• 27
    tff, galatasaraya mahmut özgener federasyonundan beri iyi gözle dostça bakmamaktadır.fb şike davası konusunda verdiği zavallı kararlar sonucu kulübümüzün eyvallah dememesi,tekerlerine çomak sokması,gereken kurallar ne ise uygulanmasını istemesi,tff'yi kinci bir tutuma sürüklüyor mesela sözüm ona yeni stad diye tt arena'da oynamaya inat ediliyor. dolayısıyla zeminin içine edilmesi sonucu galatasarayın futbolcularının sakatlıklarının artması,mhk başkanının kendi oyunlarına baksınlar ne oynuyorlar ki demesi, magazinsel demeçler vermesi, adama sormazlar mı? madem bizim takımı beğenmiyorsunuz bizim futbolcuları almayın demezler mi?nereye geleceğim hem bize her türlü engellemeyi yapacaksınız,yıpratacaksınız sonra ilk 11 de 7-8 galatasaraylı futbolcu olacak,hem bu maç öncesi kulüp stadın zeminini yenileyecek birde bu zeminde oynayacaksın ne güzel istanbul!birde tff'ye keyif çubuğu verelim gitsin!
    yaklaşan şike iddianamesi sonucu fb başına gelecekleri üç aşşağı beş yukarı biliyor.şu hırvat maçlarında göreceğiz ki fbli topçuların çoğu doğru düzgün oynamayacak veya oynasada gönülsüz oynayacaklar..
    yine yük bizim camiaya düşecek,yine her zamanki gibi etimizden sütümüzden faydalanıp kimseye yaranamayacağız.bu ülkeye iki avrupa kupasını getirmiş,son 15 yıldır gerek kulüp gerek milli takımlar düzeyinde taşıdıkda ne oldu?şu bize yapılan düşmanlıkları hakkettik mi? gerçekten..maçlarla ilgili tek beklentim sağlam futbolcuların sakat olarak kulübe dönmemesidir.
  • 34
    bir tarafta teşvik primini hoş gören, fair play'i şikeye peşkeş çeken, sporun ruhuna her gün ihanet eden, futbolu sidik yarışına dönüştüren, medyasıyla-taraftarıyla futbolun sadece görünür yüzünü anladığını zanneden, mehmet ali aydınlar isimli şahsı federasyon başkanı olarak istihdam eden türkiye...

    öte yanda hırvatistan...

    futbolun ruhuna daha az ihanet etmiş ülke kazansın !
  • 35
    --- alıntı ---
    ben turkiye'yim .
    hangi anda göğü
    kirmizi beyaza boyayacagim
    belli olmaz
    ilk dudukten hemen sonra da golu bulabilirim,
    son dodukten biraz once de .
    sen dakikalari sayarsin.bana mucize icin saniyeler yeter.
    on kisi kaldigimda,yirmi kisi olurum.
    taca cikacak toptan, maci cevirecek atagi baslatirim.
    sevinc gozyaslari dokecekken, ofkeden aglar taraftarin.
    bana acik verme.
    bana alan birakma.
    bana firsat tanima.
    macin basinda derin bir nefes al.
    ve uzatmalar bitmeden, o nefesi sakin birakma.
    cunku ben turkiye'yim.
    ben istemeden mac bitmez .
    --- alıntı ---

    *
  • 37
    türk futbolunun zor sınavı olacaktır.

    maç kaybedilirse bahane hazırdır. hırsızların hiç suçu yokmuş gibi edebiyat yapılacaktır. kazanılırsa arda, burak vs göklere çıkartılacaktır.

    nuri'yi dahi ispanya'dan getiremeyen becereksiz bir federasyon'a sahibiz. sen getir ilk 18'e koy veya koyma ama ibret olsun diye getirmelisin bu adamı.

    yarın akşam arena'dayız. şayet servet oynarsa performansına dikkat edelim. servet'in hata yapmasının ve sonucunda milli takımın elenmesinin bu başlık altında arzu edilmesini de anlamış değilim.
  • 45
    türk milli takımı'nın elenmesi durumunda, hiddink yerine ertuğrul sağlam'ın getirileceği konuşuluyor. her ne kadar bursaspor ile şampiyonluk yaşamış olsa da, kendisini hoca olarak çok da beğendiğimi söyleyemem. gerek bursaspor şampiyon olduktan sonra uyguladığı yanlış transfer stratejisi ve bunun sonucunda bursaspor'un daha ileriye gitmesi gerekirken yerinde sayması hatta geriye gitmesi, gerekse de maç esnasında oyuna yaptığı müdahalelerin takımı olumlu yönde etkilememesi, ertuğrul sağlam'ı benim gözümde ortalama bir teknik direktör yapıyor. bunları yazarken, kayserispor'da yaptıklarını da tabiki gözardı etmiyorum. ancak benim açımdan durum bu.

    tabi ikinci yazdığım tartışılabilir, oyun esnasında ''bana göre'' o an yapılması gereken doğru değişiklikleri gerçekleştiremiyor ertuğrul sağlam.

    bu sebepten ötürü eleneceğimiz varsa bile, elenmeyelim.

    maça bağlayayım, bu maçın kaderini bizim oynayacağımız oyun belirleyecek. çünkü, iyi bir türk milli takımı hırvatistan'ı eler. okuduğumuz, duyduğumuz kadarıyla hırvatistan'da iyi durumda değil. işte bu sebepten ötürü, bizim son maçlardaki vurdumduymaz görüntümüz bir nebze dahi düzelse, bu takım hırvatistan'ı eler.

    milli takımlarda teknik taktik kadar, motivasyon da çok önemlidir. olaylara realist bakmaya çalışan hiddink'e rağmen, kenetlenmiş bir oyuncu topluluğunun hırvatistan karşısına çıkacağını düşünüyorum.

    hiddink'in realist tavırları ile oyuncuların duygusallıkları birleşsin ve avantajlı skorla hırvatistan'a gidelim.
  • 46
    iddaa'da ilk yarı sıfır, üst, 10 çifte şans oynanabilecek maçtır.

    2 farkttan daha az atarsak hırvatistan bizi 2. maçta eler, burak yılmaz hariç takımda hiçkimse formda değil, kazım vardı o da sakatlanınca formdan düştü. eğer herzamanki gibi arda oynasın kazanalım diye bir taktiğimiz varsa şimdiden geçmiş olsun. öyle bir maç ki bu yenik duruma düşersek emre de ıslıklanır, servet de, volkan da, erken golü bulursak fark da gelir, o kadar istikrarsız futbolcularımız var ki maç başlayıp 10 dakika durumlarını görmeden insan yorum yapamıyor haklarında, umarım en az 3-4 adamımız gününde olur, milli takımımız herzaman her kupaya katılsın isterim ama kendi evinde abuk subuk puan kayıpları zorlama maç kazanmalarla bu turnuvayı pek hakettiğimiz söylenemez, tur geçilse de geçilmese de temizlik yapılmalı.

    (bkz: allah yardımcımız olsun)
  • 47
    kesinlikle kazanmamız gereken ama bu form durumumuzla kazanabilmemizin imkansıza yakın olduğu karşılaşmadır.

    öncelikle herkesin şunu bilmesi gerekir ki, özellikle euro 2008'den sonra herkeste oluşan "biz turnuva takımıyız yaeeee" kavramı kesinlikle doğru değildir. kaldı ki o turnuvada tek maçlı eleme sistemi vardı. tek maçları oynamak aslında her zaman daha kolaydır. iyi defans sizi üst tura taşımaya da yetecektir genelde. fakat hırvatistan maçı çift ayaklı bir maçtır. dolayısıyla evimizde mutlaka kazanmamız gerekmektedir. milli takımın en son ne zaman mutlaka kazanması gereken bir maçı kazandığını hatırlamıyorum.

    işin daha da kötüsü kazanmamız da yetmeyecek. gol yemeden kazanmamız çok önemli. burada da defansta kimin oynayacağı sorusu çok önemli bir hal alıyor. sümüklü oynarsa gol yememe gibi bir şansımız yok. gollü beraberlik ve gol yiyerek tek farklı galibiyetler 2012 hayallerimizi arena'nın zemine gömer. dolayısıyla hem çok iyi defans yapıp hem de çok iyi hucüm yapmamız gerekiyor. buda sahaya çıkacak 11'in ekstra önemli hale getiriyor. hiddink'in kadro kurma işlemini oğuz'dan devralması gerekiyor bu maçta. eğer bu maça da oğuz'un kadrosuyla çıkarsak hiç şansımız yok. defansta sümüklünün, orta sahada da selçuk şahin'in oynamaması gerekiyor kesinlikle. ayrıca sabri'nin de orta sahada oynamaması lazım kesinlikle. kısacası orta saha: arda-selçuk inan-tosun-mehmet topal-hamit olursa ve defansta da sümüklü oynamazsa kazanma ihtimalimiz var. ama selçuk şahin'in 11'de olmamasına ihtimal vermiyorum ne yazık ki.
  • 50
    açıkcası milli takımsız bir turnuva izlemek istemiyorum. milli takımımız olmadan izlediğimiz turnuvalar tam zevk vermiyor. ayrıca hüviyetimiz gereği katıldığımız turnuvalara da renk katıyoruz. en basitinden katıldığımız son iki turnuvada da, (2002 dünya kupası ve euro 2008) turnuvanın en çok konuşulan takımı olduk. bunlar işin bir boyutu. işin diğer önemli bir boyutu ise türk futbolu. milli takımın bu tarz önemli organizasyonların dışında kalması türk futbolunu olumsuz etkiler. ayrıca euro 2012'ye katılmamız demek, bu turnuvada elde edeceğimiz puanlarla ülke puanımızın yükselmesi demek. en basitinden grup maçlarında fazladan alamadığımız 1 puan yüzünden ön elemede seri başı olamadık. ayrıca bundan sonraki turnuva kuralarında 3. torbaya düşme riskimiz de mevcut. ayrıca kabul etmek gerekiyor ki, milli takımlar milli ligler ve lig takımları için bir lokomotif.

    maça gelirsek, hırvatistan'ın bizimle euro 2008'den kalma bir hesabı var. biz euro 2012'ye gitmek için oynayacağız onlar ise öncelikli olarak bu hesabı kapatmak için. yani bir elediğimizde euro 2012'ye gidiyoruz diye sevineceğiz, onlar türkiye'yi eledik diye. futbol bu, futbolda her zaman bu tarz hesaplar vardır. ve ne yaparsan yap bu kadar hırslı bir oyunun içinde bu psikolojiden kurtulamazsın. yani bana göre psikolojik açıdan daha şanslı olan biziz. onlar ise üzerlerinde bir baskı hissedecekler. tabi bu baskı mutlaka olumsuz olacak diye bir şey yok. hatta bu baskının hırvatları kamçılayacağı kesin. ama ben bu baskının olumsuz yönde sirayet etmesini umuyorum.

    milli takımımızın mevcut durumunu göz önüne aldığımızda, gol yemeden elde edeceğimiz tek farklı sonuç, yani 1-0, bizim için bu durumda alınabilecek en iyi sonuç. olmaz değil ama, türkiye'nin iki farkla kazanacağını sanmıyorum. en kötü gol yemeden alacağımız 0-0 beraberlik bile bizim için kötü olmaz. zira ikinci maç final hüviyetinde olacağı için ev sahibi avantajı çok fazla ortaya çıkmaz. bu yüzden bana göre ilk maçı içerde oynuyor olmamız dezavantaj değil, avataj. burada önemli olan tek nokta, hırvatistan'a umutlu bir skorla gitmemiz. ilk maçta alacağımız olumsuz bir skor bizim için elenmek demek.
App Store'dan indirin Google Play'den alın