ikiye bölerek değerlendirmek gereken karşılaşma.
yani 1. maç / 2. maç olarak değil bahsettiğim, 2. maçı aynı olarak iki parçada değerlendirmek lazım. çünkü iki farklı oyun oynadık aynı maçın içerisinde.
aslında oynadığımız, oynamaya çalıştığımız oyun çok değişmedi. sadece sahaya bir isyan koyan oyuncularımız oldu kanaatindeyim.
çünkü oynamaya çalıştığımız oyun hiç ama hiç değişmiyor. ben buna kanaat de getirdim, ne olursa olsun biz bu oyun planından, pas oyunundan vaz geçmeyeceğiz belli oldu benim için.
(bkz:
#3211938) şurada yazmıştım, bu oyunu oynayacak kalitede ayaklarımız var ancak yaşlandılar ve oynatamıyoruz diye. doğru da, görülüyor yani. babel - arda - feghouli ciddi anlamda kaliteli ayaklar, kimse aksini iddia edemez. ancak bu ayaklar artık futbolu kafada bitirmişler. mesela emre kılınç'ın attığı golü düşünün, babel topu oraya getirecek kadar kaliteli, getirdi ama topu kaptırdığı an kafada bitirdi pozisyonu, bıraksan eve gidecek. emre kılınç presi devam ettirdi, topu kazandı ve golü attı. o hataya rakibi zorladı. babel kendisi ya da takım arkadaşları dışında kimseyi hataya falan zorlayamaz. ha keza arda. 70 dakika sahada kaldı, bir kez topa dokundu o da kerem'e asist oldu. feghouli de attığı gol dışında sahada kayıp.
3 tane kaliteli ayaktan 3 tane pozisyon (2.5'dan 3 o da, emre'nin golünde babel'in tek katkısı topu getirip kaybetmesi, kaybetmese dağa taşa vuracağını hepimiz biliyoruz) bulmuşsun sadece ki bizim temel problemimiz bu. bu oyun sisteminde kaliteli ayakların pozisyon yaratmasını, oyun aklı katmasını beklemek zorundayız. ancak 90 dakikada 1 oyuncu değişikliği ile 2.5'dan 3 pozisyon çıkarıyorsan verimsizsin, bitti. yani galatasaray'ın sahada ölüsü, sadece forması 90 dakikada 3 pozisyon çıkarır. e o zaman bu oyun bizim için işlemiyor.
ama maçın en kötüsü bu üçlüden birisi değil. hayır ismail de değil. savunma merkez ikilisi. şaşırdınız değil mi? benim için maçın en kötüsü marcao ve luyindama. birbirleri ile olan pas bağlantısı o kadar kötü ki kaç kere problem yaşadık şu st. johnstone takımına karşı ki bu takım klasik anadolu takımının oynadığı oyunu oynuyor. 2 blok halinde 5'erli duran bir takıma bu kadar top kaptırmak, bu kadar pas hatası yapmak kabul edilebilir değil. luyindama zaten büyük olasılıkla satılacak ama oynadıkça satılabileceği ücreti düşürüyoruz galiba. ancak victor nelsson girdiğinde de biz geride pas yapma huyundan vazgeçmeliyiz. iyi oyuncuyu, oyunu bile kötü gösteriyor bu hatalar silsilesi.
maçın en iyisi de kesinlikle kerem aktürkoğlu. maşallah. öz kardeşim olsa bu kadar severim gerçekten, aslan parçası. takımdaki şu anda en yetenekli oyuncu, aksini iddia edebilecek çıkmaz. en azından kafasında istediklerini ayakları ile hayata geçirebiliyor. sonrasında taylan - berkan - boey ve van aanholt. belki biraz da marcao. diagne'yi yazmadım çünkü 1 koşu dışında (attığı goldeki) ben sahada göremedim kendisini.
evet maçı kazandık, turu geçtik. ama oyun kaçınızı memnun etti? bakın bireysel kerem'in oyunundan bahsetmiyorum, takımın oyunu genel olarak kaç kişiyi memnun eder?
buyrun ankete:
https://anketinho.com/3246ben değilim. hem de açık ara, çok net memnun değilim takımın oyunundan. hele ki ilk yarı. ama genel olarak 2 tane 90 dakikayı düşündüğümde, şu takımdan (geride 5'li 2 blok halinde bekleyen ve sadece duran top / kontra arayan) 2 maçta 3 gol yemiş olmak ciddi ağırıma gidiyor benim. toplamda da 5 gol attık sadece. olması gereken, beklenti bu takıma 2 maçta en az 7-8 çekmektir. galatasaray'ın, avrupa fatihi galatasaray'ın, hedefi türk olmayan takımları yenmek olan galatasaray'ın yapması gereken, olması gereken budur.
umarım değişir bir şeyler ve ben yanılırım. ancak son 2 sezondur + bu sezonun başlangıcı da dahil hep aynı şeyleri konuşuyoruz.
kötü olan yine biz olalım, yeter ki takım düzelsin. ancak benim pek umudum yok.