• 137
    prandelii'den sonraki isim için,

    muhtemel adaylarımız,

    tugay kerimoğlu: galatasaray ve blackburn rovers efsanesidir. muhteşem bir orta saha oyuncusuydu. a.ferguson kendisi için "genç olsaydı mutlaka manu'ya transfer ederdim" demişliği vardır. , g.hagi ve mancini'nin eski yardımcısıdır. henüz tek başına antrenörlük geçmişi yoktur. taraftarın çok sevdiği bir isimdir gelişine şüpheyle bakıyoruz.

    hikmet karaman: yıllardan beridir galatasaray'ı çalıştırmak istediği bilinir. teşvik vermenin suç olmadığı yıllarda teşvik yaptığı sabittir. yıllarca anadolu'da bir çok takımı çalıştırıp, kısa sürede kümede kalması mucize takımları kümede tutmuştur. fatih terim çakması mimikleri ile her daim kendisinin taklidi olarak adlandırılmıştır. bir çok avrupa maçını gidip yerinde izler, gelişime açık bir isimdir. çok karizmatik olmayışı, teşvik olayı ve daha önce büyük takım çalıştırmamış oluşu kendisine şüphe ile bakmamızı sağlamaktadır.

    mustafa denizli:3 büyük takımı şampiyon yapan tek isim. fiyasko geçen yurt dışı tecrübeleri dışında yurt içinde uzun süredir görev almamaktadır. genelde çok kurnaz olduğu için, uygun ortamı görüp başarıyı hissedeceğinde görev alır. önceki söylemleri nedeniyle şüphe ile baktığımız bir isimdir.

    georghe hagi: daha önce 2 kez çok kötü olduğumuz dönemlerde görevden kaçmamış. hatta 5-1'lik türkiye kupası zaferinin mimarıdır. elinde hiçbir zaman çok iyi bir kadro olmadan ve tam bir sezon geçirmediğinden ne yapabileceği konusunda kendi adıma hala net değilim ama galatasaray'da kredisi sonsuz olan tek isimdir. misimoviç olayı, stancu gibi kolpa transfer nedeniyle şüpheyle bakılan bir isimdir.

    bülent korkmaz: efsane kaptan. kötü antrenör. skibbe'nin skib bıraktığı takımı alıp f.rijkaard'a teslim eden emenatçi eski hocamız. görev aldığı sürede yokluktan ve gençlere güvenemediğinden h.kewell'ı stoper oynatmışlığı bile vardır. erciyes ile tr kupası finali dışında elle tutulur bir başarısı yoktur. bu sebeple taraftar çok sevse de şüpheyle bakılan bir isimdir.

    mircea lucescu: halen ukrayna'da s.donetsk'i çalıştırmaktadır. sezon başında kendisi ile anlaşılsa da başkanının izni olmadığı için görev alamamıştır. 15-16 sezonu için en güçlü aday olmakla birlikte şu anda boşta olmadığından görev alması imkansızdır.

    .
    .
    .

    görüldüğü üzere üzerinde konuşulan her isime karşı bir şüphe durumu var. kimse üzerinde karar kılamıyoruz. yönetim bakalım ne yönde karar verecek...

    ekleme: eric gerets'i unutmuşsun başgan yazanlar oldu, unutmuşum evet ama görüldüğü üzere hiç adı geçmedi, bir de hiç aklımıza gelmeyen hamza hamzaoğlu varmış!
  • 95
    aranan kriterleri düşündüğümüzde en uygun aday benim aslında;

    - agresifim, kompleksliyim, dilimi burnuma deydirebiliyorum, yüzümü garip garip şekillere sokabiliyorum,
    - sneijder, drogba farketmez, soyunma odasında sabri reyiz hariç herkese atar - gider yapabilirim,
    - başkan ünal aysal'la ego savaşına girmem, paranın yüzü sıcaktır, patron ne derse o olur,
    - şovenistim, taraftara oynarım, yuhalanan futbolcuyu çıkarır, tezahürat yapılan futbolcuyu oyuna alırım,
    - maliyetim düşük, 3000 tl sabit maaş, yol parası + öğle yemeğine fitim,
    - düşük profilli kadrolar ve maliyeti düşük oyuncularla harikalar yaratabilirim (ölümüne saldır - ersun yanal yapıyor - ne kadar zor olabilir ki?)
    - fm 2014'te kovulmadan 6 ay görev yapabiliyorum, maç öncesi motivasyon konuşmalarım hep yeşil
    - taktik yönüm yeterli olmasa da (kimin yeterliyse zaten?) gaz verebilitem yüksek (aslansın sabri, ısır selçuk)
    - ömer üründül'ün uydurduğu tüm kelimeleri biliyorum, futbolculara söylesem 2 hafta kulübün kapısında su muhallebisi satarlar, afallarlar...
    - osman tanburacı'nın bıyığıyla derdim var, popüler olabilirim,
    - hıncal uluç'u hiç düşünmeden dövebilecek kadar ayarsızım,
    - hakemi baskı altına alabilirim, evinden aldırırım,
    - fenerbahçelileri ayar edebilecek provokatif söylemler konusunda tam bir uzmanım, benden tiksinmeyen 1 fenerbahçeli daha tanımıyorum,
    - 4. yıldızı zorlanmadan alırım, hikmet alırım diyorsa benim neyim eskik?
    - tt arena'nın dış sıvasının kaplanması ve boyatılması yönünde projem var, boş adam değilim,
    - ligi tanıyorum, orduspor'a yazık oldu...
    - google translate'i etkin kullanabiliyorum, gurbetçi futbolcularla ismail yk almancası konuşabilirim...
    - hollandalı futbolcularla anlaşabilirim, portakalların portekiz olmadığını ayırt edebiliyorum...
    - gece hayatım yok, kısa dar paça çorapsız giyinmem, burcu esmersoy'u tavlayacak kadar yakışıklıyım, ama tenezzül etmem...

    bunlar sadece sayabildiğim özellikler...
    sayamadıklarımı siz hayal edin...
  • 15
    yazık, şu anda böyle bir başlığın var olması bile utanç verici.
    ben taraftarın görevinin var olanı "ne olursa olsun" desteklemek olarak bilirdim.
    bunların dillendirilmesi ve hatta ulu-orta, etkisi önemli bir platformda konuşuluyor olması.
    gerçekten çok yazık.
    "büyük bir aileyiz", "biz herkesten farklıyız", "kol kırılır yen içinde kalır" vs. falan gibi yalanları dillendirmeyelim artık.
    kusura bakmayın ama ölmemiş babanın mirasını nasıl paylaşırızı konuşmak gibi bu...
  • 73
    her zamanki gibi alışma süreci diye savunacağımız teknik adam.

    eric gerets sanırım bir türk ismi değil. yani yabancı hoca. 2005 yılında galatasaray'a geldiğinde daha önce türkiye liginde de takım yönetmemişti. ilk defa geldiği türkiye liginde takımını şampiyon yaptı. demek ki lucescu hariç yabancı hoca demek alışma süreci demek değildir. ayrıca lucescu'da ilk geldiği sezon şampiyon olamamıştı.

    alışma süreci sadece şu gibi durumda olur;

    - yeni hedefler ortaya koyarsın. takımını baştan aşağı bu hedeflere göre değiştirirsin. alt yapını değiştirirsin. takımın yaş ortalaması 22-23 olur, o zaman derim ki bir sene alışma sürecinden sonra uzun süreli başarı elde edebiliriz. takımın yaş ortalaması 26 olduğunda avrupa'da başarı kazanabiliriz. ama öyle bir durum 87-88 yılından beri daha yaşanmadı ve yaşanmayacaktır. ne bunu ünal aysal yapabildi ne de fatih terim. fatih terim şampiyon olduktan sonra genç bir oyuncu takıma kazandıramadığımız gerçeği bunu kanıtlar. ha belki mancini'yle bunu başarmak istediler. ama olmadı. bir takım ara transfer döneminde değiştirilmez. eksik gördüğün bölgeye gelecek vaat eden oyuncuları, genç tecrübesiz insanları seçemezsin. ara dönemde bu olmaz. kanayan yaraya pansuman yapılır.

    sezon başında getir kardeşim 10 tane genç oyuncu. başlarına da başarıya aç bir teknik adam koy. de ki bana bu sezon şampiyon olamayabiliriz ama önümüzdeki 3-4 sezon başarıdan başarıya koşacağız. bende tamam üstat deyim. çünkü bu durumların sonucu 4 sene üst üste şampiyonluk ve uefa kupasıdır. o şampiyonluklar ve kupayı kazanan adamlar gökten inmedi. yetişti.

    son olarak demek istediğim atletico madrid'in bugünkü başarıları 4-5 sene önce kurduğu kemik yapıya bağlıdır. sürekli yükselen grafiği de bunu kanıtlar.
  • 36
    hep özendiğimiz sistem takımları barcelona, dordmund, bayern gibi olmak istiyorsak başkanlığını ünal aysal'ın yaptığı bir camiada roberto mancini olmalıdır. çünkü malesef galatasaray taraftarı o kadar kansız ki ilk başarısızlığında dünya üzerinde satmayacağı teknik adam, yönetim ve futbolcu yok. gözünü doyuran tek şey şampiyonluk. belki de her yol mübahtır diyen bir aziz yıldırım'ı daha çok hakediyorlar.

    bana göre başarıyı tesadüflere bırakmaktansa devamlılıkla aramak çok daha iyi. belki o zaman taraftar her sezon şampiyonluk yaşayamayacağımızı anlar.
  • 138
    prandelli'nin gönderilmesinden sonra romantiklikten dili yanmış takımın asla getirmemesi gereken bir isim varsa o da tugay kerimoğlu'dur. onun gibi gönlümde hep güzel hatırladığım bir adam şu boktan takımın şu anki durumunun üstüne gelirse teknik direktörlük kariyeri başlamadan biter.

    bize korkmadan neşter vurabilecek, yönetimden biri müdahale etmek istediği zaman "sen işine bak diyebilecek" bir adam lazım.

    bize alman lazım.
  • 142
    gelecek teknik direktör bir sonraki sezonu yani 2015-2016 sezonunu düşünerek hareket etmelidir. aklı başında taraftar bu sezon bu takımdan bi bok olmayacağını anlar. o yüzden kontratlara, isimlere bakılmaksızın telles, tarık, koray, emre ç., bruma gibi geleceğimiz olan isimler ilk 11'de oynamalı. furkan, sinan g, emre c. gibi isimler de rotasyonda olmalı. iskelet kadro da muslera, chedjou, melo, sneijder olmalı.

    kadro olarak yeniden yapılanmak dışında başka çözüm düşünemiyorum açıkçası. yerli çete buna karşı çıkarsa, isyan edenlerin hepsi kadro dışı kalmalı. bize bunları gerçekleştirebilecek bir babayiğit arıyorum.
  • 20
    tabiki roberto mancini.. uzun süredir kendisi hakkında sözlükte yazılan yazıları okumuyorum. aynı şekilde selçuk inan ve burak yılmaz'ında. mancini ile beraber 2014-2015 sezonunda farklı bir galatasaray izleyeceğimizi düşünüyorum. türkiye kupasını alırsak ve ligi 2. sırada bitirebilirsek en azından medyada galatasarayı içten karıştırmak için yapılan manipülasyonlarda azalma meydana gelecektir. galatasaray kongresinde tek adamlık olmadığı ve daha demokratik bir yönetim olduğu için herkes kendi düşüncesini rahat ifade edebiliyor. ama bu durum medya tarafından çok güzel kullanılıyor. neredeyse 1 sezondur hem yönetim, hemde teknik ekip ve futbolcular arasında sorun var olduğu, bu sorunların devamlı olarak gündemde tutulması ve kriz yaratılmaya çalışıldığı aşıkar. bence bu konuda başarılı oldular. taraftar olarak çoğumuz ya yönetimi, ya teknik ekibi ya da futbolcuları suçladık. aslında belki yabancı futbolcuların terim krizini daha çabuk atlatmalarının nedeni medya ile bu kadar fazla aşina olmamaları. bu yüzden daha kolay işlerine dönebildiler. uslup olarak terim ve mancini zıt kutuplar. yerli oyuncuların profesyonel olmaktan ziyade duygusal olmaları nedeni ile bu kadar bilgi kirliliği içerisinde akılların karışmaması ,takıma ve hocaya adapte olamamaları gayet doğal. nasıl tarafatarlar içinde fatih terim'in gönderilmesinin acısını mancini ve galatasaray başarısız olarak çıkmasını isteyenler varsa futbolcular içinde farkında olmadan bunu isteyen olabilir. bilinçaltında olan olaylara kızgınlığını bu şekilde gösteren olabilir. fatih terim karakter anlamında sıradan biri değil. yokluğu diğer bir çok teknik dirktöre göre daha belirgindir. bunu atlatmak yerli futbolcular için çok daha zor olması gayet normal. sezon bittikten sonra yapılacak uzun bir tatil yerli oyuncuları mental açıdan rahatlatacak ve daha dinginleştirecektir. önümüzdeki sezon yerli oyuncularımızı performans olarak daha olumlu izleyeceğimizi düşünüyorum. sezon sonu bittiğinde bir mancini ve aysal görüşmesinde bütün bu olaylar masaya yatırılacak ve gelecek sezon için plan ve program yapılacaktır. eğer aysal mancini ile bu işin yürümeyeceğini düşünürse hiç çekinmeden sözleşmesini fesh eder. tazminat korkusu ile mancini ile çalışmaya devam etmez. eğer ünsal mancini ile devam ederse bilinki başarılı olacağına inandığı içindir. mancinin başarılı olup olamayacağına sezon sonunda takımda yapacağı temizlik ile daha iyi anlaşılacaktır. gerçekten takımda yerli ve yabancı anlamında gitmesi gereken futbolcular var.
App Store'dan indirin Google Play'den alın