• 54
    skoru ve statüsüyle telefonla maç anlatmak olayının zirvelerinden olan maç. özellikle ikinci golde top hasan şaş'ın kafasına doğru süzülürken güntekin onay'ın gol diye bağırması unutulmazlardandır bu anlamda. galatasaray dergisi'ne anlattığına göre san siro'da şeref tribünü sayılabilecek ama dışarıdan izole olmayan bir konumdaymış. özellikle gollerde coşsa da maç boyu tedirgin şekilde maç anlatmış. hatta kanal tarafından iki gün boyunca ulaşım hizmeti vermesi için ayarlanan şöför hasta bir inter taraftarıymış. gollerden sonra gelip dürtüyormuş onu. tedirginliğinde o elemanın da hatırı sayılır payı varmış.

    enteresan bir anektod olarak 10 puan topladığımız grupta deplasmanda puan aldığımız tek maçtır. deportivo deplasmanında da, formalite maçına dönüşen psg deplasmanında da tesadüfi şekilde 2-0 kaybetmiştik. süper kupa finalinde de giydiğimiz çubuklu forma ile çıkmıştık. ilk golde jardel soldan gelen ancak rakip defanstan sekip biraz dengesiz ve alakasız yere giden topta kendine has içgüdüleriyle yine de doğru yerde bulunmuş, diğer ayağını yerde kesmeden jeneriklik bir vole atmıştı.

    hasan şaş'ın ac milan'a attığı gol ise kumandan hagi'nin futbol zekası ve hasan şaş'ın müthiş uyanıklığının ortaklığında gelmişti. başlıkta da defalarca anlatıldığı gibi popescu topun başında ne yapacağını düşünürken kumandan hagi bir anda yarım daire çizerek topu havalandırmıştı. artık hasan şaş'a işaret mi etti, bağırdı mı, o topa vurmadan bindirdiğini mi gördü tam bilinmez; hasan şaş o süpriz koşunun finaline geldiğinde topa doğru hamle yapmasına bile gerek kalmadan top kafasına çarpıp abbiati'nin üzerinden aşıp milan filelerine ulaşmıştı. bu golden sonra güntekin onay'ın "hasan topa vuruyor ve goooooolll" repliği kadar hasan şaş'ın parmağıyla kafasına vura vura bizim kulübeye kadar koşmaya devam etmesi de unutulmazdır.

    sonrası ise klasik bir lucescu dönemi maçıydı. doksan dakikayı bitirene kadar taraftar ekran başında epey bir ter dökmüştü. nitekim bir önceki sene ilk yarıya 2-0 geride girip sonrasında abbiati'nin müthiş performansıyla puanı hatta belki de galibiyeti kaçırdığımız san siro deplasmanında bu sefer galibiyeti korumaya çalıştık mamafih başarılı olamadık. maçın bitimine 15 dakika kala gelen tartışmalı bir penaltıyla skor 2-2'ye geldikten sonra son dakikaları zor ettiysek de taraftarın ağzında yine keçiboynuzu misali bir tutam tat kalmıştı sadece...

    ve kaderin bir cilvesi tıpkı bir önceki sezon olduğu gibi ali sami yen'de milan'ı yine mağlup edip yine tur sevinci yaşayacaktık.

    (bkz: tarihte bugün)
  • 52
    (bkz: 25 ekim 2000 monaco galatasaray maçı) ve kerem inan’ın o günkü performansı bugün sözlükte hatırlatılmış.
    o zamanlar şampiyonlar ligi start tv tekelindeyken; 2000-2001 sezonunda teleon vardı.
    maç yayınları, tivibu-trt / star-dsmart şeklinde bir açık kanal star tv, bir de şifreli kanal teleon şeklinde yayınlanıyordu. şampiyonlar ligi 2.tur ilk grupları ilk maçımız da milan deplasmanındaydı -geçtiğimiz sezondan bize kurulan milan- ve startv’deydi. anlatan ise babasını saygı ve rahmetle andığımız, o dönemlerde çok sevdiğimiz fakat 2010’lardan sonra bizim başarılarımızı çekemeyen ve galatasaray başarıları çekememezliği hastalığına yakanan, bizi eleştirdikçe adeta kulakları daha da büyüyen güntekin onaydı.

    taffarel’in tombalacı nouma tarafından sakatlanması sonrası malesef 3 ay boyunca maçlara kerem inan ile çıkıyorduk.
    san siro’da maça iyi başladık ve ergün’un ortasında jardel’in golü ile öne geçtik.
    2 dk sonrasında ise yeni tarzı ile çıktığı ilk maçta hasan, hagi’nin akıl dolu pasını gole çevirdi.

    ondan sonraki 50 dk’yı ise sormayın. hatırlayanlar dönmüşlerdir o geçmeyen anlara.
    tamamen savunma yapmıştık. sürekli dakika saydığımı hatırlıyorum annemle ekran başında.

    ancak kalan dakikalarda iki gole engel olmayıp gruptan çıkma yolunda büyük avantaj yakalamıştık.

    veya aslında bu skorun dezavantaj henüz olduğunu bilmeden. lakin grupta ya bu, ya 6. psg deplasmanından alamadığımız ekstra puanlar ya da en kötü deportivo deplasmanında ise 1 yerine 2-0 yenilmemiz bizi çeyrek finalde real madrid karşısına çıkardı. tamam ilk maçta 0-2’den 3-2 ile tarihe geçen bir geri dönüşe imza atmıştık. ama 2.maçta fatih’in sol bek oynadığı barnebeu’da 3-0 ile elendik. halbuki bunun yerine grubu lider bitirsek;
    çeyrek finalde, geçtiğimiz sezon* uefa kupası yarı finalinde elediğimiz leeds united ile; (ki “galatasaray uefa kupası alırken güçlü takım mı eledi ya diyen” beşiktaş'a 6 atmıştı gruplarda)
    o turu geçmemiz halinde ise* yarı finalde ise valencia ile eşleşecektik.
    belki de bizim için 21 kasımda çıktığımız san siro; parken stadyumu sonrası sevdiğimiz ve kalplerimize kazıdığımız bir diğer stad olarak tarihe geçecekti bayern ile oynayacağımız final ile. kimbilir 03-04 / 04-05 yıllarında porto’nun yaptığı duble’yi belki de biz yapacaktık 99-00 / 00-01 sezonlarında.

    kerem inan o gün, ispanyol underrated forvet jose mari ve 4 yıl sonra fenerbahçeye kadıköyde 4 tane sallayan, türk futbol tarihinde ilker yasin’in ‘döndürmeyin’ vecizesine en çok yakışan ve z kuşağının fifa ultimate team iconlarından tanıdığı shevchenko’nun gollerine engel olamamasına karşın çok güzel bir maç çıkarmıştı. bir çok kurtarış yapmış ve taffarel’in yokluğunda o maçta kalemizde mükemmel olmasa da iyi performans sergilemiştir.

    benim aklıma kendisi, monaco deplasmanında 4 yiyen hali ile değil bu maç ile kazınmıştır.
    sonrasında izlediğimiz aykut, orkun, ufuk gibi yerlilerin de yanında çok daha iyi bir kaleciydi kerem. ayrıca sağlam da galatasaraylıydı. ki halen öyle.
    umarım ismail de en az onun kadar iyi bir kaleci olur.

    kimbilir, beklide psg maçına; rotasyonlu bir kadro ile çıkarak* bizi belki de olası şampiyonlar ligi şampiyonluğundan eden; şimdilerde yabancı sınırı ile ilgili rezil ve sığ yorumlarından dolayı antipati seviyesini günbegün arttıran luce’ye değil; o büyük kupa yakın gelecekte imparator’a nasip olur.

    uefa kupası alırken kulübede yanında kerem otururken, kupa 1 finalinde de yanında belki ismail oturur.

    `hayat, neden olmasın?`
  • 8
    serbest vuruşu kullanmadan önce topun başında ki gs'li futbolcu*nereye atacağına karar vermeye dursun, hagi "çekil lan ben atarım" diyerekten hasana koşmasını anlatan kol hareketini yaparak "hasan tut oğlum" der ve harika bir asist'e imza atar. güntekin onay da coşmuştur. ben gole sevinirken, babam "niye önceden gol dedi spiker" diyerek üzüldüğünü şaşkınlığıyla karıştırıp harmanlamıştır.*

    (bkz: eski günler)
  • 49
    maçın sonucunun 2-2 olması birçok galatasaray taraftarını üzmüştür. çünkü maçta 2-0 öne geçmiştik. o gün galatasaray'ı hakem doğramasa maçı alacaktık. aynı senaryo bir sene sonra nou camp'ta da gerçekleşti. yine 2-0 öne geçtik, yine hakem doğradı ve 2-2 oldu, hatta maçı 9 kişi tamamladık. *

    ayrıca ikinci grupların ilk maçıdır. nitekim galatasaray o gruptan da çıkacaktır. o zamanlar gerçekten şampiyonlar ligi statü olarak daha zordu. biz de zoru severdik.
  • 23
    maçın hakemi urs meier jardel'e yapılan penaltıyı es geçmiş, ama yine aynı jardel aynı dakika içinde "senin vereceğin penaltıya mı kaldım a.q." diyerek golünü atmıştır.

    ayrıca hakemin penaltı vermediği o pozisyonda jardel'e faul yapan isim jose antonio chamottu. aynı dakika içinde jardel'in attığı golün asistini yapan kişi de topu kafayla uzaklaştırmak isteyen jose antonio chamottur.
  • 43
    çok efsane bir maçtır !!

    harbi özlüyorum bu 2000lerin başını, umarım bu yılları ileri ki zamanda tekrar yaşar hatta daha iyisini yapabiliriz.

    --- alıntı ---

    galatasaray'ın 2000-2001 sezonunda şampiyonlar ligi ikinci turundaki rakipleri ilk turdakilere oranla çok daha güçlü takımlardı. italya'nın milan, fransa'nın psg ve ispanya'nın deportive takımları, galatasaray'ın ikinci turda rakipleri olmuşlardı.

    galatasaray gruptaki ilk maçını 21 kasım 2000 günü milano'nun san siro stadı'nda milan ile oynamıştı. maçtan önce yapılan yorumlarda galatasaray'ın milan karşısında fazla bir şansının olmadığı yönünde değerlendirmeler yapılmıştı. galatasaray kalesini taffarel'in sakatlığından dolayı genç kerem'in koruyacak olması nedeniyle, sarı kırmızılıların şansının iyiden iyiye düşük olduğu vurgulanmıştı. işte bu koşullar altında başlayan maçta galatasaray, tüm tahminlerin tersine ilk dakikadan itibaren oyuna ağırlığını koymuştu.

    galatasaray, maçın ilk devresinde rakibine oyun olarak kabul ettirdiği üstünlüğünü ilk yarının sonlarına doğru skora da yansıtacaktı. 39. dakikada jardel'in, hemen arkasından da 41. dakikada hasan şaş'ın golleriyle galatasaray ilk yarıyı 2 -0 önde bitirmişti. maçın ikinci yarısında iki farkla geriye düşen milan tüm hatlarıyla galatasaray kalesine yüklenmiş ve arzu ettiği gole de kavuşmuştu. oyunun son bölümleri yaklaşırken, vedat'ın ceza alanı içinde topa elle müdahale etmesi sonucunda milan penaltı kazanmış, schevcenko'nun kullandığı penaltı atışı sonunda da skor dengelenmişti. kalan dakikalarda tarafların skoru değiştirme çabaları sonuç vermemiş ve maç 2-2 sonuçlanmıştı.

    --- alıntı ---

    *

    tekrar izlemek isteyenler için; https://www.youtube.com/watch?v=e-4-idyfBU4

    maç kadroları;

    ac milan; 11: abbiati - serginho - roque junior - chamot - maldini - giunti - gattuso - ambrosini - jose mari - bierhoff - shevechenko / yedekler: rossi - sala - ferri - helveg - boban - guly - leanardo

    galatasaray; 11: kerem - vedat - popescu - bülent - fatih - suat - ergün - hasan - hagi - okan - mario jardel / yedekler: emre aşık - ümit davala - capone - mehmet bölükbaşı - faruk atalay - serkan atalay - marcio

    hey yavrum hey kadrolara bak, ya efsane yıllardır ya bunlar.
  • 57
    gs tv’de tekrarını izledim. temposu çok ama çok yüksek bir maç. orta sahada adam kesiyorlar. çatır çatır kemik sesleri geliyor. hakem urs meier tempoyu hiç bozmuyor. taraflı tarafsız her futbolseverin açıp keyifle izleyebileceği üst düzey bir maç. her iki takımın da belki tarihinin en iyi kadrosu değil ama en iyiye yakın kadrosu olabilir. milan’ın ileri ucunda serginho, bierhoff, shevchenko var. bu arada taffarel bu maç yok ama kerem gayet güzel kurtarışlar yapmış. hasan şaş muazzam top oynamış. top hagi’ye geldiğinde kendisini karşılayan milanlıların hagi’ye duyduğu saygıyı ilk topta basamamalarından anlıyorsunuz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın