14 mayıs 2006... hayatımda unutamayacağım çok nadir anlardandır bu tarih. aslında benim için 14 mayıs günü 7 mayıs akşamından başlamıştı. şampiyonluğun gitmesine 10 dakika kala,
hasan kabzenin ayağı ve yukarıdakinin de desteğiyle çok bambaşka duygular eşliğinde 2 gol bularak şampiyonluğa kalan son 90 dakikayı bir hafta boyunca beklemiştik.
maç gününe kadar çevremdeki fenerbahçelilerin ve yıl boyu yaşanan olayların etkisi altında kalarak ümidimi kaybetmiştim. o zamanlar çocuğuz tabi, galatasarayın büyüklüğünü kavrayamamışız. metin oktayların, bülent korkmazların, hagilerin yaşadıklarını hatırlayamamışız. sadece futbolmuş o zamanlar bizim için futbol.
derken 14 mayıs 2006 sabahı. hava ilkbaharda olduğumuzu hissettirecek biçimde güneşli, güneş de gülümsüyor bana. 13 mayıs gecesi parçalı formamı sırtıma geçirmiş, parçalı nevresim takımlı yatağıma uzanmışım. o yüzden mi bilinmez, anlamsız bir mutluluk var içimde. parçalım sırtımda, 25000 kişiyle mabette çektiğim üçlüm dilime takılmış, daha ne isterim ?
babam fanatik galatasaraylıdır sözlük; xamax maçına gidip neler yaşadığını, alın teriyle kazandığı haftalığını otobüslere biletlere verip ankara deplasmanlarında nasıl armaya destek verdiğini anlatır hep. o yıllarda da çalıştığı yer eve yakın, öğle yemeğinde eve geliyor. heyecanını belli etmemek istiyor ama anlıyorum, stresten yüzüyle oynamadığı yer kalmıyor. "baba" diyorum, "ne olacak maç",
şimdi sırası değil diyor, akşam bakarız...
derken akşam oluyor, 18.50 civarı annem salondaki televizyonu kaptığından bize ebeveyn odasındaki küçük televizyon başında olan biteni izleyip, yatağın üzerinde omuzları açarak üçlü çekmek düşüyor. bir de o zamanlar yine çocuğuz işte, galatasaray havlumun üzerinde
*namaz kılıyorum sözlük, yukarıdakine yalvarıyorum. nolur diyorum ya rab, bir sezon boyunca yaşananların cevabını verelim de cümle alem görsün nasıl bir camia olduğumuzu. ne olur diyorum.
maçların başlamasına 5 dakika kala da anelkanın eli kolu, aydının konyaspora attığı golü, hasan kabzenin tüm inönüye taktığı kapağı geçiriyorum gözlerimin önünden. boşuna yaşanmadı bu kadar şey diyorum, bunların alayı yukarıdakinden işaret.
maç başlıyor, 1-0 2-0 3-0 derken bizim maç kopuyor. sabri de gol atıyor hani, belli garip bir şey olacağı.
derken babam da eve geliyor, hep birlikte star tv'de yayınlanan popstar'ı izliyoruz. bilirsin sözlük, o zamanlar akıyordu bu yarışmalar. sağ üst köşede de skorlar beliriyor. denizli maçında tık yok, acaba diyorum. ama yok yok diyorum sonra, fenerbahçe lan bu bir şey yapar alır maçı. sanki hiç yapmadığı şey.
dakikalar geçiyor, 85'e vuruyor yelkovan. gol oluyor, gol geliyor denizlispordan. kendimi yere atmışım sözlük, televizyonun önünde ağlıyorum. salonda, televizyonun önünde ağlıyorum, hıçkıra hıçkıra. nasıl bir hırs bürümüşse içimi bildiğin ağlıyorum lan, yerleri yumrukluyorum. 6 katlı binanın 2. katından gökyüzünü görüyorum sözlük, pencere falan da kullanmadan hani. tavana dikmişim gözlerimi, "çok şükür ya rabbim, çok şükür" diyorum. babamın gözleri dolmuş, masada ağlıyor ama belli etmiyor o da. çok acaip duygular yaşıyoruz.
derken bizim maç bitiyor, trt1'e stadyum'a bağlanıyoruz. "16 dakika uzadı maç" diyor erdoğan arıca
*. babama bakış atarak "yok artık" diyorum, 2 gol gelmez.
denizlispor'un kümede kalacağı belli oluyor, ardından gol geliyor. "yok yok adamlar satacak maçı" diyorum. ardından appiah'ın topu direkten dönünce zaman duruyor sözlük, bambaşka teorilere akıyoruz. annemle çamaşırları toplamalar, hayatı boyunca ders çalışmayan
lionboy olarak olunacak sınavı kalmayan 90 ortalamalı matematiğe çalışmalar falan, kendimden geçmişim sözlük.
son dakikalarda babamın yanına oturuyorum, "ve ve ve maç bitiyor, galatasaray şampiyon" anonsu geliyor. yine ağlıyorum sözlük. armamı öpüyorum, başıma koyuyorum. 12 - 13 yıldır babamı ağlarken göremeyen ben, babamla sarılmış hüngür hüngür ağlıyoruz. sonra da pencereyi açıp "20.45 ulan, denizliden duyursun" diye milyonlarca kez haykırıyoruz.
hayatımda yaşayacağım en güzel anılardandır, şimdi bile galatasaray dergisinin şampiyonluk sayısına baktığımda gözlerim dolar. teşekkürler galatasaray, bize bunları yaşattığın için teşekkürler !