*

  • 155
    iyisiyle, kötüsüyle geride bıraktığımız maç. izleyemeyenler için konuşuyorum, içiniz rahat olsun, buradaki pesimist yorumları dikkate almayın. takım iyi yolda. topu tutmayı öğrenmişiz, sahayı güzel parselliyoruz. hagi'nin istediği koşan, çalışan aynı zamanda yardımlaşan takım yavaş yavaş ortaya çıkıyor. şu aşamada maçlardan bol gol beklemek anlamsız zaten. cezaalanı önüne kadar güzel geliyoruz, ancak orada henüz bir takım sorunlar var, organize olup pozisyon üretemiyoruz, ki bu da çok normal. oradaki oyuncularımızın - baros, stancu, kazım, culio - birbirlerine alışabilmeleri için zamana ihtiyaç var. ben diyorum ki bu sezon sonuna kadar bu işler oturur, önümüzdeki sezon da bitirici bir forvet hattına dönüşürler.

    savunmada bazı sıkıntılar var, yine oyuncuların birbirlerine alışabilmeleri ile ilgili. neill orta sahada oynuyor, bunun nedeni hagi'nin önümüzdeki sezon kuracağı dörtlüyü hazırlamak istemesi, biliyorsunuz neill seneye bu takımda kalmak istemediğini defalarca ifade etti. sanırım yeni sezon başında sıkı bir ön libero transfer edeceğiz.

    hagi iyi işler yapıyor, güzel bir gelecek sunuyor bizlere. ona tek eleştirim şu ki oyuncularımız hakemle çok oynuyorlar, bu konuda onları uyarmalı. bunun dışında bir hatası yok hagi'nin.

    taraftara gelince, yerine göre tepki veren bir profil oluşuyor gibi. ama hala maçla alakasız arabesk şarkılar söyleyen bir grup var - ki onlar kendilerini biliyorlar. onlara sesleniyorum, lütfen azalarak bitin.

    evet, iyi yoldayız. önümüzdeki sezon belki avrupa kupaları'na katılamayacağız ama ligi açık ara şampiyon bitiririz - eğer hagi'ye gereken zamanı verirsek.
  • 157
    --- özet geç ---

    - mücadeleyle kazandık, bazı maçlar böyle kazanılır evet ama nereye kadar. yaratıcı oyuncu lazım bu takıma. elimizde de var ama aylardır neden affedilmediğini bilmiyoruz. adam hagi'nin anasına babasına mı sövdü nedir bu kin anlamak güç.
    - takım tempo yapamıyor, bir kaç ince pas atabilsek ileri arabaya marş basar gibi takım tetiklenecek ama işte dedik gerekli adam kadro dışı.
    - forvete top taşıyamadık haliyle stancu etkisiz kaldı. kenar forvetler ilk yarı işlemedi ama golü kazım'ın ortasıyla bulduk. stancu ortada olmalı.
    - neill - cana yer değişikliğinin daha iyiye gitmesini bekliyordum ama gitmiyor. hagi'nin bu inattan vazgeçmesi lazım.
    - sabri sağ bek yekta ortasaha ilk 11'i ile çıkmalıyız maçlara. bu maçta ortasaha yoktu adeta.
    - mutlaka kazanmamız gereken bir maçı öyle böyle kazandık, artık haftayı düşünmek lazım.

    --- özet geç ---
  • 158
    takımın ilk yarıdaki gibi durarak oynamak yerine biraz hareketlenince neler yapabildiğini gördüğümüz mücadele.

    hala eksiklerimiz var tabiki orta saha da hücumsal kreativite * sadece culio'nun üzerinde. o ne kadar yaratırsa o kadar oynayabiliyoruz şimdilik. tabi arda falan gelince daha güzel şeyler olabilir ama mesela haftaya baya zorlanacağız gibi.

    sezon sonu transferler gerektiğini artık herkes biliyor o yuzden pek yazmaya gerek yok.

    ileri üçlüye gelirsek ; baros henüz tam olarak güçlü değil. kazım biraz umursamaz gibi gözüküyor top ayağında değilken, stancu ise geldiği gibi devam ediyor yani seviyoruz kendisini.

    sonuç olarak bu takımın hareketlı oynaması gerekiyor bir de herkes mevkiisi neresi ise orada oynarsa daha iyi olur bizim için.

    galibiyetlerin devamının gelmesi dileği ile bitiriyorum.
  • 160
    maçın özeti:

    orta sahamızın yaratıcılıktan uzak, pas yapamayan ve birbirinden kopuk oynaması sebebiyle sıkıcı ve de ışık vaad etmemesi maça damgasına vuran olaydı. ilk defa yektanın sorumluk alıp topu sürüp pasını sabriye vermesi, sabri'nin ilk defa attığı ara pasın geçip kazımla buluşması, kazım'ın ilk defa dripling yapması sonucu topla buluşması sonucu gol bulduk. 75 dk boyunca ara pas ve dripling olayını bir defa gerçekleştirdik.

    hagi'nin de işi çok zordu. yedek kulübesi yoklara oynuyordu. yaptığı anlamlı değişiklik sadece yekta oldu. diğer değişiklikler 85 dk. sonra gerçekleşti. onlarda mustafa sarp ve emre çolak.
  • 163
    açıkçası bizim için zor bir maç oldu. iç sahadaki maçlarda pek zorlanmıyoruz bu sezon kazanıyoruz bir şekilde o da bu halkanın bir parçası oldu. güzel bir durum aslında. zira yeni stada geçen takımlar adaptasyon sorunu yüzünden performans düşüşü yaşarlar; ama ali sami yen stadyumu'ndan çıktığımız vakit diplere vurmuştuk. bu da yere tekmeyi yere savurup yüzeye çıkıp nefes alma etkisi yarattı biz de. aradığımız heyecanı yeni stadımızda bulduk. en büyük artısı bu oldu zaten bu sezonun bizim için.

    futbola gelecek olursak, galatasaray takım olma gayretinde. olacak da zaten merak etmeyin. sadece oyuncularımızın bu yeni şablonda birbirine alışması gerekiyor ve hagi yeni birşeyler deneyerek sonuca ulaşmaya gayret ediyor. sabri'yi ortasahaya monte etme planı pek tutmadı gibi mesela.

    takımda bu sezonki en büyük sıkıntılardan biri kanat akınlarında ceza sahasını iyi pozisyon alarak dolduramamak oluyor. açıkçası stancu kanattayken ve baros'un olmadığı dönemlerde bu sorunu çözmek pek mümkün gözükmüyor. çünkü yetenekli ayaklar kanatlara deplase olup pozisyonu yaratacak adamlar içe katediyor. olmadı işte. o zaman atamıyorsun golü, hem de kontra yiyorsun tüm çalışman organize olma düşüncen erimiş gitmiş oluyor. galatasaray kaleye yüklenemiyor yeterince bu maçta da bu gözüktü.

    ayrıca oyuncularda müthiş özgüven düşüşü var. en az 4 maçlık bir galibiyet serisine ihtiyacı var bu takımın. bu özgüven futbol oynama isteği sorumluluk alıp birşeyler ortaya koyma dürtüsü gelmedikçe. galatasaray bugün oynadığı gibi rakipten kaçarak oynar. bunu hagi çok iyi biliyor zaten belli. en büyük arzusunun takımı başabaş oynatmak ve rakibe kendini kabul ettirmek olduğu belli. takımdaki en büyük sıkıntı ayağa pas gelmiyor orta sahada. hızlı olmamız gereken hücum organizasyonlarında kanada attığımız tüm paslar alacak oyuncumuzun ayağı yerine ya önüne ya gerisine düşüyor. kaliteli bir ayak şart oraya maalesef.

    savunma bloğundaki sıkıntı aşırı yüksek. lorik cana'nın orada oynaması bence doğru tercih. tabii ki bu bir yorumdur herkes farklı şeyler düşünebilir. lorik cana'nın bugün attığı facia paslara dikkat ettiyseniz, orada oynama sebebini anlarsınız. lucas neill ne kadar maç genelinde etkisiz olsa da gene de pasör özelliği daha iyi. ayrıca rakibi de bozuyor. zaten göbekten atak yemiyoruz farkındaysanız. bu güzel. rakibin elini kolunu sallayarak gol attığı dönemler geride kaldı. fakat bu orta sahamız ve defans göbeği ile olan ilişkinin güzelliğinden. kanatlarımız rezalet. mendy gibi sadece süratten oluşan bir adam az kalsın bizim mağlup olmamıza sebep olacaktı. sağ ve sol kanat fark etmiyor. orayı savunamıyoruz. oyuncuların kaliteli olması şart.

    çağlar birinciye bir parantez açmak istiyorum. adam iyi oyuncu. bir hafta antrenmana çıkıp da böyle performans göstermesi iyiydi. umarız sakatlanmaz tekrardan.

    kazım ilk yarı çok tercih hatası yaptı ikinci yarı oyuna ısınınca takımı oynatmaya başladı. böyle oynaması dileğimiz. topu ayağına aldığında 3 kişiyi tepesine toplayan adamdan korkacaksın. eğer kazım bu katı markajı ekarte etmenin bir yolunu bulursa çok can yakar.

    baros forma girmeye başlamış. böyle görmek çok iyi onu. iki hafta sonra baros fırtınası bence tekrar başlar.

    stancu ise özel bir adam. onu topla buluşturmak şart. takımına zaman kazandırıyor ve olabilecek en güzel tercihi yapıyor. komple bir hücumcu. iyi transfer.

    culio bugün ortalama oyunundan daha etkisizdi ama ikinci yarı açıldı. inisiyatif aldı ve takım oynamaya başladı güzeldi. golünü de attı zaten.

    genel olarak takımda bir inisiyatif sorunu olduğunu gösteren maçlardan biriydi. ama aşacağız bunu güzel günler gelecek. ligi gaziantepi elememizi sağlayacak ciddi hazırlık maçları olarak görmekte fayda var umarım 3 hafta içinde o havaya gireriz.
  • 164
    ilk yarı futbol denen oyunun yan paslı şeklini oynadığımız, hakemin buz gibi penaltımızı* yediği; ikinci yarı bucasporun çok net pozisyonları kazmalıktan değerlendiremediği, takımın ilk yarıyı oranla daha tempolu oynadığı, hakemin saçma yönetimine tam gaz devam ettiği maç olmuştur.

    not : ayrıca ikinci yarıda bi frikikte top barajdaki kazım'a çarptı, hakem yeni bi frikik kararı verdi kaleye daha yakından. yine maçın sonlarına doğru culio'nun koluna çok yakın mesafeden çarpan topta elle oynamaktan faul çalındı. peki karşı takım elle oynayınca niye verilmiyor bunlar? bursa maçı, kayseri maçı*, buca maçı ve dahası... takımın kötü oynamasının gölgesinde kalıyo bütün bunlar, ama sonra çıkıp da "temiz bir lig istiyoruz" diye zırlamasın kimse ! lig bildiğin kirli.
  • 165
    maçta koşu yapan futbolcumuza bir kez yerini bulan pas atıldı ve o pozisyonumuzda gol oldu. ilk yarıda çok kötü bir futbol ortaya koyuldu. bunda geriye, yana, kaleciye oynamanın büyük payı vardı. ikinci yarıda biraz daha kıpırdandık ama tesadüfi hucümlar geliştirdik. rakibin ise kaçırdığı 2 direkten top ve son dakikalarda çok net bir gol pozisyonu vardı. maçın kendi adımıza en iyi futbolcuları kazım ve culio oldu. neill ise kötü bir futbol ortaya koydu. herşeye karşın 3 puan ve bu statta kaybetmemek önemliydi. ama antep maçına bu futbol yetmeyecektir. kalan kısa zamanda daha fazla aşama kaydedilmesi gerekmekte.
  • 167
    takımın ihtiyacı olan orta saha transferinin yapılmaması,*bugün izlediğimiz sıkıntılı maçın nedenlerinden biridir. maç boyunca oyunun kontrolünü elimizde tutma konusunda çok sıkıntı yaşadık. sabri'nin orta saha olarak oynayamayacağı açık. top tekniği malesef kısıtlı. ama bir sağ bek olarak türkiye şartlarında en iyisi şüphesiz. neyse efendim ilk yarıda malum penaltı verilse belki de maç farka giderdi. ama geçmişi değerlendirip, mazeret üretecek değiliz. iyi oyun oynayamadık ve bunun en büyük nedenlerinen biri de orta sahasızlıktır. haftaya lucas neill'in yokluğunda, lorik cana'yı ön libero olarak görebilirsek sıkıntı çekmeyiz. hagi reis'in inadından vazgeçmesi lazım.oyuncuları değerlendirirsek;

    zapata: iyi oynadı, çıkardığı net gol vardı bugün. galatasaray için üst düzey bir isim olduğunu düşünmüyorum ama eldeki şartlarda en iyisi.

    çağlar: uzun süren sakatlığından sonra oynadığı ilk maçında doğal olarak vasattı. toparlamak kolay değil. fazla üstelememek lazım. ölüsünün hakan balta'dan iyi olduğu bir gerçek.

    servet: maç boyu vasattı. cana arkasını toparlamaktan yoruldu, bariz iki hatası vardı. sezon sonu gitmeli, bunun nedeni de performansı değil. ne olduğunu herkes biliyor.

    cana: maçın sonlarında yaptığı hata dışında, maçın en iyi isimlerinden biriydi. iyiki o hata gol olmadı. böyle oynadığı bir geceye yakışmazdı. skor yazarları gene çarmıha gerecekti onu. havadan,karadan geçit vermedi. buca'nın 0-0 iken skor, dörde iki geldiği atağı kesti tek başına. bunu da göz önüne almak lazım.

    serkan: malesef vasat. galatasaray için yeterli değil.

    lucas neill: tepeden tırnağa kadar futbolcu. ön libero, sol bek, stoper, sağ bek oynar. hakkını verir. reistir. çok iyidi her zamanki gibi.

    sabri: orta saha olarak oynadığı bölümlerde çok kötüydü. normaldir. adam orta saha değil. sağ bek pozisyonuna geçtiği andan itibaren takımı ayağa kaldırdı ve asist öncesi ara pası yaptı golde.

    culio: attığı gol dışında, çok çabaladı, pres yaptı, çok tekme yedi, ayakta kaldı bunlara rağmen. futbolu aklıyla oynayan oyunculara ne kadar muhtaç kaldığımızı bize hatırlattı. tepeden tırnağa kadar futbolcu.

    kazım: maçın en iyisi bugün bence kazım'dı. özellikle sağ beke sabri geçtikten sonra, tam anlamı ile yardırdı.dediğim gibi keita ışığı var bu adamda. daha da iyi olacak.

    stancu: çok çalışkan, çok çabalıyor, kesinlikle daha da parlayacak:

    baros: henüz hazır olmamasına rağmen varlığı yetti reisin. bir veya iki haftaya kalmaz eski formuna dönecektir.

    yekta: oyuna girdiği andan itibaren, olumlu işler yaptı. akıllı bir oyuncu gördüğünü gösterdi.
  • 168
    kuzey üstten izlediğim maçtan göre bildiklerim şunlar: baroş bitmiş, topu alıp ilerleyene kadar savunma oyunculari stadı turlayacak neredeyse*. hakem maçı berbat yönetti, buca istanbula maç oynamak için değil de çirkeflik, zaman geçirme gibi rezil yollardan 1 puan almak için gelmiş. bu arada maç çıkışı da ölümden döndüğüm maçtır ayrıca.*
  • 169
    tribünde sesimi 1 hafta kullanılamaz hale getirdiğim maç. özellikle mustafa sarp girerken çevremdekileri çok fena gaza getirdim yuhalayalım diye:) hakem kuddusi çok kolay kartlar gösterdi bize. çatır çatır kart çıkarıyordu, böyle silik bir adam bize karşı nasıl bu kadar cesur olur? culio açık ara sahanın en iyisiydi. tam ihtiyacımız olan adam buydu işte, yıllardır özlemini çektiğimiz. savunmada çizgiye kadar savunma yapıp, defanstan topu ileri taşıyıp, ilerde her pozisyonun içinde olup sıfır hatayla oynuyor adam. bir de çağlar o kadar maç eksiği olmasına rağmen savunmada iyiydi. 3-4 maç sonra çok daha iyi olacak. yekta her oyuna girdiğinde serin kanlılığı ve tekniğiyle fark yaratıyor.
  • 172
    galatasaray – bucaspor : 1-0 üç maçlık seriye sevinmek

    hayatımda ilk defa statta bucaspor maçı izledim. ilklerden biri de galatasaray’ın bu sezon ilk defa içeride 3 maç arkaya kazanmış olmasıydı.
    evet lan ne var, seviniyoruz buna. elin ingiliz taraftarı 5 yediği maçta son dakkada attığı gole sevinince, onlarınki pek beğeniliyor ama dilo, bizim neyimiz eksik.
    hem galatasaray içeride geçen sezon 1 kez 3 maç 1 kez 5 maçlık arka arkaya galibiyet serimiz var. özlemişiz anlayacağınız. demek ki, asysk tt arena’da takımın kendine güveni geliyor.

    maçın başından 60. dakikaya kadar baskılı ve rakip sahada oynadı galatasaray. buca pek çıkmadı, çıkmak istemedi belki de, cılız kontralar denedi, oyunu kendi sahasında kabul etti. dar alanda sıkışan oyunda g.saray’a pozisyon vermediler.
    60.dakikadan sonra buca oyuncu değişiklikleri ile birlikte daha önde basmaya başladı. sanırım samet aybaba bu dakikadan sonra g.saray’ın oyundan düşeceğini öngördü. oyunu da tutup, gol de yemedik bu işi bitiririm hesabı yaptı. ama öne çıkan takımı çok daha fazla pozisyon verdi. gayet normal, sürekli kanatlardan oynayan g.saray içeri iyi toplar getirebildi, daha fazla gol olabilirdi.

    sıkışan oyunda g.saray pozisyon bulmakta zorlanıyor, çünkü pozisyon yaratmayla ilgili sıkıntı yaşanıyor.en büyük problem de bu. bunun bir sürü sebebi var. ama en önemli sebebi devşirme orta saha oyuncuları. culio dışında orta sahadaki neill ile sabri daha önce bu bölgede oynamış olsalar da oyunun hücum yönünde etkili olamıyorlar. orta sahayı rakibe kapatıyorlar, pas yapmalarına izin vermiyorlar. ancak kazanılan topları değerlendirmede çok beceriksiz kalıyorlar.
    neill savunma oynarken, topu daha kolay taşıyordu. böylesi daha kolaydır nitekim. topu alıp ilk 10-15 metrede baskı da görmezsen, şöyle bir harmanladığında zaten rakip sahanın ortalarındaki sıkışık bölgeye ulaşırsın. ama orta saha oynayınca top zaten o sıkışık bölgede neill’e geliyor. olmuyor işte ondan sonrası. ya kanatlara, ya savunmanın arkasına top atıyor, bazen de santrafora direkt paslar atıyor. daha ne olsun? olmuyor işte. savunma arkasına atılan topların kesilme oranı o kadar yüksek ki. bunun neill’in pas atma yeteneğiyle ilgisi yok. dünyada çok az savunma kapanmışken 40 metreden gelen yüksek topu kesmekte zorlanır. santraforun ayağına yapılan pasları eğer baros’a atıyorsanız, onun kıçını rakibe dayayıp dönen bir oyuncu olmadığını bilmek lazım.
    sabri, orta sahaya dinamizm getiriyor ama bütün iyi niyetine rağmen orta saha adamından beklenen pas işlevini çok yerine getiremiyor. orta saha değil genelde çizgide oynamayı tercih ediyor.
    culio beklenen işlerini yapan, yapabilen tek adam. şaşırılacak bir şey yok, adamın işi bu. orta saha.

    bunları bu kadar detaylı anlatıyorum, çünkü bu takımın en büyük ihtiyacı orta sahada top taşıyan, pas yapan, şut atan ve aynı zamanda basan da bir adam. bu özelliklerin hepsinin aynı adamda olması lazım. elimizde bu işlerin hepsini yapan futbolcular var. ama hepsi başka başka futbolcular. sabri, neill rakibe basıyor, culio top taşıyor, misimoviç pas atıyor. ama hepsi 4 futbolcu. hatta ayhan da sayılabilir bu listede, eder 5, misimoviç’i sayma elde yine kaldı 4.
    culio bu işlerin hepsini yapabilen bir adam ama sol çizgide oynadığı için mi eksik kalıyor bilmiyorum.

    takımın gol pozisyonuna girmesi için işin burasını çözmesi şart. hagi bunu çözecektir. bilgin gökberkvari söylersem, orta sahada doğmuş, ilkokulu orta sahada bitirmiş, askere orta sahada gitmiş, orta sahada evlenmiş, yemeklerini orta sahada yiyen hagi, bunu çözemezse ben mi çözeceğim. hagi’nin çözmesi gereken sorunlardan biri de 4-3-3 oynamaktaki sıkıntı. oynamasın demiyorum, bu işlere takılan adam değilimdir. oyun içinde çok esneyebilir bu sayılar. ama galatasaray klasik 4-3-3 oynadığında stancu sol açık oynuyor ki, olmuyor. oluyor olmasına, çünkü stancu yetenekli ve zeki bir futbolcu, özelliklerine çok uymasa da orada idare ediyor en azından. ama takım onun daha öndeki özelliklerinden yararlanamıyor, eksik fayda sağlıyor.

    hagi bu sorunları da çözecektir. bugüne kadar bazı çözdüğü sorunlara bakarsak hak verirsiniz. mesela orta sahanın direncini artırdı, kanatları çağlar’ın da gelmesiyle kapattı. bunları birleştirince kolay gol pozisyonu vermeyeceğimiz belliydi. dikkat hiç pozisyon vermemek diye bir şey olamaz, minimuma indirmekten bahsediyorum. kaleci sorununu çözdüğünü düşünüyor, haklı haksız mı ilerleyen günlerde göreceğiz, ama en azından bir hamle yaptı, sepet gibi izlemedi.
    takımın kondisyonu arttı, net. 60’dan sonra düşen takım yok artık. bir de duran toplardan gol bulmayı takıma öğretmesi lazım. bu işin dünyada gelmiş geçmiş en iyilerinden birinin bunu becereceğini söylemek için 20 sene top oynamış olmaya da 35 sene tribüne gitmiş olmaya da gerek yok, herkes söyleyebilir, serbest.

    gelelim programımızın ben olsam köşesine. ben olsam şöyle yapardım. bu kadroyla 4-4-2’ye dönerdim. öyle diziliş olarak bakmayın sadece, içini dolduracağım merak etmeyin.
    orta sahanın ortasına önce culio ismini yazarım. yanında da neill veya cana’dan hangisini canın çekiyorsa onu koyarsın ama benim gönlüm neill’dan yana. orta sahanın solunda ayhan (ne oldu şaşırdınız mı) sağında kazım.
    savunma kurgusunda sol bek çağlar, stoperler servet ve cana, sağ bek sabri. sabri’yi özlediği, kendisini milli takıma seçtiren mevkiye koyduk, rahatladı, rahatladık.
    ikili forvetimiz baros ile stancu. neymiş yıl 2011 ikili forvet olur muymuş, yılla ne alakası var? sanki getir daktiloyu takım kadrosunu erica’yla yazıcam dedim, allah allah. bu arkadaşları kolkola sahilde gezecek şekilde kafalarında canlandıranlar var galiba. isterlerse sahilde de gezerler böyle beni ilgilendirmez ama sahada biri bir stoperi, diğeri öbür stoperi alıp gezmeye götürdüğünde orta sahaların önünde güzel koridorlar açılacağı kesin. benim bildiğim baros ve bana anlatılan stancu bu işleri yapar. eğer stoperler gelmezse, bu iki adam zaten kendileri işi bitirir. hem de bu iki zıpkının, istediği ara topları atacak culio ile oynadıklarında rakibe saplanmamaları için sebep yok.

    sakin ol galatasaraylı, hayat senin….
App Store'dan indirin Google Play'den alın