• 402
    klasik fatih terim transfer dönemlerinden birini yaşıyoruz, ortada hiç dur durak bilmeden sürekli yazılan 5-6 isim (ndiaye, emre akbaba vsvs), şapkadan çıkan (onyekuru) ve sonradan çıkacak birkaç isim, yerli rotasyonunu güçlendirmek için top sürme kabiliyeti olan fazlası inşallah olur diyebileceğimiz isim (muğdat), ve çok yüksek ihtimalle transfer sezonu kapanmadan yapılacak kimi sürpriz kimi beklenen birkaç isim daha..

    ama terim & albayrak ikilisi varken şüpheye düşmek için henüz erken..
  • 405
    büyük takımların kadrosundan yollayacağı oyuncuları beklersek yaya kalacağımız transfer sezonu. bu düşünce tam adnan polat'ın yalanlarını hatırlatıyor bana. 2010 dünya kupası bitip büyük takımlar transfer yapınca avrupa'da 1500 oyuncu serbest kalacak biz de alacağız diye konuşup duruyordu. gelen adamları gördük sonra küme düşme hattına inecektik neredeyse.

    kadromuz o günküne oranla şüphesiz daha güçlü. yine de eksiklerimizi kapatmazsak sezon içinde zorlu süreçlerden hasarlı çıkabiliriz. bunu yaşamamak için transfer şart.
  • 406
    bütün basın, taraftar ve yorumcular ağızbirliği etmiş galatasaray’ın şu anda öncelikli olarak bir stoper bir de santrafora ihtiyacı olduğunu söyleyip duruyorlar. bunu çok yanlış bulan ben ise bağırıp duruyorum. hayır, hayır, hayır, galatasaray’ın şu anda en acil ihtiyacı gerçek bir on numaradır. çünkü;

    -santrafor olarak gomis, eren, muğdat var hatta gerekirse onyekuru ve sinan’ı bile burada değerlendirebilirsin.

    -stoper olarak, serdar aziz, maicon, ahmet çalık, gerekirse ryan donk ve hatta ozan kabak ve samet karnuçu var. denayer de kiralanırsa pek sorun kalmaz. kiralanamazsa bir stoper acil ihtiyaç olur.

    şimdi on numaraya bakalım. belhanda kesinlikle on numara değil. tam olarak sekiz numara da değil. adam tam merkez orta saha oyuncusu. feghouli, denenmesine rağmen on numarada yetersiz kaldı çünkü o da kanat oyuncusu.

    on numara neden önemli. çünkü on numara üç kritik rol üstlenir. birincisi derin ve zeka ürünü paslarla rakibin savunmasını çökertir. ikincisi ceza sahası dışından şut tehdidi ile rakibin gömülmesini boşa çıkarır. üçüncüsü topa ahenk ve ritim kazandırarak tüm takımın oyununu bir tık yukarı taşır. hagi ve sneijder’in oynadığı maçları izleyenler ne demek istediğimi daha iyi anlayacaktır.

    fransa milli takımından greizmann’ı, belçika milli takımından eden hazard’ı, hırvatistan’dan modric’i, arjantin’den messi’yi çıkarın bakın takım oyunları ne kadar değişiyor, ne kadar irtifa kaybediyor. (kulüp takımlarına bakmayın, milli takımlarında bunların hepsi on numara pozisyonunda oynuyor.)

    metin oktay, hagi, sneijder hatta prekazi de bizde bu görevi başarıyla üstlenmiş yıldızlardır. onlar sayesinde takımın diğer dişlileri de değer kazanmış ve başarı gelmiştir. on numarasız oynamak beyinsiz oynamak gibidir, yarım akılla oynamak gibidir.

    o nedenle iyi bir on numara şu anda asıl hedefimiz olmalı. hatem ben arfa mı olur, juan quintero mu olur, sneijder mi olur bilmiyorum ama iyi bir on numaraya oksijen kadar ihtiyacımız var. tabi şampiyonlar liginde bir hedefimiz varsa. (bu sezon asıl hedefimizin şampiyonlar ligi olması gerektiğini de burada sırası gelmişken ifade etmek galatasaraylılık görevimdir.)
  • 407
    gün itibariyle takımda adam akıllı stoper sadece serdar aziz var. maicon defansın önde kurulduğu fatih terim'in oyun sisteminde bir çeşit servet çetin'e dönüştü. ahmet çalık zaten futbolu unutmuş durumda. denayer de manchester city'e geri döndü. bana kalırsa takviye yapılması gereken en acil bölge stoper mevkisi. daha sonra orta saha* ve son olarak da bir forvet.
  • 409
    kimseyi satamadığımız için kimseyi alamadığımız transfer sezonu. zaten bana göre kadro lig için ideal. şampiyonlar ligi için yeterli değil. ama amacımız ligde tekrar şampiyonluk olmalı. en büyük gelir kalemi şampiyonlar ligine katılınca geliyor. defans ve orta sahaya yapılacak iki kiralık transfer ile sezonu kapatırız. rakiplerimiz de zaten oyuncu alamıyor. bütün büyük takımların borç gırtlağa dayanmış durumda. kur uçtu gitti. gelirler türk lirası giderler hep döviz.
  • 412
    bazı gerçeklerin göz ardı edildiği sezondur. öncelikle futbolcu satmadan futbolcu alamıyoruz. bunu bilmeyen yoktur. evet, uefa sezon bazında bakıyor ama oyuncu satmadan oyuncu almanın, satmak istediğimiz oyuncu konusunda alıcıya koz vermesinden tutun da satamazsanız sezon sonunda avrupa kupalarına en az 2 yıllık bir katılamama cezasıyla karşılaşmanız olası.

    bunun yanı sıra kiralık oyuncular konusunda da işler karışık. genç oyuncular türkiye'ye gelmiyor kolay kolay. zaten iyi oyuncuyu ingiliz ya da ispanyol kulüpleri şak diye bonservisiyle alıyorlar. işte ancak onyekuru gibi geçen sezon beklenen gelişimi gösterememiş oyuncular kalıyor ortada. bunun dışında çöp futbolcular kalıyor geriye. onlar bile uçuk maaşlar istiyor buraya gelmek için. çin'in bir altını istiyorlar. çin'deki maaşlara bakınca bir altını değil 5 altını bile karşılamamız çok olası değil.

    bonservissiz futbolcu ise neredeyse bonservis kadar imza parası istiyor. eh sadece sattığımız kadar almamız değil, sezon sonu toplam zararımızı da 50 milyon €'nun altında tutmamız gerekiyor. yani maaş da saçamıyoruz. o zaman adamlar gelmiyor.

    kaldı ki önümüzde kocaman bir yabancı sınırı gerçeği var. seneye gelecek. en iyi ihtimalle 8+3 olacak gibi. en iyi ihtimal o da. belki 8+3 ile başlayıp azaltacaklar yine. oyuncak gibi oldu bu iş, evet. ama ne değil ki? bu nedenle de takımı, seneye gittiğinde yeri bomboş kalacak bir yabancının kiralanmasına bağlamak ne kadar makul? yani aldın, getirdin 1 tane sağlam futbolcu. adam takıma seviye atlattı. seneye de almak istiyorsun. haydi diyelim bonservisi konusunda da anlaştın. şak diye yapıştırdılar yabancı sınırını. ne olacak? bunu alsan bir başkasını bırakmak zorundasın.

    kısaca söylemek gerekirse türk futbolu, türkiye'nin genel durumundan bağımsız değil. olamaz da. hiç kimse transfer yapamıyor. para yok. borçlar dağ olmuş. türk futbol balonu patladı, patlayacak. bu nedenle her ne kadar ihtiyaçlarımız ve isteklerimiz olsa da bu transfer sezonunda pek çoğunun karşılanamayacağını düşünmek lazım.

    konudan bağımsız: bu şartlar altında donk'a yıllık 1,85 milyon € keş para bağlayan adamdan herkes transfer bekler. bu bir hatadır.
  • 415
    fatih terim oyuncularimizi tutmaya calisiyoruz dese de takimda 4* tane 11 seviyesinde kanat oyuncusu varken, hatta yunus'un da performansi ortadayken, 8, 10 ve 5 numara pozisyonlari kan aglarken, hala kanat oyuncusu ariyor olmamiz soso ve garry'yi satmaya calistigimizi gosteriyor. 2sinin de piyasasi cok yok. satabilseydik zaten simdiye kadar satardik diye dusunuyorum.

    turkiye ligindeki performaslarin epl takimlari tarafindan cok da sallanmadigi bir gercek. bir kere ndiaye'den para kazandik diye epl takimlari butun oyuncularimizin pesinde kosacak diye bir sey yok. agustos 2 oldu, takimin orta sahasi yol gecen hani gibi hala. bu halimizle sampiyon ligine gidersek rezil oluruz. illa son gun bekleyecegiz gibi gorunuyor.

    son dakikada soso ve/veya garry satilip 2-3 tane futbolcu gelebilir. olursa bu oyuncularin da tutup tutmayacagi belli degil. buyuk risk aliyoruz.
  • 416
    son 1 ayda yaptığımız genç yerli oyuncu transferleri.

    ercan şirin (2000)
    mirza cihan (2000)
    malik karaahmet (2000)
    emircan seçgin (2002)
    murat şenel (2003)
    ata öztürk (2003)

    mali kısıtlamanın verdiği güzel etkilerden birisi. tutar tutmaz orası ayrı bir olay. altyapıya önem vermeye devam etmeliyiz, gençlere yönelmeye devam etmeliyiz ki ait olduğumuz seviyeye ulaşabilelim.
  • 417
    insanin icini bayan, inanilmaz sikici gecen ve endise ettiren transfer sezonudur. transfer donemlerinde normalde pek cok isim ortaya atilir, sozluk bu isimler uzerinden girilen entrylerle dolar ben tanisam da tanimasam da bahsi gecen oyuncularin videolarini acar izlerdim. bu sene ortaya isim dahi atilmiyor, sozluk cok durgun. insan ciddi anlamda futbolu ozluyor.

    ote yandan, daha onceki bir yazimda galatasarayimizin oteki takimlara gore ligde sansinin daha fazla oldugunu yazmistim (bkz: #2472190). ancak fenerbahcenin hazirlik maclarindaki oyunu ciddi anlamda son senelerin en iyi top oynayan fenerinin geldigini isaret ediyor.

    hazirlik maclari olcu olmaz desek bile galatasarayimizin da hicbir hazirlik macinda umit vermemesi de cabasi.

    ciddi olarak eksiklerimiz var, paramiz yok. sanirim transfer doneminin son gununu bekleyip yine aralardan bir seyler almaya calisacagiz ki bu sekilde gelip de katki veren pek futbolcu hatirlamiyorum.

    nolursa olsun, bu sene genclerimiz bize umit veriyor, basimizda canimiz hocamiz var. umitsizlige kapilmanin anlami yok.
  • 418
    uefa ile yaptığımız ffp anlaşması demokles'in kılıcı gibi tepemizdeyken, daha transfer sezonunun ilk günlerinden itibaren beklenti içine girilmemesi gerektiğinden bahsetmiştik. zaten hoca, başkan ve yönetim de aynı şeyden bahsetti.

    elimiz kolumuz bu kadar bağlı ve para edebilecek oyuncularımıza daha önceki yönetimin yaptığı saçma sözleşmeler nedeniyle oyuncu satışında da çok zorlandığımız ve satış yapamadığımız bu dönemde en azından takımı korumuş olduğumuz için seviniyorum.

    özellikle nagatomo'nun alınması, onyekuru ve muğdat transferleri kulübeyi de bir nebze zenginleştirdi.

    denayer için de premier lig'de transferin bitmesini bekleyeceğiz gibi duruyor. 8 numara için ise yine bir şeylerin beklendiği net.

    bonservisi elinde olan oyuncuların da artık bonservis gibi imza parası ve hayvan gibi sözleşme istediği yerde, artık beklentimi iyice düşürdüm.

    zaten 2018-2019 sezonu için kura çekimine göre şampiyonlar ligi'nde beklentimi de düşürebilirim. benim asıl hedefim 22. şampiyonluk.
  • 419
    garry ve gomis'in kalmasıyla (garry 7 numarayı aldı, al nassr ise musa'yı transfer etti) birlikte bizim için kapandığını söylemek yanlış olmaz. bu saatten sonra belki emre akbaba ve denayer kiralık olarak gelir. o da belki. zira oyuncu kirasının ödenebilmesi için de oyuncu satmamız gerekiyor.

    bu sene işimiz zor. takım 1 yaş daha yaşlandı ve eksiklerinin hiçbiri giderilemedi. yönetime kızacak bir şey bulamıyorum zira uefa'nın yaptırımları dursun bakkal döneminden kalma. keza sözleşmeler de öyle.

    umarım bjk ve fener de doğru düzgün transfer yapamazlar da şampiyonluk şansımız azalmaz. zira bu sezon da şampiyon olmalıyız ki seneye doğrudan şampiyonlar ligi'ne gidelim, takımda revizyon ve gençleştirme yapabilecek maddi ve manevi ortam oluşsun. yoksa seneye bu zamanlar yine isyanlarda olabilir bu taraftar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın