• 322
    sevgili renktaşlarım, uzun bir yazı yazacağım çayınızı kahvenizi alın gelin*.

    bu yalan hakkında çok kelam ettim ama içim hâlâ soğumadı. ne denli bir tehilkeyle karşı karşıya kaldığımızı (bkz: #3132652) numaralı entry'de açıkça beyan ettim. bu mahalle şampiyonluklarını kabul ettiren gözü dönmüş malum camianın bir sonraki hedefinin, 1987 ile 2012 arasında kazandığımız 12 şampiyonluğumuzu elimizden almak olacağını anlattım. zaten kuşgiller sürekli o şampiyonlukların sözümona ne kadar kirli olduğundan, 8-0'lık ankaragücü maçından, mehmet ağar'dan, pensilvanyalı müptezellerden falan bahsedip türlü türlü safsatalarla yıllardır kafamızı şişiregeldiler. burada bunları tekrarlamama gerek yok. tüm bu saçmalıklara zaten maruz kaldık yıllar boyu*.

    bu entry'yi yazmamdaki asıl amaç, fenerbahçe'nin resmi web sayfasındaki "28 şampiyonluk" bölümünde yer alan "karşıt tezler ve cevapları" bölümündeki tezlere bu arkadaşların verdiği tutarsız ve baştan aşağı yalanlarla dolu olan antitezleri inceleyip, o antitezleri bir bir çürütmeye çalışmaktır!

    hazırsanız başlayalım sevgili renktaşlarım.

    (*)birinci tez: https://gss.gs/6Yk.jpg
    --- alıntı ---
    bu itirazın hiçbir temeli ve dayanağı olmamasına rağmen sıkça dile getirildiği için buraya aldık. aslında bu organizasyonların isimleri bile bunların ulusal olduğunu kanıtlıyor. türkiye futbol birinciliği ve milli küme’nin maç programlarına ve bu organizasyonlara katılan takımlara bakıldığında, bu organizasyonların bölgesel değil ulusal olduğu açıkça ortada.

    bu organizasyonlar tek bir bölge ya da şehir ile kısıtlı kalmamış, farklı bölgelerin takımlarını ulusal olarak karşı karşıya getirmiştir. dahası, tff resmi sitesinde ilk ulusal türkiye futbol şampiyonasının 1924 yılında yapıldığı ve şampiyonun da harbiye olduğu bilgisi açık ve net yer almaktadır ve bu temelsiz iddiayı tamamen çürütmektedir
    --- alıntı ---

    madem o organizasyonun başına "türkiye" veya "milli" ibaresi konulunca artık onun ulusal bir statüde olduğu düşünülüyor, o zaman ben de kapımın önünde top oynayan çocukları toplayıp onları da "türkiye şampiyonası" adını verdiğim bir turnuvaya sokup kazananı da süper lig şampiyonu ilan edeyim. veya saadet partisi kendi yayın organı olan milli gazete'yi devletin resmi gazete'sine denk olarak saysın. sonuçta o da milli!

    sözün özü, bu turnuvanın isminin "türkiye" veya "milli" olması, o turnuvayı itibarlı bir konuma getirmiyor. bir turnuvanın ulusal statüde olmasının en önemli koşulu, o turnuvanın itibar gören bir turnuva olması, bu turnuvaların "devamlılık arz etmesi" ve alternatifinin olmamasıdır. ne demek istediğimi birazdan aşağıda örneklerle anlatacağım.

    (*)ikinci tez: https://gss.gs/8ls.jpg burada öyle bir cümle var ki, tam komedi! kendi tezlerini ne kadar amatörce savunuyorlar buradan anlayın artık.
    --- alıntı ---
    milli küme ise, bir sezon dışında 3 şehrin (ankara, istanbul, izmir) takımlarıyla oynandı. 1941 yılında eskişehir demirspor’un milli küme’ye katılımı sonucu sadece o sezon milli küme’de 4 kentin takımları temsil edildi. ancak bu durum, milli küme’yi ulusal olmaktan çıkarmıyor. neden mi? çünkü tff’nin beşiktaş’a 2 şampiyonluk verdiği federasyon kupası da bir sezon 4, bir sezon da 3 şehrin takımlarıyla oynandı.
    --- alıntı ---

    koca türkiye'de sadece istanbul, ankara, izmir ve eskişehir mi var? nerede trabzon? nerede bursa? nerede adana? nerede konya? nerede antep, urfa? bir de bu rezaleti savunmaya devam etmişler. aşağıdaki alıntıya dikkat buyurunuz.
    --- alıntı ---
    fakat daha önemlisi ise; 1959’dan sonra oynanmaya başlayan, bugünkü adıyla süper lig’in ilk 8 sezonundan 7'si de sadece 3 şehrin (ankara, istanbul, izmir) takımlarıyla oynandı, sadece 1960-1961 sezonunda adana demirspor üç büyük kentin dışından gelerek ligde yer aldı. diğer kent takımlarının ilk 8 sezonda süper lig’e katılımına izin verilmedi.
    --- alıntı ---

    süper lig'in (yani o dönemki adıyla milli lig'in) ne amaçla kurulduğunu biliyor musunuz sevgili fenerbahçe yönetimi? bilmiyorsanız anlatalım. dönemin idarecileri tüm yurdu kapsayan bir organizasyon düzenleme gayretinde olduğu için süper lig başlatılıyor. bu beyanlar dönemin tüm gazetelerinde mevcut. şimdi bu insan-ı kâmil arkadaşlara soruyorum. bu saydırmaya çalıştığınız iki turnuva madem size göre milliydi ve tüm yurdu kapsayıcıydı, neden o dönemin idarecileri daha yeni ve daha kapsayıcı bir turnuva düzenleme gereği duydular da bu organizasyona devam etmek istemediler?

    ikinci bir husus; diğer kentlerin bu lige katılımına izin verilmedi diyorsunuz. diğer kent takımlarının neden süper lig'e alınmadığını da açıklar mısınız? gözden geçirmediğiniz veya geçirmek istemediğiniz çok önemli bir ayrıntı var. bu da şudur ki; süper lig profesyonel statüde bir ligdi. bu üç ilin takımları profesyonel statüye çoktan geçtikleri için bu ligde oynamalarında bir sakınca yoktu. adana demirspor da profesyonelliği sonradan kabul ederek süper lig'e katılmıştır. amatör takımlar tabi ki profesyonel liglerde yarışamazlar. işte anadolu'daki bu amatör takımlar da kendi kentlerindeki diğer amatör takımlarla birleşmek suretiyle tek bir profesyonel takım hâline gelince teker teker süper lig'e alınmaya başladılar.

    (*)üçüncü tez:https://gss.gs/pvl.jpg
    --- alıntı ---
    1924-1951 yılları arasında türkiye’de 27 ulusal futbol organizasyonu düzenlenirken, (11 milli küme-16 türkiye futbol birinciliği olmak üzere) bunlardan 20’si o sene içinde türkiye’deki tek ulusal futbol organizasyonu olmuştur. milli küme ve türkiye futbol birinciliği sadece 7 kez aynı yıl içinden düzenlenmiştir ancak takımlar iki cephede birden aynı anda yarışmamıştır. yani milli küme ile türkiye futbol birinciliği zaman zaman aynı takvim yılı içerisinde oynandı, ama aynı anda oynanmadı. maçlar dönem olarak çakışmadı. bir şampiyona bitmeden diğeri başlamadı. istanbul, ankara ve izmir şampiyonu hem milli küme’ye hem de türkiye futbol birinciliği’ne katılım sağlayabildi.

    takım sayısının bugünkü kadar fazla olmadığı dönemlerde milli küme yaklaşık 3-5 ay içinde (mart-mayıs ya da temmuz) sona eriyordu. buna bağlı olarak, futbol federasyonu aynı takvim yılına bir ulusal şampiyona daha yerleştirip, takımları davet ediyor, takımlarımız da katılıp ulusal olarak yarışıyordu.

    ayrıca aynı durum italya ligi seria a’da da gerçekleşmiştir. hatta italya ligindeki durum çok daha tartışmalı boyuttadır. 1921-22 sezonunda italya'da iki ayrı şampiyon yer almaktadır. italyan futbol federasyonu içinde ayrılık çıkması nedeniyle ikinci bir organizasyon, geri kalan takımlarla bir lig düzenlemiş ve 1 yıl süren bu ayrılığın ardından italya futbol federasyonu kendisine karşı alternatif olarak yapılan bu ligin bile şampiyonunu seria a şampiyonu olarak kabul etmiştir. aynı sezonda düzenlenen bu liglerde tamamen farklı takımlar yarışmasına rağmen, italya futbol federasyonu kendisine karşı düzenlenen ligi bile kabul etmiştir.

    bunun yanında, günümüzde halen dünya’nın farklı coğrafyalarından bu konuda örnekler vermek de mümkündür. örneğin arjantin'de futbol, uzun yıllar 1 sezondan 2 şampiyon çıkacak şekilde apertura (açılış) - clausura (kapanış) ligleri olarak oynanmıştır ve her yıl bittiğinde, o yılın 2 şampiyonu olmuştur. hatta aynı takımın aynı yıl 2 lig şampiyonluğu kazandığı da olmuştur.
    --- alıntı ---

    işte zurnanın zırt dediği yere geldik sevgili renktaşlar. burada bu arkadaşların bir sezonda iki şampiyonluk garabetini nasıl savunduğunu okuyunca inanın gülmekten gözlerinizden yaş gelecek. adamlar arjantin örneğini vermiş, şaka gibi. arjantin'deki bu lig sistemi hâlihazırda dünyanın en saçma lig sistemi. açılış-kapanış ligi saçmalığını geçtim, (zaten ondan da vazgeçtiler artık), küme düşmenin son 3 yılın ortalamasıyla belirlenmesi ve bir sezonda neredeyse 30 küsür takımın yarışması ile ne kadar absürt bir lig sistemine sahip olduklarını perçinlemişler. bu konuya değerli mehmet şenol beyefendi dün kendi twitter adresinde detaylıca değindiği için bu konuda fazla durmayacağım. ilgili flood için: https://twitter.com/.../1376923204325928963

    italya meselesine gelince; yukarıda bir turnuvanın "ulusal" sayılmasının koşullarından bahsetmiştim.
    --- alıntı ---
    bir turnuvanın ulusal statüde olmasının en önemli koşulu, o turnuvanın itibar gören bir turnuva olması, bu turnuvaların "devamlılık arz etmesi" ve alternatifinin olmamasıdır.
    --- alıntı ---

    italya'da figc'in* düzenlediği bu turnuva;
    - hem düzenlendiği dönemde 1 numaralı futbol organizasyonuydu,
    - savaş yılları hariç hemen hemen her sene düzenlenerek günümüze kadar gelen bir organizasyondu.
    - hem de bu turnuvanın alternatifi yoktu. (1 sezon hariç, ki alternatif turnuvayı da şampiyon olarak saymışlar. bu istisna ikinci kez tekrarlanmamış. türkiye'ye örnek teşkil edilemez demek oluyor bu da.)

    (*)dördüncü tez: https://gss.gs/pre.jpg
    bunu laf olsun torba dolsun maksadıyla koymuşlar sanırım. bu turnuvaların sayılmasına karşı çıkan hiç kimse bu zamana kadar "o dönem şampiyonlar ligi yoktu ondan bu turnuvalar sayılamaz." gibi bir iddia ortaya koymadı. bunu geçelim.

    (*)beşinci tez: https://gss.gs/eaK.jpg buraya dikkat buyurmanızı istiyorum. bu şikecilerin tüm algılarını çökerten ve kendi kendileriyle çeliştikleri bölümdür.
    --- alıntı ---
    türkiye kupası 1962 yılında oynanmaya başladığında süper lig zaten hayattaydı. türkiye kupası hiçbir zaman ülkenin bir numaralı organizasyonu olmadı. türkiye kupası, her zaman süper lig oynanırken, süper lig'in yanında ikincil bir kupa organizasyonu olarak oynandı.
    --- alıntı ---

    burada benim yukarıda bahsettiğim koşullardan "en itibarlı olma durumu" yüzünden türkiye kupası şampiyonluklarının lig şampiyonluklarına denk olmadığını burada kendi ağızlarıyla itiraf ettiler.

    milli küme, bilindiği üzere bir dönem milli eğitim kupası adıyla oynanmıştır. türkiye futbol birinciliği ise bir dönem milli küme'nin bir alt kümesi olarak tertip edilmiştir. https://gss.gs/Z46.jpg görüldüğü üzere milli küme'nin dahi altında olan bir turnuvadan kazandıkları şampiyonluğu süper lig şampiyonluğu olarak saydırmak isteyen bir yapı var karşımızda. tüm bu safsatalar karşılık bulduktan sonra yarın öbür gün samsunspor çıkıp, "bizim 1.lig'de 6 şampiyonluğumuz var, bize de yıldız verin" dese ne diyeceksiniz?

    (*)altıncı tez: https://gss.gs/NWm.jpg
    --- alıntı ---
    bugün sayılan süper lig'in 1959 sezonu da iki ayrı gruplu lig şeklinde oynandı, grupların birincileri şampiyonluk için oynadı. 1962-63 sezonu da benzer şekilde iki grup ve final grubu şeklinde oynandı. keza süper lig'in, 2011-2012 sezonu da önce lig, sonra süper final formatında olmak üzere farklı statülerde oynanmıştır.

    bunun yanında italya başta olmak üzere diğer avrupa ülkelerinde de, futbolun ulusal olarak ilk oynanmaya başladığı yıllarda, farklı bölgelerin takımları eleme veya playoff usulü olarak da karşı karşıya gelmiş, ancak lig formatında olmaması bu şampiyonlukların bugün sayılıyor olması bakımından hiçbir engel teşkil etmemiştir.
    --- alıntı ---

    burada da yine yalan yanlış bilgiler mevcut. zaten bu turnuvaların eliminasyon formatlı olmasının ve 3 maçta bitmesinin sebebi bölge liglerinden yorgun argın apar topar ankara'ya getirilen takımların daha fazla hırpalanmamasıydı. zira bunlar bittikten sonra istanbul takımları asıl turnuvaya yani istanbul ligi'ne geri dönüyordu.

    tabi burada verdikleri bir süper final örneği var. süper final neden oynandı acaba? sizin 2011'de yediğiniz pislikler yüzünden olabilir mi?

    (*)yedinci tez: https://gss.gs/HEh.jpg
    --- alıntı ---
    futbol 1900’lü yılların ortalarına kadar dünyanın başka yerlerinde de amatör olarak oynanmıştır. ülkemizde olduğu gibi, birçok ülkede de, ülke futbol federasyonu kurulduktan yıllar sonra profesyonelliğe geçilmiş ve fakat ilgili ülkelerin futbol federasyonu nezdinde oynatılan tüm ulusal şampiyonalardaki birincilikler, bu ülke liglerinde ülke şampiyonluğu olarak sayılmaktadır.

    örnek vermek gerekirse; italya ligi 1898 yılında oynanmaya başladı, çok uzun yıllar sonra profesyonel lig statüsünü aldı. italyan futbol federasyonu’na göre genoa takımının 9 şampiyonluğu bulunmakta ve fakat takımın bu 9 şampiyonluğunun tümü amatör döneme ait. italya’da 9 şampiyonluğu bulunan genoa bir kez daha ligi kazanması halinde formasına yıldız takabilecek.

    benzer şekilde hollanda ligi'nde futbol federasyonu 1899 yılında kuruldu. profesyonel futbola geçiş 1954 yılında gerçekleşti, ancak hollanda liginde şampiyonluklar ise 1899 yılından itibaren sayılmaktadır. örnek olarak, ajax her 10 şampiyonluğa 1 yıldız kuralı kapsamında 33 şampiyonlukla formasında 3 yıldız taşırken, bu şampiyonlukların 8’i amatör dönemdendir.

    profesyonellik, ulusal şampiyonaların sayılmasında bir kıstas olsaydı, hollanda, italya, fransa ve diğer birçok ülkede de profesyonellik öncesi dönem şampiyonları sayılmazdı.
    --- alıntı ---

    nihayet bu zırvaların sonuna geldik. bu teze yazdıkları antiteze de cevap vermek gerekirse; yukarıda sayılan italya ve hollanda örneklerinde bu ligler amatör zamanlarda dahi bir kural çerçevesinde oynanmış. bizdeki gibi hakemin tartışmalı pozisyonları taraftara sorması gibi absürt bir ortam oluşmamış mevzubahis ülkelerde. veya oynanmakta olan turnuvadan keyfi sebeplerle çekilen bir takımın, aynı turnuvanın sezonu bitmeden tekrardan alınması gibi bir durum yaşanmamış. burada amatörlük derken bunu kastediyoruz biz. orman kanunlarının geçerli olduğu iki "ulusal" turnuva.

    sonuç olarak, bir turnuvanın "ulusal" nitelikte olması için gerekli 3 kriteri yukarıda yazmış ve örneklerle açıklayacağım demiştim. o hâlde buyrun.

    1) ne milli küme ne de türkiye futbol şampiyonası hiçbir zaman itibarlı bir turnuva olarak görülmemiştir.

    istanbul takımlarının ekserisi bu iki turnuvayı da önemsiz gördüklerinden bu turnuvalara hep ikinci takımlarını göndermişler. fenerbahçe'nin asıl takımı 1940'ta istanbul ligi'nde maça çıkarken türkiye futbol şampiyonası finaline b takımı yollamışlar. hakezâ beşiktaş takımı 1950'de abd'ye turneye gittiği için türkiye futbol şampiyonası'na beşiktaş'ın b takımı gönderilmiş. bu iki turnuvanın ne kadar önemsiz görüldüğünü de dönemin gazetelerinde ve hatta dönemin fenerbahçe yöneticilerinin bizzat kendi ağzıyla verdiği ifadelerden görebilirsiniz. https://twitter.com/...579900928000/photo/1

    2) ne milli küme ne de türkiye futbol şampiyonası hiçbir zaman düzenli bir şekilde organize edilmemiştir.

    bu turnuvalardan biri olan türkiye futbol şampiyonası, ilk olarak 1924'te düzenlenirken, sonraki iki sezon yapılmamış, 1927'de tekrar düzenlenmiş ve ondan sonraki 3 sezon daha yapılmamıştır. milli küme ise 1943'te istanbul ligi devam ettiği için düzenlenmemiştir. komediye bakar mısınız? yerel lig devam ettiği için düzenlenemeyen ulusal(!) bir turnuva. dönemin futbol dinamikleri dikkatlice incelendiğinde bu sonuç çok normaldir. zira istanbul takımları daha çok istanbul ligi organizasyonunu önemsemişlerdir ki bu turnuva 1924'ten 1959 yılına kadar, olimpiyat oyunlarına denk gelen 1928 yılı hariç kesintisiz olarak düzenlenmiştir. yukarıda fenerbahçelilerin örnek verdiği italya'daki genoa'nın 9 kez şampiyon olduğu organizasyon, düzenli bir şekilde oynanarak bugünlere getirilmiş ve serie a adını almıştır. ayrıca profesyonelliğe geçilen 1951 yılından sonra bu iki turnuva da rafa kaldırılmış ve bir daha düzenlenmemiştir.
    https://en.wikipedia.org/...n_football_champions

    3) milli küme ve türkiye futbol şampiyonası birbirlerinin alternatifidirler.
    bu yüzdendir ki 7 sezon boyunca aynı anda düzenlenmişler. dönemin futbol yöneticileri bu ikililiği kaldırmak isteseler de başarılı olamamışlardır. aynı zamanda bu iki turnuvaya alternatif turnuvalar da ortaya çıkmıştır.

    kısacası bu iki turnuvanın lig şampiyonluğundan sayılması akla ve mantığa aykırıdır. yukarıdaki 3 kriteri de karşılayan istanbul ligi'nin sadece tek bir ilde oynanması bile bu şampiyonlukların sayılmasına engel iken bu zırvaların hangi akla hizmet dillendirildiğini bir türlü anlamadım. bunların sayılması türk futbolunda çok ciddi bir kaosa sebebiyet verecektir. fakat görüyorum ki bu tff nezdinde de ciddi ciddi dillendiriliyor. allah hepsine akıl fikir versin.

    son sorularım da fenerbahçe camiasına.
    bu iki turnuvada galatasaray'ın sadece 1 şampiyonluğu olduğu için mi bunları saydırmak istiyorsunuz?
    galatasaray'ın gerçekten de bu yıllarda sadece bir şampiyonluk aldığına sizi kim inandırdı?
  • 272
    anayasa mahkemesi kararlarının bile tınlanmadığı memlekette hak, hukuk, mantık, başka ülkelerdeki benzer uygulamalar üzerinden çürütülmeye çalışılan zımbırtı. geçin bu işleri.

    bu konuda bir şeyler yapılacaksa galatasaray spor kulübü'nün kitle gücü ve abdürrahim albayrak'ın hemşehrisiyle kapalı kapılar ardında görüşerek onu ikna etmesiyle yapılır. yukarıdan bir talimat gitsin bak nasıl mum oluyor, bak nasıl asker kesiliyor o kadrolu milli müteahhit ve saz heyeti.

    bunun dışındaki bütün çabalar abesle iştigal olur.
  • 126
    https://twitter.com/...801403781390337?s=20

    bugün nihat özdemir'in derdine düştüğü şampiyonluklar. 1959 öncesi milli küme ve futbol şampiyonası diye 2 farklı organizasyondan aynı anda 2 şampiyonunun birden çıktığı, eleme usulü 3-4 maç oynayarak kazanılan şeyleri ciddi ciddi bugün şampiyonluk olarak hanelerine eklemek istiyorlar.

    ve işin trajikomik yanı bir tanesini belirleyip alın bu şampiyonlukları 19'un üstüne ekleyin demiyorlar, o sene hangisinde şampiyon oldularsa onu sayıyorlar. atıyorum1946 milli kümede şampiyon olmuşlar onu da şampiyonluk sayıyorlar 1944 futbol şampiyonasında şampiyon olmuşlar onu da sayıyorlar. ve bu iki turnuva da her yıl düzenleniyor. türkiye kupası-türkiye ligi gibi. ikisinde de şampiyon olduğu sene olsa o seneyi 2 şampiyonluk olarak sayıp 19'un üstüne öyle ekleyecek.*

    hadi bu pespayeliği twitter'da 14 yaşındaki taraftar savunuyor da federasyon başkanı nasıl borazanlığını yapar. burası nasıl bir ülke abi. eleştirecek derman kalmadı artık.
  • 177
    resmiyete dökülmüş bile geçmiş olsun. tabi sen bu kadar sessiz tepkisiz kalırsan adamlar da gereğini yaparlar. onlar bile şaşırmıştır, gs nasıl camia olarak bu kadar sessiz kaldı diye.

    velhasıl fb havadan 9 şampiyonluk kazanarak çakma en büyüklük algısına ve havuzdan ekstra paralara konmuş oldu böylece. hepimiz de öylece izledik, izliyoruz.

    benim bildiğim tanıdığım gs bu değildi, sıradan bir anadolu kulübü kadar bile nüfusumuz kalmadı ülkede.

    futbol bitmiştir artık, geçmiş olsun. izleyen izlesin ama benim şahsen içim almıyor, acıyor.
  • 132
    fenerbahçe eski başkanı aziz yıldırım'ın da kabul ettiği yalan.

    https://youtu.be/46ErX6ScffA

    --- alıntı ---
    hesap var kitap var. 1959 yılında lig başlamış, şampiyonluk sayıları belli. işte biz 19, galatasaray 20...
    --- alıntı ---

    kısacası sayın ali koç... adamınız gol diyor adamınız! ligin başladığı tarih belli. buradan size ekmek çıkmaz.

    ekleme: kupa beyi'nin hatırlatmasıyla aşağıdaki videoyu koyuyorum. burada ali koç bizzat kendi ağzından "rakibimizin 2 şampiyonluk gerisine düştük" diyor.
    https://www.youtube.com/watch?v=mFYAsROpACI
  • 334
    6 şubat 2021 fenerbahçe galatasaray maçı öncesi haksız bir şekilde binlerce seyirciyi stada aldıklarında ilahi adalet bir şekilde tescil etsin hiçbir şey istemiyorum demiştim. maçı kazandık.

    bu olay için de aynısını düşünüyorum. kulüp olarak yeterince tepki vermediğimizi düşünsem bile er ya da geç adalet yerini bulacaktır. ilahi mi olur mahkemeler yoluyla mı olur bilmiyorum fakat bu saçmalık elbette bir yerde patlayacak.

    rakip dediğimiz takım o kadar kötü niyetli ki artık bu yaptıklarının bedelini 7 yıldır şampiyon olamayarak, kupa kazanamayarak ödediklerini düşünmeye başladım.
  • 294
    fenerbahçeliler, 1959 öncesi şampiyonluklarının sayılması için tahkim kuruluna başvurmadıklarını, başvuruyu 2002 yılında beşiktaş’ın yaptığını ve o başvurunun reddedildiğini ileri sürerek beşiktaş’ın başvurusunun kendilerini bağlamayacağını iddia ediyor. (bizzat fenerbahçe’nin de başvuru yaptığı söyleniyor ama henüz netleştiremedim)

    yaptıkları bu savunma doğru mu? hemen belirtelim ki bu savunma cehaletlerinin bir sonucu. çünkü federasyon ve tahkim kuruluna yapılan başvuru 1959 yılı öncesi şampiyonlukların sayılması talebidir. bu talebin reddi bütün takımları bağlar ve diğer takımlar açısından da kesin hüküm teşkil eder. konunun daha iyi anlaşılması için hukuki terimlerden arınmış olarak herkesin anlayacağı bir dille şu örneği vermek istiyorum.

    bir belediye veya bakanlık ya da herhangi bir devlet kurumu hatta özerk bir kurum bir karar almış olsun ve bu karar binlerce insanı ya da tüzel kişiliği etkilesin. örneğin “on beş yaşını geçmiş araçların trafiğe çıkması yasaktır” şeklinde bir karar olsun bu. bu karara karşı bir gerçek kişi ya da tüzel kişi danıştaya dava açsın ve benim şirketimin on beş yaşını doldurmuş yüz tane aracı var. bu karar ortadan kaldırılsın ve benim araçlarım trafiğe çıksın diye talepte bulunsun. danıştay da bu davayı reddetsin. şimdi bu red kararı sadece dava açan şirketi mi bağlar yoksa kesin hüküm teşkil edeceğinden herkesi mi bağlar. tabii ki herkesi bağlar. bir başka şirket ya da gerçek kişi daha sonra aynı delil ve gerekçelerle dava açarsa danıştay kesin hüküm gerekçesiyle hepsini reddetmek zorundadır. burada dikkat edilecek husus “aynı deliller” hususudur. farklı bir delil ortaya koyulması halinde durum değişir.

    şimdi 2002’deki beşiktaş’ın müracaatı ile bu günlerdeki fenerbahçe’nin müracaatının delilleri arasında bir fark var mı? hayır. aynı gerekçelerle aynı delillerle şampiyonluk istiyor. iki takımın da talebi 1959 öncesi şampiyonlukların yıldız hesabında dikkate alınması. iki takımın delili de 1959 öncesi mahalli liglerdeki şampiyonluklar. deliller aynı talep aynı ise tahkim kurulu’nun beşiktaş’ın müracaatı üzerine verdiği red kararı bütün takımlar açısından kesin hüküm teşkil eder. dolayısıyla da talebin yasal olarak reddedilmesi zorunluluğu vardır.

    bu meyanda beşiktaş 1959 öncesi bütün şampiyonlukların sayılması talebi reddedilmesine rağmen birkaç ay sonra 1957 ve 1958 yıllarında uefa şampiyonlar ligine katıldığının belgelerini sunarak iki şampiyonluğunu kabul ettirmiştir. (21 mart 2002) bu karar aslında kesinlikle yasalara ve kesin hükme aykırıdır ama bizim ülkemizde hukuk, yasa pek ciddiye alınmadığından böyle büyük bir hata yapılıyor. daha doğrusu cenk koray’ın ricaları, yalvar-yakarı ile böyle hatalı bir karar veriliyor. bu hatanın delili de uefa katılım belgeleri oluyor. bence bu şampiyonluklar da iptal edilmelidir ancak fenerbahçe’nin elinde uefa şampiyonlar ligine katıldığına dair bir belde de yoktur. çünkü katılamamıştır. dolayısıyla kesin hüküm haline gelen ve tüm takımları bağlayan tahkim kurulu kararı nedeniyle fenerbahçe’nin talebi asla kabul edilemez.
  • 264
    normal şartlarda mümkün değil, doğru değil, etik değil, ahlaki değil. ama tc simülasyonunda her şey olabilir. bu ülkede her kapıyı açan kağıttan bir parola var. tüm kapı bekçilerinin taptığı bir parola. hal böyleyken en kral çilingir karşı tarafta.

    soran olursa son kaleyiz. soran olursa atam izindeyiz.

    şampiyonluklarını da alsınlar yıldızları da bir taraflarına taksınlar ama bir daha bu boğazına kadar çamura batmış halleriyle o*'nun adını anmasınlar.
  • 889
    federasyon’dan karar bekleyen arkadaşlar çok iyimser yaklaşıyor. fb’nin 5 yıldız kullanımının usülsüz olduğuna kanaat getirilse bile fb o dönemki federasyon kim olursa, o’nu fetö, olmadı x,y,z ilan edip 5 yıldızı daha büyük bir kamuoyu oluşturup kullanmaya devam edecek, kararın açıklandığı günü de x tarihi kumpası diye anacak, fb’yi hiç mi tanımadınız. fb bizimle rekabet etmenin tek yolunu artık gerçeklerden kaçıp paranoyalardan beslenme olarak belirlemiş, öyle de devam edecek.
  • 890
    federasyondan bir bok olmaz. fenerbahçe bugün mourinhoya 5 yıldızlı forma giydirip instagramda bilmemkaç milyon yabancı insana 5 yıldızlı kulüp imajı veriyor. onu bunu geçtim adamlar ülkede 1 senedir kafalarına göre 5 yıldızlı armayla saha dışında her yerde yer alıyorlar. bunun yaptırımı olmadığı için yarın şampiyon olsalar 29. şampiyonluk diye kutlayacaklar, hata kaza 2 şampiyonluk daha alsalar 6. yıldızı koyup devam edecekler. tüm dünyaya yarın şampiyon olup 29. şampiyonluk diye duyursalar federasyon gelip bir yaptırım yapamayacak. çünkü korkaklar.

    dünyanın başka hiç bir ülkesinde böyle saçmalık göremezsiniz. tam bir komedi. saçmalık. federasyon bunu kabul edecek de işte tepkilerden korkuyor, yoksa bu kadar bilinçaltına 5 yıldızlı formaların işlenmesine izin vermezlerdi. ama en büyük rezillik onların 5 yıldızının tescili değil bu 1 yıllık kural tanımazlığın cezalandırılmadığı aptal dönemdir. bir kurumun özgül ağırlığı bu kadar mı düşük olur? yarın galatasaray bence 10 yıldızımız var bizim uefa kupası 5 yıldız değerinde bence, 1 de süper kupa var. tertemiz 10 tane yıldızımız var dese; ya da her 5 türkiye kupası için 1 yıldız koyuyoruz dese buna engel olacak bir federasyon da yok. ali babanın çiftliğinde öküzler var çünkü. bir saçmalık yaşandığında da anca möö möö diye bağırır çiftliğinde ali babanın.
  • 572
    hakkını aradığını iddia edip 1.5 sene önce ortalığı yıkan başvuru sahibi, cevabımız nerede diye hesap sormuyor. başvuruyu alan yönetim cevap vermedi, gitti. yeni gelen bahsi açılsın bile istemiyor.

    vereceğiniz cevap ile hukuki olarak başvurunun önünü tıkamak mı istemiyorsunuz?

    sırat köprüsündeler sanki. yanlış cevap verip cehenneme gitmektense, köprünün başında sessiz kalayım adım atmayayım kafasındalar. çabuk, arkanızdaki kuyrukta daha hakemler var ama...

    alper sırayı bozma, 6 saniye sessiz olur musun lütfen?!
  • 218
    tam olarak anlamadigim yalan. yani yalani bile anlamakta zorlaniyorum.

    bunlar simdi 1959 dan önceki organizasyonlarda sampiyon olduklarini iddia ediyorlar.

    milli küme dedikleri organizasyonu kazaninca "biz sampiyon olduk" diyorlar.

    mesela 1943-1944 "sezonunda" milli küme'de ikinci oldular, ama türkiye futbol şampiyonasında 4 takim arasindan 3 mac oynayarak birinci oldular, bu sefer onu sampiyonluk olarak sayiyorlar.

    bunlar simdi islerine nasil geliyorsa öyle mi sayiyorlar? ve bu komik tipler gercekten ciddiye mi aliniyor?
  • 81
    ağır bir galatasaray kompleksi ile yaşayan yalı çocuğu ve zırlak camiası tarafından, her geçen gün sinsice gerçeğe dönüştürülmeye çalışılan yalandır.

    aşağıdaki bakınız verilmiş olan entry'yi okuduktan sonra bu entry'ye tekrar dönmeniz tavsiye olunur. sinsiliğin özeti şu şekildedir:
    (bkz: #2740285)

    yönetimi, üyesi, hukukçuları, taraftarı hatta futbolcusu... yani kısacası galatasaray camiası olarak "istedikleri kadar kabul ettirsinler, biz yine hepsini üst üste koyar geçeriz" anlayışını bir kenara bırakıp, bu konu hakkında fazlasıyla bilgilenmemiz, üzerinde ciddi bir şekilde durmamız ve yaratılan algı operasyonuna karşı kararlı bir şekilde mücadele etmemiz gerekiyor.

    örneğin; baktılar ki sezon* devam ederken kendilerinin gardı düşmüş ama galatasaray yine arayı aça aça gidiyor olacak, şu anda türkiye futbol federasyonu'nun başkanı olan ve aynı zamanda kulüp üyeliği de mevcut fanatik eski ikinci başkanlarının da desteğiyle bu yalanı kılıfına uydurarak gerçeğe dönüştürecekler. baktılar ki sezon sonu yine galatasaray şampiyon olup kendileri küsküyü yemişler, o zaman aynı eylemi sezonun bitimiyle gerçekleştirecekler.

    federasyonun başında bulunan zat, buna zaten fazlasıyla açık kapı bıraktı:
    https://twitter.com/...015070283325440?s=09

    bu konuda; galatasaray tarihçisi ve aynı zamanda kulübümüzün üyesi de olan değerli büyüğümüz mehmet şenol'un paylaşımlarının titizlikle takip edilmesinde yarar vardır:

    https://twitter.com/...729777302573057?s=19
    https://twitter.com/...092183631503360?s=09

    zırlak camia; "korkuyorsunuz sayılmasından çünkü en büyük biz olacağız", "siz metin oktay'ı, gündüz kılıç'ı ve diğer efsanelerinizi yok mu sayıyorsunuz?", "ingiltere, ispanya, italya vs. ligleri de böyleymiş" gibi denkliği ve temeli dahi olmayan argümanlara tutunmaya çalışarak bu yalanını desteklemeye uğraşacak ve konuyu sadece kendi işlerine geldiği şekilde biçimlendirip kamuoyu yaratmaya çalışacaktır. zaten 1959 öncesi liglerin karman çorman bir halde bulunması ve bu liglerin detaylarını okumayan kimselerin çok az olması işlerine geliyor. dolayısıyla, emirlerindeki medya kanalları ve maaşlı trolleri aracılığıyla yeni bir tarih yazılmış ve kendileri haklıymış gibi oraya buraya yalanlar pompalayıp bunun üzerinden nemalanmaya, net bilgi sahibi olmayanlarında aklını bulandırarak yalanlarına ikna etmeye çalışıyorlar. bunlara prim vermemek adına konunun özü hakkında net ve keskin bir bilinç sahibi olunuz.

    yukarıda da dediğim gibi... mevcut yönetimimiz başta olmak üzere, galatasaray spor kulübü'nün şanını, şerefini, haklarını ve menfaatlerini her alanda korumaya resmi olarak yetkilendirilmiş herkesin, bu konuda üzerine düşeni yapması elzemdir.

    özellikle bu konuda galatasaray'ımın hakkını "hele hele masabaşında yedirene" hakkım sonsuza kadar haramdır.
  • 166
    2011 sonrası yapı kredinin şampiyonlar ligine sponsor olması, infantinonun dubaide nusrette ağırlanması aslında belli hedeflere hitap eden unsurlar. 1959 öncesi şampiyonluk mevzusu aslında fenerbahçenin 2002 yılında ilk olarak ortaya attığı bir konu. 2002 de galatasarayın 2 fenerbahçenin 2 beşiktaşın ve trabzonun 1 er yıldızlı olduğu dönemdi. bir kararla beşiktaşa 2. yıldız eklendi. galatasaray o seneyi son haftaya şampiyonluğu garantileyerek girdi ve fenerbahçe bol yıldızlı abuk subuk bir formayla sahaya çıktı. ertesi sene beşiktaş şampiyon oldu ve devamında 2004 ve 2005 yıllarında fenerbahçe şampiyon olarak başarılı bir seri yakaladı ve 1959 öncesi şampiyonluk mevzusu rafa kalktı.

    2011 de malum şike sezonunda fenerbahçe belkide 1000lerce avukatla kendini aklamak için yoğun çaba sarfetti. o dönem fenerbahçe taraftarı muhalif bir kimliğe bürünerek şike kumpasını fenerbahçeye akparti hükümetinin yaptığını iddia edip yürüyüşler düzenledi. hatta bu yürüyüşe aklı kıt galatasaraylılar, beşiktaşlılar bile katıldı. hatta ve hatta şarkıcı halil sezai üzerinde galatasaray formasıyla fenerbahçelilere destek falan oldu. havaalanlarında, sokaklarda hükümet aleyhine sloganlar atılıyor ama işin komik kısmı fenerbahçeli taraftarlar ak partiye giydirirken sloganların gölgesinde nihat özdemir mikrofonda televizyonlara "sayın recep tayyip erdoğan ile bir sorunumuz yok" diyordu. ee hem ticari kaygı hem de ülkede aklanmanın tek yolu ak partinin yanında durmak olduğu için nihat beyin yüreği yetmiyor hükümeti eleştirmeye. tüm bunlar yaşanırken fatih hoca tekrardan galatasarayın başına geçti. galatasaray uzun bir aradan sonra 2 şampiyonluğu üst üste yaşadı ve fenerbahçeliler yine tutuşmaya başladı ve yeniden 1959 öncesi şampiyonluk mevzuları mırıldanmaya başladı. böyle bir olayın onaylanmayacağı söylenincede bu sefer fatih terimin ve başkan ünal aysal ın üzerine gidilmeye başlandı ve o malum ayrılık yaşandı. o sene şampiyonluğu 2. yarı aldığımız saçmasapan mağlubiyetlerle verdik ve fenerbahçe 2014 yılında ipi göğüsledi ve yine bu mevzu rafa kalktı. hatta fenerbahçe genel kurulunda aziz yıldırıma bu konu sorulduğunda "yaa hadi saçmalamayın lig ne zaman başladı bak yazıyor işte" diye cevap verdi aziz yıldırım. ertesi sezon galatasaray 4. yıldızı takınca anında fenerium ve korsan giyim mağazaları 5 yıldızlı fenerbahçe ürünleri üretmeye başladı. devam eden 2016 ve 2017 yıllarında beşiktaşın şampiyon olduğu senelerde ise pek sesi çıkmadı bu meşhur davanın. nede olsa galatasaray şampiyon olmadığı sürece bir sıkıntı yok.

    geldik 2010 lu yılların sonuna. ali koç çocukluk hayalini gerçekleştirerek fenerbahçeye başkan oldu. hatta başkan olurken hakikaten fenerbahçe için şike yapmış, hapis yatmış adamı sattı. aziz yıldırımın fetöcülerle tavla oynadığını, halı sahada maç yaptığını falan itiraf etti. ali koç fenerbahçeyi orta son sınıf öğrencisinin taraftarlık heyecanı gibi yaşıyor. koç holdingdeki makamında kareli deftere pastel kalemlerle falan yıldız çizdiğinden, arada youtube açıp fb tribün kavga videolarını izlediğinden eminim ancak ispatlayamam. fenerbahçeli taraftarlar yıllar önce efesli basketbolcuları sahaya inip dövmeye kalktığında kendiside sahaya atlayıp taraftarların arasına dalmıştı. yıllar önce "ali koç chp den aday olsun hepimiz ona oy veririz" diyen insanlar vardı. bu ülkede 2 mevzuya aşırı derecede düşülür.
    1-sahneye çıkınca anadoluya selam gönderirsen kralsın.
    2- biraz yakışıklıysan iyi de bir aileden geliyorsan ya seni geline damat yaparlar ya da ülkeyi sana emanet ederler.

    konu dağılmadan gelelim malum konunun günümüz sürecine ve son evresine. koç ailesi muhalif görünsede güce bağlı bir yapıya sahiptir. 2013 gezi olaylarında ülkenin başbakanından birkaç gün ses gelmeyince herkes hükümet düştü yeni hükümet kurulacak sandı. bunu duyan koç ailesi açtı gezideki divan otelin kapılarını. ne hikmetse geziparkı mevzusu patlamadan 2 ay öncede fetönün festivali türkçe olimpiyatlarının platin sponsoruydu. işte bugün zurnanın zırt dediği hemde zaaarttt dediği yerdeyiz. fenerbahçe paranın ve siyasetin tüm güçlerini arkasına aldı ve 3 senedir tüm ayarını verdiği 1959 öncesi şampiyonluk yalanının dosyasını 06.03.2021 tarihinde resmi olarak sundu. daha 2 sene önce "her şey çok güzel olacak" diye kongre salonlarının inleten fenerbahçe kongre üyeleri geçen sene recep tayyip erdoğanın, mustafa kemal atatürk ten daha büyük bir posterini araya türk bayrağı asarak kongre salonlarına astı. aslında 06.03.2021 tarihinde paylaşılmış olan yazının tohumları ogün atıldı. 1959 öncesi şampiyonlukların sayılmasını fenerbahçe taraftarının %95 i kuduz köpek gibi istiyor. beşiktaş kulübüyle tarihinde hiç olmadıkları kadar iyi ilişkiler içindeler. sebebi ise hem galatasarayı durdurmak hem de beşiktaşın şampiyonluklarının 20 ye ulaşması gibi bir söylentinin ortaya atılması. yani burda mevzu sadece fenerbahçenin sözde şampiyonluklarının sayılması değil.

    gel gelelim sonuç kısmına. türk futbolu hatta türk sporu tarihinin en karanlık ve en korkutucu dönemini yaşıyor. bir tarafta ülkenin en zenginlerinin yönettiği fenerbahçe ve onun tavşan koşucusu beşiktaş. yanlarında ülkenin iktidarı ve muhalefeti. arkalarında iktidarin basın yayın organları ve muhalif kimlikteki habercileri. son olarakta fenerbahçe ve beşiktaşın kongre üyeleri olan bazı anadolu kulüplerinin başkanları, yöneticileri ve teknik direktörleri. karşılarında ise yapayalnız bir galatasaray ve fatih terim. evet bu 1959 yılı şampiyonlukları yalanına karşı duracak çok güçsüz bir galatasaray var karşılarında. bu konuya ses çıkarabilecek ne bir yönetim ne de siyasiler vardır galatasarayın arkasında.

    son olarak burda asıl iş galatasaray taraftarına düşüyor. tüm şampiyonlukları alın teriyle alınmış, tek bir kirli organizasyona müsade edilmemiş ve en yakın rakibine 3 şampiyonluk fark atmış takımın taraftarına düşüyor. bu şampiyonlukları ailesiyle arabada turlarken beşiktaşta, bağdat caddesinde kafasına taş ve tuğla isabet eden çocukların hatrına bu kirli düzene karşı durmak galatasaray taraftarının boynunun borcudur. nihat özdemir futbol federasyonunun başına bu yüzden getirildi. yakın zamanda neler olacak hepiniz göreceğiz.
  • 729
    şu 28 şampiyonluğun olayı ne diye merak edip araştırdım. sonuç komik bile değil, trajikomik.

    1.şampiyonluk: fenerbahçe websitesinde 1. şampiyonluğu için 1932-1933 sezonu yazıyor. fenerbahçe bu şampiyonluğu sadece 4 maçta almış. maçlar ve tarihleri şöyle;
    20 ekim 1933 fenerbahçe-adapazarı idman yurdu 12-0 (marmara grubu)
    25 ekim 1933 a.gençlerbirliği-fenerbahçe 1-4 (final 1.maç)
    27 ekim 1933 fenerbahçe-trabzon idman ocağı (yarı final)
    10 kasım 1933 izmirspor-fenerbahçe 0-8 (final)
    1932-1933 sezonu dedikleri şeyde bırak 1932'yi maçlar bir haftada oynanmış bitmiş :) üstelik ne galatasaray ne beşiktaş yok.

    2. şampiyonluk 1934-1935 sezonu. yine 1934'ün olaylarla alakası yok. tamamen bambaşka takımlar katılmış. galatasaray ve beşiktaş burada da yok. fenerbahçe 2 haftada oynanan 4 maçla şampiyon olmuş.

    5. şampiyonluk: fenerbahçe bu defa maarif mükafatı adıyla düzenlenen bir turnuvada şampiyon oluyor. aynı sene içerisinde ülkede bir dünya benzer turnuva düzenleniyor.

    6. şampiyonluk: en eğlencelilerden birisi bu şampiyonluk. fenerbahçe 3, 4 ve 5. şampiyonluğunu milli küme maçlarını sayarken 6. şampiyonluk olarak türkiye futbol 1. ligini sayıyor. aynı yıl milli küme şampiyonu beşiktaş oluyor. türkiye futbol 1. ligi ne derseniz 27 mayıs 1944'te başlayıp 30 mayıs 1944'te biten 3 günde 3 maçın oynandığı, katılımcılarının fenerbahçe, harp okulu, mersin iy ve göztepe olduğu bir lig. ayrıca şunu da ekleyelim galatasaray bu senede de ne milli kümeye ne de türkiye futbol 1.ligi'ne katılmamış.

    8. şampiyonluk: rasgele 6 takımın katıldığı, galatasaray'ın katılmadığı milli eğitim kupası'nda fenerbahçe şampiyon oluyor. aynı dönemde ülkenin çeşitli yerlerinde çeşitli turnuvalar oynanıyor.

    menemenspor'un ya kardeşim biz tsyd izmir kupası'nda 5 kez şampiyon olduk bize 1 yıldız verin demesi ne kadar saçmaysa fenerbahçe'nin 28 şampiyonluk hikayesi de o kadar saçma.
App Store'dan indirin Google Play'den alın