engin geldiğinden beri belli bir dozda hakemlere itiraz ediyordu ama
12 ağustos galatasaray fenerbahçe maçı'daki gibi çileden çıktığını hiç görmemiştim. bence sebebi sorumluluğu daha yüksek olan göbek bölgesinde oynaması ve haddinden fazla ikili mücadeleye girmesiydi. aslında engin baytar için bir sınavdı bu ve fatih terim risk alarak engin'i teste tabi tuttu bu maçta. yani engin'in oyundan atılacağını herkes gördü de fatih terim göremedi mi? biz fenerbahçe'yi dokuz kişi kalsaydık da yenerdik, fatih terim için önemli olan bu denemelerdi maç içinde. maç öncesinde senelerden beri fener maçları öncesi var olan tedirginlik bu maçta kimsede yoktu gözlemlediğim kadarıyla. fener'in "eh işte" hücumcularına karşı sağlam bir defans hattımız, dökülen savunmasına karşı çok formda bir forvet hattımız vardı. tek endişe "göte başa çarpıp" kalemize yönelecek toplardı ki, ilk gol böyle oldu; ikinci gol öncesinde zaten nizami olmayan bir hareket vardı. engin'in üstüne bu kadar yük yüklenince eziliyor maalesef; bu kadar yetenekli oyuncu mental olarak da üst seviyede olsa bizim takımda zaten banko 11 çıkardı. felipe melo'nun ilk 11'e monte edilmesi ile bu sorunu da aşacağız büyük ihtimalle.
öte yandan atv ile ilgili birşeyler söylemeden geçemeyeceğim. neresinden bakarsanız bakın galatasaray taraftarını tahrik edecek bir yayın anlayışı vardı. gürcan için yapılacak fazla yorum yok da, o spiker neydi öyle ya? canlı izlerken "acaba ben mi tribe giriyorum?" dedim kendi kendime ama şimdi tekrarını izlerken emin oldum, spiker resmen fenerbahçe ataklarında kendinden geçmiş. mesela elmander'in karşı karşıya kaçırdığı pozisyonun akabinde alex'in ceza sahası dışından vurduğu pozisyon arka arkaya yaşandı; elmander'in pozisyonu çok daha net iken, spiker alex'in pozisyonunda yırtınıp durdu. diğer pozisyonlarda da durum farklı değildi. umut'un golünde mert'in boşa çıkması karşısında dumur oldu resmen, 1-2 saniye topun kaleye gittiğine inanmak istemedi. ulan bunlar çok maç yayınlamıyor diyeceğim ama türkiye kupası yayın hakkı da bunlarda, geçen sezonun kupa finalinde nasıl vıcık vıcık fenerbahçe yağcılığı yaptıklarını hepimiz gördük. galatasaray-fenerbahçe maçında yapmalarını beklemezdim ama beklemek gerekiyormuş demek ki.
hakem konusunda da denilecek çok laf var. maçtan önce cüneyt çakır'ı eleştirenleri eleştiriyordu yorumcular. neymiş, taraftarlar adamın cv'sine bakmayıp acımasızca eleştiriyormuş cüneyt çakır'ı. mantığa gel! aynı kafa %50 oy aldı diye tayyip'i de padişah ilan etmek üzere. beni ne ilgilendirir avrupa'da üst düzey maç yönetmesi! avrupa kupalarında ne kadar art niyetli oluyor futbolcular; bir de bizim topçuların girdiği hallere bakın rakibi tahrik etmek için. üstüne maçın adı galatasaray-fenerbahçe derbisi olunca cüneyt çakır çıkamıyor işin içinden. yorumcu müsvetteleri de cüneyt çakır'ı yağlayıp ballıyor. türk hakem düşmanlığı falan da yok ki millette, kapı gibi fırat aydınus var orada, ver onu maça işte. bizim yönetim de hata yaptı bu konuda; süper final oynanırken paniğe kapılıp fırat aydınus'u istemiyoruz diye açıklama yaptılar. bana kalsa her maçımızı bu adam yönetsin, adamın her tarafı ayrı oynamıyor çünkü. avantaj oynatmayı becerememesi de oyunu çok gerdi mesela hakemin. sürekli oyun durdu, oyuncular didişip durdu duraklamalarda. oyun akıcılığını kaybedince de çamur gibi bir şey çıktı ortaya adına futbol diyemeyeceğimiz.
tabii duraklama demişken, taa erzurum'lara kadar gidip kendini paralayan, cefakar taraftarımıza da selam etmek istiyorum. yani şimdi buradan çok saydıracağım bu tiplere, zor tutuyorum kendimi. ulan fenerbahçe defansını böyle bulmuşsun, üstüne volkan sakatlanmış, golü atmışız belli ki rakip helva gibi dağılacak, bok mu var o meşaleyi yakıp oyunu soğutuyorsun? düşünme organını mı kaybettin? birkaç yüz tane serserinin bok yemesi yüzünden ligin açılış maçını kadın ve çocuklar önünde oynama ihtimalimiz var şimdi. güvenlik kontrolü denen şey nedir, bilir mi acep kontrolü yapanlar? kumanya sokuyorlarmış stada, sokmayacaksın abicim! çok mu zor yani stadyumda iftar organizasyonu yapmak? her gün binlerce kişiye iftar çadırında yemek dağıtılıyor, çok mu zor yani 25-30 bin kişiye kumanya çıkarmak? 15 liralık bileti 20, 30 liralık bileti de 35 lira yap, al sana edeceğin masrafın parası çıktı bile. taraftarın yaptığının affedilir tarafı yok, tabii o tiplere göre bizim eleştirme hakkımız da yok! biliyorsunuz bu arkadaşlar galatasaray spor kulübüne büyük hayırları dokunan, cebinden harcayıp kıymetli(!) zamanını galatasaray'a vakfeden arkadaşlar. kutluyorum kendilerini, çok büyük katkı yapıyorsunuz gerçekten!
yahu bu kadar güzel hava yakalamışken insanların sinirini yine hoplatmayı başardılar ya, helal olsun! galatasaray fenerbahçe'ye bariz üstünlük kuracak bu sene ama lütfen kendimizi kaybetmeyelim arkadaşlar, daha yolun başlangıcı bu çünkü. dört sene üst üste şampiyonluk rekorunu kırmak için bu uğraşlar, üstüne avrupa'da sürdürülebilir başarı da gelecek emin olun. ama bu kadar hırs ve akıl yolunun kaybedilmesi kendi ayağımıza sıkmamız demek olur. fenerbahçe hemen arkamızda bekliyor olacak, sanmayın ki en ufak sallantımızda önümüze geçemeyecekler. gayet iyi transferler yaptılar, kuyt ve krasiç çok katkı verecek belli ki onlara. fakat sezonun ilerleyen haftalarında göreceksiniz, göbekten acayip acayip goller yiyecekler dandik takımlardan. burak, baros, sercan gibi süretli adamlarımızın sahada olmamasına rağmen, umut ve elmander'in defansın arkasına nasıl sarktıklarını görmediniz mi? yobo gelince biraz önüne geçeceklerdir ama emre'yi mehmet topal ile takviye ederek en büyük hatayı yaptılar zaten. şu anda alex'e muhtaç durumdalar ve alex 35 yaşında. bekir ile, mehmet topal ile, kalede volkan ile barça tarzı ayağa pas oynatmaya çalışıyor futbol profesörü aykut kocaman fener'i :) fener'in alex'i var 35'lik, bizde ise daha yeni 30'unu dolduracak olan bir melo. alex barça tarzı takım oyunu ile uzaktan yakından alakası olamyan bir futbolcuyken, melo takım oyunu içinde sıradanlaşan bir yıldız. aykut boşuna alex'i kesmeye çalışmıyor; oynatmaya çalıştığı futbolu baltalayan bir adam çünkü alex. ancak çözümü yanlış zamanda ve yanlış yerde arıyor. önce geçen sezon başarılı olan emre-cristian ikilisi tarzında bir göbek yaratmak zorunda. transfer yapamazsa şapkadan tavşan çıkarması gerekiyor ki, aykut gibi düz bir adamdan bunu beklemek hayalcilik olur.