• 25
    milan baros'un sinirle tesisleri terkettiği, menajerini arayarak kendisine başka takım bulmasını istediği, bununla yetinmeyip uefa'ya başvurduğu, hagi'nin de buna karşılık hemen bir basın toplantısı düzenleyerek baros'u suçlayan açıklamalar yaptığı, yönetimin baros'u süresiz kadro dışı bıraktığı, 100.000 dolar ceza kestiği, hagi'den de istifasını istediği elim hadise.

    ne? bunların hiçbiri olmadı mı? o zaman ne halt yemeye "kriz" diye anırıyoruz arkadaşım?

    sana evde baban demedi mi "git lan odana, gözüm görmesin yarına kadar" evlatlıktan mı reddetti?

    lisede öğretmenin demedi mi hiç? "çık ulan dışarı ders dinlemiyceksen, hava al açılırsın, yarın doğru düzgün gel derse" okuldan mı attılar?

    hagi şu anda o sahada baba-öğretmen konumundadır. ters birşey görürse bunu yapma yetkisine de sahiptir. efsaneliğini geçtim, tuttuğum takımın hocası lan o. şimdi baros'u tamam çok seviyoruz, canımız ciğerimiz, gözbebeğimiz ama, daha hagi olamadı gönlümüzde, o mertebeye kolay kolay gelecek bir futbolcu olacağını da sanmıyorum şu piyasada. saygıyı göstermek zorunda. hagi'ye de herhangi bir sebeple "fuck off" çekecek birini savunan adam da galatasaraylıyım diye dolaşıyosa ortalıkta, "kaç tane galatasaray var lan bu ülkede" diye sorarım ben. aynı takım olmayabilir kastettiğimiz çünkü.

    ben size olacağı söyleyeyim, pazartesi antremana çıktıklarında hagi gülerek "aklın başına geldi mi" diyecek. baros da belki özür dileyecek, belki de "ben haklıydım kardeşim, ama aynı amaç için çalışıyoruz, tadımız kaçmasın" diyerek kaldığı yerden devam edecek.

    ne meraklıyız lan abartıp kendi takımımızı baltalamaya. aferin. tam da derbi öncesi. bir kısmımız hagi'ye düşman olsun, bir kısmımız baros'a, bu ikisini kapıştıralım. 18 mart taki derbi kimin skinde? yeter ki florya'da cümbüş olsun.

    "tarihimizin en kötü sezonu yeaaa". sene başından beridir buradan, sözlükten forumlardan bilmem nereden çıkardığımız kavgalara bakın, anlarsınız bu en kötü sezon daha çok kimin bok yemesi.

    edit: lan dayanamadım içimde kaldı, bunu da yazıcam. yarın bigün genel sözlüklerde (ekşi, itü vb..) başlık açarlarsa "ota boka gaza gelip gerginlik çıkartan sazan galatasaray taraftarı" diye, hiç eksilemeyin adamları.
  • 13
    hagi'nin teknik direktörlükten ne kadar uzak olduğunun göstergesidir.

    haber bültenlerinde hepimiz izleriz, futbolcuların neşeli antrenman görüntülerini v.s. hatta kalli döneminde bile bu tür haberleri okuduk, dinledik. baros laubali bir şekilde davranmış olabilir, hatalıdır, eyvallah. ancak, takım bu haldeyken antrenmandan kovulması hagi'nin egosundan başka hiçbir şeye yaramayacaktır.

    antrenman sırasında çağırırsın, maçtan sonra çağırırsın konuşursun. kulağını çekersin, ayarı verirsin. ama bu şekilde yapamazsın.

    not : baros'a yaptığı için demiyorum... genellikle bu şekilde yapılır, teknik direktörsün sen, yaşça büyüksün, hakimiyet kurma çaban olabilir, ama bu şekilde değil...
  • 3
    ilk once bunu belirtmem gerekiyor ki ben barosu cok seviyorum ama hagiyi de cok seviyorum. baros'un oynadigi maclari izleme sansim oldu son 3 yil. hagi'nin oynadigi maclari maalesef izleyemedim. bunun icin de kendimi sanssiz olarak goruyorum.

    simdi bugun teknik direktorumuz hagi idmanda barostan birsey istemis ve baros buna karsi cikmis.
    kimse soz etmemis ama baros'un yaptigi cok ayip. teknik direktorun sana emir verdiyse bunu yapmak zorundasin. yedek takima gideceksin dediyse gideceksin.

    bir galatasaray ouncusu teknik direktorunu sallamamasi ne kadar dogru sizce? hagi disiplinli birisi ama nazi degil ya? adam sozunun dinlenmesini istiyor. bunda yanlis olan ne?

    misimovic olayi da baskadir. misimovici transfer ettiren adnan polattir. kadro disi kalmasini isteyen de adnan polattir.

    butun suc hagi'nin mi? baros'un hic mi kabahati yok?
  • 20
    şöyle bir yanlışa düşüyoruz genelde, ya baros'un tarafı, ya hagi'nin tarafını tutuyoruz, belki de çok alakasız bir konuda saf tutuyoruz. misal servet-rijkaard, hagi-misi veya ayhan-ultraslan olaylarında, saf tutmak kolaydır. çünkü feragat edilebilecek taraflar vardır. ama bu sefer, saf tutmanın çok yanlış olduğu bir konu. baros'un düzensiz bir yaşamı olduğunu da biliyoruz, maalesef hagi'nin diğer proaktif hocalara göre daha tepkisel yaklaşımlarının olduğunu da.

    fakat biri baros, hakan şükür'den sonra galatasaray'da gördüğüm en iyi forvet. diğeri hagi zaten.

    bu yüzden ben hala bu sorunu yönetimde buluyorum. hemen olayı doğrulamak yerine, belki yalan söyleyerek, konunun üstünü örterek ve inkar ederek, ilk aşamada olayın belki olduğundan çok daha büyük bir duruma gelmesini pekala engelleyebilirdi. pino-culio-baros olaylarında olduğu gibi. sonrasında, yönetimden ilgili kişiler hagi ile baros arasındaki bu ufak olayı çözebilirdi.

    ama bu denenmedi. direk, haber portalı gibi olayı yazdılar. bu hagi'yi taraftarın önüne atmaktan başka bir şey değildir. hagi'nin "erkekçe yüzüme söylesinler" lafına karşılık bir hamledir maalesef.

    bundan sonra konuyla ilgili hiçbir şey yapılmayacak. baros oynatılmazsa kabak hagi'nin başına patlayacak, oynatılırsa da bu sefer "misimovic'in suçu neydi?" denerek yine hagi'nin başına patlayacak.

    hem de en az suçlu olduğu halde...
  • 6
    içyüzünü bilmediğimiz olay. galatasaray'dan yapılan açıklama olayın ne olduğunu açık etmiyor. her kanalda ayrı bir şey söyleniyor. bilip bilmeden kimseye saydırmamak lazım.

    basit bir cezayla kapanıp geçiştirilebilecek bir olaysa bu, çok fazla büyütmeye gerek yok. ama eğer sonunda ciddi şeyler olacaksa, misimovic olayı gibi bulanık bırakılmadan, neyin neden olduğunun açık açık söylenmesi gerek.

    kısacası abartmayalım, biraz soluklanıp gelişmeleri izleyelim...
App Store'dan indirin Google Play'den alın