hırvatistan'ı gördüm
başlık, mahsun kırmızıgül'ün filminden. e maçtan çok mahsun kırmızıgül'ün atv'deki yeni dizisi konuşuldu, özet geçildi yayın boyunca, maç yazısına da böyle başlamamak olmazdı. unutmayın he, cuma günü saat 20.00'de mahsun kırmızıgül'ün yen, müthiş, izlenemden rekorlar kıran dizisi "hayat devam ediyor" başlıyoooorr!
neredeyse tüm kadronun tamamen değişmesine rağmen mehmet topal'ın yine forma şansı bulamasını anlamadığımı belirterek başlayayım bir iki kelam etmeye..
kazım'ın sallana sallana tamamladığı istiklal marşı'mızdan sonra okunan hırvatistan milli marşı söyleyen adamın marşa giriş şekli, baya güldürdü. dedim operayı söyleyecek..
iyi, istekli başladık. kazım ile girdiğimiz pozisyon gol olsa, bi' ihtimal yeni bir 'comeback' tarihi yazabilirdik yine bilic'li hırvatistan'a karşı. nasıl bir şok yaşarlardı bilinmez ama bilic ile yola devam ederlerdi yine. bilic enteresan adam, fifa oynar gibi yönetiyor takımını, oyunun içinde resmen. tabi bu hiddink'i eleştirmek için bi' oaly değil, herkesin tarzı farklıdır. hep diyorum, istikrar istiyorsak, önce tüm şartları sağlayacak, akabininde de sabredip bekleyeceğiz. hiddink'e tüm şartların sağlandığına inanmadığımı hep söyledim her ne kadar çoğu zaman hiddink'i eleştirsem de. e sabretmek zaten anlamsız olurdu adama doğru düzgün şeyler sunmadıktan sonra. mesela, hiddink yanında oğuz çetin'le mi çalışmak isterdi? aynı şeyler keza rijkaard için de geçerliydi. hatta onun için daha bi' fazla fazla geçerliydi. yardımcıları konusunda değil tabii ki.
bir çok futbolcumuzun düşe kalka mücadelesiyle 0-0'a kitledik maçı, öyle de bitti. hırvatistan volkan ile gökhan'ı aramıştır maç boyunca.. muhtemelen yanlış krampon seçmiş bizim topçuların çoğu, sadece bizimkiler kayıp durdu.
maçın bizim için tek olumlu yanı, bir kaç sene içerisinde savunmanın göbeğinde semih kaya ile birlikte oynayacak 2. adamı bulmuş olmamız; ömer toprak. maşallah diyelim ikisine de.
levent tüzemen de bi' ayrı heyecanlıydı dün, bahis mi yaptı nedir? hırvatistan ataklarında "şut çekeeceeek" diye bağırmaları, son dakikalara girmiş olmamıza rağmen enteresan heyecanları.. bir de maç boyunca "doymuş futbolcular" diye bahsedip durdu. kim, neye doğmuş allasen? arda mı doymuş başarıya? egemen mi? hamit mi? kim doymuş, neye doymuş?
he rıdvan dilmen ile karşılaştırmak olmaz tabi, o bambaşka bir kafada..
bir de şu caner meselesi. ilk dakikalarda gördüğü gereksiz sarı karttan sonra mücadele direnci kırıldı onun da, haliyle çıkarttı hiddink de. o da abilerine özenip, bastı küfürü hiddink'e..
10 numarayı giymesi, başlı başına başka bi' skandal resmen. adam mı kalmadı da caner giydi 10 numarayı?
kale arkasında, dinamo zagreb taraftarlarının yoğun bulunduğu tribünden, uzun yıllar hajduk split forması giyen pletikosa'ya gelen meşaleye pletikosa'nın tepkisi ile volkan'ın tepkisi arasındaki fark ne kadar dağlar kadarsa, iki ülkenin futbol anlayışı da dağlar kadar farklı. bize, yılmaz vural, abdullah avcı tarzı adamlar gerekiyor. "haydi goçum, haydi aslanım, yürü yiğenim" taktiği lazım bize. bunu kabullenelim artık. sabredemiyoruz madem, bizim de taktiğimiz bu olsun. hem, milli takımla kazandığımız başarılar da böyle gelmedi mi zaten?
http://jaimelesport.blogspot.com/...vatistan-gordum.html