• 117
    maçtan önce fatih hoca'nın başlığına mancini'nin bir sözünü yazmıştım; "çok hücumuyla oynamak hücum oynamak değildir."

    rakip bana göre ligin en zayıf takımlarından biri, başlarında da yetersiz ve korkak bir teknik direktör olan bülent korkmaz var. ona rağmen bu antalyaspor'a karşı ilk yarı boyunca bırakın baskılı oynamayı, oyun üstünlüğünü bile ele alamadık diyebiliriz.

    tek tek oyuncuları eleştiriyoruz lig başından beri. eren, belhanda, dianne vs. vs. hatta bu eleştiriler o kadar acımasız boyutlara vardı ki bir savunma refleksi olarak zorlama argümanlarla o eleştirilen oyuncular savunulmaya başlandı. haliyle asıl sorunlar konuşmayıp ya da çok az kişi tarafından konuşulup çoğunluk birkaç oyuncu üzerinden fikir çatışmasına girişti. örneğin birileri bu maç özelinde de diagne'yi yine eleştirirken birileri de attığımız gölde dizgenin pasına neredeyse ayrı başlık açacak. yahu galatasaray forveti 45 dakikada bir tane ters top attı diye bu kadar övülmemeli bence. kaldı ki gol de tamamen şanstı ve dahası feghouli'nin yanlış tercihinin sonucuydu.

    şimdi gelelim eleştirilerime;

    hücum; takım birbirinden kopuk oynuyor. portekiz liginin küme düşme adaylarından birinden devre arasında gelen stoperin en doğru pasları atan adam olması benim için zaten pek çok çarpıklığın özeti. solda emre kaç defa boş kaldı pas alamadı. bir pozisyonda henry bomboş kaldı ama diagne arkasında henry olduğunun farkında değil. yahu henry'nin oraya geleceğini ben biliyorum da diagne nasıl bilmiyor? belhanda sözde takımın en yaratıcı iki adamından biri ama sürekli bir kararsızlık halinde. kimin nerede ne zaman ne yapacağı hiç çalışılmamış da salt doğaçlama gibi sanki. bunu bir hücum planı olarak kabul edebilirim bakın, en iyi zamanlarında mourinho böyle oynatırdı. geriyi çok sağlam tutar, pozisyon vermez, hücumu da ilerideki oyuncuların bireysel yeteneklerine ve kararlarına bırakırdı. ne var ki bizim hücumlarımız o kadar yetenekli ve yaratıcı değiller. üzerine bir de takım oyunu olmayınca hepsi eleştiriye açık hale geliyor. belhanda kötü, henry kötü, emre akbaba kötü, diagne kötü, feghouli vasat...suç tek tek bu oyuncularda mı yoksa sistemde, planda mi bir sıkıntı var? antalya o kadar zayıf bir takım ki orta dahada üstünlük kursak zaten sinecek, dağılacak ama onların top kapma niyeti yokken de biz topu onlara veriyoruz.

    defans; hücumun bir yansıması. geri dörtlü(bazen mariano da cümle devamında diğerleri diye adlandıracağım gruba katılıyor), sürekli topun peşinde koşan n'diaye ve ileride takılan diğerleri... dolayısıyla rakipten dönen serseri toplar ya stoperlerimize geliyor ya da rakip alıp hücum ediyor. ortası kocamam bir boşluk çünkü.

    ikinci yarıda emre akbaba yerine donk oyuna girdi mesela ama eğer alan paylaşımı aynı olacaksa çok bir değişiklik beklemiyorum oyun olarak yine de emreli hale kıyasla bu daha iyi bence.
App Store'dan indirin Google Play'den alın