• 501
    aydınlar efendinin daha ilk açıklamalrından sonunun ne olacağı belli(ydi). yok mahkeme, yok etik kurul, bunlar faso fiso. aklıma bir fıkrayı getirdi:

    adamın birini arkadaşı arar: eşini biriyle gördüm. şu anda bir kafede oturuyolar.
    adam: hadi ya. eski bir arkadaşı falandır belki de.
    arkadaş: karının elini tuttu şu an.
    adam: ee peki?
    arkadaş: gayet samimiler, gülüşüyor falan.
    adam: ee peki?
    arkadaş: şimdi kalkıyorlar.
    adam: ee, peki?
    arkadaş: bir arabaya bindiler.
    adam ee peki?
    arkadaş: takip ediyorum, şimdi bir apartmana girdiler.
    adam: ee peki?
    arkadaş: pencereden izliyorum, soyunmaya başladılar.
    adam: ee peki?
    arkadaş: ikisi de çıplak, yatağı giriyorlar.

    bunun üzerine adam ne derse beğenirsiniz?
    -ee peki?

    iyi akşamlar. her nerede yaşıyor ya da yaşatılıyorsan cimbomlu kardeşim.
  • 503
    bugüne kadar bir dolu laf ettim, twitterda, sitede, arkadaş konuşmalarında. gelinen son nokta itibariyle iyice sıkıldım bu mevzudan, türkiye’de futbola inancım kalmadı. son bir yazı ile konuyu kapatıyorum, kendi adıma.

    oooo günaydın diyenler de olacaktır elbette, cevabım: günaydın ! takip edenler bilir, ben bu şike-teşvik falan gibi işleri, yıllarca sahada ter akıtırken defalarca yaşadım. sabırlı adammışım ki, ancak yıllar sonra sıkıldım. buraya anılarımı yazmak istemiyorum, çok acayip şeyler gördüm, bunları bilin yeter, belki sonra anlatırım.

    tff ve aslında başkan m.ali aydınlar büyük bir basiretsizlik örneği sergiliyor. 8-9 ay sürmüş bir polis takibi sonucu, 1 ay önce ortaya çıkan şike soruşturması karşısında üç maymunu oynuyor. karar alma süresini elinden geldiğince uzatıyor.

    savcıyla ilk konuşmasından sonra “durum çok vahim”, sonra kıvırıp “elimizde delil” yok dedi. ünal aysal’dan “bu ateş üfleyerek sönmez” ayarını yiyince, önce başkanı tehdit etti, sonra gidip savcıdan belgeleri istedi.

    durdu durdu, kafada ampul yandı: “bizim etik kurulumuz var, onların inceleme yapması lazım”. 21 gün etik kurul çalıştı. savcılık bütün belgeleri ve delillleri vermedi tff’ye. sebep: tff içinde şüpheliler var. bundan büyük ayıp olur mu, tası tarağı toplayıp gitmesi gerekir değil mi, ama o zaman sponsoru olduğu, biricik kulübünü kim kurtaracak.

    etik kurul çalıştı ve raporunu verdi. maa açıklama yaptı. dedi ki : “kurulumuz bazı inceleme ve değerlendirmeler sonunda kanaat oluşturmaya yeticek düzeyde kanıt bulunan bazı müsabakalardaki eylemlerin spor kulüpleri bakımından şike , şikeye teşebbüs, teşvik primi veya teşvik pirimine teşebbüs oluşturduğu kanaatine ulaşmış, bazı müsabakalarda ya da olaylarda adı geçen kişiler bakımından ise kanaat oluşturmaya yetecek kanıt bulunmadığı şeklinde görüş bildirmiştir.”

    tercümesi: “şike var ama kişilerle ilgili yeterli delil yok.” tam maa’nın istediği gibi işte. kişilerle kurumları ayırmak istiyordu ya, ver cezayı kulüplere, kişiler kurtulsun. ama olmadı tabii, çünkü onun istediği kişileri yakıp, kulüpleri kurtarmaktı.

    bir de dedi ki: “mahkemenin gizlilik kararı olduğu için savunma alamıyoruz, o yüzden ceza da veremeyiz”. iyi de, maa ve etik kurul delilleri gördü, şike savunma alınacak bir durum değildir ki. ne diyecek adamlar “şike yaptım ama bi sor neden yaptım” banker bilo’damıydı bu replik.

    ha ille de savunma mı lazım, gidersin savcıya ilgili kişilerin savunmalarını yapmalarını istersin. içerideki bu adamlar içeride oldukları için mahkemede kendilerini savunamayacaklar mı? gerekli imkan sağlanacak, kendileri veya avukatları aracılığıyla savunma yapacaklar.

    ama işte niyet önemli, sorunları çözme niyeti olsa, işler kolay.

    maa, bunları neden yapıyor peki?

    fenerbahçe’yi çok sevdiği için mi? kısmen.

    aziz yıldırım’ı çok sevdiği için mi? hiç sanmam.

    türk futbolunun kurtulması için mi? tamam, sormam bile abes.

    asıl sebep şu ki; maa bunların hepsini kendini kurtarmak için yapıyor. kolay değil, tff başkanı oldu, 3 gün sonra bombayı kucağında buldu tabii. bundan sonra spor adamı gibi davranamadı, davranmak istemedi çünkü. işin içinde fenerbahçe olmasaydı böyle davranmayacağı kesin.

    şöyle bir durumda maa: eğer fenerbahçe’nin düşürülmesi kararına imza atarsa, bir daha fenerbahçe’nin tesislerinin önünden bile geçemez. bu sorumluluğu almamak için istifa ederse, bu defa da kulübü kurtarabilirdi, kaçtı diye fenerbahçe’den dışlanır. her halukarda fenerbahçe’den uzak kalacak. kulübe başkan olmak isteyen biri için çok kötü bir pozisyon.

    maa, bu yüzden mümkün olduğu kadar mevzuyu uzatıyor, karar almaktan kaçıyor. belki dışarıdan bir müdahale gelir diye bekliyor bile. uefa falan konuya el atsın da kendisini kurtarsın diye bakıyor. ama asıl amacı fenerbahçe’yi kurtarmak elbette. belki bir yasa değişikliği falan olur diye de bekliyor.

    bu sırada türk futbolunun altına dinamit koymuş, ne gam. yeter ki fenerbahçeye bir şey olmasın.

    ilkokulda öğrettikleri sıralı sayılardan eksik yere hangi sayı gelmelidir problemleri gibi konuyu irdelediğimizde, bundan sonra şöyle şeyler olacak.

    şimdi iddianame bekleniyor. sonra mahkeme kararı beklensin denecek, sonra temyizi bekleyeceğiz, devamında cas falan beklenir. zaten o zamana kadar maa çoktan tff başkanlığında ayrılmış olur, hatta gösterdiği yararlılıklara göre fenerbahçe başkanı bile olabilir. maa kendini kurtarmış olur, bitti gitti.

    işte bunlar yüzünden türkiye’de futboldan soğudum. adam “kendinden şüphesi olan kulüp varsa avrupa kupalarına gitmesin” bile dedi, var mı daha ötesi.

    bundan sonra ne yapacağım. digiturk’u kapatalı zaten epey oluyor. web üzerinden sadece galatasaray maçlarını izleyeceğim paketi satın alırım, böyle bir paket çıkarmazlarsa komple ligi almam, izlemem. galatasaray’ın içerdeki her maçına gider, elimden geldiğince takımı desteklerim. kalan futbolsuz zamanı doldurmak için epl paketini webden alırım, zaten arda ispanya’ya gitti, ispanya ligini de takip ederim, bundesliga’ya bakarım. bana ne beşiktaş-fenerbahçe-trabzon-g.antep ve diğerlerinden.

    toplamda elimde, tribünde ve tvde galatasaray, epl, la liga ve bundesliga var. fazla fazla yeter.

    ben de dilo oldum anne.

    bu da sitedeki yazının resmi : http://www.captano.net/.../2011/08/gsbsb35.jpg
  • 504
    19.04.2011 saat 09:09 aziz yıldırım ve mümtaz karakaya arasındaki telefon konuşması;

    a.y: bak bana ceza meza ayağı yapıyorlar yani bak duman ederim haberleri olsun ha... bütün millet sahaya inecek bana madalya vermeleri lazım bana ceza veriyorlar ne cezası ulan ne demişim... gönderiyorlar sahip çıkmıyorlar mallarına 20. dakikada hata yapıyor 21. dakikada hata yapıyor 45'te hata yapıyor... bak söylüyorum bir tane o ceza disiplin kurulunda olursa onların bir tanesini bak yeni listede bir tanesi yer alamaz haberiniz olsun... bir tanesine yer ayırtmam yani ve bunu pazarlık haline getiririm... o zaman köpeklerinizin başında dursunlar gelsinler...

    m.k: tamam...

    a.y: söyle yani ha bak söylüyorum disipline de söylesinler bak ha öyle ceza meza zaten eğer bana savunma isterlerse çok ağır bir savunma yazacağım hakem şike yapmıştır diyeceğim şikenin başı da federasyon başkanı diye yazarım bak haberiniz olsun...

    haberin tamamı:

    http://www.sabah.com.tr/...sike-yapmistir-derim
  • 505
    fenerbahçe başkanı aziz yıldırım'ın hakem hüseyin göçek'i tehdit ettiği iddiası ve olası bir cezayı engellemeye nasıl çalıştığı dinleme kayıtlarında yer aldığı iddia edildi. yıldırım'ın göcek'e "ben de hakem şike yapmıştır derim" sözleri kayıtlarda yer aldı.

    taraf gazetesinin haberine göre; geçtiğimiz sezon 16 nisan günü oynanan ve 1-0 fenerbahçe'nin üstünlüğü ile sona eren fenerbahçe-gaziantepspor karşılaşması sırasında tff yetkililerinin kendi aralarındaki konuşmaları, fenerbahçe başkanı aziz yıldırım'ın devre arasında koridorlarda fenerbahçe yöneticisi murat özaydınlı ile birlikte maçın hakemi hüseyin göçek'i tehdit etmesi ve sonrasında da aziz yıldırım'ın bu hareketinden dolayı pfdk ve tahkim kurulu tarafından alacağı cezayı engelleme girişimleri polis kayıtlarına yansıdı...

    16:04:2011 saat 19:58 (karşılaşmanın devre arası)

    murat özaydınlı ve alaeddin yıldırım arasındaki telefon konuşması;

    a.y: abi 3 tane penaltı vermedi o....ç... ya

    m.ö: a....ı s....k şimdi başkanla o....ç....ben gördüğümü çalarım diyor... a... k... ben

    a.y: öyle mi diyor gördüğümü mü çalıyorum a... k... oğlu görmüyorsun lan... bu şeyin adamı ha şeyin adamı anladın... bizim şey var ya bizim davut onun en iyi adamı ha, en iyi adamı lan terbiyesiz

    16.04.2011 saat 20:21 (karşılaşma devam ediyor)

    levent kızıl ve sinan engin arasındaki telefon konuşması;

    l.k: yakacak a... k... i.... bizi ya

    s.e: yaktı zaten, yandınız ama dua edin de maçı kazansın fenerbahçe

    l.k: herif arıyor a... k... açmıyorum bu telefonu bilmiyor, mahmut'un kapat... herkes kapatmış

    16.04.2011 saat 20:41 (karşılaşma devam ediyor)

    levent kızıl ve mümtaz karakaya arasındaki telefon konuşması;

    l.k: yandık a.. k.... var ya

    m.k: böyle bir o...ç... hakem olur mu ya

    l.k: golü de vermedi bizi s... için a... k..., yandık yandı ve yattık... hiç bitti s.... bizi vallahi ben hiç... inşallah, telefonu da kapattım 5 kere aramış a... k..., mahmut da kapattı abi insallah bari yensin de hafif s... yenerse

    6.04.2011 saat 21.14 (karşılaşma sonrası)

    levent kızıl ve ömer isimli şahsın arasındaki telefon konuşması;

    l.k: hakem... fener'i mahvetti hüseyin göçek... vallahi billahi inanamazsın ödüm koptu gol olmayacak aziz bey öldürürdü bizi

    16.04.2011 saat 22:41 (karşılaşma sonrası)

    aziz yıldırım'ın mümtaz karakaya'ya bıraktığı sesli mesaj;

    a.y: alo mümtaz bey, aziz yıldırım beni ara... oğuz sarvan'ın istifa etmesi lazım bunu pazartesi günü konuşacağım ben başlayacağım konuşmaya anlatmaya kamuoyuna bu böyle olmaz kuddusi arkadan bu öbür hafta da bir başkası onun için konuşmamız lazım telefonunu aç iyi akşamlar diliyorum...

    16.04.2011 saat 22:46 (karşılaşma sonrası)

    aziz yıldırım ve tamer yelkovan arasındaki telefon konuşmasında, oynanan maçtan ve hakem hatalarından bahsettikleri, aziz yıldırım'ın devre arasında hakemle konuştuğunu belirterek hakeme hata yaptığını kabul etmesi için baskı yaptığından bahsettiği ve "... bana 21 gün ceza gelir yine" dediği tespit edilmiştir.

    17.04.2011 saat: 13:05 (karşılaşmadan bir gün sonra)

    maçın hakemi hüseyin göçek ve oğuz sarvan arasındaki telefon konuşması;

    h.g: ... devre arası biraz olaylar oldu maçtan sonra bir problem yoktu, devre arası işte sayın aziz yıldırım ile murat özaydınlı tünelin içinde bizi karşıladı... murat özaydınlı 'sen ne yapmaya çalışıyorsun penaltıları niye vermiyorsun düzgün maç yönetsene' dedi ondan sonra aziz yıldırım 2 metre arkasında duruyordu o da 'pozisyonları akşam seyret penaltı değilse ben şerefsizim eğer penaltıysa halkın önünde sen şerefsiz olduğunu söyleyeceksin' dedi...

    17.04.2011 saat 14:08 aziz yıldırım ve levent kızıl arasındaki telefon konuşması;

    a.y: ben yarın geliyorum yarın geleceğim oğuz sarvan istifa edecek... bak oğuz sarvan istifa etmezse ben çarşamba günü basın toplantısı yapacağım...

    18.04.2011 saat 13:59 aziz yıldırım ve aykut kocaman arasındaki telefon konuşması;

    aziz yıldırım federasyona gideceğini belirterek: "bu hakemlerle ilgili bir konuşayım tamam mı bir şeyler yapayım..."

    19.04.2011 saat 09:09 aziz yıldırım ve mümtaz karakaya arasındaki telefon konuşması;

    a.y: bak bana ceza meza ayağı yapıyorlar yani bak duman ederim haberleri olsun ha... bütün millet sahaya inecek bana madalya vermeleri lazım bana ceza veriyorlar ne cezası ulan ne demişim... gönderiyorlar sahip çıkmıyorlar mallarına 20. dakikada hata yapıyor 21. dakikada hata yapıyor 45'te hata yapıyor... bak söylüyorum bir tane o ceza disiplin kurulunda olursa onların bir tanesini bak yeni listede bir tanesi yer alamaz haberiniz olsun... bir tanesine yer ayırtmam yani ve bunu pazarlık haline getiririm... o zaman köpeklerinizin başında dursunlar gelsinler...

    m.k: tamam...

    a.y: söyle yani ha bak söylüyorum disipline de söylesinler bak ha öyle ceza meza zaten eğer bana savunma isterlerse çok ağır bir savunma yazacağım hakem şike yapmıştır diyeceğim şikenin başı da federasyon başkanı diye yazarım bak haberiniz olsun...

    19.04.2011 saat 10:00 aziz yıldırım ve mümtaz karakaya arasındaki telefon konuşması;

    a.y: ..... sen benim dediğimi söyledin mi

    m.k: hepsini net bir şekilde söyledim

    a.y: ... olursa bak çok ağır bir savunma yapacağım ha savunma dediğim gibi hakem şike yapmıştır şiddet yasasına göre yalnız futbolcular ve... ve... şey olmaz bu maçta da hakem şike yapmıştır sorumlu da merkez hakem komutesi başkanıyla futbol federasyonu başkanıdır diyeceğim... o kartı bana niye verdi k... s... için mi o kart...

    m.k: hakem odasına girmiyorsunuz hakem odasını basmıyorsunuz...

    a.y: söylerim valla duman ederim ha bak ha türkiye birbirine girer haberleri olsun... adam bi açar adama der ki ya kardeşim ne yapıyorsunuz siz ya doğru dürüst siz halledin der ya... o zaman biz niye seçtirdik biz niye uğraştık bu kadar abi... ha o olmuş ha mehmet olmuş haluk ulusoy olmuş...

    19.04.2011 saat 10:09 şekip mosturoğlu ve mümtaz karakaya arasındaki telefon konuşması;

    m.k: başkanın geldi kavga etmeye, oradaydık lütfi geldi o arada... başkan gene sabah sabah köpürüyor tabi aradı... he aradı beni, bana ceza verilirse dedi şöyle olur da böyle olur da... ne yapacağız y...ı y....k gene...

    ş.m: e deseydin cas hakemi var artık senin avukatın o seni şey yapar...

    m.k: he, mahmut'a da söyledim başkan böyle böyle söylüyor dedim o da diyor ki ne yapacağız... yani e bunda yapmazsak bize sıkıntı... yaparsa şöyle yaparım böyle yaparım diyor... başkanla şu anda konuşursan şey, köpürüyor şöyle yaparım asarım keserim s..... oyarım

    ş.m: başkanla konuşurum ben

    m.k: başkanı bi ikna et bi de mahmut'la konuş da...

    19.04.2011 saat 12:09 mahmut özgener ve şekip mosturoğlu arasındaki telefon konuşması;

    m.ö: hakkınızı yiyeceğiz ama yapacak bir şey yok ama sen yaparsın bir savunma gene

    ş.m: çok büyük bir şey olmasın lan bari

    m.ö: dün bana diyor benim akreditasyon kartım her yere girebilirim her yere girebilirsin de her şeyi söyleyebilir misin...

    21.04.2011 saat 11:43 aziz yıldırım, mahmut özgener ve mümtaz karakaya arasındaki telefon konuşması;

    m.k: mahmut bey bir şey söyleyecek bir dakika

    m.ö: hakem de ne kötü maç yönetti be başkanım ya... ya iki tane kritik faul çaldı inanılacak iş değil... bir tek bize kızma (gülüyor) ondan söylüyorum... bi ara buluşmamız lazım... hukukçularla bir şeyler konuştum bu genel kurulla ilgili... genel kurul tarihi ile ilgili... onunla ilgili bir yönlendirme yap...

    a.y: tamam işten uzak konuşalım oldu mu?

    m.ö: murat abi bir şey istemiş onu hallettim

    a.y: tamam sağol

    21:04.2011 saat 14:53 şekip mosturoğlu ve sami dinç arasındaki telefon konuşması;

    s.d: ben şeyleri gönderiyorum şimdi savunmaları

    ş.m: gönder

    s.d: sevk ettiyse başkan bizi düdükler

    ş.m: istiyorsan başkanın cd'sini seyret bi...

    21.04.2011 saat 15:02 şekip mosturoğlu ve sami dinç arasındeki telefon konuşması;

    s.d: abi bu cddekini bi seyretsene başkan 3 ay falan alır abi... rapordakinin çok üstünde gibi gözüküyor... küfür ediyor başkan deli gibi bağırıyor falan burada... bunu versek başkan şeye öbür sezona kadar ceza alır yani... hiç ben bunu şey yapmıyorum karıştırmıyorum abi...

    ş.m: tamam okey tamam...

    21.04.2011 saat 17:44 şekip mosturoğlu ve sami dinç arasındaki telefon konuşması;

    ş.m: sami büroda buluşalım sana söyleyeceğim bir şey var...

    s.d: ben ofise geçiyorum emre de zaten ofise geçiyor

    ş.m: güliz'i ara... tahkim güliz'i... eğer başkan ceza çıkarsa bugün olağanüstü toplantı yapacağız yarına... ama güliz'e de söyle adnan'a söylesin ki adamlar yani dağılmasınlar hani ankara'ya falan gitmesinler... bu ihtimali bilsin yani... başkan bizzat gelecek onu da söyle

    21.04.2011 saat 18:22 şekip mosturoğlu ve deniz tolga aytöre arasındaki telefon konuşması;

    ş.m: bugün disiplinden ceza çıkarsa yarın olağanüstü toplantı isteyeceğim tahkimden de... ona göre tertibat alsın yani...başkan gelecek yani...

    t.a: tamam okey

    21.04.2011 saat 20:24 aziz yıldırım ve şekip mosturoğlu arasındaki telefon konuşması;

    ş.m: 45 gün vermişler size... biz itiraz ediyoruz yarına değil de cumartesi yapabiliriz diyorlarmış... yarına yaptırmaya çalışacağız başkanım

    a.y: yarın yapacağız aynen tamam mı

    21.04.2011 saat 20:33 aziz yıldırım ve şekip mosturoğlu arasındaki telefon konuşması;

    a.y: bize kapama yapacaklarmış sonra vazgeçmişler

    ş.m: he s..... bu ceza böyle bir ceza var mı başkanım ya... murat abiye demiş ki mahmut bundan sevk edilir mi demiş... böyle bir laftan sevk olur mu demiş

    a.y: şekip gel de bi tahkimi de konuşalım neredesin şu an...

    21.04.2011 saat 22:34 şekip mosturoğlu ve deniz tolga aytöre arasındaki telefon konuşması;

    şekip mosturoğlu aziz yıldırım ile görüştüğünü belirterek: "bak sana yemin ediyorum dedi anam avradım olsun ki dedi eğer reşat, adnan madnan kalırsa dedi dedi anam avradım olsun dedi bak bu kadar söylüyorum.."

    t.a: adnan dedi ki yarın dedi konuşalım mı ya bana bi uğrar mısın dedi bak aramızda kalsın neyi konuşacağız dedim bak fenerbahçe başkanı oraya gelirse dedim o 45 günü kaldırmak bilmem ne için indirmek için gelmez dedim... hayır yani birilerinin a.... s.... için geliyor dedim yani her şeyden önce orda patronun son kararını kimin vereceğini göstermek için geliyor dedim... nasıl tırsmış ama var ya...

    ş.m: ben bizimkinin gizlilik kararını... ben bugün anlatırım dedim ki başkanım yani buradan sıfır olmaz... diyor ki sıfır olacak diyor... yedi medi çıkacaksa diyor hiç gitmem diyor...

    t.a: ama sıfır şey çıkmaz orada bi eylem var ya aslında en ağırı o biliyor musun... soyunma odasından kimsenin duymadığı temsilcinin yazdığı... ulan ben demiş bir haftadır sahaya ineceğim demiş artı bütün seyirciyi de indireceğim demiş

    22.04.2011 saat 09:35 mahmut özgener ve şekip mosturoğlu arasındaki telefon konuşması;

    ş.m: kaçta geleyim sana?

    m.ö: ya ben 4 uçağıyla gideceğim... 5'ten sonra tamam başkan gelecek mi?

    ş.m: gelecek abi gelecek de nasıl olacak bilmiyorum tamamen ceza kalksın diyor yani insin bile demiyor

    m.ö: dediklerine bakmıyor ondan sonra niye ceza alıyorum diyor... şekip be sen onu ikna et bence gelmesin

    ş.m: da biraz ağır vermişler ya 21 giibi falan verselerdi işte...

    22.04.2011 saat 11:18 aziz yıldırım ve şekip mosturoğlu arasındaki telefon konuşması;

    a.y: dedim söyle ona o adamı varmış mehmet diye onu dedim halletsin söylesin yanii olumlu oy kullansın... dedim ters birşeyler çıkarsa yani bak duman edeceğim onu söyle dedim bak şimdi benim yanımda tekrar et ona dedim... lan dedim 45 gün bana ceza, adam mı vurdum..

    ş.m: şey dedi ya bu ceza nasıl kalkar dedi yani, ya 7 güne iner ya 15 güne iner ama kalkmaz dedi abi dedim başkan kalkmasını istiyor sana göre kalkar...

    a.y: 1 haftaya insin saygı göstereyim yoksa göstermem yani bak haberi olsun

    22.04.2011 saat 12:28 aziz yıldırım ve aykut kocaman arasındaki telefon konuşması;

    a.y: akşam 5 buçukta giidiyorum şeye tahkime sözlü savunmaya... bir haftaya indireceğim ya da gider sahanın içine girerim öyle otururur atabiliyorlarsa güçleri atsın... ne lan böyle bizim seçtiğimiz adamlar bize ceza veriyor

    22.04.2011 saat 15:27 şekip mosturoğlu ve mümtaz karakaya arasındaki telefon konuşması;

    ş.m: federasyona geliyoruz biz

    m.k: ne yapacaksınız kavga var mı?

    ş.m: valla yumuşatamazsam çıkartacak gibi

    m.k: göksel de konuşacaktı gitti bugün de ne yaptı bilmi.... haklı başkan bari 21 güne falan düşürseler de... hatta orada daha vahim bir şey var.

    ş.m: ne vardı kapama mı?

    m.k: he..

    22.04.2011 saat 15:29 şekip mosturoğlu ve deniz tolga aytöre arasındaki telefon konuşması;

    t.a: bizim topçuyla görüştün mü? mahoyla?

    ş.m: özgener

    t.a: hıhı

    ş.m: 15 dakikada bir arıyor

    t.a: öbür ki de beni arıyor ben de gitmedim... e ne istiyor peki?

    ş.m: işte gitmesin sert konuşmasın... yapacak bir şey yoktu tekerrür... o da çok ağır konuşmuş zaten seyircisiz olacaktı ondan kurtulmuş, dediim seyircisiz olamazdı kapatma olurdu olsa olsa, kapatmayı da verseydin gider izmir'de oynardık ne olacak...

    t.a: aynen öyle, beni mehmet yaya da (tff tahkim kurulu üyesi) 15 dakikada bir arıyor, bakalım ne olacak çok heyecanlıyım

    ş.m: sen mehmet yaya'ya güvenme bence

    t.a: güvenmiyorum, bakacağız abi

    ş.m: suat'ı (suat sarı-tahkim kurulu üyesi) ne yapalım?

    t.a: konuşacağım ben şimdi erken gidiyorum zaten

    22.04.2011 saat 16:58 şekip mosturoğlu ve aykut kocaman arasındaki telefon konuşması;

    şekip mosturoğlu'nun arka plandaki x şahısa; "aydın desen ameliyat olmuş o gelmiyor 6 kiişi geliyorlar 3-3 gibi gözüküyor ama bence mahmut şeyi manupule etmiştir 5-6 defa şey adnan şeyi aramış tolga'yı görüşelim mi diye" dediği, daha sonra da bucaspor takımının kadrosunu aykut kocaman'a ilettiği tespit edilmiştir.

    23.04.2011 saat 15:40 şekip mosturoğlu ve deniz tolga aytöre arasındaki telefon konuşması;

    t.a: şey bir şey söyleyecektiim de sana bu tsliler bizim şeyleri dinletebilir mi?

    ş.m: evet

    t.a: yapma ya ben öyle bir şey duydum da, doğru olmama imkanı var mı diye soruyorum

    ş.m: onlar değil ama başka bir şey yapılabilir... senle, senle benim aramdaki konuşmada birşey yok ki

    t.a: iyi seninki gitti mi?

    ş.m: bilmiyorum ki şu anda bolu'da

    t.a: biliyorum inşallah şey yapmaz

    ş.m: ya gideceğim diyordu inşallah gitmez vallahi

    t.a: böyle bi salaklık yapmaz herhalde yani

    ş.m: gitsin de maça gitmesin

    23.04.2011 saat 18:36 (tahkim kurulu'nun olağanüstü toplanmasından bir gün sonra)

    sadri şener ve lütfü arıboğan arasındaki telefon konuşması;

    s.ş: bu tahkimin kararı trabzon'a tabi ben fren yapamıyorum gücümü geçi...orası şekip'in şeyi olmuş oyuncağı olmuş artık daha bir madde daha öteye gidersek başka şeyler diyeceğiz bu sefer... bunları almak sizin yetkiniz değil mi peki görevden...

    l.a: tahkim'in yediği boktan dolayı afedersin...

    28.04.2011 saat 18:57 şekip mosturoğlu ve sami dinç arasındaki telefon konuşması;

    s.d: suat bey katılmamıştı ya toplantıya... burcu herhalde adnan beşe şey falan demiiş sami gelmeden önce suat beyin katılmayacağını biliyordu gibi bi laf etmiş herhalde... hani tolga abi de sen burcu ile onun muhabbetinii mi yaptın diye soruyor da

    ş.m: ameliyat

    s.d: ha o gün mü ameliyattaydı ben ameliyat olduğunu hatırlıyorum da hee okey anladım, anladım

    ş.m: konuşmayalım

    s.d: kamuoyu herhalde böyle bir şey demişler dedikodu

    (not: suat sarı tahkim kurulu'nun o toplantısına katılmadı)*
  • 506
    üsenmedim, konusmalari tek tek okudum. simdi oturmus düsünüyorum. yazik lan bize. birkac yildir tiyatroya gidemedim, askerlikti evlilikti vs dolayi. ama tiyatronun en hasını bilmeden izlemisiz. umarim uefa tüm bilgileri yetkilendirdigi misyonerlerle topluyordur ve türk futboluna bunlari yapip milyonlarca futbolseveri resmen salak yerine koyan bu kisilere en agir cezalari verir.
  • 507
    --- alıntı ---
    "kararsızlık ortamı türkiye'nin imajını zedeliyor"
    19 ağustos 2011 12:36 | ntvspor.net

    galatasaray kulübü yaptığı açıklamada, "türk futbolundaki oluşan kararsızlık ortamının, türkiye'nin imajı açısından büyük bir olumsuzluk yarattığı" sözlerine yer verildi.

    galatasaray, türk futbolunda son günlerde yaşanan olaylarla ilgili açıklamalarda bulundu.

    yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi;

    "tff'nın son kararından sonra türk futbolunun gelecegi açısından ciddi endişe duyduğumuzu belirttik. bu endişenin nedenlerini açıklıkla dile getirmenin zamanı bugündür.

    futbol, dünyada bir çok ülkenin en önemli imaj unsurlarından biri haline gelmiştir. globallesen dünyada,oyunun tek bir kuralı vardır: rekabet. bu rekabet tabii ki uluslararası kurallar çerçevesinde yapılır. aksi halde futbolun marka gücü, degerı ve evrensellıgınden söz edilemez. herkes , kendi kurallarını uygulayacak olursa, başarının evrensel ölçüsü kalmaz.

    dünya çapında sıfır hata toleranslı bu rekabetin ardındaki neden sadece imaj meselesi değildir. bu rekabetin ekonomisi de son derece ciddi boyutlara ulaşmıştır. 2010- 2011 sezonunda sampiyonlar ligi'nde dağıtılan gelır tutarı 754 milyon euro'ya ulaşmıştır.ulkemız,bu gelırın sadece 20 milyon euro sunu elde edebıldı.diğer uluslararası rekabet alanlarını ve dolaylı gelirleri hesaba kattığımızda avrupa'nın en genç nüfusuna sahip ve futbol aşkının son derece yaygın olduğu ülkemizin bu ekonomiden aldıgı pay %2'nin altındadır. onemlı bır futnol ulkesı olan ingıltere nın aldıgı pay 200 mılyon euro dur.

    uefa kupası ve süper kupa almıs kulübe, dünya üçüncüsü ve avrupa dördüncüsü olmus bir milli takıma sahip ve nüfusunun yarısından fazlası 24 yaşın altında olan türkiye'ye yakın bır zamana kadar futbolun geleceğe damgasını vuracak yeni yıldızı olarak bakılmaktaydı. son dönemde yaşadıklarımızdan sonra bu noktadan ne kadar uzaklaştığımız ortadadır.

    üstelik olusan kararsızlık ortamı,daha geçtiğimiz günlerde olimpiyatlara yeniden ve büyük bir şevkle aday olan,gun gectıkce uluslararası organızasyon kabılıyetı ve kredıbılıtesı artan ülkemizin,tüm spor dünyasındaki ımajı açısından da büyük bir olumsuzluk yarattığı ortadadır.

    türk futbolunun bugün verdiği sınav, yıllar sonra nice uğraş sonucu elde edilen özerklik konumuna rağmen kendini yönetme becerisine ve erkine sahip olup olmadığı sınavıdır.

    gelişmelerin ilk gününden beri son derece açıklıkla belirttik: hiç kimsenin üzüntüsü, acısı, bizim sevincimiz olamaz. hepimiz aynı gemideyiz ve geminin adı türk futbolu'dur. gerçek şudur ki, gemimiz ağır bir yara almış, futbolumuz mahkemelere düşmüş, kişisel ve toplumsal dramlar ortaya çıkmıştır. ancak alınan bu yara,her gün biraz daha büyürken,hiç bir şey yokmuş gibi davranmak daha büyük maliyetlere yol açacaktır. gün dövünme, tartışma, kavga günü değildir. hep beraber oturup ortak bir akıl ve strateji olusturma gunudur..

    bu strateji “zaman kazanma”ya dayandırılamaz. kendimizi yönetme becerisi ve erkine sahip olduğumuzu kanıtlamamız için atılması gerekli adımlar bellidir. geciktikçe bedel daha da ağırlaşacaktır. en kötüsü bu adımları biz zamanında atmaz isek, başkalarının bizim adımıza atması kaçınılmazdır. kurallar çerçevesinde hatalarımızla yüzleşip gereğini biz yapmazsak dünyada bunu üst kuruluslar yapar. kendi kangrenli parmağımızı kendimiz kesmezsek,birileri gelir kolumuzu keser. “biz yapamadık, onlar yaptı” diyemeyiz. uygar dünyanın saygın bir üyesi olmak,öncelikle hatalarımızla yüzleşip, kendimize karşı dürüst olmaktan geçer.

    türk futbol endüstrisinin yöneteni bellidir. futbol tarihimizin en önemli problemi önlerine gelmistir. böyle bir meselede adaleti tam ve net olarak sağlamak cok zordur. ancak onun görevidir. bu görevi başkalarına bırakamaz, devredemez. bizlere düşen ise kendilerine sonuna kadar destek vermek ve yardımcı olmaktır.

    futbolumuzdakı bazı şahsiyetlerinin hırsları, bir an için akıllarının önüne geçmiş olabilir.bu her bıreyın,her an basına gelebılır. bu durum bazı haksızlıklar ve adaletsizlikler yaratmıs olabilir. ancak dünyada barışın en büyük çimentosu olan spor dünyasında hiç kimsenin söz konusu rakibi de olsa bir tek gün bile özgürlüğünün sınırlanması ıstenemez.

    ama ne anlayış, ne acıma, ne dostluk duygularımız hataları ortadan kaldırmaz. yapmamız gereken,fifa ve uefa nın tum kuralları,uluslarası futbol camıasının orf ve adetlerını eksıksız yerıne getırmektır.ne eksık ne fazla.boyle bır uygulama hata yapan futbol yonetıcılerımızı,spor ınsanlarımızı hapısten kurtaracagı gıbı,turk futbolunun kaderını kendımızın cızmesı demek olacaktır.bu uygulamayı başkasına bırakmak yapacagımız en büyük hata olur.

    110 yıllık geçmişi olan,artık kulturumuzun bır parcası olmus futbolumuzun kaderini,başkalarının çizmesini kabullenmek gibi bir tarihi hatayı yapma lüksümüz yoktur,olamaz.aksi takdirde tarıh, hepımızden hesap sorar.

    galatasaray spor kulübü

    --- alıntı ---

    http://www.ntvspor.net/...in-imajini-zedeliyor
  • 511
    söyleyecek çok sözüm var, ama saat çok geç ve gücüm bitmiş durumda... diyeceklerimi yarına bırakırsam huzursuz bir gece geçirme ve bazı noktaları unutma ihtimalim var...

    o yüzden özet geçeceğim... lütfen beni anlamaya çalışın...

    şimdi olaylara her şeyin sıcak merkezindeki bir türk futbolsever olarak değil de bir avrupalı gibi, yani objektif ve sakin bir şekilde bakmanızı rica ediyorum.

    ortada şike yüzünden hapis yatan üst düzey kulüp yöneticileri ve profesyonel futbolcular var. adamlar ciddi ciddi hapse atıldı, demir parmaklıklar ardındalar... bakın çabuk alıştık bu gerçeğe, müthiş bir olay bu!

    kimse kimseyi, hele bunca taşaklı adamı ve ekmek parası peşindeki genç futbolcuyu üç beş basit iddia yüzünden günlerdir hapislerde çürütemez...

    ayrıca ortada bir sürü delil var, hem de tarafsız emniyet tarafından ortaya çıkarılmış delillendirilmiş.

    uluslararası hukuk kuralları altında olan federasyon bu duruma karşı tepkisiz kalıyor, tipik türk mantığı ile olayı beklemede tutuyor.

    sınırları aşmamaya çalışacağım; federasyon aynı hükümet gibi keyfine göre at oynatmaya, kirli emellerini gerçekleştirmeye çalışıyor...

    avrupalı medenidir, güvenir, zaman verir, izler önce kendi kendine çözebilecek mi bakalım diye, hatta inceden pohpohlar güveniyoruz inancımız tam diye, avrupalı iyidir, adam gibi adamdır.

    ama federasyon laftan anlamaz ise;

    üzgünüm, uefa siker, kimseyi dinlemez... öyle kafana göre iş yapamazsın arkadaş der verir cezayı...

    eğer öyle ya da böyle en kısa süre içerisinde federasyon da değil uefa tarafından en ağır şekilde ceza verilmez ise;

    1- ben bir bok bilmiyorum.

    2- bu dünyanın çivisi çıkmış.

    ülkecek yaraklara geleceğiz yol yakınken gidin ekmek stok edin.
  • 512
    --- alıntı ---
    uefa el koydu
    şike soruşturmasıyla ilgili olarak ilk günden bu yana futbol federasyonu ile anlık bilgi paylaşımını sürdüren, ancak türk medyasında çıkan haberleri de yakından takip eden uefa, disiplin başmüfettişi pierre corno’yu bugün istanbul’a gönderme kararı aldı. corno, savcı mehmet berk ile bir araya gelecek, dosyayı ilk ağızdan öğrenecek
    02:30 | 22 ağustos 2011

    cemal ersan / özel haber - cersen@milliyet.com.tr
    sonunda korktuğumuz başımıza geldi, uefa türkiye’deki şike ve teşvik tartışmalarına resmen el koydu. soruşturmayla ilgili olarak ilk günden bu yana futbol federasyonu ile anlık bilgi paylaşımını sürdüren, ancak türk medyasında çıkan haberleri de yakından takip eden uefa, disiplin başmüfettişi pierre corno’yu bugün istanbul’a gönderme kararı aldı.
    uefa başkanı michel platini’nin talimatıyla bu sabah istanbul’a gelecek olan corno, şike soruşturmasını yürüten özel yetkili cumhuriyet savcısı mehmet berk ile beşiktaş adliyesi’nde görüşerek, gelişmeleri ilk ağızdan dinleyecek.
    şike konusunda uefa’nın en yetkili uzmanı olarak tanınan corno’nun berk ile yapacağı görüşmeye futbol federasyonu başkanı mehmet ali aydınlar ve başkan vekili lütfi arıboğan’ın da eşlik etmesi beklenirken, sürpriz ziyaretin bir nedeninin de galatasaray kulübü tarafından hafta içinde federasyonun şike kararıyla ilgili yaptığı açıklamalar olduğu ileri sürüldü.

    durum nedir meslektaş?
    uefa kaynaklarından edinilen bilgiye göre pierre corno’nun savcı berk ile yapacağı görüşmede soruşturma süreci hakkında bilgi alacağı, toplanan delil ve belgelerin değerlendirmesini isteyeceği ifade edildi. eski bir savcı olan corno’nun meslektaşı ile biraraya gelmeden önce futbol federasyonu başkanı aydınlar’dan da konunun sportif boyutuyla ilgili görüşlerini dinlemesinin beklendiği ifade edildi. yaklaşık 2 aydır türk futbolunda görülmemiş bir krize neden olan şike ve teşvik soruşturmasını dikkatle izleyen uefa’nın, özellikle medyada yer alan iddialar üzerinde durduğu kaydedildi.

    tehlike kapıda
    uefa’nın üst düzey bir disiplin müfettişini türkiye’ye gönderme kararı almasından sonra gözler corno’nun ziyaretinden sonra avrupa futbol birliği’nin bir numaralı ismi michel platini’ye sunacağı rapora çevrilecek.
    avrupa kupaları’nda mücadele eden ve adı şike soruşturmasında geçen türk takımlarının kaderini de belirlemesi beklenen süreçte, corno’nun gözlemleri ve tespitleri şike yapıldığı yönünde olursa aralarında fenerbahçe, trabzonspor ve beşiktaş’ın da bulunduğu temsilcilerimizin avrupa’dan ihracı gündeme gelebilecek.

    galatasaray ne demişti?
    futbol federasyonu yönetim kurulunun şike ve teşvik incelemesiyle ilgili 15 ağustos’ta aldığı kararlardan sonra iki kez ağır ifadeler içeren açıklamalar yapan galatasaray kulübü, uefa’yı işaret ederek, “kendi kangrenli parmağımızı kendimiz kesemezsek, birileri gelir kolumuzu keser. biz yapamadık, onlar yaptı diyemeyiz” suçlamasında bulunmuştu.
    federasyon ise bu açıklamaya anında yanıt vererek sarı-kırmızılı yönetimi sert bir dille eleştirmiş ve “federasyonumuzu hukuka aykırı davranan bir kurum olarak lanse eden ve yurt dışına şikayet etme gibi tarihi yanılgıya düşenleri, türk futbol tarihimiz affetmeyecektir” ifadeleri içeren yanıtını resmi internet sitesinden yayımlamıştı.

    savunmayı bekliyoruz
    futbol federasyonu yetkililerinin pierre corno ile yapacağı görüşmede geçen hafta alınan “ara kararın” yasal dayanaklarını açıklayacağı, şüpheli şahıs ve kulüplerin savunmalarının savcılık tarafından konan gizlilik kararı nedeniyle alınamadığını anlatacağı bildirildi. cas’ın (uluslararası spor mahkemesi) “savunma hakkı ihlal edilemez temel bir ilkedir” kararının hatırlatılacağı görüşmede, sportif anlamda disiplin uygulamalarının uygulamaya konabilmesi için gizlilik kararının kalkmasının beklendiği ve bu aşamadan sonra etik kurulu’nun yeniden görevlendirileceği söylenecek.
    bu arada federasyonun etik kurulu tarafından geçen hafta yönetime sunulan raporunu da corno ile paylaşacağı, buradaki tespitler ve şüpheler konusunda kendisini bilgilendireceği öğrenildi.

    --- alıntı ---

    http://spor.milliyet.com.tr/.../1429717/default.htm
  • 515
    gerçekten kendini zeki zannedenlerin, medyayı da arkalarına alarak galatasaray'ı sorumluluk altına sokma çalışmalarını gülerek seyrediyorum. açıkcası yoğunluğumdan dolayı yakından takip edemedim ama dışarıdan bir gözle bile yapılmak istenilen çok bariz. galatasaray şaibe kalksın şeklinde istekleirni dillendiriyor, federasyon "bizi uefa'ya şikayet ettiler" diyor, bir uefa müfettişi geliyor ve gazeteler "galatasaray böyle demişti" şeklinde bir haberle veriyor bunu. zaten uefa'nın gözü kör, kulağı sağır, bir kulübün internet sitesinden öğrenecekti her şeyi. bu kadar komik, bu kadar çocuk olunmaz. yıllar sonra "galatasaray yüzünden türk futbolu cezalara maruz kaldı" da der bunlar, hiç şaşırmam.
  • 516
    bir milletin futbol maçı izler gibi izlediği, transfer dönemi kolpa spor basını tarafından yazılan fantastik hikayelerinin konuyla ilgili olanlarına tereddütsüz inanıldığı, hukuk işleyişine futbol jargonu ve mantığının monte edilmeye çalışıldığı, delil ve belgelerin acayip bir şekilde karar mercileri dışında herkesin eline geçtiği, karar vermesi gerekenler dışında herkesin bir şekilde bir karar verdiği, bir takım şeref yoksunu insanların yaptıkları yüzünden milletin ikiye bölündüğü, sezon boyunca rakipleri hakkında ima ederek milleti gaza getirdikleri olaylar hakkında elle tutulur kanıtlar ortaya çıkar çıkmaz birlik beraberlik havasına bürünen çıkarcı yöneticilerin futboldan tiksindirdiği, ne zaman ve nasıl sonuçlanacağı hala daha mechul olan soruşturma. sahi bir futbol vardı ne oldu ona...
  • 518
    emniyet: fenerbahçe'nin bazı maçları başta olmak üzere toplam 19 maçta şike ve teşvik tespit ettik beyler :(
    fenerbahçe: 100 küsür yıllık çınarız, başarımız çekilemiyor, batmayan gemiyiz, ah o bazı kulüpler.. hep iftira bunlar :(
    tff: sırıştırmı divım idıyır. zıtin yitirli dilil yık. dıhı kırır virımıyız :(
    uefa: yeterli delil var panpa, biz geldik inceledik ibneler şike yapmış, biz ligimizde istemeyiz. ya kabul edip kendileri çekilsin, ya da büyüğüsün sen çek kulağını, devreye biz girersek ortalığın mnakoyarız. hahhaha biz de akıllı adamlarız vesselam, soruşturma fener'in lehine de sonuçlansa öyle bi aradan sıyrıldık ki bize giren çıkan olmayacak hafızlar kldsjfljdf, kib.
    tff: finırbıhçı şımpıyınlır ligini gitmıyır, ııfı bıyli istıdı.
    fenerbahçe: madem şampiyonlar ligine gitmiyoruz, bank asya'ya düşürün. kanıra kanıra oynarız. ps: taraftar kart alın mnakoduklarım.
    tff: yızılı bışvırı yıpın yıksı nısıl dişırılım yırrrıım?
    fenerbahçe: şaka yaptık xdé ps: taraftar kart alın lan : (
    fenerbahçe taraftarı: beyler 8-0 lık ankaragücü maçı? : (
    tff: şı ın için bi diğişiklik yık, zigi ıynıtıcız.

    bazı kulüp: şike soruşturması hususunda fenerbahçe kulübü'nün hassasiyetini göz önünde tutarak, kulübümüzün basın organlarında, bu konu ile ilgili program ve yayın yapılmaması kararını almış bulunuyoruz.

    edit: o bazı kulüp'ün duruşuna kurban olduğum.
  • 525
    bu soruşturmada sakat olan tek bir taraf var. birkaç yorumcu da bahsetti bu konuda. olay şudur şike ile ilgili cezalar kişisel anlamda çok ağır. yani adam bir maç ile ilgili suçlu bulunursa 5-12 yıl arası ceza alıyor,eylem dozu arttıkça ceza da artıyor. tamam cezalar caydırıcı olmalı ama bir şike için kimse 50-60 sene hapisle de yargılanmamalıdır kişisel fikrim. şike suçu insanın hayatını kaydıracak bir boyuta ulaşmamalı. yani bu olaylardan sonra yasanın bu bölümüne el atılmalı bence. sonuçta adam öldürme sözkonusu değil. dengeli bir yasa olmalı bu konuda.
App Store'dan indirin Google Play'den alın