409
bazı gerçeklerin göz ardı edildiği sezondur. öncelikle futbolcu satmadan futbolcu alamıyoruz. bunu bilmeyen yoktur. evet, uefa sezon bazında bakıyor ama oyuncu satmadan oyuncu almanın, satmak istediğimiz oyuncu konusunda alıcıya koz vermesinden tutun da satamazsanız sezon sonunda avrupa kupalarına en az 2 yıllık bir katılamama cezasıyla karşılaşmanız olası.
bunun yanı sıra kiralık oyuncular konusunda da işler karışık. genç oyuncular türkiye'ye gelmiyor kolay kolay. zaten iyi oyuncuyu ingiliz ya da ispanyol kulüpleri şak diye bonservisiyle alıyorlar. işte ancak onyekuru gibi geçen sezon beklenen gelişimi gösterememiş oyuncular kalıyor ortada. bunun dışında çöp futbolcular kalıyor geriye. onlar bile uçuk maaşlar istiyor buraya gelmek için. çin'in bir altını istiyorlar. çin'deki maaşlara bakınca bir altını değil 5 altını bile karşılamamız çok olası değil.
bonservissiz futbolcu ise neredeyse bonservis kadar imza parası istiyor. eh sadece sattığımız kadar almamız değil, sezon sonu toplam zararımızı da 50 milyon €'nun altında tutmamız gerekiyor. yani maaş da saçamıyoruz. o zaman adamlar gelmiyor.
kaldı ki önümüzde kocaman bir yabancı sınırı gerçeği var. seneye gelecek. en iyi ihtimalle 8+3 olacak gibi. en iyi ihtimal o da. belki 8+3 ile başlayıp azaltacaklar yine. oyuncak gibi oldu bu iş, evet. ama ne değil ki? bu nedenle de takımı, seneye gittiğinde yeri bomboş kalacak bir yabancının kiralanmasına bağlamak ne kadar makul? yani aldın, getirdin 1 tane sağlam futbolcu. adam takıma seviye atlattı. seneye de almak istiyorsun. haydi diyelim bonservisi konusunda da anlaştın. şak diye yapıştırdılar yabancı sınırını. ne olacak? bunu alsan bir başkasını bırakmak zorundasın.
kısaca söylemek gerekirse türk futbolu, türkiye'nin genel durumundan bağımsız değil. olamaz da. hiç kimse transfer yapamıyor. para yok. borçlar dağ olmuş. türk futbol balonu patladı, patlayacak. bu nedenle her ne kadar ihtiyaçlarımız ve isteklerimiz olsa da bu transfer sezonunda pek çoğunun karşılanamayacağını düşünmek lazım.
konudan bağımsız: bu şartlar altında donk'a yıllık 1,85 milyon € keş para bağlayan adamdan herkes transfer bekler. bu bir hatadır.
bunun yanı sıra kiralık oyuncular konusunda da işler karışık. genç oyuncular türkiye'ye gelmiyor kolay kolay. zaten iyi oyuncuyu ingiliz ya da ispanyol kulüpleri şak diye bonservisiyle alıyorlar. işte ancak onyekuru gibi geçen sezon beklenen gelişimi gösterememiş oyuncular kalıyor ortada. bunun dışında çöp futbolcular kalıyor geriye. onlar bile uçuk maaşlar istiyor buraya gelmek için. çin'in bir altını istiyorlar. çin'deki maaşlara bakınca bir altını değil 5 altını bile karşılamamız çok olası değil.
bonservissiz futbolcu ise neredeyse bonservis kadar imza parası istiyor. eh sadece sattığımız kadar almamız değil, sezon sonu toplam zararımızı da 50 milyon €'nun altında tutmamız gerekiyor. yani maaş da saçamıyoruz. o zaman adamlar gelmiyor.
kaldı ki önümüzde kocaman bir yabancı sınırı gerçeği var. seneye gelecek. en iyi ihtimalle 8+3 olacak gibi. en iyi ihtimal o da. belki 8+3 ile başlayıp azaltacaklar yine. oyuncak gibi oldu bu iş, evet. ama ne değil ki? bu nedenle de takımı, seneye gittiğinde yeri bomboş kalacak bir yabancının kiralanmasına bağlamak ne kadar makul? yani aldın, getirdin 1 tane sağlam futbolcu. adam takıma seviye atlattı. seneye de almak istiyorsun. haydi diyelim bonservisi konusunda da anlaştın. şak diye yapıştırdılar yabancı sınırını. ne olacak? bunu alsan bir başkasını bırakmak zorundasın.
kısaca söylemek gerekirse türk futbolu, türkiye'nin genel durumundan bağımsız değil. olamaz da. hiç kimse transfer yapamıyor. para yok. borçlar dağ olmuş. türk futbol balonu patladı, patlayacak. bu nedenle her ne kadar ihtiyaçlarımız ve isteklerimiz olsa da bu transfer sezonunda pek çoğunun karşılanamayacağını düşünmek lazım.
konudan bağımsız: bu şartlar altında donk'a yıllık 1,85 milyon € keş para bağlayan adamdan herkes transfer bekler. bu bir hatadır.