• 277
    şampiyonluk yolunda en önemli deplasmanlarımızdan birisi olan sivas maçından hemen önce melo'nun sakatlığı nedeniyle kadroda olmadığını öğrendik. böylesine zor bir deplasmanda orta sahadaki tek savaşçımızın olmaması cesaret kırıcıydı. ama ibrenin de sivas'a döndüğünü söylemek saçma olurdu. melo'nun oynamadığını duyduğumda ilk aklıma gelen soru sivas'ın orta sahasında kimin oynadığıydı. çünkü hatırladığıma göre ligin en zayıf orta sahalarından birine sahipti sivas. melo'nun yokluğu tabi ki etkileyecekti takımı ama orta saha üstünlüğünün de sivas'a geçmeyeceği kesindi.

    kadroya gelirsek, sabri'nin sakatlıktan dönmesi bizim adımıza burak'ın dönmesi kadar önemli bir gelişmeydi. daha önce de yazdım; sabri mükemmel bir oyuncu değil ama kadroda alternatifi olmaması onu çok değerli kılıyor. ligimiz için fazlasıyla yeterli ve tecrübeli bir oyuncu. tandem de chedjou-koray dan vazgeçmedi hamza hoca. koray'ı kazanmakta ısrar ediyor. saygı duyarım bu tercihe ancak son zamanlarda formu gayet yerinde olan hakan balta'nın formayı daha çok hakettiğini düşünüyorum. koray'ın performansı da fena olmasa da arkasına atılan toplarda bu sezon çok eleştirilen semih'ten bir farkı yok. hava toplarında ise bir stopere göre çok zayıf olması duran toplarda başımıza bela açabiliyor. sol bekte o mevkide oynamasına çok sıcak bakmadığım olcan'ı kesmedi hamza hoca. takımın geri kalanında da melo yerine hamit'in girmesi dışında iki kanatlı sistemi bozmadı.

    melo'nun olmaması orta sahamızı çok etkilemez derken hamit çoğumuzu şaşırtarak öyle bir performans sergiledi ki çok aramadık bugün melo'yu. özellikle rakipten çaldığı toplarla ve alan kapatmasıyla çok fark yarattı. iyi oynamasında az önce bahsettiğim sivas orta sahasının zayıf olmasının etkisi olsa da gözle görülür bir değişim vardı hamit'te. bu bizim açımızdan sevindirici bir gelişme, zira formda olduğu zaman çok kaliteli bir hamle oyuncusu hamit. selçuk'un son maçlarda pas dağıtma özelliğini hatırlamış olması da diğer bir sevindirici gelişme.

    orta sahanın iyi performansına, sabri ve olcan'ın hücumsal anlamda çok iyi performansları eklenince ön tarafın yükü bayağı bir azaldı. fener son yıllarda çok ekmeğini yedi beklerinin. ön taraftaki oyuncularının formsuz olmasina rağmen caner ve gökhan sayesinde çok maç aldılar. bizimse tam tersine son iki sezondur sağ ve sol bek mevkilerinde yüzümüz gülmedi. olcan bu açıdan çok iştahlandırdı taraftarımızı. çok da iyi oynuyor iki maçtır. ancak karşısında henüz kaliteli bir kanat oyuncusunun olmadığını da unutmamak lazım. sivas'ın beki cicinho bu konuda ufak bir test oldu sadece. kadıköy'de olcan bek olarak çıkarsa gökhan ve kuyt başımızı ağrıtabilir. yine de sivas gibi takımların karşısında bocalayacağını düşünüyordum. yanılttı beni.

    sneijder'i izlemek ayrı bir keyif. attığı normal bir pasın bile hızı ve gideceği yer çok iyi ayarlanmış oluyor. bugün ilk golü atıp öne geçtikten sonra yaptığımız kontra atakların çoğunun yaratıcısı sneijder'di. hücumdaki katkısının yanı sıra bir duran topta arka direkte kendisini unutturan chahechouhe'yu farkedip ona doğru koşması dikkatimi çekti. bazen savunmada buna benzer çok zekice hamleler de yapabiliyor. biz kontraları harcarken - ki bunların 2 tanesinde çok eleştirilen bruma, burak'a güzel servisler yaptı; birisini korcan kurtardı, diğeri direkte patladı- sivasspor yardımcı hakemin golüyle beraberliği yakaladı.

    ikinci yarıda burak'ın son 10 maçtaki 9 gol 3 asistlik muazzam performansına 1 gol 1 asist daha eklemesiyle 3-1 öne geçtik. bu dönemde takımdaki pas yeteneği yüksek oyuncuların çokluğu top hakimiyetini bizde tuttu. hatta golden önce 3-4 dakika topu kaptırmadan pas yaptık. maçın son bölümünde sneijder'in çıkıp umut'un girmesi takımın bocalamasına neden oldu ancak kazanmayı bildik.

    son olarak hamza hoca önceki maçların aksine yerinde ve zamanında değişiklikler yaptı. özellikle telles hamlesi maçın kilidini açtı ve şampiyonluk totemimiz olan sivas'tan 3 puanla ayrıldık.
  • 278
    sivasspor – galatasaray : 2-3 kritik viraj
    alt başlık: şampiyonluk formulü değişti.

    yahu ne yapayım başlık bulamadım, futbol medyasının klasik-klişe laflarından birini başlık yapayım dedim. zaten bir şey klasik-klişe olmuşsa doğru olduğu için olmuştur. çok önemli bir alt başlık var. dikkat !
    felsefe yapmaya gerek yok, 22 kişinin bir topun peşinden koştuğu bir oyundan bahsediyoruz. peki instagramda milyonlarca takipçisi olan(peşinden koşan) ve bunların %90’ı erkek olan seksi ablalar hangi kategoriye giriyor? ablaların sivas deplasmanına çıkmadıkları kesin. onlar daha çok miami, sao paolo, bahamalar deplasmanındalar. foto isteyen var mı? ulan ya, kazanınca makara yapması, eğlenmesi ne güzel.
    taraftarın takıma inancını ölçtüğüm yer twitter. hamza hamzaoğlu geldikten sonra kadro açıklanınca çok fazla çatlak ses çıkmıyor. detaylı analiz yapanlar farklı bir kadro öneriyor ama istedikleri değişiklik sayısı 2’yi geçmiyor. bu çok güzel ve çok önemli. enerji, sinerji, kuantum vesaire açısından çok önemli, anlayamazsınız.
    maça iyi başladık mı emin değilim, golden 1 dakika önceye kadar mutfakta sigara içiyordum. golün geldiği pozisyonda neredeyse bütün takımın katkısı vardı. pas, alan boşaltma, rakibe pres gibi topçuların hepsi üstüne düşeni yaptı. golden sonra standart peygamber vitesi.
    yediğimiz golden önce avut çalınması gereken pozisyonu faul çaldılar hakemler. eskiden bir tane hakem karar verirdi, biz de kime küfür edeceğimizi bilirdik. şimdi 6 tane hakem var, kararı kimin verdiğini, kime küfür edeceğimizi bilemiyoruz. hamza hamzaoğlu ve muslera gibi sinirlenmeyen adamları bile delirtti hakemler. daha güzel tanım yok.
    haksız karar da olsa galatasaraysan bunlara hazırlıklı olman lazım. terim, mancini, prandelli, hamzaoğlu hiç farketmedi, galatasaray duran toptan gol yiyor. çözümü yok herhalde. bu kadar farklı hoca geldi geçti bir şey değişmedi. golde, burak mevkidaşı (bu nasıl ifade lan) cardozo’nun napoli maçında ıskaladığı gibi ıskalamasa gol olmazdı.
    maç hiç kleşelerdeki gibi orta saha mücadelesi şeklinde geçmedi. direkt savunmalar üzerinde taktik savaşı oldu. kalite ağır bastı, ikinci yarıya rakip sahada oynayarak başlayan galatasaray 3-1 yaptı.
    galatasaray sezon başından beri oyunu tutmakta zorlanıyor, skorun üstüne yatamıyor. fatih terim’den sonra bunu hiç beceremedik zaten. kadıköy’de şampiyonluk kupasını aldığımız maç bütünüyle maça yatarak aldık.
    galatasaray lige asılma inadını sürdürecek. umutsuz olmak için sebep yok.
    bu sezon şampiyonluk formülü başka. rakiplerin hakem destekleriyle kazandığı maçları desteksiz kazanıp rakipleri yenerek şampiyonluk gelecek.

    not: melo’nun yokluğundan bahsetmedim bile.

    *
  • 281
    galatasaray'in sampiyonluk yarisindaki en zorlu maçlarindan birini daha kazanarak yoluna emin adimlarla devam ettigi maç. donem donem cok iyi, donem donem cok kotu oynamaya devam ediyoruz. evet hakemler de rakiplerin lehine, bizim aleyhimize inceden falan da degil gayet kalin kalin calisiyorlar ama biz galatasaraysak, rakibi de hakemi de yeneriz. cok yendik, yine yapariz. bu maçta sivas'in ilk golu mesela. aydaki adam bile gordu orada faul degil de aut oldugunu. ama hakemler sivas lehine karar verdiler. ve biz golu yedik. yemeyecegiz arkadasim. arka direkte iki tane bos sivasli kalmayacak. o top iskalanmayacak. gereken budur. bu da olacaktir. ufak ufak oyuncu notlarim:

    muslera: yine cok iyiydi. gollerde yapacak bir sey yoktu ama cok onemli kurtarislari vardi. bu arada onu da cildirtmayi basaran hakemleri de tebrik ederim. ilk devrenin sonunda gordugu sari kart tamamen haksizdi. tamamen.

    sabri: harika oynadi. cidden harika.

    koray: iyiydi. sivas'in ikinci golunde kestigi topu pasi atan oyuncuya geri yollamamis olsaydi harika derdim hatta.

    chedjou: formunu yeniden kazaniyor. son dakikada yaptigi faul olmasa iyi derdim, simdi vasat ustu.

    olcan: ilk devre savunmada cok yalniz kaldi. hucuma ciktiginda buyuk itici guc oluyor ama savunmada tek basina kaldiginda bir gariplik var. kademe bilgisi haliyle zayif. ornegin ilk devre spikerlerin gol diye ataga kalktigi auta giden sikeci ibrahim akin pozisyonunda bir savunmaci sikeciye o sutu o kadar rahat cektirmezdi. yine de ozellikle ic sahada sol bekimiz bence o olmali.

    hamit: beklenmedik olcude yararli ve iyiydi.

    selçuk: ilk yari ayri, ikinci yari ayriydi. ilk yarida vasat altiyken, ikinci yarida iyiydi.

    bruma: en faydali gunlerinden birini yasadi formamiz altinda.

    sneijder: onu tehlikeli alanda cok topla bulusturamadik. ama bulustugunda da ucuncu golu hazirlamasini bildi.

    yasin: ilk yari dikine oynayan, oynamaya gayret eden tek adamimizdi. attigi gol moralini biraz daha yukseltmistir. kesinlikle maça cikmasi dogru tercihti.

    burak: kudurtuyor dusmanlarini koçum benim. gol, asist, direkten donen top, mucadele her sey vardi yine.

    telles: ikinci yari girdi ve sol onde oynadi. golu cok klas, kosusu cok guzeldi.

    emre: maalesef etkisizdi. o sahada etkili olmasi da zordu zaten.

    umut: evet top tutamadi. hic de tutamiyor, hic de tutamayacak ama son dakikalarda kossun, kafa topu olursa vursun diye oyuna alinacak oyuncu da kendisiydi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın