• 10
    henüz alınmayan yeniden yargılama kararı

    13. ağır ceza mahkemesi’nin yeniden yargılama ile ilgili kararı sonrası 3 temmuz’dan buyana alışık olduğumuz üzere, yine malum spor medyası ve fenerbahçe yönetimi tarafından müthiş bir algı operasyonu başlatıldı.

    bu dezenformasyon hem yerel mahkemelerde devam edecek olan hukuki yargılamayı hem de 17 temmuz sonrası büyük ölçüde uefa güdümünde devam edecek olan sportif yargılamayı manipüle etmek ve bu konuda kendi lehlerine kamuoyu algısı yaratmak üzere iki yönlü olarak yürütüldü ve halen de yürütülüyor.

    hukuki yargılama açısından karar ne anlama geliyor?

    13. ağır ceza mahkemesi, hukuku zorlayarak ve hatta bazı hukukçuların ifadesiyle hukuk teamüllerinin dışına çıkarak, yeniden yargılama talebinin kabule değer olduğu yönünde bir karar aldı. altını çizmek adına tekrar etmek gerekirse; birilerinin yaygarasını yaptığı gibi yeniden yargılama kararı değil sadece bu konudaki talebin kabule değer olduğu yönünde bir karar.

    bu karar bile türk hukuk tarihinde bir ilk. hukuk tarihimizde daha önce yargıtay’ın onadığı bir kararın infaz aşamasında mahkeme tarafından bozulduğu ve infazın durdurulduğu başka bir dava yok.

    bu noktada ister istemez mahmut uslu’nun “başbakan bize yeniden yargılama konusunda söz verdi” açıklaması akla geliyor.

    peki kabule değer bulunan bu talep değerlendirildiğinde sonuç ne olacak?

    mahkeme kararını alırken iki konuya atıfta bulunmuş. birincisi sanık avukatlarının yeni delillerin bulunduğuna dair iddiası. ben de heyecanla bu yeni delillerin ne olduğunu merak ediyorum açıkçası. ikincisi ise dava görülürken meydana gelen yasa değişikliği nedeni ile dinleme kararlarının hukuki olmadığı savı. bu savında geçerliliğinin olmadığı daha önceki yargıtay kararlarında çok açık olarak belirtilmiş. bu kararlarda her hangi bir dava sürerken gerçekleşecek yasa değişikliğinin anında sanıklar lehine uygulanacağı ancak bu değişikliğin davada daha önce gerçekleşen işlemleri, kullanılan delil ve dayanakları geçersiz kılamayacağı açık olarak ifade edilmiş.

    velhasıl günümüzde iktidara yakın pek çok isim için olduğu gibi aziz yıldırım ve diğer sanıklar lehine de hukuki teammüller zorlanarak bir karar alınmıştır. bu talep adeta yasalar ve içtihatlar hiçe sayılarak bir yeniden yargılanma kararına dönüşür mü bilinmez. insan her şartta geleceğe dair ümit var olup hukukun bağımsızlığına inanmak istiyor.

    peki sportif yargılamada bu kararın bir önemi var mı?

    sürecin başından beri yazdığımız tüm yazılarda yerel mahkemelerde alınacak hiç bir kararın uefa ve cas’ı bağlamayacağını belirtiyoruz.
    bırakın yeniden yargılama talebinin kabule değer bulunmasını; yeniden yargılama kararı alınsa bile bu durum uefa’nın aldığı veya alacağı hiç bir kararı etkilemeyecektir. hatta avukatlar dinleme kararlarının hukuksuz olduğuna dair savlarını siyasi otoritenin de desteğiyle mahkemeye kabul ettirse ve aziz yıldırım hakkında beraat kararı çıkartsalar bile bunun uefa ve cas açısından hiç bir anlamı olmayacaktır.

    uefa ve cas önüne gelen delillerin hukuki yollarla elde edilip edilmediğini dikkate almaz. yoldan geçen bir vatandaş dahi bir şike pazarlığını kamera ile kayıt altına alır ve uefa’ya gönderirse bu kayıt uefa’nın tüm kurullarında ve cas’da delil olarak kullanılır.

    hatta bu konuda fenerbahçe’nin son olarak başvurduğu isviçre federal mahkemesi’nin de metalist kharkiv takımının açtığı bir dava sonucunda aldığı, uefa ve cas’ın her türlü delili kullanabileceğine dair bir kararı vardır.

    aslında izah etmeye çalıştığımız bu durumu aziz yıldırım ve ekibi işin başından beri biliyorlar. tapelerin ve fiziki takip tutanaklarının ortaya çıktığı gün fenerbahçe için bu iş bitmişti. fenerbahçe’nin sportif anlamda alacağı cezaların bilincinde olan aziz yıldırım’ın işin başından beri tek bir amacı vardı; fenerbahçe’nin taraftar gücünü ve iktidarla kurduğu ilişkileri kullanarak kendini “ak”lamak.

    17 temmuz hesap günü

    ve gelelim asıl konumuza.

    uefa trabzonspor’un da başvurusunu bahane ederek tff hakkında bir inceleme başlattığını taraflara bildirdi. bahane diyorum zira uefa’nın genel teamüllerine ve tff’nin eylemlerine baktığınızda böyle bir soruşturmanın başlatılması zaten kaçınılmazdı.

    17 temmuz’da bahse konu inceleme uefa kontrol ve disiplin komitesi tarafından ele alınacak ve gerekli görülmesi halinde bir soruşturmaya dönüştürülerek uefa disiplin kurulu’na sevk edilecek ve sonrasında hazırlanacak raporlar doğrultusunda gerekli yargılamalar yapılacak.

    uefa’nın geçmişte aldığı kararlar ve tff’nin bugüne kadarki eylemleri dikkate alındığında 17 temmuz ve sonrasında alınabilecek kararlar ve uygulanabilecek cezai yaptırımlar hakkında öngörülerde bulunmamız mümkün.

    uefa ve fifa’nın ülke federasyonları ile ilgili öncelik ve önem verdiği üç temel konu var.

    1-) üye federasyonların özerkliği

    2-) irkçılıkla mücadele

    3-) şike ile mücadele

    şaka gibi değil mi?

    yani bu üç temel madde de bizim federasyonumuz tarafından adeta ayaklar altına alınmış durumda.

    normalde bu üç maddeden birinin bile bilinçli olarak ihlali o federasyonun üyeliğinin askıya alınması için yeterli. sanırım bu durum tff ve ülke futbolu için durumun ne kadar kritik olduğunu anlatmaya yeter.

    17 temmuz’da tff’nin bu üç temel maddeden özerklik ve şike konusundaki ihlalleri ele alınacak. tabi bir ihtimal trabzonspor’un emre bölezoğlu hakkında bir kaç gün önce yaptığı başvuru da bu incelemeye dahil edilebilir. bu durumda bir diğer önemli konu ırkçılık da soruşturmaya dahil edilecektir.

    peki bu süreci en hafif hasarla kapatmak için ülke futbolunda atılması gereken adımlar neler?

    öncelikle şunu belirtmek lazım; atılması gereken bu adımlardan şike ve ırkçılıkla ilgili olanları 17 temmuz tarihine kadar gerçekleştirilebilir. ancak özerklikle ilgili soruşturmayı bertaraf edebilmek için yeni bir federasyonun oluşturulması gerekecektir ve bu zaman alacaktır. iyi niyet göstergesi olarak şike ve ırkçılıkla ilgili gerekli adımlar atılırsa ve seçime gidileceği konusunda gerekli teminatlar verilirse (olağanüstü kongre kararı gibi) uefa bu konuda anlayış gösterip ülke futboluna gerekli süreyi verecektir.

    bu doğrultuda;

    1-) genel kurulun hayır oyuna rağmen değiştirilen 58.madde ve tff disiplin talimatnamesi’nin şike ile ilgili diğer maddeleri, uefa kaidelerine ve kazakistan kongresi’nde alınan kararlara uyumlu hale getirilmelidir.

    2-) bu süreçte cas’ın gerekçeli kararı ve uefa disiplin kurulunun kişilerle ilgili kararı açıklanacaktır. bu kararlar doğrultusunda 3 temmuz soruşturması yenilenmelidir. kararlar açıklandıktan sonra uefa’nın da bu yönde bir talebi olacaktır. bu kararlarda verilen cezalara ve değiştirilen disiplin talimatnamesine uygun olarak soruşturmaya konu kişi ve kulüplere tff kurulları tarafından gerekli cezalar verilmelidir. zaten bu cezaların ne olması gerektiğini uefa kapalı kapılar ardında yetkililere belirtecektir.

    3-) 3 temmuz soruşturması dışında emre bölezoğlu’na ırkçılıkla ilgili gerekli ceza verilmelidir.

    4-) özerklik mevzusu uefa ve fifa’nın en önem verdiği konuların başında gelir. daha önce bu konuda taviz veren bazı ülkelerin üyelikleri her iki kurum tarafından da askıya alınmıştır. yunanistan örneğinde olduğu gibi. bu konuda uygulanabilecek ağır yaptırımlar dikkate alınarak tff’nin tüm kurulları istifa etmeli ve olağanüstü genel kurula gidilmelidir. siyasi otoritenin karışmadığı bir seçimle ve genel kurulun bağımsız inisiyatifi ile yeni bir federasyon oluşturulmalıdır.

    peki bu adımlar atılmazsa neler olur?

    öncelikle uefa şu anki inceleme aşamasını 17 temmuz’da soruşturmaya çevirerek tff’yi uefa disiplin kurulu’na sevk eder. uefa disiplin kurulu yürüteceği soruşturma ve yapacağı yargılamalar sonucunda özellikle özerklik konusundaki zaafiyetini ve şike, ırkçılık gibi suçlara karşı eylemsizliğini dikkate alarak tff’nin üyeliğini süresiz olarak askıya alır. bu üyeliğin askıya alınması eylemi fifa tarafından da uygulanır. zira bu tür durumlarda üye federasyonun üyeliğinin askıya alınma kararının daha önce yunanistan örneğinde de gördüğümüz üzere uefa ve fifa tarafından ortak alınan ve uygulanan bir karar olduğunu biliyoruz. dolayısı ile böylesi bir karar sonrası milli takımlarımız ve kulüp takımlarımız uzun yıllar hiç bir turnuvaya katılamazlar. belli bir süre sonra; beş yıl, sekiz yıl veya on yıl sonra biz geri dönmek istiyoruz dediğinizde uefa’da, fifa’da yukarıdaki sıraladığımız maddelerin yine uygulanmasını ister.

    yani sayın başbakan’ın belirttiği gibi biz beş yıl gelmeyelim, kendimize çeki düzen verelim tarzı bir durum söz konusu değildir. üyeliğimiz süresiz askıya alınır ve yukarıda sıraladığımız 4 madde uygulanmadan ne uefa ne fifa üyeliğimizi ve turnuvalara katılma hakkımızı geri vermez.

    şikede kişi ve kulüplere uygulanması muhtemel cezalar

    şike konusunda yukarıda belirttiğimiz 1 ve 2 nolu maddeler doğrultusunda verilecek cezalar hakkında bir ögörüde bulunmak gerekirse; bu konuda uefa disiplin kurulu’nun kişilerle ilgili kararı ve cas’ın gerekçeli kararı etkili olacaktır.

    uefa disiplin kurulu’nun kişilerle ilgili kararında yöneticileri şike eylemine karışan tüm kulüpler küme düşürülecektir. kişilerin çoğu futboldan ömür boyu men cezası alacaktır. kulüplerin kaç küme düşürülecekleri konusunda ise cas’ın gerekçeli kararında kulüplerin kaçar maçta bu şike ve teşvik primi eylemlerine dahil oldukları belirleyici olacaktır.

    bu doğrultuda ve bugüne kadar alınmış kararlar ile konuyu değerlendirdiğimizde şunları söyleyebiliriz. şike ve teşvik primi eylemlerinde bulunduğu maç sayısının ve bu işe karışan yönetici sayısının fazlalığı dikkate alındığında fenerbahçe büyük ihtimalle spor toto 3. lige düşürülecektir. yöneticileri şike faaliyetine karışan ancak maç sayısı sınırlı olan beşiktaş, sivasspor, eskişehirspor, giresunspor ve mersin idman yurdu gibi kulüpler ise bir alt lige düşürülecektir. tabi burada eskişehirspor’dan şike dosyasında adı geçen isimlerin yönetici mi yoksa profesyonel çalışan mı kabul edileceği önemli. bir de beşiktaş’ın şike eylemini lig maçında değil kupa maçında yapmış olması farklı bir değerlendirmeye sebep olabilir.

    velhasıl; iktidarın, şike örgütünün ve onların güdümünde yayın yapan medya organlarının yürüttüğü tüm algı operasyonunu bir kenara bırakırsak, sportif yargılamada işin sonuna geldik. ülke futbolu olarak artık bu işi daha fazla sürüncemede bırakma şansımız yok. şike eylemine karışan kişiler, kulüpler ve bu eylemi cezasız bırakan federasyon artık gerekli bedelleri ödemek zorundadır. tüm bu olaylarda ve süreçte başrolde olan kişileri ve karakter yapılarını düşündüğümüzde, bu kişilerin iktidarın da desteğiyle her türlü adımı atabilecek ve tüm ülke futbolunu bu şike örgütü uğruna on yıllarca sürecek bir karanlığa mahkum edebilecek insanlar olduklarını sanırım hepimiz biliyoruz. ülkenin temiz futbol paydaşları artık birlikte hareket ederek ve belki de bu konuda bir platform oluşturarak bu duruma el koymalıdır. ülke futbolunun geleceği, iktidarı arkasına almış bir şike örgütüne ve onun paydaşlarına bırakılmamalıdır.
  • 45
    üç ihtimal var;

    a. tff kurullarının yanlı ve kanımca spor hukuku yönüyle yeniden yargılamayı gerektirecek hukuka aykırı kararlarında dahi teşebbüs olduğu saklanamadı. şike ise saklandı. teşebbüse ise talimatlardaki cezalar verilmedi. kulüplerin sorumluluğu yok sayıldı. uefa gerizekalı teşebbüs var demişsin hiç olmazsa değiştirdiğin son talimata göre kulüplere eksi puan cezası vermelisin diyebilir. (şampiyonluk kupası şikecilerden alınır)

    b. uefa ne teşebbüsü dünya tarihi böyle rezillik görmedi olay net şikedir ve kaldı ki teşebbüsün cezası dahi bir önceki talimatta düşme idi adı geçenleri düşüreceksin diyebilir.

    c. uefa spor hukuku yönüyle yaptığın yargılamada ciddi hatalar yaptın (üyeler çekilme yükümlülüğünü dahi ihlal ettiler, talimatlar uygulanmadı) spor hukuku yönüyle adı geçen kulüpleri yeniden yargıla diyebilir.

    şikeciler bu üç ihtimalden en zararsız olan çözüm peşinde.
  • 62
    soruşturma kapsamında ülkemizden aralarında orhan gencebay, muazzez abacı, balık ayhan ve ece erken olmak üzere önde gelen sanatçıların da bulunduğu, üst düzey bürokratlar ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarından çok sayıda kişinin fenerbahçe'yi savunmak adına uefa merkez binasında yerlerini aldığı bilgisi elimize ulaştı. demek ki, boş yere kapıları basın mensuplarına kapatmadılar, içeride ne kirli kumpaslar döndü kimbilir. bu saatten sonra daha da fenerbahçe'yi küme düşürmezler, umudunuzu yitirin kardaşlar. milli mücadele yıllarındaki dayanışmadan beri, ilk defa memlekette böylesine bir birliktelik var, fenerbahçe'yi korumak adına. yazıklar olsun bu düzene!

    soruşturmayı yakından takip eden gazeteci arkadaşım, yeni şafakisviçre muhabiri josh abdollah steward'dan 3 gün süren soruşturma kapsamında fenerbahçe'yi savunanların konuşma metinlerini rica ettim. içim kan ağlayarak paylaşıyorum. bu savunmadan sonra bırakın küme düşürmeyi, la liga'ya alırlar feneri'i.

    başbakan ve cumhurbaşkanı adayı recep tayyip erdoğan:

    bu şike mevzusu paralelcilerin, almanya futbol federasyonu ile birlikte yeni türkiye'nin önünü kesmek için kurguladığı bir senaryo. bu cehape, mehape takılmışlar pensilvanya'nın peşine , federasyona darbe planları yapıyorlar sabahtan akşama. inşaallah bu oyunları 10 ağustosta milletim yine bozacak. yeni türkiye'de şike serbest olacak, bunun kanuni zeminini hazırlıyoruz. bakınız, çok enteresan 1852 yılında ingiltere'de georgetown sokağındaki maçta şike yapılmış ama tek bir haber yok pensilvanya medyasında. bir kere bunlar dürüst değil, bunlar yalancı, şike futbolun fıtratında var yahu! eyy infantino, sana sesleniyorum, eğer yüreğin varsa çık vatanına gel vatanına, eğer siyaset yapacaksan burada yap. öyle dışarılardan konuşup da ülkemin huzurunu bozma.

    devlet bahçeli twitter üzerinden bağlanmış toplantıya:

    iyi akşamlar sevgili takipçilerim.

    bugün türkiye yine karanlık bir güne uyandı. milli bütünlüğümüz tehlike altında.

    tam bu noktada milli şairimiz cemal süreya'nın dizeleri geldi aklıma, eyy türkmeneli, türkmeneli, derdinden oldum ben bir deli.

    şike konusu, bölücübaşının imralıya giden sözde heyetler vesilesiyle ortaya attığı türkiye'yi bölme, yıkma, parçalama, delik deşik etme, etlerini liğme liğme edip kuzgunlara yedirme projesidir.

    bu vesileyle, filistine giden ukrayna uçağında şehit olan malezyalı kardeşlerimize allah'tan rahmet diliyorum.

    dışişleri bakanı ahmet davutoğlu:

    şu anda türk futbolunda bir kaos varmış gibi yansıtılıyor. cevabımız çok sert olacak, kimse türkiye'nin sabrını test etmeye kalkmasın.

    cumhurbaşkanı adayı ekmeleddin ihsanoğlu:

    şimdi ben tabii ki, bir haftadır türkiye'deyim, konulara tam hakim değilim ama izlenimime göre şike yapılmamış. gerçi yapılsa da farketmezdi, önemli olan sakin olmamız, kavgasız gürültüsüz, bu millet artık hır gür istemiyor. evet, tam bu sırada yeni bir partinin daha bizi desteklediğini öğrenmiş bulunuyorum, terakkiperver cumhuriyet fırkası. bu müthiş bir haber, bu partiyle beraber bizi destekleyen parti sayısı 15 oldu, bu partinin de oy oranı nerden baksan %0.00012 'dir, hedefimize ulaşmamıza az kaldı.

    muazzez abacı:

    doldurrr be meyhaneciii, boş kalmasınn kadehimmm, doldur be meyhanecii

    ece erken:

    her zaman için başbakanımızın yanındayız. başbakanımız şike yapanlar iyidir diyorsa, şike yapanlar iyidir. şike yapmayanları da desteklememiş miydim sanki gezi parkında, ben herkese eşit mesafedeyim, apolitiğim. bakın mesela başbakanımız gel dedi diye, iftar yemeği için kalktım geldim isviçre'ye, şike yapmayanlar da çağırsın ona da koşa koşa giderim, en önde ben olurum. yalnız ezan vaktine az kaldı, hala sofrayı göremiyorum, bari bi hurma filan koyaydınız masaya.

    nişantaşı üniversitesi rektörü hayrullah bursverir:,

    şike yapanlara da , şike yapmayanlara da %75 burs olanağı üniversitemizde. çağrı bırakın, biz sizi arayalım.

    prof. dr. ilber ortaylı:

    yani neticede nurbanu sultan ile şehzade selim de şike yapmıştı tahta geçebilmek için, bunlar tarihin akışı içinde olağan şeyler, konuşturmayın şimdi beni , saçma sapan sorular soruyorsunuz, böyle soru sorulmaz, şimdi bi de bu moda oldu biliyor musun hüdevandigar'a bile şikeci diyorlar, katipzade osman efendi mahdumu mahpeyker sümbülzade hatuna bile bunu isnad ediyorlar. istanbul fethi zamanında kalyonlar karadan denize indirildiğinde, bizans başpiskoposu aynı bu şekilde şike iddiasını gündeme getirmişti, şimdi onun adını kimse hatırlamıyor. hayatım boyunca siz dahil milyonlarca cahil insan gördüm ama bir insan hem cahil hem de kel olunca hiç çekilmiyormuş. infantino bey, türk federasyonu şikeye izin verdi diyor. tarlalar sürüldü, ekinler büyütüldü diyen adamın ben neyine güveneyim. deli mi ne allah aşkına. aptalın biri. salak bir herif yani bu infantino.

    muazzez abacı:

    doldurrr doldurr doldurr doldurr dolduuuurrr gitsinn!

    *
  • 58
    anlamlı soruşturmadır. sözlerim özellikle olumsuz yazan kardeşlerimedir.

    bak güzel kardeşim emin ol aynı ülkede yaşıyoruz ve biz de bu ülkede adalet olmadığını biliyoruz. avrupa birliğinde olsaydık belki de yaşanan yolsuzlukların cezalandırılma süreci bambaşka işlerdi. çünkü ab yaptırımları başka türlü olurdu.

    lakin ab üyesi değiliz. lakin başka bir şeylerin üyesiyiz. uefa ve fifa'nın.

    bizim adalet inancımız bu kurumların daha önce bu tür olaylara verdikleri tepkiden güç alır. şüphesiz uefa ve fifa bu kadar yolsuzluğa bulaşmış, siyasetin bu kadar kucağına oturmuş bir federasyonla ilk kez karşılaşıyorlar.

    17 temmuz neticesinde uefa müfettişlerini yollamıştır. bu müfettişlerden bir tanesi trabzonu incelerken diğer fenerbahçe'yi değil tff'yi incelemektedir. bu neyi gösterir? tff'nin uefa'nın uyarılarılarına ismi lazım değil'in emriyle kulak asmadığını gösterir. bu iş bundan sonra men cezalarını getirecektir. eğer şanslıysak uefa son bir kez uyarır. aksi takdirde benim dileğim men cezalarının süresiz olması ve fifa'nın mevcut tff yönetimini lağvetmesi.

    sana dönecek olursak arkadaşım. sana göre biz hayalperest miyiz? eyvallah. bu soruşturmadan cacık olmaz mı? eyvallah. peki öyleyse nasıl oluyor da umut beslemeden hala bu ülkedeki futbolla ilgilenebiliyorsun orasını da ben anlamıyorum. açıkçası ben sizin kadar umutsuz olsam futboldan soğurum ne o öyle lan sirk gibi. özetle kardeşim biz ilgileniyoruz, umut ediyoruz yeri geliyor mail atıyoruz fax çekiyoruz savaşıyoruz. savaşmıyorsan anlarım umutsuzsan anlarım ama bize yat uyu deyip vazgeçirmeye çalışma. gölge etme.
  • 56
    anlamsız soruşturmadır.
    sözlük genelinde var olan, olumlu düşünce sahibi arkadaşlaradır yazdığım;

    bak sevgili kardeşim, örneklerle anlatayım sana bu pislik dünya'nın zannettiğin kadar adaletli olmadığını...

    bir paşa tutuklanıyor, yürütmenin başındaki adam çıkıp davayı sahipleniyor,
    aradan yıllar geçiyor, yürütme ile hareket eden cemaat bir anda karşı karşıya geliyor,
    birbirlerine suç atarlarken, paşa eğer sağ kalmış ise, dışarı çıkıyor.
    büyümüş çocuğunu göremeden, çökmüş halde...

    bir öküz, 14 yaşındaki bir çocuğa hayvan gibi tecavüz ediyor,
    mahkeme "iyi halden" dolayı 2 yıl veriyor, onu da paraya çeviriyor, bu şerefsiz cezadan yırttırılıyor.

    çarşaf çarşaf hırsızlık belgeleri yayınlanıyor,
    ancak yayınlayan ve dinleyenler "hain" sıfatı yiyor.
    "yiyenler" hain olmuyor.

    trilyoner patronlar vergiden kaçırdıkları tüm işlerini sırıtarak yapıyor,
    ekmek parası olmadığı için bakkaldan ekmek çalmak zorunda kalan sokak çocuğuna 16 yıl hapis cezası veriliyor.

    sokak ortasında öldürülen gençlerin katilleri aramızda dolaşıyor.

    saymaya fazla gerek yok ancak; tecavüzün ardından, tecavüz mağduru kızcağıza "psikolojik açıdan sağlam mı değil mi" raporu aldıran bir ülke burası.
    futbolunda bile, binlerce hilenin hurdanın kol gezdiği, endüstriyel oluşumlar ile para babalarının oyunlarına aldandığımız memleket burası.

    ve buna bağlı olan kurumlara, para dengelerine sahip organizasyonlara bakıp da adalet istediğin memleket...
    gösteriş olsun diye bir iki takımı yese bile, çözecek mi asıl sorunu bu çok inandığın kurumlar?
    ya da buradakiler çözdürmek ister mi avrupa'ya?
    yoksa sadece göz boyama olarak mı kalır dosyalar?

    sen de çıkıp, sporda adalet istiyorsun ya...
    git yat güzel kardeşim, siktir et.

    metin kurt gibi adamlar lazım senin hayallerindeki dünyaya, onları da kulüplerden kovuyorlar ne yazık ki...
  • 7
    uefa hiç bir zaman dosyanın kendileri tarafından kapandığını söylemedi. türk basını söyledi. bu bir.

    uefa kimseye yeni bir ceza vermeyecek zaten. bu doğru. tff'ye disiplin yargılamasını uefa ve cas kararlarına uygun olarak yenilemesini emredecek. bu iki.

    mantık basit. trabzonspor uefa'ya kendi sorumluluklarını hatırlattı. bu sorumluluklarını yerine getirmemesi durumunda isviçre yasalarına göre sorumlu olacağını belirtti. uefa da üye federasyonların uefa tüzüklerine ve kendi tüzüklerine uygun hareket etmesini sağlamakla sorumlu. disiplin komitesi eski dosyayla ilgili yeniden bir inceleme falan yapmayacak yani. soruşturmada yargılanan taraf fenerbahçe değil türkiye futbol federasyonu. bu da üç.
  • 8
    evet fener'e yeniden ceza gelmesini beklemek mantıksız olabilir fakat olaya bir de şu açıdan bakmak lazım: şimdi bu adamlar normalde küme düşmeleri gerekirken, olmamaları gereken bir ligde 3 yıldır ilk ikiye girerek avrupa'ya katılma hakkı kazanıyor fakat cezaları olduğu için gidemiyorlar. teknik olarak avrupa kupaları için cezalarını çekmişler gibi görünse de küme düşmüş olsalardı avrupa'ya katılım hakkı kazanamayacak ve dolayısıyla cezalarını da henüz tamamıyla çekmemiş olacaklardı.

    dolayısıyla uefa'nın fenerbahçe'ye hunharca girişmesini istediğim soruşturmadır kendisi. fenerbahçe'yi ve fenerbahçe yalakası tff yöneticilerini türk futbol tarihinden silmek için ne gerekiyorsa yapsınlar inşallah.
  • 60
    açıklama dün trabzonspor.org tarafından yapılmıştır.

    "uefa'dan kulübümüze gelen yazılara göre; fenerbahçe kulübü’nün şike eylemlerinin, türkiye’de cezalandırılmaması nedeniyle, türkiye futbol federasyonu hakkında yaptığımız şikâyetle ilgili olarak rapor hazırlayıp sunması için, dosyaya disiplin müfettişi atanmıştır.

    fenerbahçe kulübü’nün trabzonspor hakkında yaptığı şikayet nedeniyle de, aynı disiplin müfettişi rapor hazırlamakla görevlendirilmiştir.

    kulübümüzün 2014 – 2015 avrupa ligi müsabakalarına katılmasında bir sakınca görülmemiştir.

    konu ile ilgili olarak ayrıntılı açıklama hukuk kurulumuz ile isviçre’deki hukuk bürosu’nun istişaresinden sonra yapılacaktır."

    tabii ki medyanın haber yapmaması gayet normaldir. fenerin cl umutlarının bu kararla tamamen tükendiğini konuşmuyorum bile çünkü ona inanmak safların işiydi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın