• 253
    99'dan bu yana tüm maçları izledim gerek tv'den gerek statdan ama bir saçmalıktır gidiyor arkadaşım kazanamıyoruz! bende mi var bir uğursuzluk bilemiyorum lakin totem uğruna bu maçı kaçırama niyetim hiç yok. nasıl bir zamanlar gençlerbirliği fenere ters geliyorsa fener de bize ters geliyor olabilir hem bu süreç real ile barça arasında da yaşandı bir dönem barça reali yıllarca yenemedi ama sonuç şimdi aşikar... bence bu futbolun içinde var ama ahlaksızlık boyutuna varan pankartlar, demeçler, başlıklar, söylemler vs. artık can sıkar bir hal aldı. adamlar nasıl bir eziklik içindelerse artık mayıs 2000'de ki takdire şayan başarımızı miadı dolmuş olarak lanse ederlerken, 2002 deki 6-0 lık galibiyetlerini hala çılgınlar gibi kutluyorlar işte biz buna fenerli kafası diyoruz! beni asıl sinirlendiren nokta armaya, formaya, taraftara bu kadar terbiyesizlik yapılırken bu takımın futbolcularının hala kadıköy'e feneri gömemesi sendromu. stat atmosferiymiş, şansmış, kadro kalitesiymiş, zıkkımın pekiymiş ben anlamam usta! bu denli liseli espirilerine maruz kalmak bize hiç yakışmıyor. o nedenle çıkıp feneri sahaya gömmeyen de bizden değildir diyorum artık. kesinlikle futbolda lokal başarılara takılan bir zihniyette olmadım olmayacağım ama bu sefer farklı, bu iş çığırından çıkıyor. bu örümcek kafalılara onların anlayacağı dilde bir cevap vermek için, medyanın 13 senedir... zırvalarına son vermek için, fenerlilerin son kalesine bayrağı dikmek için, taraftar için, şampiyonluk için, arman için, forman için saldır galatasaray!
  • 206
    herkesin kazanacağımızdan emin olması gereken karşılaşma.

    siz hiç son senelerde bu kadar hırslı, bu kadar rakibine baskı kuran, bu kadar yetenekli, bu kadar yenilgiyi kabul etmeyen, bu kadar terinin son damlasına kadar savaşan bir takım gördünüz mü?

    - çok şanslıyız ki böyle bir takım izliyoruz, takımın başında imparator var.

    ka-za-na-ca-ğız!

    edit: bu arada totem olarak alt kattaki çocukla izleceğim bu maçı, geldiği her maçı kazandık. **(u: (:)
  • 23
    26 şubat 2012 galatasaray beşiktaş maçındaki kadroyla * çıkarsak ve düzgün bir hakem yönetimiyle maçı oynarsak

    olmayan fobi de yalan olur.

    asıl fobi onlardadır. "galatasaray'a kadıköyde kaybetme fobisi" şu anda sığındıkları tek istatistik budur kendilerinin.

    30 yıldır bir kupa alamazlar şikeyle şampiyon olurlar,şampiyon olmadan şampiyonluk kutlarlar,sonra da bu ezikliği bununla kapatmaya çalışırlar.
  • 465
    fenerbahçe – galatasaray : 2-2 direkten dönen 13 sene (bir karış)

    maç başladı fenerbahçe 2-0 yaptı. şaşırmadık aslında ama çok kızdık tabii ki. ortada fol yok yumurta yok maç 2-0 hem de daha dakika 15.
    bugüne kadar hep böyle oldu zaten, fenerbahçe golleri bir şey oynayarak atmadı ki. kralı gelsin her maçı birlikte tekrar izlemeye hazırım.
    3 dakikalık özete bakalım, fenerbahçe muhteşem goller atmış. kesin doğru, fenerin golleri hakikaten çok şık, çok güzel. galatasaray’ın golleri gol vuruşu. ne kadar banal. gol vuruşu mu, cık cık cık…

    fenerbahçe takımının gücü tamamen taraftarından geliyor, haklarını verelim. bu takımlar boş arsada maç yapsalar, sabahın 6’sı olsa mesala, galatasaray 3 atar 1 sayar. ama fener taraftarı takımını itiyor. ne zamana kadar? rakibi oyuna ağırlığını koyana kadar. bu akşam bu süre 25. dakikayı buldu.
    25. dakikadan itibaren sahada futbol oynanmaya başladı ve galatasaray futbol takımı olduğunu ispat etmeye başladı.
    hafta içi ünal aysal bilmem kaç senedir fenerbahçe’nin kazanmasıyla ilgili “tesadüf” demiş ya, haklı. hep aynı senaryo oldu çünkü. fenerbahçe kaleye şut attığı ilk pozisyonda golü buldu. bugün de öyle oldu. kaleye 3 top geldi. birini sow gol yaptı, baroni vurdu muslera’da kaldı, alex vurdu gol oldu. fenerbahçe bundan sonra anadolu takımı olarak kulüpler birliğine giriş yapsın. sadece bu maçta değil ki, her maçta aynısını oynuyor fenerbahçe. aşağılamak için söylediğimi mi sanıyorsunuz, gerçek bu.

    bakın gençler, bu ülkede eskiden içeride galip, deplasmanda berabere kalan şampiyon olurdu. galibiyete 2 puan verilen sezonlardı. 3-0 galibiyet “inanılmaz” kabul edilirdi. türk futbolu arpa boyu yol almadı o yıllarda. bugünün fenerbahçesi de benzeri bir futbol oynuyor. tabii ki fenerliler kabul etmeyecekler. tabii ki şampiyonlar ligine gitselerdi çok başarılı olacaklarını iddia edecekler. bugüne kadar büyük başarılar elde ettiler ya. haklılar. stoch’u çıkarıp selçuk şahin’i oyuna alan aykut ile bence ömür boyu sözleşme imzalasınlar, büyük deha nitekim. bakın teknik direktörün bir fikri vardır ve onu uygular, anlarım. ama aykut’un yaptıklarının bir anlamı yok. umurumda mı, tabii ki değil. işin komik tarafı ben bunu twitterda yazdım, aykut böyle yapar diye. keşke bahis yapsaydım:)

    neyse efendim, dakika 15, galatasaray 2-0 geride. sahada futbol falan yok. harala gürele bir şeyler var. fenerlilerin özellikle baroni ve emre ve topuz ve gönül ve alex ve volkan (oha takımın yarısı) ile ortamı germe çabaları son buluyor. neden çünkü öndeler. ve galatasaray top oynamaya başlıyor. artık sahada futbol maçı var. hani peşine düştüğümüz, izlemekten zevk aldığımız. bir anda işin rengi değişiyor. ve bu maçın sonuna kadar sürüyor.
    sahada futbol oynandığı müddetçe ve bir takım fenerbahçe kadar ballı olmadığı müddetçe galatasaray bu ligde her takımı evire çevire yener.

    fenerbahçeliler için işin kötüsü top oynamadan şahane goller atma haklarını 2-2 biten maçta kullandılar. maa ve digiturk icadı play-off en çok fenerlilere zarar verecek, farkında değiller. umurumda mı, tabii ki değil. beter olsunlar.
    galatasaray şoku atlattıktan sonra dedi ki “topu bir ver hele, bilenler oynasın”. maçın devamı asy arenada berabere kaldığımız herhangi bir anadolu takımı maçından farklı değildi. kenardan atak, dönen top bizde, göbekten ver-kaç dönen top bizde.

    ilk devre gollere kadar ve sonrasında da çok iyi ataklarımız olmuştu. şöyle bir farkla, fener savunması topa dan diye vurduğunda bile top alex’e geliyordu. ikinci devre bu bal da ortadan kalktı. şans diye bir şey yoktur. ikinci devre gerekli önlemler alınmıştı. yine ilk devre baytar ve elmander fazla pas hatası yaptılar ama pas alması gerekenlere de bakmak, yani takımın tamamının şoka girdiğini görmek lazım. hani demem o ki; hadi topçuya küfür ettin, nedenini bir düşün.

    ikinci devre ; tek kale gol atan kaleye. usta ben daha ne diyeyim. fenerbahçe deplasmanında tek kale. haaa, daha önce de böyle maçlar oynadık orada, bu kadar olmasa da. ama hep kaybettik. neden? kendimize inanmadık, takımımıza inanmadık. ama fenerbahçe hep becerili oyuncularla oynamıştır. takım ruhu falan filan diyorlarsa da kulak asmayın, bunlar hiçbir zaman fenerbahçe’nin peşinde olduğu fikirler olmamıştır. fenerbahçe becerili oyuncuları parası neyse alır. o yüzden asla istikrar sağlayamaz ama galatasaray maçlarında başarılı olur. bugün de benzeri yaşandı. sow mesela. ilk galatasaray maçında gol attı, atmasa 2012’de kıyametin kopacağına inanırdım, o derece.
    galatasaray bir ara öyle bir baskı kurdu ki aklıma erkin koray geldi. sağdan-soldan estarabim. galatasaray maçı kazanacak çok pozisyon buldu. geçen hafta

    “aslında puan farkı 12” demiştim, olmadı. daha doğrusu bir karışlık mesafe puan farkını 9’da tuttu.
    bülent yıldırım. sanırım herkes küfür ediyordur, fenerlisi, galatasaraylısı. maçtan önce öğrendim ki, cüneyt çakır ve fırat aydınus’tan sonraki hakemmiş. bariz bir taraf tutmayacağını tahmin ettim, bunu öğrendiğimde. gel gelelim her hakem gibi futbolu bilmiyor. birini tutmasına gerek yok, futbolu bilmiyor hakem milleti. kadıköy’de baroni ve emre gibi iki tipe rağmen bizden kimseyi atmadıysa, bence iyi maç yönetmiştir. durduralım uğurcum falan gibi mevzular ilgi alanımda değil. bir pozisyon için farklı görüşler varsa, hakem haklıdır.

    bir ara hasan şaş’ın alnının kanlar içinde olduğunu gördük. önceden yumurta atıyorlardı hasan’a işi ilerletmişler terör yuvasında. daha teyid edemedim ama yakında ortaya çıkar nasılsa, fatih terim’e de saldırı olmuş diyorlar, alnı kanamış deniyor. umarım doğru değildir. fenerli de olsalar bu adamlarla aynı yerde yaşıyoruz sonuçta, nasıl tiplerse bunlar, uzak durmak lazım. zaten şike soruşturması gösterdi ki; fenerli kafası diye bir şey var ki; bambaşka.

    hoca büyük bir insan ama ben onun gibi değilim, izin versin şu görüntüler yayınlansın. kimin ne mal olduğunu görelim. haaa, sen hocaya o çakmağı hoca 30 yaşında sahada top oynarken atsaydın ya yavrum, seni evine kadar kovalasaydı.

    bana şampiyonluk yazısı yazarsın kaptan diyen arkadaşlar oldu. ulan digiturk ve maa olmasaydı bugün şampiyonluk yazısı yazıyor olurdum. gerçi sadece biraz daha uzatmış oldular, başka şey değil.

    unutmadan, 2-2’ye sevindiğimizi sananlar varsa, biz fenerli değiliz. yazıyı bitirdikten sonra aklıma başlık geldi, hakikaten ya baros’un direkten dönen topu gol olsaydı….neyse…

    bu takım rakiplerini donunda sallar.

    *
  • 124
    ilk 15-20 dakika fenerbahçe'nin şuursuzca saldıracağını öngörürsek, oyunu rahat kontrol altına alırız. galibiyete ve mutlak 3 puana ihtiyacı olan takım onlar. biz gayet rahatız. ancak bunların balı tutmadığı sürece sıkıntı olacağını sanmıyorum. hücum güçleri belli, ya stoch 150 metreden şut çekecek ya alex pas atacak falan filan. biz bu tarz cılız atakları rahat kesecek takımız. üstüne hücum gücümüz fenerbahçe'den çok daha iyi.

    hakikaten bariz şekilde kazanacağımız hissi uyandırıyor bu maç bana. fenerin doğru düzgün top oynamadığı bir gerçek. kadıköy'de değil, cehennemin dibinde bile oynansa galatasaray son yıllarda olduğu gibi ayhan, mustafa sarp, servet gibi adamlarla çıkmayacak maça. yani zayıf tarafımız yok, aksine fenerden çok daha üstünüz bütün bölgelerde.
  • 207
    öncelikle söyleyeyim ki karşı taraf bi şeyler düzenliyor gibi ama ne olacağını maç günü görürüz. "11'de 11 yaparsak şampiyonuz","şampiyonluk maçına çıkıyoruz","bayrama 5 gün kaldı" açıklamaları pek bi garip. yalnız şunu da bilmeliler ki eğer o stadda yine futbolcularımızı sindirmeye yönelik terör olayları yaşanırsa bunun cevabı fena verilir. altında kalırlar.

    neyse, bunu geçelim.

    onlardan daha kaliteli, daha mücadeleci ve daha iyi bir ekibiz. bunu saha dışı olaylarla dengeye getirmeye çalışmaları ihtimaline karşılık çelikten bir iradeyle o sahaya çıkmalıyız. olacakları iplemeden, sahte delikanlı fenerli futbolcuların provokasyonlarına gelmeden oyunumuzu oynamalıyız. hatırlayın, 2009-10 sezonunda orada oynadığımız maçı. roberto carlos bile keita'yı sinirlendirmek için adamı kündeye getirmeye çalışmıştı. sonrası kırmızı kart oldu. diyeceğim o ki, biz futbolumuza bakalım.

    hurrraaa diye saldırmamamız gereken maçtır aynı zamanda. dokuz puan önde olan biziz. inisiyatifi elimizde bulundurmak elbette önemli ama bu, maç başlar başlamaz, defansta boşluklar bırakma pahasına akıncı birlikleri gibi rakibe hücum etmemizi gerektirmez. bir puan da işimizi fazlasıyla görüyor çünkü. "yine kazanamadılar" geyiklerini siklemiyorum bile. ben alacağım kupaya bakarım. bir puan da iyidir yani.

    rakibi durduracak savunma gücümüz kesinlikle mevcut. muslera, eboue, ujfalusi ve semih'in kaliteleri belli. hakan balta da toparlanıyor. maç başında defansa gömülmeden, gazlarını alıp oyunlarını bozarak onları kontrolsüz futbola mahkum edebiliriz. gerisi kolay olur zaten. dediğim gibi, daha iyi bir takımız biz. ne yaptığımızı biliyoruz.

    oyunu dengede götürdüğümüz her dakika daha bir bilinçsiz saldıracaklardır. ya da saldırmak isteyeceklerdir. işte bu noktada selçuk-melo-emre-engin orta sahasının değeri anlaşılabilir konuma gelecek. dördü de topu iyi kullanıyor çünkü. tek bir pasla forvetlerimizi pozisyona sokabilecek kalitedeler. dokuz puanın avantajı burada. biz sakin olması gereken tarafız. geriye düşsek bile tek bir golle psikolojilerini alt üst edebiliriz.

    bir ya da üç puana giden yol belli.

    1- rakip taraftarın ve oyuncuların provokasyonuna gelme.

    2- bugüne kadar rakiplerini teker teker dize getirdiğin mücadeleni ve futbolunu sahaya koy.

    galatasaray, kadıköy'den alnının akıyla çıkmasını bilecektir.
  • 454
    bu maçta aldığımız beraberlikle en yakın rakibimizle aramızdaki puan farkını korumuş olduk.

    maça gelirsek, ilk 15 dakikada baskı yiyeceğimizi biliyordum ama 2 tane şutun ikisinin de gol olması bünyeyi derin endişelere sevk etmedi değil.

    galatasaray'ın adının olduğu her yerde umut vardır eyvallah ama eski acı tecrübelerimiz yine bir hezimet mi geliyor şüphesi uyandırdı.

    ama allah'a bin şükür futbol takımımızın tıpkı basketbol takımımız gibi bir karakteri var. asla pes etmeyen, son dakikaya kadar mücadelesini sürdüren bir anlayış. biz bu sene şampiyon olacağız, artık bunun kaçarı yok ama bundan bile önemlisi bu takım kimliğinin oturmuş olması.

    çünkü fenerbahçe bizim bu senelik rakibimiz. avrupa'da değiliz o yüzden bunlarla çerez niyetine mücadele ediyoruz.

    seneye asıl büyük kavgamız başlayacak. ismimizi unutmaya başlamış avrupa'ya sefer düzenleyeceğiz.

    bu manada bu maç bizim için bir basamak oldu. ayrıca 2-0 dan gelip beraberlikle puan farkını kapattırmamız da moral motivasyonumuzu üst seviyeye çıkaracaktır. güzel günler geliyor.
  • 185
    galatasaray, 1998-2002 jenerasyonundan sonra bu kadar cesur futbolculara sahip olmadı. gerekirse kavga, gerekirse itiraz(!) en ufak haksızlıkta kart görme pahasına hakeme ya da rakip futbolculara aslanlar gibi kafa tuttular. bu akımı başlatmakta yabancı futbolcularımız başı çekti. dikkat edin, geçmiş senelere nazaran galatasaraylı futbolculara karşı yapılan kasti fauller azaldı, bu da sakatlanmalarını engelledi ve neredeyse bütün sezon eksik futbolcumuz olmadan sahadaki yerini aldılar.

    açık konuşmak gerekirse, 2003-2011 jenerasyonunun futbolcuları kadıköy'de pısırık ve korkarak oynuyorlardı. gereğinden fazla centilmendiler. ama şimdi durum farklı! futbolcular farklı! hakemin en ufak yanlış kararında, haklarını arayacaklar, ha itirazdan kart da görecekler ama hakeme şu hissiyatı uyandıracaklarından eminim; 'bak hakem deplasmandayız diye tolerans gösterirsen rakibe, aheste aheste çıkarmasını biliriz.'' bu yüzden hakemlerin eşit bir maç yöneteceğinden kuşkum yok.

    11 cesur aslanımız kadıköy'de 55.000+11 fenerbahçeli'yi susturmasını bileceklerdir. benim inancım tam, güvenim sonsuz!

    muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur...
  • 126
    kanatları çok iyi kapatmamız gereken karşılaşma. fenerin iyi bildiği bir şey varsa o da kanatlardan gelmek. biz ise çok fazla orta şansı veriyoruz sezon başından beri rakibe. tahminen çok dar ve presli oynayarak, kanatlardaki atakları ilk maçtaki gibi söndürmeye çalışacağız.

    bu maçta aykut kocaman 7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçındaki gibi saçma bir kadroyla çıkmayacaktır. işimiz hem futbol hem de atmosfer anlamında daha zor. bu koşulları kendine yontmasını bilen bir ekibimiz olduğu da kesin. trabzon deplasmanında çok erken sonuca gittik beşiktaş deplasmanında ise tinercilerin kudurmasını sağlayıp oyunu istediğimiz şekle soktuk, şimdi ise o zamanlardan daha olgunuz futbol olarak. ne olursa olsun aşırı zor bir maç olacaktır bizim için 1-0 da yensek 5-0 da yensek.

    siksok edebiyatına girmeden düzgün biçimde konsantrasyon dersek. önce yenilmemek dersek fenerin kadıköy romanı da sona erecektir. neticede geçen sene seriyi bitirmiştik. bu sene de kazanamazlarsa kadıköyde iki senedir galip gelemeyen bir fener gerçeği ortaya çıkacak. bu bizim sorunumuz değil onların sorunu.

    rahat olalım. ciddiyeti de bozmayalım.
  • 140
    onların ölüm kalım maçı, bizim için 3 puanlık bir maç.

    onlar kaybederse bize karşı övündükleri tek şey olan kadıköy'de galatasaray galibiyet serisi bitecek. ( geçen sene bitmişti aslında ama orasını anlamadık )

    bilmem kaç maçtır evlerinde yenilmiyorlarmış, o seri bitecek.

    şampiyonluk hedefleri tamamen bitecek..

    biz yenilirsek rakiple puanımız 6'ya düşecek..... bu kadar.. size güveniyoruz aslanlar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın