• 335
    güntekin onay’ın maç öncesinde gevrek gevrek güldüğü maç sonu ise beyefendi tarafsız kişiliğine döndüğü maç oldu.
    nedense galatasaray’ın kazandığı her maç sonunda rakip çok kötü oluyor, fener- bjk kazandığında ise rakip çok iyi oluyor
    güntekin her beşiktaş’lının olduğu gibi beşiktaş iyiyken beyefendi, beşiktaş kötüyken çirkef.
    tıpkı filozof gibi.
    maça dönecek olursak;
    altyapıdan yetişen 4 oyuncu sahadaydı, tff’ye vurun ulan vurun bir ölür bin diriliriz mesajı verildi.
    sağ bek ortaladı sol bek attı,
    feghouli takıma döndü,
    onyekuru golden sonra formasını çıkararak bana da ceza verin ulan ibneler dedi,
    fenerin verdirdiği teşvik primi g.tlerinde patladı.
    muslera oyundan zaman geçirmeden koşa koşa çıkarak ismail’e biraz da sen ayar ver dedi.

    maçın en can sıkıcı yanı, küme düşmemeye oynayan fener’in, rakibinin puan kaybetmesi oldu.

    çoh iyi oldu çoh da güzel iyi oldu.

    eyyorlamam bu kadar.
  • 45
    galatasaray’a ve galatasaray’ın teknik direktörüne karşı, doğrudan hedef alarak, alenen ve utanmadan savaş açanlara karşı çıkacağımız ilk muharebe.

    işin taktik ve teknik boyutu ne yazık ki geride kaldı. genelde bu tarz durumlar son 7-8 haftada yaşanır fakat ülkemizdeki sözde futbol düzeni ve bu sözde düzeni sözde yöneten aktörler tarafından bu sezon perde çok erken açıldı.

    ne yazık ki hala burada ve çeşitli sosyal mecralarda oyuncularımız, kaptanımız ve hocamız hakkında, yaşanan olaylarla alakalı eleştirel yorumlar yapılabiliyor. eleştiri doğaldır, olması gereken bir durumdur, iyi niyetli yapıldığında, normal zamanlarda gayet faydalıdır fakat ne normal bir zamandayız, ne de bize karşı iyi niyetli bir cephe var. ne yazık ki bu ortamda, doğru ya da yanlış yapılan her olumsuz yorum bize savaş açan kötüler ordusunun değirmenine su taşımaktan öteye gitmiyor.

    muslera’nın penaltı yaptırması, hasan şaş’ın maç sonu hareketleri, hocanın oyuncu değişiklikleri vs. geldiğimiz noktada bunları eleştirmek inanın bana yersiz. zaten bunların cezasını, eline ilk imkan geçtiğinde acımadan, utanmadan kestiler, hepimiz gördük. puşt puştluğunu, adeti üzere büyük bir ustalıkla yapıyor.

    bize düşen, bu maçla birlikte bizi soktukları 7 maçlık cendereden, en az kayıpla çıkmamız için üzerimize düşeni yapmaktır. biz en az kayıpla çıkarsak karşımızdaki cephe ağır bir kayıp verecektir. şampiyonluk gitti, sezon bitti zırvalarını herkes bir kenara bırakmalı. mayıs ayında sezon istediğimiz gibi sonuçlanmazsa bütün bunları dile getirebilecek kocaman bir 3 ayımız olacak zaten. ama eğer yine ipi göğüsleyen bir olursak hep beraber sevineceğiz, hep beraber güleceğiz, göğsümüz dik gezeceğiz. şimdi işte bu sefanın cefasını çekme zamanı. geçen sezon bize 6 günde 3 maç oynatanlar, skandal bir derbiyi “kumpas” saçmalığıyla, sorumlularına tek maç dahi ceza vermeden tekrarlatanlar, basılan bileklere, tekmelenen sırtlara, hakeme edilen küfürlere, gazeteci döven oyunculara, hakem tartaklayan medya maymununa, maç sonlarına eklenen 7’şer 8’er dakikalara göz yumanlar ya da ödül gibi ceza verenler, tüm bunlara rağmen vura vura şampiyon olan takıma ve hocaya ellerine geçen ilk fırsatta darbe vuracaktı ve bekleneni yaptılar. şimdi yediğimiz yumruğun hırsıyla bunu yapana balyoz indirme zamanı.

    bizden yani taraftardan başlayarak, takım ve kulüp için silkinme ve ayağa kalkma zamanı. ayağa kalkma demişken, unutmayın; bir sezon önce yaptığımız pankarttaki söz üzerine yapılan koreografiyi bile nerelere çekip bize aşağılıkça ithamlar yapanlara karşı olduğumuzu unutmayalım. öze dönersek, futbolcularımızın da artık bir aydan fazladır içinde bulundukları miskin ruh halinden çıkıp neyle mücadele ettiklerinin bilinciyle kora kor savaşmaları lazım. devre arasına kadar bu iş onların ve bizim. sonrasında hoca, sakatlar ve cezalılar devreye girecektir.

    taşın altına gövdeyi, ruhu, tüm benliği koyma zamanı. sadece bir sloganın altını doldurmak için değil, gerçekten kenetlenme zamanı. ipe beraber asılmanın, halatı birlikte çekmenin tam zamanı. bu milyonların ortak mücadelesi, safları sıklaştırmanın tam zamanı!
  • 338
    normal şartlar altında sıradan sayılabilecek bir galibiyet olmasına rağmen yaklaşık 1 aydır üstüne koya koya gelinen kriz ortamında, hoca soyunma odasına ve yedek kulübesine giremezken, biri daha sakatlansa yerine kim girecek dedirten eksiklik halinde falan herkese ve herşeye rağmen kazanılan maç. milli maç arasında hem biraz sakinleşme, hem uzun düşünebilme, belki bir süprizle sakatlıktan dönüş(ler) falan olabilir. onun dışında gerçekten kötü bir rakibe karşı oynadığımız için sağlıklı bir değerlendirme yapılabilecek bir maç değildi. kayserispor bu sene küme düşme adaylarından biri olduğunu bir kere daha gösterdi. bilal'in kişisel gayretleri dışında pek bir hücum alternatifleri yok gibi, savunmadaki kırılganlıkları da cabası. zaten maç boyu sertliğe başvurmaları da kendi zayıflıklarının farkında olmalarından kaynaklıydı.

    özetle bir şekilde kazanılması gereken ve kazanılan bir maçtı. çok şükür ne sakatlık ne de ceza çıkmadan atlatabildik.

    bir sonraki maçta federasyonun yeni atraksiyonlarını bekliyoruz artık....
  • 344
    (bkz: come back)

    bu kez geleceğe dönüş.

    bu maçla birlikte mayıs 2019'a döndük. eğer 3 puanı alamasaydık belki matematik olarak çok saçma olsa da kasım 2018'de ben lige kafa olarak havlu atacaktım.

    benim hissiyatım, benim düşünce yapım, yıllarca gözlemlediğim bu takımın dinamikleri bana bunu gösteriyordu.

    çok şükür ki kazandık.

    şimdi milli maç arası var ve fernando ile nagatomo'nun sakatlıklarının geçmesini dileyeceğiz. bu iki isim döndüğünde donk ve ndiaye'nin eksikliklerini tolere edebilir duruma gelebiliriz. garry'i saymıyorum zaten çok formsuzdu, dilerim bu ara ona da iyi gelir.

    23 kasım 2018 galatasaray konyaspor maçına da iç sahada coşkulu taraftarımızla çok aç bir şekilde çıkacağımızdan şüphem yok.

    yalnız şu maçta bile var'a gidilmesi gerekirken gidilmeyen en az 2-3 tane pozisyon var. ve bu çok rahatsız edici. kararı izledikten sonra değiştirmemek bir tercihtir ama en azından hakemin izlemesini tavsiye edebileceğiniz 2 tane penaltı pozisyonu var. bunlardan çok daha az penaltı olanlarıyla biz operasyona, tezgaha alındık.

    bu sebeple var'a güven falan kalmamıştır.
  • 20
    imdadımıza yetişen milli ara öncesi, galibiyete şiddetle ihtiyacımız olan maçtır. sonra şu sakatlar düzelip kaos ortamını dağıtacağımız bir boşluk olacak. hem lig iddiasını iyice zedelememek, hem de rakiplere ve federasyona karşı başlatılan psikoljik savaşın altını doldurmak için kazanmaktan başka çare yok. eksikler umarım ateşler geride kalan oyuncularımızı, hoş oynayamacak paşaların pek umrunda değil zaten bu tarz gerilimler, sağolsunlar 2 yıldır hem dayak yiyip hem yeniliyorlar bu tarz ortamlarda. bir kez olsun dik durup cevabı sahada verebildiklerini göremedik, terim gibi bir hocanın bile gücü yetmedi şu adamları mental olarak hazırlamaya. bu bakımdan belki de hayırlısı olacak bambaşka oyuncularla şu maça çıkmak. normal şartlarda bir galatasaray şu kadar olay üstüne ve 1 aydır maç kazanamıyorken çıkar napar eder şu maçı takır takır alır...
  • 88
    u19 avrupa şampiyonası elemeleri için süleyman, atalay, abdussamed, recep ve yunus milli takıma çağrılmıştı. yunus dışındakiler bugün riva'da kampa katıldılar, o yüzden bu gençler maç kadrosunda yoklar artık aynı oyunculara heveslenmekten vazgeçin. bu arkadaşların hiçbirinin fizik durumu a takımda görev almaya yeterli değil bu yüzden kadroda değiller hoca nasıl ilk geldiği günden itibaren bu seneye ozan'ı hazırladıysa fizik olarak, bu gençleri de önce fizik kondisyon olarak yeterli hale getirip daha sonra takımda süre vermeye başlayacak belli ki yoksa bu kadar eksiğin arasında adam deli mi neden oynatmasın? fm değil ki bu tuşa basıp sahaya sürsün adamı.
  • 336
    http://gss.gs/vos
    değişik bişiler denemenin gerekli olduğunu düşündüğüm maçtı. 3-5-2 kanatlarında eldeki mariano-ömer-linnes üçlüsünden seçilecek ikili ne yapar diye düşünüyodum. beklediğimden de iyi oldu tabi. her ne kadar kayseri hücümda çoğalma konusunda sıkıntılı olsada, ciddi sayilacak posizyonları yoktu. kanımca çalıştıkları galatasaraydan farklı bişiler görünce de onlar da bi reaksiyon veremediler.

    yaraya merhem olan maç. daha zor bi deplasmanda çıkacak aksi bi sonuç şu an 3 puandan da fazlasını kaybetmemize sebep olurdu.

    şu an bakamiyorum da, maçı tamamlayan 11in yaş ortalaması da çok tatlı bi detay. formaya asılıp bırakmaz pırıl pırıl çocuklar işallah.
App Store'dan indirin Google Play'den alın