• 101
    takımın 5-5 dizilişiyle oynadığı maç. defans ve ofans blokları arasında futbolcu yok.

    evet, izlemeyenler için garip gelebilir ama orta saha dediğimiz bölgede herhangi bir galatasaraylı futbolcu yok.

    dolayısıyla gerideki 5 kendi arasında pas yapıyor, mariano ya da marcao topu ilerideki beşliye ulaştırabilirse biraz da o beşli topla oynuyor.

    gerçekten inanılmaz.
  • 102
    deplasmanlarda zaten kötüydük de eskiden en azından güçlü bir iç saha oyunumuz vardı. bu oyunun günden güne eridiğini, geriye gittiğini görmek üzücü. 45 dakika hiçbir şey oynamadık. sahada dağınık duruyoruz. mesafeler yine inanılmaz açık. kolektif hiçbir şey yok. takım savunma ve hücum bloklarından oluşuyor sanki. 1 tane organize atak yok, toplu pres yok. yine yok. topu kazanıp kaleciye dönüyoruz. oyun adına, futbol adına güzel hiçbir şey oynanmaz mı bir takım 45 dakika? bu hafta izlediğim açık ara en kötü maç. maalesef. skor ne olursa olsun acilen düzeltmek lazım bazı şeyleri. bu futbol yetmez.

    bir parantez diagne'ye. topu zaten ileriye taşıyamıyoruz, kendi alanımızda boş paslar yapıyoruz doğru. yani ceza sahası içinde etkinliğimiz yok. ancak 1 hafta şöyle terapi edildi, böyle motive oldu derken 30. saniyede, ilk pozisyonda kendini yere bıraktı yine. korkuyorum hiç düzelmeyecek diye. bir kapatıp açsak mı?
  • 103
    ilk yarı bitti 1-0 öndeyiz. 2-0 olmaz ise bu maç 1-1 olur.
    ayrıca haftaya milli ara var ve bu takımı bu oyunu ile çokta özleyeceğimizi sanmıyorum.
    geçen seneki orta sahayı geçirtmeyen takımdan hücum hattı ceza sahasına giremeyen takıma...
    2.lik bu oyunla bize yeter bence seneye bu kadrodan kim giderse üzülmem.
    attığımız gol tamamen şans maçı bence 0-0 gözüyle izlemenizi tavsiye ederim.
  • 104
    yine hic bir sey yapmadigimiz, bir sisteme sahip olmadigimiz, oyuncularin kafaya göre takildigi, laubali laubali vakit geçirdiğimiz bir mac daha. bu oyunu rijkaard, skibbe falan oynatiyor olsa, adami teneke takip gönderirdi medya ve taraftar. terim takimin basinda oldugu icin kimsenin sesi cikmiyor. akbaba'nin ortanin ortasinda oynamasının mantigi nedir? cagne'ye birileri top atmayi düşünüyor mu? fatih terim'in oyun plani nedir? artik resmen terim'den ümidi kesmeye başlıyorum uzulerek. bu takim, bu taraftar ve bu teknik ekiple avrupa'da basari hayal bile degil, ütopya.
  • 106
    kalan haftalara baktigimizda en kolay macimiz.

    lakin muslera olmasa ilk yariyi maglup bile kapatabilirdik. adamlar iki pasla ceza sahamiza giriyorlar. her zamanki gibi orta saha namına bir sey yok. ikiyi erken bulamazsak helva gibi dagilacagiz gibi geliyor.

    bu takim bu hale nasil geldi daha dogrusu bu takım neden top oynayamıyor anlamıyorum. onumuzdeki zorlu fiksturde bu oyun anlayisi ile birak farki kapatmayi cift haneli sayilar bizi bekliyor.

    uzgunum.
  • 107
    anlayamıyorum, ikinci yarı başlangıcındaki yüksek tempolu tek paslarla ceza alanına giren, rakip ceza alanında en çok topla buluşan takımlardan biri olan takım hangi takımdı bu izlediğimiz hangi takım?
    ilk geldiğinde hiç eveleyip gevelemeden çat çat oynayan marcao şimdi niye bu kadar savruk?
    luyindama neden konsantre değil?
    belhanda niye bu kadar gamsız?
    diagne neden koşmuyor?
    yahu anladım hadi hücumda bireysel yeteneklere özgürlük vermek bir taktiktir, ben de bunu desteklerim ama savunmada da alan paylaşımı 0 bireysel performanslara mahkumuz. her önde bastığımızda rakip çıkıyor, çıkması yetmezmiş gibi topla hep en doğru yerde buluşarak çıkıyor. marcao luyindama ve özellikle muslera yüzü suyu hürmetine gol yemedik. görüntü hiç iç açıcı değil. terim formsuzluğu değil bu, kadro kötülüğü değil zira antalya'dan daha kötü kadroya sahip takım yok ama onlar bu alan paylaşımını iyi kötü yapıyor.

    sahada galatasaray futbol takımı yok. galatasaray forması giymiş 11 ayrı oyuncu var.
    yazık bu takımı bu halde görmek.
    ama hiç sevmedim bu görüntüyü. hiç yakıştıramıyorum terim hocam'a. çünkü kadro belki optimum kadro değil ama bu oyunu oynayacak kadro da değil. niye diagne aldık o zaman?
    ali yavuz da bu kadar oynardı, donk forvette bu kadar oynardı.
    niye milyonlar harcadık ki?
  • 108
    2 farklı öne geçmezsek ecel terleri dökmeye başlayacağız gibi görünüyor. antalyaspor ya bizi hataya zorlamaya çalışıyor ya da duran topla gol atmaya. arada kontra çıkmaya çalışıyorlar. 3 planları var belli ki. bir gol daha bulup farkı açmamız lazım. hakem fena değil ama tercih haklarını biraz antalyaspor lehine kullanmaya çabalıyor gibi.

    biz mi? sezon başı yeni transferlerle kurulan bir takımın birbirlerini yeni tanımaya çalışması gibi oynuyoruz. maç esnasında kaç kere soldan ve sağdan adamlar koşularla boşa kaçtı ama orta sahalar görmedi bile.
  • 109
    ezberci olmaya gerek yok. takım cayır cayır selçuk inan'ı arıyor. bu oyun formatında emre akbaba'nın yeri yok. ndiaye yerine de donk lazım fakat onun sözleşme uzatma opsiyonu sanıyorum oyuna girmesine engel.

    ama herşeyden önce bu takım kötü çalışmış. ne pres yapabiliyoruz ne hücum organizasyonumuz var. fatih terim bu sezon büyük hayal kırıklığı.

    ilk yarı 1-0 bitti. ama ne oynadık derseniz cevabı sıfır olur.
  • 110
    bu oyunu başka bir teknik direktör oynatsa şimdiye tenekeyi bağlayıp göndermiştik. futbolcular tek tek bakıldığında ben kötü olduklarını düşünmüyorum. bu malzemeyle süper ligin en dağınık futbolunu oynuyorsak diyecek birşey bulamıyorum. resmen kaos futbolu. daha önce de yazmıştım başakşehir puan kaybedecektir. ama bizim bütün maçlardan 3 puan çıkarmamız imkansız gibi duruyor. galatasaray’ın olduğu yerde umut vardır lafı da bu futbolla imkansız.
  • 112
    ilk yarı itibarı ile hicbir şey oynamiyoruz. ndiaye ve onyekuru rezalet. hücumda bir şeyler yapmaya çalışan bir feghouli var bir de rakiple didismekten fırsat bulabilirse belhanda. takım bitse de gitsek modunda, konsantrasyon falan diyoruz ya hikaye. az oynasak şu mac 4-5 olur ama ilk yarı muslera yerine sallıyorum karius olsaydı kalede 1-2 geride girerdik devreye. ilginç gerçekten.

    orta sahamiz nerdeyse hiç yok, oyuncuların tamamı gölge pres yapiyor, tüm yük luyindama ve marcaonun sırtında. şimdiden uyarayım, bu şekilde devam edersek ikinci yarı onların da hata yapması kaçınılmaz. yazık, bu takım deplasmanda feneri içerde basahsehiri beşiktaşı nasıl yenecek?

    bilemiyorum altan.
  • 115
    sahadaki her oyuncunun berbat ama bu durumda teknik direktörünün hiçbir kabahati yok, öyle mi? bu takım neden inatla dizginleniyır, neden bazı oyuncular inatla yapamadıkları işlere zorlanıyor hiç anlamıyorum?

    yahu marcao ve luyindama varken neden ndiaye, belhanda ve emre bizim sahada aynı anda top almaya çalışıyor?

    yine şak emre'ye kesti cezayı. henry anasını belliyor takımın ama tık yok.
  • 116
    takımı gömmenin de lüzumu olmayan maç.

    evet, rakip kolay pozisyon buluyor da bu bizim oyuncu tercihlerimizden kaynaklanıyor biraz da. papa alioune ndiaye dışında defansif yönü ofansif yönüne eşit olan oyuncumuz bile yok ileri 6'lıda * ilk 11'den bile maçı çok hafife aldığımız belli. en azından zevkli maç olur diyordum maç başında; iki takım da pozisyon bulurdu. nitekim çok sıkıcı da maç olmuyor her ne kadar istediğim kadar gol ve pozisyon olmasa da. yani bugün ekstra kötü değiliz, her zamanki halimiz işte.

    sorun gene orta alan. yaratıcı olması gereken adamlar oyunu açamıyor. düşündüğümüzde sahada 3 tane kilit açacak adam var güya; kilit açıldı mı, hayır. ona buna çarpan top gol oldu işte. yani, ne denilebilir ki. eleştirince de eleştirdi diyorlar, artık isim de vermeden eleştireyim bari; 10 numaramız 10 numaralık yapamıyor. diğer ikisinden de golü atan arkadaş en azından vasat oynuyor, diğerinin ne yaptığını çözemedim bile.

    forvete girmek istemiyorum. onu da gömünce gömdü diyorsunuz. oynasın bakalım, ne diyeyim.

    henry onyekuru da kendi gibi işte. herkes de onu gömer ama fena değil bence genel olarak sezon içindeki futbolu. bu maçta da fena değildi. olağanüstü bir kanat değil tabii ki ama kendi seviyesinde oynuyor bir şekilde.
  • 117
    maçtan önce fatih hoca'nın başlığına mancini'nin bir sözünü yazmıştım; "çok hücumuyla oynamak hücum oynamak değildir."

    rakip bana göre ligin en zayıf takımlarından biri, başlarında da yetersiz ve korkak bir teknik direktör olan bülent korkmaz var. ona rağmen bu antalyaspor'a karşı ilk yarı boyunca bırakın baskılı oynamayı, oyun üstünlüğünü bile ele alamadık diyebiliriz.

    tek tek oyuncuları eleştiriyoruz lig başından beri. eren, belhanda, dianne vs. vs. hatta bu eleştiriler o kadar acımasız boyutlara vardı ki bir savunma refleksi olarak zorlama argümanlarla o eleştirilen oyuncular savunulmaya başlandı. haliyle asıl sorunlar konuşmayıp ya da çok az kişi tarafından konuşulup çoğunluk birkaç oyuncu üzerinden fikir çatışmasına girişti. örneğin birileri bu maç özelinde de diagne'yi yine eleştirirken birileri de attığımız gölde dizgenin pasına neredeyse ayrı başlık açacak. yahu galatasaray forveti 45 dakikada bir tane ters top attı diye bu kadar övülmemeli bence. kaldı ki gol de tamamen şanstı ve dahası feghouli'nin yanlış tercihinin sonucuydu.

    şimdi gelelim eleştirilerime;

    hücum; takım birbirinden kopuk oynuyor. portekiz liginin küme düşme adaylarından birinden devre arasında gelen stoperin en doğru pasları atan adam olması benim için zaten pek çok çarpıklığın özeti. solda emre kaç defa boş kaldı pas alamadı. bir pozisyonda henry bomboş kaldı ama diagne arkasında henry olduğunun farkında değil. yahu henry'nin oraya geleceğini ben biliyorum da diagne nasıl bilmiyor? belhanda sözde takımın en yaratıcı iki adamından biri ama sürekli bir kararsızlık halinde. kimin nerede ne zaman ne yapacağı hiç çalışılmamış da salt doğaçlama gibi sanki. bunu bir hücum planı olarak kabul edebilirim bakın, en iyi zamanlarında mourinho böyle oynatırdı. geriyi çok sağlam tutar, pozisyon vermez, hücumu da ilerideki oyuncuların bireysel yeteneklerine ve kararlarına bırakırdı. ne var ki bizim hücumlarımız o kadar yetenekli ve yaratıcı değiller. üzerine bir de takım oyunu olmayınca hepsi eleştiriye açık hale geliyor. belhanda kötü, henry kötü, emre akbaba kötü, diagne kötü, feghouli vasat...suç tek tek bu oyuncularda mı yoksa sistemde, planda mi bir sıkıntı var? antalya o kadar zayıf bir takım ki orta dahada üstünlük kursak zaten sinecek, dağılacak ama onların top kapma niyeti yokken de biz topu onlara veriyoruz.

    defans; hücumun bir yansıması. geri dörtlü(bazen mariano da cümle devamında diğerleri diye adlandıracağım gruba katılıyor), sürekli topun peşinde koşan n'diaye ve ileride takılan diğerleri... dolayısıyla rakipten dönen serseri toplar ya stoperlerimize geliyor ya da rakip alıp hücum ediyor. ortası kocamam bir boşluk çünkü.

    ikinci yarıda emre akbaba yerine donk oyuna girdi mesela ama eğer alan paylaşımı aynı olacaksa çok bir değişiklik beklemiyorum oyun olarak yine de emreli hale kıyasla bu daha iyi bence.
App Store'dan indirin Google Play'den alın