi durumunda 4. sıraya kadar yükselme ihtimali vardır. ayrıca ayağa pas yapan bir takım olduğumuz için patates tarlası gibi bir zemin bize ters gelecektir. gerçekten zor maç olacak tabii ki ama galibiyete alışan ve artık tıkır tıkır işleyen takımımızın galip geleceğine inanıyorum. en büyük endişem sakatlık çok dillendi zaten bu konu umarım başımıza bir şey gelmez.
    ayrıca ben bayadır fb, bjk filan takip etmezdim bugün bi eskişehir'e bakıyım diye puan durumuna baktım bunlar hala kıçımızdaymış. bu takımda sterse yol açabilir. gerçekten şaşırdım durumu görünce baya iyi gelmişler. sadece şaşırdım ama yine sadece takımımı izlemeye devam edeceğim ben, bu takım devam ettikten sonra bu şekilde zaten problem yok, geri kalan bütün maçları da kazansa diğerleri olur. umarım kazasız, belasız atlatırız maçı sakatlık filan olmadan.

    edit: umarım sercan iyi bir yedek değil de baroş ve elmander kadar ben de varım mesajı verebilir. gerçekten uzun vadede takımda ki en önemli 2-3 oyuncudan birisi bence çolak ve semih'le beraber ve ihtiyacımız da var kendisine. haydi sercan haydi oğlum demek ve ardından sevinmek istiyorum mümkünse. fatih terim'in de kendisiyle özel ilgilendiğini biliyoruz ne hocanı üz ne bizi görelim seni. *

    http://www.ligtv.com.tr/.../?r=1&hid=106088
  • 5
    bu tür maçları sadece puan kaybı yada 3 puan olarak görmemek lazım. kazanıldığı takdirde çok büyük bir etki yaratacak takımda. abartmış gibi olmayayım ama benim gözümde şampiyonluk maçı gibi birşey. aklıma efsane 6 nisan 2008 gençlerbirliği galatasaray maçını getirdi. bitik, balçık gibi sahada (bkz: lincoln'ün 88. dakikada attığı gol)

    http://gss.gs/PyR
  • 6
    hasan şaş'ın maç öncesi şu sözleri neden bu kadar kötü oynadığımızın kanıtı gibi. imam osurursa cemaat sıçarmış, biz de sıçtık.
    o değil de hasan şaş futbolcuyken böyle değildi lan!

    --- alıntı ---
    futbolcular bu sahada ‘’bir an önce maç bitsin, sakatlanmayayım, sakatlık olmadan bu maçı bitireyim’’düşüncesinde olurlar. çünkü gerçekten sakatlanmaya müsait bir maç. çapraz bağı gibi, menisküs gibi, yere düşüldüğü takdirde kırılma tehlikesi olabilir. ben herkesin duyarlı olacağını düşünüyorum, normal şartlarda buraya kadar gelmişken tabi ki oynamak istiyoruz. artık durum yetkililere bağlı. akşam bakacağız, tekrar sahayı kontrol edeceğiz zaten.
    --- alıntı ---

    http://www.galatasaray.org/...aytv/haber/12276.php
  • 8
    kazasız belasız gelen 1 puan

    spikerlerin de dediği gibi, "okul bahçelerinin buzlu beton zeminleri" gibiydi saha. teknik, taktik takımların nefret ettiği saha. lincoln'ün, keita'nın beğenmediği saha. bu tip sahalarda mustafa sarp, barış özbek gibi oyuncuların yokluğunu hissediyorsun işte.

    kazasız belasız gelen 1 puan'a ciddi ciddi sevinilir şu sahada.

    es es sahaya daha alışık ve haliyle daha çok pozisyon yakaladı. bu tip maçlarda yakaladığını atan taraf kazanır. ne es es yakaladığını attı, ne galatasaray. beraberlik de kaçınılmaz oldu. 3 tane penaltı pozisyonu itirazı oldu da, 3'ünü de geçiniz. adamlar nerelerine sokacak o ellerini?

    muslera yerine kalede sanctis, franco, zapata, orkun, ufuk falan olsaydı bugün imkanı yok 1 puan dahi alamazdık şu maçtan. nereden baksanız en az 1 golü vardı es es'in.

    aklıma takıldı, melo'nun ilk yarıda attığı müthiş pası spikerler neden öyle "melo'nun pası.." diyerek sıradan bir pas gibi anlattı çözemedim.

    baros'un, elmander gibi topu alıp bir an'da takımı hücuma çıkarma özelliğini aradık bugün.

    alper potuk da nedendir bilinmez fazla agresifti normalde olduğundan, kasaplığa soyundu resmen. beni nasıl almazsınız diye midir nedir..

    şimdi bu güzide, harikulade, canım cicim tff meşaleye ceza da keser bu maçı bu saatte oynattığı yetmezmiş gibi. meşale tribünlerin olmazsa olmazlarındandır, anlasın herkes artık bunu. tüm avrupa bunu kabul etmişken, elit olacağım diye elini yüzüne bulaştırmaya gerek yok.

    bu arada fatih hoca da benim ilk yarıda attığım tweet'i duymuş olacak ki ikinci yarıda farklı bir bereyle geldi. ilk yarıdaki neydi öyle. hiç yakıştıramadım imparatora.

    maçın an'ı da, maçın bitiminden sonra galatasaray taraftarlarının takımı tribünlere çağırıp stadı "inandık biz sizlere!" diye inletmesiydi. şampiyonluk şarkısı, düşmesin dillerden tribünlerde..

    felaket tellalları yine allem edip kallem edip bulurlar eleştirecek bir şeyler. pek takmamalı.

    zemin de tam yobo'luktu yalnız he..

    http://jaimelesport.blogspot.com/...sz-gelen-1-puan.html
  • 9
    eskişehirspor – galatasaray : 0 – 0 düşe, kalka

    http://www.captano.net/...1/Es-Es-GS220112.jpg scofield'e kalsa protokoldeydim.

    buzlu bir zemin, eskişehirspor gibi zor bir rakip ve ersun yanal gibi bir hocaya karşı 0-0 biten ve sakatlık verilmeyen bir maç. hamdolsun.

    bu sahada maç oynanır mı, oynanır tabii ya ne var ki. çok daha kötü zeminlerde maçlar oynanıyor dünyanın her yerinde. bir kere bunu eleyelim. zor mu oynamak, tabii ki zor. hele sezonun ilerleyen haftalarından itibaren gittikçe pas takımına dönüşen galatasaray için.

    fatih hoca baros’un yokluğunda bu sezon uzun süre yaptığı gibi tek forvetle oynamayı seçti. tercihtir. çünkü tamamen mantıksız bir girişim değil.

    her zamanki gibi futbol ukalalağı yapmak istiyorum. bu havada oynanması gereken şekil bellidir. tek top, olmadı bi istop bi pas. paslar ayağa oynanır. uzaktan kale denenir. bunları da işi bilen, zeki adamlar yapar. galatasaray’ın bugünkü kadrosu ki sezon başından beri aynı neredeyse, ayağa pasları iyi yaptılar, ayaklarında çok top tutmadılar. sadece kaleye şut denenmedi. takımda 18 dışından kaleye vuracak inan gibi melo gibi adamlar var ama bu adamların 20, 25 metreye girmeleri şart şut atmak için. daha önceki metrelerde kaleyi denemiyorlar. bu yüzden devrede ceyhun gülselam’ı önerdim ama fatih hocanın telefon nosu olmadığı için iletemedim. artık haftaya kendisi arasın beni :)
    çünkü gülselam bizim gibilere mantıksız da gelse 30-40 metrelerden kaleyi deneyen adam. orta sahadaki direnci de arttırabilirdi.

    bunların hepsi ukalalık tabii. çünkü fatih hocanın yerinde değilim ben, riskleri alacak olan da ben değilim. takım kafa kafaya oynuyor. ayrıca play-off’a büyük puan avantajıyla gireceğiz büyük ihtimalle. kaybetsek ne olur ki, hoca niye kazanmak için risk alsın ki? gülselam, tamam. ama gülselam da sezon başından beri forma almış değil. oyuna girer girmez atılabilcek bir sertliği de var. görüldüğü gibi ukalalık yapsam da, empati kurmayı da becerebiliyorum. neden? çünkü futbol basittir. o yüzden kalkıp fatih terim’e bile akıl verebiliyorum, oturduğum yerden.

    fatih hoca kadar rahatı yok bugünlerde. rakiplerinin hepsinin birden başının yanma ihtimali yüksek. hoca da takımıyla en zor deplasmanda bile kadroyu bozmadan oynayabiliyor. hava, saha ve seyirciyi göz önüne aldığımda eskişehir deplasmanı fenerbahçe deplasmanından zor. haklı olduğumu kadıköy’deki maçta göreceksiniz. umarım, gs sözlük, twitter, facebook, telefon vasıtasıyla hakkımı teslim edersiniz:)

    bu maçta şu topçu şöyle oynadı, bu böyle oynadı demenin faydası yok. bu saha mücadele sahasıydı. bütün takım, eksiksiz mücadele etti. bu yeterli.

    cüneyt çakır’a çok sallıyor galatasaray taraftarı. kendilerine günaydın diyorum, cüneyt’in işi orta yolculuktur, aman “benden bulmasınlarcıdır”. tartışılabilecek kararları vermez. koca federasyon başkanı karar veremiyor, elinde bir dolu belge olmasına rağmen, cüneyt karar verememiş çok mu?
    bir galatasaray taraftarı sakin olsun artık yahu, her puan kaybında kabahati birilerinde mi bulacağız? tek maçı kaybedebilirsin bile. sezon sonunda artı-eksi yaptığında artı da olduğunu görürsün. bir de örnek vereyim, gaziantep maçını içerde 4-2 kaybetmiştik, 2 yanlış kırmızı kartla. takım şimdi nerede, dikkat ettiniz mi? beşiktaş 2004’te 5 kırmızı gördüğü samsun maçına takılı kalmasaydı şampiyon olurdu. takılmayın böyle şeylere, frekansınızı düşürmeyin.
    fatih hoca rahat deyip durdum ya, kazım’dan sağbek yarattı hoca. anladınız değil mi ne demek istediğimi?

    (sanırım ilk defa bir maç yazısında 1 sayfayı azıcık geçtim, bu da benim ayıbım olsun)

    *
  • 10
    yine bize denk gelen, yine buzdan bir zeminde oynanan, bir kış eskişehir deplasmanı.
    kazanmaktan çok sakatlık vermemenin önemli olduğu * deplasmanlardan.
    semih kaya, ujfa'dan ders alıyor, daha darkside'a geçmemiş. hakan balta'nın sol bek oynadığı dönemler.
    orta sahada selçuk, melo, engin üçlüsü. baros'un sakatlığıyla 4-5-1 oynuyoruz. önde elmander efsanesi.
    colin kazım'ın sarı saçları ve sarı formamız.
    artık nostalji sayılacak zamanlar. maçın öyküsü; https://www.youtube.com/watch?v=f5Ti3FZav0Q
App Store'dan indirin Google Play'den alın