• 176
    maça birde istatistiklerle bakalım:
    topla oynamada %52 biz, %48 onlar oynamış. biz hücümların çoğunu kanatlardan gerçekleştirmişiz. (pardon hepsini) şöyle ki: bu maçta takım olarak ara pas denememiz 0 (yazıyla sıfır). buna karşın 27 tane orta denememiz olmuş. bu 27 ortanın sadece 6'sı başarılı olmuş (ikisi gol oldu zaten). bireysel olarak en çok orta yapan oyuncumuz tabi ki sabri olmuş. 10 tane orta yapmış 1 tanesi başarılı olmuş! (şaşıran var mı?) telles ise ilk yarı boyunca hücuma çıkmamış, carole'nin girişi ile rahatlamış, 3 orta yapmış, 2'si başarılı, biri gol zaten.
    *** tabi insanın sorası geliyor; kanatlardan hücum yapan bir takım neden 45 dakika boyunca forvette podolski ve olcan'la (yazıyla olcan!) oynar?
    takımın en isabetli pas veren, en çok kilit pas veren, en çok topla buluşan, sorumluluk alan ismi tabi ki selçuk inan. tartışmasız en iyimizdi.

    garip bir durumda kalemizde bu maçtan çok daha fazla pozisyon verdiğimiz maçlarda muslera sayesinde gol yememiştik, bu maç pozisyon vermeden gol yedik muslera sayesinde. o kadar maç kurtardı ki bende herkes gibi canı sağolsun diyeyim.

    evet iyi oynamadık ancak yoktan yere geri düşmemize ve arkada boşluklar bırakmamıza rağmen çok pozisyon vermedik. tabi burada : chedjou başkan tam 6 kez savunmada kritik pas arası yapmış. bu da onu takımın en iyi 2. oyuncusu yapar mı, yapar.

    burak yılmaz 4 şut çekmiş, 2 si kaleyi tutmuş, biri gol olmuş. takımın en çok şut çeken, en çok kaleyi bulan oyuncusu olmuş yarım devrede. en iyi 3. oyuncu olmayı haketti bence.

    en kötümüz maalesef muslera. 1 tane hatalı gol yedi, krıtik kurtarışı yok :(

    ikinci sırada maalesef yasin var. en çok top kaybeden oyuncumuz (3). başarılı dribling yok, kilit pas yok, 2 şut çekmiş kaleyi bulan şutu yok.

    üçüncü maalesef diğer göz bebeğimiz sneijder. yarım devrede sadece 20 kez topla buluşmuş, bu buluşmalardan %25'ini rakibe vermiş ve pas yüzdesi en kötü oyuncumuz olmuş. 1 tane kilit pas atmış, 2 şutu var, kaleyi bulamamış...

    sonuç-1: en iyi oyuncularımızın, bu maçın özelinde en kötü olduğu, rakibin pozisyona girmeden gol attığı bir maçtan sonra bu kadar umutsuz olmanın anlamı yok ancak katedilecek daha çok yolun olduğu da aşikar. hazır bir melo ve sneijder, zaten sezona iyi başlayan bir selçukla toparlayabiliriz sanki ya da ben polyannacılık yapıyorum. bilemedim!

    sonuç-2: hamza hocanın kanatlardan oynayacaksa olcan'ı forvette oynatması mantıksız gibi sanki :) umut'tan bile olabilir, olcan'dan tek santrafor olmaz. bu kadar düşmeyelim hocam!

    sonuç-3: sabri tek başına rakipten fazla orta yapmış, 1 tanesi başarılı olmuş. yapma arkadaşım orta, geriye ver, en güvenli yer olarak taca at topu, yine de orta yapma! (gerçi ortayı olcan'a yapıyorsun, sabriyede kızamadım sanki şimdi)
  • 181
    top karşı takımdayken yani set hücumda yada ileride kaptırdığımızda takım olarak topun arkasına geçmeye çalışıyoruz.yada bunu yapmaya çalışıyoruz diyelim.ancak topun arkasındayken çok geniş yayılmamızdan ve ortasaha ile defans bloklarımız arası kopukluğun fazlasıyla olmasından dolayı topu kapmamız-hele ki selçuk ve bilal ortasahası ile-çok zor.bu şekilde oynayacaksak bu sezon hamza hocanın ileride top kapıldığında rakip sahaya yerleşmemizi kolaylaştıracak,istasyon görevi görüp top saklayabilecek kalıplı bir santrafor veya babel tarzı bir kanat adamını takıma transfer etmesi gerekiyor.çünkü açıkça görüldüğü üzere takımın yaş ortalaması ortasaha ve forvet hattında 30 civarı ve bu oyuncuların sete set oyunda 90 dakika ileri-geri koşmaktan pestili çıkması muhtemel-ki zaten hiçbiri koşmuyor yasin harici geriye-.tabi bu dediğim durum burak yılmaz faktöründen dolayı gerçekleşemeyeceği için ikinci bir önerim olacak kendisine nacizane:

    bu yaş ortalamasındaki oyuncuları top kaybedilince 30 metre geriye koşturmaya çalışmaktansa ileride topun olduğu bölgede kalabalık oynayıp,topu kaybettiğimizde ileride bir şok pres uygulatmak.bir takımın savunmasının en zayıf olduğu,en dengesiz olduğu an topu ilk kaptıklarındaki andır -hatta pep guardiola'nın bayern'i gibi bazı takımlar kasıtlı olarak hücumda top kaybetmeye yönelik çalışmalar da yapmaktadırlar- ve bu dengeyi bozduğumuz anda dengesiz savunma arkasına koşularda türkiye'de şenol güneş üniversitesinde doktorasını tamamlamış ve ünvanını almış olan burak yılmaz kardeşimiz devreye girecek.burak yılmaz'ı evrimleşmeye zorlayıp ondan geriye gelip top alan,top dağıtan,duvar olabilen bir komple forvet yaratmaya çalışmaktansa iyi olduğu özelliğine yönelik bir sistem yapmamız daha iyi olabilir.

    daha uzun da yazabilirim ancak demem o ki hamza hoca bu yaş ortalamasına sahip takımı sahada bu kadar enine ve boyuna geniş mesafede oynatmamalı.bu sayede tüm yaşlı futbolcularımızın defolarını örtecek bir sistem inşa edebilir ve bu kadro bile türkiye ligi için yeterli olabilir.
  • 182
    2005-2006 sezonu istisna olmak üzere, sivas'ı deplasmanda yendiğimiz her sezon şampiyon olduk. yanlış hatırlamıyorsam 2005-2006 sezonunda deplasmanda 0-0 berabere kalmıştık ve malum son yılların en spektaküler şampiyonluğunu elde etmiştik.

    şampiyon olabilmek için, bu sezon'da aynı şekilde küçük bir mucizeye ihtiyacımız olacağı daha lig'in ilk haftasındaki sivas deplasmanında belli oldu.

    bir iki küçük not berabere biten bu karşılaşma sonrasında ortaya konabilir; 2005-2006 sezonunda da - bu yıl olduğu gibi - fener bize göre çok daha kaliteli bir kadro ile mücadele ediyordu ve yine aynı yıl lig'deki son maçımızı bu sene olduğu/olacağı gibi kayserispor ile oynamıştık. hatta zorlarsak :) 2005-2006 / 2015-2016 yıl benzeşikliğini de gündeme getirebiliriz.

    bizi bu tür mucizeleri hesap etme noktasına getirenler utansın. muhtemelen papaz bu sefer pilav yemeyecek.

    hayırlısı olsun, ne diyelim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın