21:00 Borussia-Park
0 - 1
  • 127
    öyle bir maçtı işte. fenerbahçe yine akıllı ve politik davranıp bizi yenmek için sahaya çıkmıştı. gerçi 10 kişi kaldılar ama hesapları yenmekti. biz de yenilmeye çıkmadık tabi. ama anlarsınız aradaki farkı işte.

    benim söylemek istediğim hakem ile ilgili. berbat bir yönetim göstermesinin yanında o maçı tatil etme mevzusu neydi ya. bu abimiz türkiye'de bir maçı tam yönetip bitiremez herhalde. 2 meşaleye amma olay yaptı. sıkma canını koçum ya bu kadar. meşaledir, söner birazdan. teallam ya.
  • 129
    nasıl başlayalım nasıl anlatalım bilemiyorum. sonuçta bu bir hazırlık maçı niteliğinde, amacı olmayan, içinde dostluk olmayan iki takımın dostluk!! maçıydı. hadi bunları geçtik sonuçta bir fb maçıydı. maçtan önce içimde en ufak bir sıkıntı yoktu. ama kadrolar açıklanınca hafiften tırsma oldu ama maç başladıktan 15 dakika sonra fb 10 kişi kalınca rahatladım. maçı izlediğimiz mekanın sauna gibi olması üstüne yayının sürekli gidip gelmesi sesin olmaması nedenleri cebelleşiyorken fb 10 kişi olmasına golü bulunca moraller iyice gitti. kime baksam yüzünde en ufak bir heves kalmamıştı. sanki kursağımıza düğümlenmişti. ama dedik daha var atarız bunlara diye ama olmadı kırmızı kart olayı bizim aleyhimize işlemeye ve fb nin orta sahanın dışına bile çıkmadan savunma yapmasına neden oldu. ataklara özellikle hep arda turan üzerinden oynamaya devam ettik. her pas ilk önce arda turan a atılır oldu. öyleydi böyleydi zaman daraldı ama bir türlü gol gelmedi. zaten kimsenin suratında da bir umut ışığı kalmamıştı. resmen kabir azabı çekmeye başladık. sigara üstüne sigara içer oldum. en sonunda maç bitti de kurtulduk. kendimizi dışarı zor attık.

    nitekim kadıköy de yenemediğimiz, ali sami yen de de yenmekte zorlandığımız fb yi avrupa da da yenemedik. ne diyim kader utansın. adamlar bir kez geldi işi bitirdi gitti.
  • 130
    ilginç ve farklı bir maç değildir.

    maçın özellikle ikinci yarısı tek kale oynayan bizdik, rakibe pozisyon verdirmeyen bizdik, oyuna ve topa hakim olan bizdik ama skoru biz tayin edemedik. her zamanki gibi bunu biz yapamadık. bunun nedeni yok, ben artık bunun nedenini düşünmekten, sorgulanmaktan bıktım usandım. futbolcularımıza tek kelime söylemiyorum, söyleyecek birşey yok çünkü. aslan gibi oynadılar, rakiplerini ezdiler.

    hemde yedek ağırlıklı, çoğunlukla yeni transfer ve birlikte hiç maça çıkmayan futbolcularımızla çıktık. bunu hata olarak görmüyorum, bahane olarak hiç görmüyorum. maçın başından beri göt korkusu yaşayan fenerbahçeli futbolcular ve taraftarlardı. varsın onlar yensinler.

    90 dakika boyunca yaşadıkları göt korkusu onlara yetti.

    son olarak; (bkz: allah belanı versin d smart)
  • 131
    klasik bir galatasaray fenerbahçe maçı oldu. fenerbahçe attı-yattı, ikinci yarı tek kale oynadık ama futbol tanrıları izin vermedi gol atmamıza. sağlık olsun. sezon öncesi hazırlık maçı olduğu için oynayanlarla ilgili ilk görüşlerimi aktarmak istiyorum:

    ufuk ceylan: kalede güven vermedi malesef ama uzun zamandır maç yapmaması ve maçın fenerbahçe maçı olmasından kaynaklanan heyecanına veriyorum.
    ali turan: sağ bek de oynayabiliyor demişlerdi ama gördük ki o mevkinin tek sahibi var; (bkz: sabri sarıoğlu)
    sabri sarıoğlu: "taşak geçilen adam"lıktan "saygı duyulan adam"lığa doğru emin adımlarla ilerliyor. sağ bekin yegane sahibi, ikinci yarı stoch adını duyanınız var mı?
    servet çetin: ayıboğan görevini en iyi şekilde yaptı, dosta güven, düşmana korku saldı.
    gökhan zan: uzun sakatlık döneminin ardından sırıtmadı takımda, bir hatasını görmedim.
    serkan kurtuluş: ne alaka sol bek oynadı bilmiyorum ama o da çok sırıtmadı orada.
    hakan balta: ikinci yarı kanada biraz hareket getirdi, bir pozisyonda sağ ayağına gelen top sola denk gelse volkan komalıktı şimdi.
    musa çağıran: tek maçla yorum yapmak doğru değil ama bu sene a2'de oynar gibi.
    ayhan akman: koyunun olmadığı yerde keçiye abdurrahman çelebi derler.
    lorik cana: henüz uyum sürecini atlatamamış, erken gördüğü kart sonrası oyundan düştü.
    barış özbek: yorum yapmaya değmez.
    mustafa sarp: hakemle çok konuşuyor, başka da bir şey yok.
    cumhur yılmaztürk: çektiği bir şut kalmış aklımda sadece, savunmadan sekip kornere çıktı. kendine güvenmesi güzel.
    serdar özkan: ilk yarı sağ açık, ikinci yarı sol açık oynadı. her ikisinde de olumlu işler yaptı. bu sezonun flaş transferi olmaya aday.
    caner öztel: kim?
    arda turan: sahanın yıldızıydı. fazla kilolarından kurtulmuş, dinlenmiş, rahatlamış. taraftar üstüne gitmezse sadece topunu oynarsa ne âlâ.
    mehmet batdal: fenerbahçe'ye karşı oynamanın verdiği heyecan her hareketinden okunuyordu. önceki hazırlık maçlarındaki kendinden emin vuruşlardan eser yoktu. bulduğu pozisyonu normalde gol yapabilecek yetenekte olduğuna inanıyorum. heyecanına verelim.
    emre çolak: vasatı aşamadı. bu sene de forma bulma şansı zor gibi.

    hakeme de biri ki laf edelim yeri gelmişken. maçı fazla ciddiye almıştı belli ki. kartlar havada uçuştu, bir ara soyunma odasına filan gitti. çok güldüm. kendi şovunu yaptı.

    fenerbahçe balı aykut'u bir kaç hafta daha kurtardı. 5. haftadan 10. haftaya çekti kovuluşunu. ne diyelim, beter olsunlar.*

    son söz de miroslav stoch için gelsin; çok tehlikeli adam, süper ligde çok can yakar. franck ribery'e benzettim biraz. süratli ve ayaklarına hakim. bize bela olmasın da kime oluyorsa olsun.
  • 132
    maçla ilgili olarak;

    serdar özkan: beşiktaşta neyse, şimdi de o. ayağına alıyor topu 5 kişinin arasına giriyor. pas vermesi gerektiği yerde vermiyor yada veremiyor.

    cana: mustafa sarptan bence iyi değil. ilerde ne olur bilmem.

    arda turan: bütün ataklar ardadan başladı, tek başına mucadele etmeye çalıştı, takımın lideri gidiydi ama bu ona biraz fazla geldi sanki.

    ufuk ceylan: ilk yarıda kapattığı köşeden gol yedi. ikinci yarıda ise doğru düzgün top gelmediği için birşey denilemez.

    mehmet batdal: bana göre güçlü defanslara karşı biraz etkisiz yada etrafındaki adamlar biraz daha aktif olsa iyi işler çıkartabilir.

    genel bakıldığında galatasaray takımı, daha tam takım olamamış izlenimi verdi. yani yeni oyuncular daha hazır değil.
    fenerbahçe ise tam kadro çıktığı maçta daha derli topluydu, çünkü yeni transfer olarak sadece sarı eleman vardı.
  • 133
    yeni sezona yönelik karamsarlığımı dahada artıran maç olmuştur. ikinci yarı maçta baskılı gözüktük fakat bunun temel nedenleri tarafımızdan aynı anda yapılan 4 değişiklikle beraber rakibin 10 kişi oluşu ve skorda önde oluşu idi. rijkaard'ın batdal'ı çıkartması ve takımın önemli bir süre santrforsuz oynamasıda geçen yılları hatırlatan acı bir şaka gibiydi.
  • 134
    maça fena başlamadık aslında. arda'nın frikikten attığı şut ilk tehlikemizdi. baskıyı kurmuştuk. kornerler, ortalar peşi peşine geliyordu. sonra yanılmıyorsam 15. dakika civarı selçuk atıldı. bana sorarsanız kesinlikle doğru bir karar. ali turan'a yaptığı; faul ve sarı kart tartışmıyoruz. ikinci hareketi ise bence yine direkt kırmızı kart. doğrudan doğruya hakeme ve kasti bir hareket hakeme çelme takmak. cezası da oyundan atılmaktır zaten. 10 kişi kalmışlardı. doğal olarak bizim baskı kurmamız gerekiyordu. olmadı. kuramadık bir türlü o gereken baskıyı. üstüne üstlük bir de gol yedik. geriye düştük. ikinci yarı, ilk yarıya nazaran daha iyiydi bizim için. daha baskılı, daha tempolu bir oyun oynadık. gol pozisyonlarına girdik. atamadık. sonuçta yenildik. olabilir. ilk defa mı yeniliyoruz fenere? biraz realist baktığımız zaman takıma çok da fazla kızmaya da hakkımız yok. yedi kişi, evet tam yedi kişi ilk defa bir arada bu kadar ciddi bir sınav veriyordu. ilk yarıdaki silik oyunun da en büyük nedenidir bu. bu takıma direk ilk 11 oynayacak oyuncular girecek. örneğin; stopere lucas neill, forvete baros, orta sahaya bir ya da iki transfer, çok büyük ihtimalle pino, ve gerekirse kewell. oynayan oyuncuları teker teker ve kısa kısa mercek altına almak gerekirse:

    ufuk ceylan: ufuk, bana kalırsa çok da kötü oynamadı. yediği golde yapacak bir şeyi yoktu. top, en olmayacak yere gitti. olur öyle şeyler. ufuk'a güvenim tam. bence takımın birinci kalecisi olmalı.

    ali turan: sağ bekte oynadı. yeteri kadar verimli olamadı. gol onun bölgesinden geldi. stoper de daha iyi olabileceği kanısındayım. bir maçta asmaya kesmeye niyetim yok.

    servet çetin: bildiğimiz servet. mücadele eden, tekmeye kafa sokan, yüreğiyle oynayan. ne olursa olsun bize lazım.

    gökhan zan: o da servet gibi. ve biraz daha tekniği iyi. stopere ciddi bir alternatif.

    serkan kurtuluş: defansta elinden geleni yapıyor ama ofansta oldukça zayıf. iyi niyetle mücadele etmeye çalıştı ama sanıyorum kapasitesi bu kadar.

    lorik cana: çok şeyler beklediğimiz adam. takımın belki de en dirençli oyuncusu. bu maçta kendini gösteremedi. bunun bence iki nedeni var. birincisi çok erken sarı kart görmesi, ikincisi takıma daha uyum sağlayamaması. zamanla iyi olur diye düşünüyorum.

    mustafa sarp: oyunu yavaşlatıyor. el freni gibi. basit oynamaya çalışıyor ama bu basit oyunu sürekli geriye yapıyor. bu onun belki de en büyük dezavantajı. orta sahada alternatif olarak durabilir.

    musa çağıran: henüz 18 - 20 yaşlarında olmasına rağmen şaşırtıcı derecede soğukkanlı. bu özelliği takdire şayan. ne yaptığını biliyor. bu maçta gördüm ki musa, ileride çok şeyler bekleyebileceğimiz bir oyuncu.

    serdar özkan: bu maçın bizim için en iyi taraflarından birisi, sanıyorum herkes hemfikir bu konuda. özellikle ikinci yarıda çok çalıştı. sürekli ataklarda aktif rol aldı. oldukça başarılıydı. pino ile kanatlarda kullanılabilir.

    arda turan: kuşkusuz maçın en iyisi. elinden geleni yaptı. frikik çalışmış. bir topu direkten döndü, bir topunu volkan son anda kornere çeldi. maç içinde sürekli sorumluluk aldı. bir şeyler yapmaya çalıştı. en büyük kazanım. yalnız sanıyorum maç sonunda oradaki taraftarla bir gerginlik yaşanmış. umarım etkilenmez.

    mehmet batdal: elinden geleni yaptı. fiziği çok iyi. tekniği fena sayılmaz. arada bir ortalıktan kaybolsa da kötü değildi. baros'a alternatiftir.

    ---------------------------------------------------------------

    ikinci yarı girenler:

    sabri sarıoğlu: beğenmeyenler olsa da benim beğendiğim bir isim sabri. çalışkan. elinden geldiği kadar defans - ofans görevini yerine getirmeye çalışıyor. bence beceriyorda. sağ bekin ilk adamıdır.

    hakan balta: ilk 11'e kafadan yazacağım iki - üç adamdan birisi. hem stoper hem bek oynar. defansı çok sağlamdır. hücumu o kadar iyi olmasa da yapmaya çalışır. güven adamı.

    ayhan akman: yazacak çok da bir şey yok. 2008 yılındaki ayhan'ı aratıyor. bu da çok doğal. artık çok da bir şey beklenmemeli. tecrübesinden yararlanılmalı.

    barış özbek: bilmiyorum sadece bana mı öyle geldi ama bu takımdaki en gereksiz adam. beyni, ayaklarına sahip olamıyor. o kontrolü sağlayamıyor. düşündüğünü gerçekleştiremiyor. ayağına top gelince böyle gereksiz bir heyecan, topu bir an önce birisine atma isteği. olmuyor yani. önceden en azından afedersiniz eşek gibi koşar, pres yapardı. sanıyorum o özelliğini artık göstermiyor. ben yanılıyor da olabilirim. zira barış'ı beğenen bazı yazarlarımız da mevcut. * *

    emre çolak: kendine güvenli. şut atmayı seviyor. bileklerine hâkim. kolay çalım atıyor. yararlı olacağı su götürmez bir gerçek. ancak çok uzaktan şut atması pek de hoş değil. şut atsın tabii, atmasın demiyorum. ama belli bir uzaklıktan atsın. sneijder'in dünya kupasında jabulani'ye orta sahadan vurması gibi olmasın. ama oldukça iyi. böyle devam.

    caner öztel ve cumhur yılmaztürk için çok bir şey söyleyemeyeceğim. birisi dakika 80'de, diğeri 86'da girmiş. mutlaka onlar için 5 - 10 dakikada olsa çok önemlidir. umarım ilerleyen zamanlarda yararlı olurlar.

    bir başka analizde daha görüşmek üzere esen kalın...
  • 136
    saçma sapan, gereksiz bir maçtı... futbolcuların didişmesi, taraftarların sahaya attıkları komediden başka bir şey değildi. bir ara maçın iptal edilme durumu bile belirdi... maçtan sonrası ise ayrı komedi. galatasaray otobüsüne saldırmalar, futbolcuların taraftarlarla boğuşması...... daha ne yazayım. bir daha böyle bir maç düzenlemezler umarım. sadece sezon başında gereksiz bir stres yarattı...

    bakın, 80 dakika 10 kişi oynayan fenerbahçe'ye karşı alınan mağlubiyetten hiç bahsetmiyorum. zira artık alıştırdılar taraftarı... tek lafım eksiktik diyenlere. fenerbahçe eksik değil miydi? emre, lugano, dia, topuz, gökhan gönül ve bir de muhtemel iyi bir forvet gelince mi yenebileceğiz adamları? fenerbahçe'nin de yarısı yoktu...

    http://www.ntvspor.net/...589/gergin-dakikalar

    --- alıntı ---

    adı dostluk derbisiydi. ancak karşılaşma sonunda yaşananlar saha içinde alınan sonucu gölgede bıraktı. staddan ayrılan galatasaray kafilesini taşıyan otobüs trafiğe takılınca taraftarlar oyunculardan imza almak istedi. fakat ezeli rakiplerine mağlup olan sarı-kırmızılı oyuncular otobüsten inmeyi reddetti. taraftar futbolcuların küfür etttiğini iddia edererek tepkilerini dile getirdi. taraftarın tepkileri üzerine otobüsten inen arda turan'ın, yapılan harekete cevap verdiğini anlatmaya çalışırken tartışma daha da büyüdü. kaptan arda'ya destek vermek için diğer oyuncuların da otobüsten inmesiyle ortaya yine istenmeyen görüntüler çıktı. galatasaray otobüsünde yer alan galatasaray tv genel yayın yönetmeni hasan tankaya olayları ntv spor canlı yayınında değerlendirdi. tankaya taraftarın futbolculara küfür ettiğini söyledi. güvenlik güçlerinin yetersiz kalması üzerine olaylar bir süre daha devam ederken, polis ekiplerinin olay yerine gelmesiyle taraftarlar otobüsten uzaklaştırdı. takım otobüsü daha sonra polis eskortu eşliğinde takımın konaklayacağı otele hareket etti.

    --- alıntı ---

    http://www.turkspor.net/...o=1&id=60989

    --- alıntı ---

    almanya'da fenerbahçe-galatasaray arasında oynanan dostluk kupası maçı sonrası olay çıktı.. galatasaray'lı taraftarlar futbolcuların otobüsüne saldırdılar. taraftarların futbolculara laf atmasıyla başlayan tartışma sabri'nin otobüsten inip taraftarlarla karşı karşıya gelmesiyle daha da alevlendi. arda turan da otobüsten inip ortamı yatıştırmak istedi. olaya karışan bir taraftar sabri'nin kendisinin boğazını sıktığını iddia ederek darp izlerini gösterdi ve şikayetçi olacağını ileri sürdü. olaylar kısa bir süre sonra yatışırken güvenlik güçleri önlemlerini artırdı. olaya karışan taraftarlar arasında hem galatasaraylı hem de fenerbahçeli taraftarların olması dikkat çekti.

    --- alıntı ---
  • 137
    özet görüntülerinden ve kismen yazilip cizilende yola cikarak bir yorum yapacagim.

    kisa ve öz:

    1. fener cimbomu havada karada, 10 ki$i, 11 ki$i yeniyo.
    2. hazirli maci olmasi hasebi ile kazananin kim oldugu hic önemli degil.
    3. aykut cok pis kasti, ikindi, sikindi maci kazancam diye.
    4. fenerbahce kazanirken kaybetti, galatasaray kaybederken kazandi.
    5. emre colak süper. serdar özkan süper. sabri harika.
    6. arda bu yil frikiklerden en az 2-3 gol bulur.
    7. avrupadaki fener seyricisini farkli zannederdim. onlarda karaktersiz cikti.

    son olarak, mümkünse 2 takim bir daha dostluk maci oynamasin..
  • 140
    frank rijkaard'ın takımı son yarım saat üstelikde mağlup durumdayken 1.10 metre civarı bir forvetimsi hat ile gol aramaya mecbur ettiği maçtır.

    tamda oyunda olması gereken zamanda oyundan çıkartılan mehmet batdal ve sonucunda saç baş yoldurtan bir fiziki acz içinde kalan galatasaray. hz. rijkaard'ın muhteşem futbol bilgisi ve total futbol gereği olsa gerek ha şa sorgulamak ne haddimize.
  • 141
    hayırlı galibiyet diye buna denir efendim. gol yemeden aldığımız galibiyetlerle birazda olsa kalkan kaba tarafımız böylece inmiştir. yönetimimiz transferin gerekliliğini ve aciliyetini bir kez daha görmüştür. öbür tarafta ise aykut kocaman'ın gidişi ertelenmiş ve fenerbahçe'nin ileride düşeceği teknik direktör ve otorite sorunları büyümüştür.

    bunlardan ayrı olarak bu bir hazırlık maçıdır. rijkaard dediğimiz yüce insanın futbolcularını denemesinden doğal bir şey olamaz. adam senin benim gibi 10 yaşından beri fenerbahce rekabetinde yaşamamış. hazırlık maçını ciddiye almıyor. mehmet batdal'ın yerine 18 yaşındaki çocuğu da alır. arda turan yerine 17 yaşındaki çocuğu da. mehmet batdal'ın hafif sakatlığını yeni atlatması da cabası. neyse neyse kaka, pis, hain insan rijkaard.*
  • 142
    sezon öncesi çok gereksiz olduğunu düşüdüğüm ve bu düşüncelerim doğrultusunda beni haklı çıkaran müsabakadır. arkadaş baş başladığı anda gerginlik taan yaptı, yok dostlukmuş yok kardeşlikmiş. yok yok öyle şeyler yok bu klüpler arasında bunlar söz edilmez ne kadar kıçınızı başınızı yırtarsanız yırtın olmaz. gördük sonunu. bir almanya'ya rezil olmadığımız kalmıştı sonunda o da oldu.
    maça gelecek olursak frank rijkaard 'ın hazırlık maçından daha ötesini düşünmediği ve profesyonelliğiyle bir ders daha verdiği maçtır. gençleri genel olarak beğensem de forvet eksikliğini bir kez daha anlamışızdır, battal ise tam istediğimiz tarzda bir forvet bu sene olmasa da seneye çok daha iyi işler yapacağına eminim.
    diğer taraftan maçtan sonra yaşananlar hiç ama hiç hoş değil. kendini galatasaray'lı sanan çakma taraftarların yaptıkları takımı yıpratmış ve bu sezon öncesi hiç iyi olmamıştır.

    sözün özü; hiç gerek yoktu böyle bir maça.
  • 143
    fenerbahçe “yine” bir galatasaray maçını kazandı. görevli gibi, bir gazeteci gibi yazmak zorunda hissetmek öyle kötü bir şey ki böyle maçları. o kadar üzüldüm ki.

    aslında, johnson’un vurup da emre belözoğlu’nun kıçına çarpıp gol olan maçtan sonra bırakmıştım fener maçlarını. ayrıca belirtmem gerek, bir önceki cümleyi o kadar çok kez yazdım ve söyledim ki !
    fenerbahçe’nin galatasaray’a kazandığı bütün maçlar neredeyse bugünkü gibi. 6-0’lık maç dahil.
    fenerbahçe girdiği bütün pozisyonları gol yapar, topla neredeyse hiç oynamaz ama galatasaray’ı yener. işin içinde “iyi saatte olsunlar” var sanırım, futbol açısından bir açıklaması yok.

    maça mecburen dönersek, galatasaray da fenerbahçe de 4-3-3 başladılar. ama galatasaray topa daha fazla sahip olması, alex’in aslında santrafordan 5 metre geride oynaması sebebiyle orta saha galatasaray’a geçti. kısa sürdü bu zira fenerbahçe selçuk’un atılmasıyla 10 kişi kaldı. dostluk maçında adam atılır mı? atılır abicim. hakeme dünyanın neresinde çelme takarsan tak, eğer hakem bünyamin, hüseyin falan değilse sana sarı kartı hatta direkt kırmızı gösterir. hakemin, futbolcunun çelme taktığını sanması yeterlidir. ben fenerli olsam (allah korusun) elbette isyan ederim, hakem yanlış anladı derim. ama doğrudan da kaçamam.

    galatasaray’ın bazı yaptıklarını beğendim, bazılarını beğenmedim. birinci devre forvette çoğalamamayı beğenmedim. kimsenin kendisini boşa çıkarmamasını beğenmedim. yazılanları okumadan bunları yazıyorum ki, etkide kalmayayım. belki arda için ayağında çok tutuyor, pas vermiyor diyenler olacaktır, bu arkadaşlar için söylüyorum : kimse boşa çıkmıyor, kimse alan değiştirmiyor. arda da mecburen topu taşımak zorunda kalıyor. bir de bu tip yazıların olmazsa olmazıdır, messi top taşırken iyi de, arda taşıyınca mı kötü?
    orta sahada galatasaray topu kazandığında batdal’ın veya musa’nın veya serdar’ın veya arda’nın kendilerini boş göstermeleri gerekir (futbolcu jargonu oldu ama idare edin, gerçi kahve ağzı sananlar da var ama neyse). sadece arda boşa çıkıyor fark ettiniz mi? arda topu aldıktan sonra yine duran bir forvet hattı var. arda neylerse güzel eyler diye mi bekliyorlar acaba? batdal iyi topçu, “vurma oğlum lan” dediğim yerde çaprazdan şahane vurdu mesela, yetenekli. serdar, kesinlikle çok yetenekli, fenerli topçulara birkaç pozisyon “gemici düğümü” attı. musa, kesinlikle çok yetenekli, orta sahaya gelip pres de koyuyor, vücudunu araya sokup topu da saklıyor, faul de yapıyor.

    ama galatasaray’ın yumuşak karnı bu maçta da orta sahanın ortasıydı. mustafa sarp, birkaç tane çalım yedi, ki asla yememesi gerekir orada oynayan adamın, bir tanesi gol oldu. cana olacak, belli. sarp, ya cana’dan adam nasıl geçirtilmez, gerektiğinde nasıl faul yapılır öğrenecek, ki bu yaştan sonra zor, ya da kulübeden izleyecek maçları. olsun parasını almaya devam eder, arada sırada girer oynar falan. sarp’ı düşünecek değilim, onun kazandığını kazanmak için ben….neyse….
    birinci devre fenerbahçe eksik olmasına rağmen diri olduğu için kontraataklar deneyebildi. birinde de golü buldu. sarp’ın yediği çalımdan sonra ceza sahası içinde ali turan da iki kez çalım yiyince ve dos santos gibi topa iyi vuran bir adam golü attı. emre güngör, ali turan gibi oyuncuları yere göğe koyamayanları anlayamıyorum. şimdilik bu kadar yeter.
    fener takımı, solda stoch sağda kazım ile hızlı hücumlar denemeyi amaçlayarak başladığı maçta, galatasaray savunmasının sağlam duruşu sebebiyle etkin olamadı. servet, taştır diyorum, bana gülüyor bazıları. devam ediyor musunuz gülmeye?

    ikinci devre, tek kale gol atan kaleye şeklinde geçti. fenerbahçe mi kapandı yoksa galatasaray mı feneri kendi sahasına hapsetti. ikisi de doğru.
    fenerbahçe ikinci devreye ligdeki 3 puanı almak için çıkmış. aslında maçın başında da lig maçı gibi başladılar. sakatlar dışında tam kadro sahadaydılar, belki bir tek lugano yoktu sakat olmayanlardan, bildiğim kadarıyla o da kampa henüz katılmadı.
    ikinci devreye oyuncu değiştirmeden başladılar ve bence bir hazırlık maçı için uzunca bir süre aynı 11’le oynadılar.
    galatasaray balta’yı sol beke, sabri’yi sağ beke, barış’ı sağ açığa, ayhan’ı orta göbeğe alarak, arda’yı forvet arkasına, serdar’ı sol açığa çekerek başladı. ayhan’ı beğenmiyoruz değil mi genel olarak (ben beğenirim ayhan tipinde topçuyu), orta sahada topa basıp pas yaptı ayhan. topun galatasaray’da kalmasını sağladı.
    değişiklikler topun galatasaray’da kalmasını ve fenerbahçe’ye kontra vermemesi sağladı. yanlış olan batdal’ın oyundan çıkmasıydı. bu değişikliklerden sonra topun kanatlara ineceği belli iken santraforsuz oynamak saçmalık. rijkaard’ın hatasıdır bu.
    tam batdal’a göre şahane ortalar geldi, ama batdal yoktu. “batdal yokken orta yapılmaması gerekirdi“ diyecek olan çok bilmişler için söylemem lazım, eğer barış, sabri, balta, serdar’dan oluşan bir kadro ile sahadaysan o sahada orta gelir, bunu öngörmek gerekir. ve bu çocukların orta kesmeleri kötü bir şey değil, futbolun gereğidir.

    aykut, galatasaray maçlarının ne önemde olduğunu elbette çok iyi biliyor. ona göre oynattı takımını. aslında eksik kalmaları aykut’un işini kolaylaştırdı. zaten klasik aykut takımları böyle oynardı, şimdi bahanesi de oldu.
    rijkaard’ın fener maçı olması pek umurunda değildi sanırım. ben topumu oynarım, rakip kim olursa olsun bir hali vardı.

    arda turan, ikinci devre bazı pozisyonlarda ağır kalması dışında bu takımın lideri olduğunu gösterdi. yıllardır bu kadar etkili frikik kullanan futbolcumuz yoktu. takımı yönlendiren, gerektiğinde müdahale adan kaptan olarak oynadı. bu çocuk çok erken hamdı, pişti, oldu.

    bilica mı? valla değmez !
  • 144
    bu maç bize gösterdi ki:
    1) fabio bilica bir okayama çocuğudur.
    2) arda turan sezona formda girmektedir.
    3) rıdvan dilmen cana'yı bir devre izleyerek kötü futbolcu olduğu kanısına vardığını görünce ne kadar kahvehane yorumcusu olduğunu göstermiştir.
    4)fenerbahçe 10 kişi oynamıştır. fakat gerçekten kötü bir futbol oynamıştır. kırmızı kart gören futbolcunun selçuk şahin olduğunu unutmamak gerekir.(u: ne kadar önemli? )
    5)mustafa sarp sezona geçen seneki gibi iyi bir giriş yapacaktır. ancak devamlılığı ne derece olacaktır,soru işaretidir.
    6)ufuk ceylan'a sabır göstermek ,ona güvenmek taraftarın bu seneki en önemli görevlerinden biridir.
    7)stoch fenerbahçe'ye yararlı olacak gibi durmaktadır.
    8)serkan kurtuluş -üzülerek söylüyorum- galatasarayın oyuncusu değildir.
    9)emre çolak şutlarını daha sert çekmelidir.
    10)en büyük galatasaray...
  • 145
    bunca zaman hepimizin üzerinde 'iyi oynasak bile yeniliyoruz' dediğimiz maçlardı fenerbahçe maçları.
    bundan sonra 'rakip eksik kalsa bile kazanamıyoruz üstelik yeniliyoruz' şeklinde bir düşünce oluşturabilir.
    çok önemsenmiyor gibi olsa da bu açıdan futbolcular üzerinde ileriye dönük olumsuz etkiler yaratacağını düşündüğüm maçtır.artık hiçbirmiz gelecekteki fenerbahçe maçlarında rakip eksik kalırsa kesin yeneriz diyemeyiz.hatta böyle bir durumda fenerbahçelilerde bir umutsuz da oluşmaz.
    ayrıca yensek bize olumlu hiçbir getirisi olmayacaktı bu maçın çünkü fenerbahçeliler 'ancak hazırlık maçında yenebilirsiniz' diyeceklerdi. kaybedince psikolojik baskı daha da artacaktı ki bence öyle oldu.yani maç öncesi böyle bir maçın oynanmasını kabul etmenin her durumda bize olumlu bir etkisi olmayacaktı.
    hangi sebeple oynadık anlayamıyorum.
  • 147
    eni sonu bir "hazırlık" maçıdır. evet fenerbahçe ezeli rakibimizdir, galatasaray sevgimizi üst seviyede tutan etkenlerden biridir ama hazırlık maçı be kardeşim. bu maçtan sonra tartışılcak ne kadar fazla şey olabilir ki? o yüzden olayı ezeli rekabet dışı görelim lütfen. bakın arda futbolunun ne kadar geliştirmiş, batdal, serkan özkan musa ne kadar istekli, sabri yalnızca keita'yla oynayabiliyo diyenlere inat ne güzel futbol oynuyor dimi? bide kötü görülmesi gereken şeyler var tabi, ali turan acaba alışma devresi mi yaşıyor? sol bekte serkan kurtuluş'un ne işi vardı? en önemlisi de sanırım hücum organizasyonlarındaki yetersizliğimiz ne olacak? arda, serdar ikinci yarı kendilerini sol içte debelenip durdular ama ne yanlarında dogru pozisyon almış bi musa görebildiler nede önlerinde etkili bi forvet. sanırım bu maçtan sonra konuşulması gereken şey neden fenere karşı hep böyle yerine, acaba bu sene hücum olayını ne yapıcaz, elano, baros, pino gelince değişecek mi yoksa yeni transfer şart mı? kaybettiğimiz bişey yokki biraz önümüze bakalım, lütfen.
  • 148
    sırf bu maç yüzünden frank rijkaard'a ve takıma sallayanları anlayamıyorum. tamam fenerle gazozuna maç bile yapsak önemli ama en azından bu maçta eksikliklerimizi ve artılarımızı görmüş olduk.maç esnasında dikkat ettim de geçen sene en çok feryat ettiğimiz problem olan defanstan top şişirme olayı kalmamış neredeyse. bu konuda en çok eleştirilen servet çetinbile artık 30 metre pas atıp oyunu kanatlara açıyor, gökhan zan da servet kadar iyi olamasa da bu konuda keza o da kötü değil.ayrıca naçizane oyuncu değerlendirmelerime gelecek olursak :

    ufuk ceylan: tecrübesizliği ve heyecanı her halinden belliydi. ama ufuk'a olan inancım tam, gereken şans verilirse kalenin 10 yılı garantiye alınır.

    ali turan : mevkisi kesinlikle sağ bek değil. stoper için iyi bir alternatif olur.

    sabri sarıoğlu : maicon'dan eksiği yok aslanımın. * şaka bir tarafa gayet beğendim.

    gökhan zan : geçen seneki gökhandan pek bir farkı yok gibi. sadece top şişirmemeye dikkat ediyor. bu da önemli bir artı tabi ki. defansta kewell oynayacağına gökhan zan kalsın , alternatif olsun değil mi ama ? *

    servet çetin : tek kelimeyle mükemmel. fiziği her zamanki gibi muhteşemdi , kademelerini de oldukça beğendim. ayrıca yazının başında belirttiğim gibi 30 metre nokta pas atıp oyunu kanatlara açıyor.

    serkan kurtuluş : pek bir numarasını göremedik açıkçası.

    hakan balta : ofansa daha fazla çıkmaya başlayıp içimizin yağlarını eritmiştir.

    mustafa sarp : aynı tas aynı hamam maalesef.

    musa çağıran : 2-3 sene içinde yeterli gelişmeyi gösterebilirse tam anlamıyla bir box to box oyuncu olabilir , çok büyük gelecek görüyorum bu çocukta . ayrıca ön libero olmasına rağmen ceza sahasının oralarda çok geziniyor , 2-3 defa pozisyona girdi dün geceki maçta -ki bu bir ön libero için gayet iyi bir rakam. ayrıca gayet soğukkanlı.

    barış özbek : geçen seneki boşa koşan barış gitmiş , yerine başka biri gelmiş sanki. takımın pas futbolunu oturtmaya başladığının göstergesiydi bu adam. 2-3 defa önü boş olduğu halde oyunu kanatlara açtı , pas yaptı.

    lorik cana : erken gördüğü sarı kart oyundan düşmesine sebep oldu. ayrıca bir pozisyonda adını hatırlamadığım bir oyuncunun ayağına bir tekmesi vardı ki benim bile ayağım sızladı , o derece. hırslı duruşuyla sahada olduğunda takımı ateşleyecek gibi görünüyor.

    ayhan akman : yaşı itibariyle çok da birşey beklenmemesi gereken oyuncu. çok da birşey veremedi zaten.

    emre çolak : büyük potansiyeli olduğuna inanıyorum ama dün gece kendisinden bekleneni veremedi.

    arda turan : hırslı , ultra teknik , şutları mükemmel ve de gayet hızlıydı. maça konsantre olduğunda neler yapabileceğini gördük. son pozisyondaki kafa vuruşu ise tamamen şanssızlıktı . iddia ediyorum arda o vuruşu 100 defa yapsın 99 defa gol olur. ama makus talihimiz işte , fenere karşı tıkanıyoruz.

    serdar özkan : son vuruşlarını ve pas kabiliyetini geliştirebilirse çok tehlikeli bir oyuncu olur. hızlı , driplingi iyi , top kontrolü iyi , ayrıca teknik. bir çok taraftarın aksine gelecek vaad ettiğini düşünüyorum.

    mehmet batdal : kaçırdığı pozisyon tamamen heyecan ve şanssızlıktı. bence biraz daha maça çıkıp tecrübe kazanırsa bu sezon a takımda kalabilir.

    1 yıl sonra gelen edit : demek ki neymiş, bir daha takımla ilgili olumlu bir yorum yapmamam gerekiyormuş.
  • 150
    bu maç bizlere göstermiştir ki:

    -arda bu takımın en iyi oyuncusu. ilk yarı çok iyi oynadı, her atakta o vardı. ikinci yarı biraz gereksiz çalımlara girse de kaptan gibi oynadı. galatasaray'da oynadığı süre içersinde izlediğim en iyi arda buydu.

    -serdar özkan bu sene çok yararlı olacak ama sağda değil. ilk yarıda sağda çok etkisiz kalırken ikinci yarı sol kanada geçmesiyle birlikte çok iyi işler yaptı.

    -servet geçen seneki savruk yapısından kurtulmuş gibi kalmasında yarar var. neill ile iyi ikili olurlar. yabancı hakkımızı defansta kullanmaya gerek yok.

    -ufuk her ne kadar güven vermese de yabancı hakkımızı kalede kullanmaya gerek yok. eğer ufuk'un üzerinde durulursa iyi bir kalecimiz olabilir.

    -bizim şu anda çok iyi 2 tane orta sahaya ihtiyacımız var. birisi yabancı olur diğeri türk olur farketmez ama 2 tane ilk 11'de oynayabilecek
    orta saha oyuncusu almamız lazım.

    -20 dakikada olsa 10 dakikada olsa inşallah bir daha forvetsiz oynamayız.

    -yasin pehlivan ile veli kavlak'ı inşallah yönetim alır derken bu günlerden bahsediyorduk. üst düzey bir takımın başarılı olması için yedek oyuncularının da
    çok iyi olması gerekir. ne yazık ki orta sahadaki türk oyuncularımız çok yetersiz, umarım yönetim en azından iyi bir türk orta saha oyuncusu alır.

    -bu tabiri hiç sevmem ama hakikaten mustafa sarp maldonadomuz olma yolunda ilerliyor...

    -fenerbahçe'nin galatasaray karşısındaki balı diğer takımlara karşı da olsaydı kesin ş.ligini kazanırlardı. o derece bize karşı şanslılar.

    -türkiye'deki hakemlerin ne kadar eyyamcı ve fenerbahçe lehine maç yönettiklerinin bir göstergesi bu maç. özellikle fenerbahçe'nin bizimle oynadığı maçlarda bu maçı yöneten hakem gibi hakemler olasaydı fenerbahçe maçları en az 9 kişiyle tamamlardı. ama ne yazık ki öyle yürekli hakemlerimiz yok.

    -bilica fenerbahçe ruhunu yansıtmaya devam ediyor...
App Store'dan indirin Google Play'den alın