2010-11 Türkiye Kupası A Grubu 1.Hafta Maçı
20:00 Ali Sami Yen Stadyumu
3 - 1
  • 1
    bu maç için tek bahsedeceğim, daha doğrusu isteyeceğim şey; en azından 2 genç sahada olsun. sarp zaten oynamayacak, servet de oynamasın artık. ayhan da oynamasın bu maçta. cumhur oynasın, ahmet kesim oynasın, musa çağıran oynasın. neill, misimovic, elano gibilerin yanında böyle gençler oynasın. eminim ki servet'den de sarp'dan da çok daha etkili olacaklardır. hem gençler daha, hata yapsalar bile kendilerini geliştirebilirler.

    fazla bir şey söyleyemeyeceğim, denizlispor'un hiç bir maçını izlemedim bu sezon, nasıl takım bilmiyorum ama öyle kolay bir takımla karşılaşmayacağımızı düşünüyorum. ciddiyetten taviz verildiği taktirde, zorlanırız.

    http://4.bp.blogspot.com/...alatasaray_kadro.PNG

    böyle bir kadro ile çıkalım mesela, veya bir iki ufak değişiklikle. cumhur oynamasın emre çolak oynasın gibi, veya biri sonradan girer. veya ne bileyim, misimovic oynasın, bir başkası oynamasın sonra girsin vs vs. kısacası istediğim, gençleri görelim. yedeklerde de anıl dilaverr olsun, cem sultan olsun. ilerleyen dakikalarda onlar girsin oyuna. berk neziroğulları, berkin arslan da var mesela, teknik heyet daha iyi bilir hangileri daha formda. benim istediğim, sadece gençlere ağırlık verelim.

    şampiyonluk bir hayli zora girdi gibi. baros'un da sakatlığı uzadı deniliyor. arda zaten uzun zamandır yok. yeni stat, yeni hava, sakatların form tutmasıyla,"belki..." diyoruz tabii ki hala ama yine de artık gençlerin takıma serpiştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. hagi ile tugay bu işi yapabilecek en iyi kişilerden belki de. hagi, teknik direktör olarak çalıştığı yıllarda uğur olsun, özgürcan olsun bol bol forma şansı vermişti. yine öyle olsun. varsın yoksun kaybedelim, ama gençlerle kaybedelim, geleceğin galatasaray'ı olacaklarla kaybedelim..

    takımın iskeleti oluşsun artık, her sene en az 4-5 kişi değişiyor. başarı nasıl gelebilir ki böyle? yerli rotasyonundan bahsediyoruz hep. maden gibi bir alt yapıya sahibiz, değerlendirmeliyiz bunları. inanıyorum ki hagi ile tugay bu konuya oldukça önem veriyorlar. ama şimdiden başlansın gençlere şans verilmeye.. hayalden öteye geçmemesi dileğiyle..

    http://jaimelesport.blogspot.com/...acna-dogru.html#more
  • 2
    --- alıntı ---

    maça doğru: galatasaray – denizlispor

    galatasaray, ziraat türkiye kupası a grubu 1. hafta maçında ali sami yen stadı’nda denizlispor ile karşılaşacak. 10 kasım çarşamba saat 20.00’da başlayacak karşılaşma öncesinde iki takım hakkındaki son bilgiler şu şekilde:

    stadyum: ali sami yen
    tarih / saat: 10.11.2010 / 20.00
    hakemler:
    hava durumu: istanbul’da maç günü havanın parçalı bulutlu olması bekleniyor. sıcaklık en düşük 14, en yüksek ise 21 derece olacak. maç saatinde yağış beklenmiyor.
    yayın: trt
    internet: www.galatasaray.org

    galatasaray
    galatasaray, denizlispor maçıyla birlikte, bu sezon 16. resmi maçına çıkacak. geride kalan 15 resmi maçta; 6 galibiyet, 4 beraberlik ve 5 mağlubiyet alan galatasaray, bu maçlarda 24 gol attı, kalesinde ise 19 gol gördü. bu maçların ilk yarılarında 10 gol bulan galatasaray, ikinci yarılarda ise 14 gol attı. galatasaraylı futbolcular bu maçlarda 38 sarı kart ve 1 kırmızı kart gördü.

    2009-2010 sezonu
    geçtiğimiz sezon, türkiye kupası’na play-off aşamasından katılan galatasaray, play-off turunda bucaspor’u 2-1 mağlup ederek gruplara kalmıştı. grup aşamasında ise trabzonspor, orduspor ve denizli belediye’yi mağlup edip, ankaragücü ile berabere kalan galatasaray, bir üst tura yükselmişti. fakat galatasaray, çeyrek finalde antalyaspor’a deplasmanda 2-1 mağlup olmuş, istanbul’daki 3-2’lik galibiyet yeterli olmayınca kupaya veda etmişti.

    galatasaray ile denizlispor geçtiğimiz sezon ligde, 2 ve 19. haftalarda karşı karşıya gelmişlerdi. denizlispor’u istanbul’da 4-1’le geçen galatasaray, deplasmandaki 19. hafta mücadelesinde de 2-1 galip ayrılmıştı.

    denizlispor
    ziraat türkiye kupası’na bu sezon 2. kademeden katılan denizlispor, bu turda anadolu 1908 üsküdarspor 2-1’le kupadan saf dışı bıraktı. play-off turunda ise deplasmanda eskişehirspor’u 2-1 mağlup eden yeşil siyahlılar, kupa’da gruplara kalma başarısını gösterdi. geçtiğimiz sezon süper lig’i 17. sırada tamamlayan denizlispor, bank asya 1. lig’e düşmüştü. bu sezon, 1. lig’de 10 maçta 7 galibiyet ve 3 beraberlik alan teknik direktör hamza hamzaoğlu yönetimindeki denizlispor, lider durumda bulunuyor

    --- alıntı ---

    http://www.galatasaray.org/...upasi/haber/8402.php
  • 4
    galatasaray – denizlispor : 3-1

    galatasaray kötü giderken kasım ayına göre sıcak bir havada oynanan kupa maçı. denizli artık bank asya takımı. ama geçen sezon ligden düşerken ne oynuyorsa aynısını oynuyor. sanki futbol dilencilerini mutlu etmek kurulmuş bir takım, derdi iyi oynamak, pas yapmak, sertlik, çirkeflik yapmamak sanki kulübün anayasası. müthiş güzel bu elbette. unutmamak lazım, türkiye’de staddaki tel örgüleri kaldıran ilk şehirdir denizli. geçen sezon düşmelerini hiç istememiştim bu sebeplerden bir de iklim ve zeminlerinin güzelliğini eklemem gerek.

    galatasaray takımı sezon başından lodos bile değil sert poyraz fırtınasında seyretmeye çalışan hatta, balık avlamaya çalışan bir tekne. kaptanı değiştirdik, biraz canlandık ama henüz durgun sulara ulaşamadık. bunca bunalıma rağmen taraftar beklenenden çok ilgi gösterdi. istanbulda olmayıp da maçı tv’den izleyenlerin duyduğu 10.000 seyirci yanıltır. sadece bendeki 3 kombineyi arkadaşlarıma ulaştıramadım, üzgünüm. ama birader siz de daha erken haber verin yahu. bundan çok daha fazlası olduğuna eminim.

    galatasaray bir türlü rahat, kendinden emin şekilde pas yapamıyor. sürekli bir devinim halinde, bir tane futbolcu yok ki sakin kalsın, topu ayağına alsın, beklesin, futbolcuların şekline göre oyunu belirlesin. herkes sürekli bir hareketlilik içinde mecburen. bunun sebebi, ileride topu tutacak adam olmayışı. eh, her topçu da her seferinde doğru yere koşu yapamıyor ya da her seferinde doğru yere pas atılamıyor.
    örneğin, çok basit kurallardan biridir, yazılı değildir ama topçu, hoca milleti bilir; savunma göbeğinden biri atağa katılıp, boşa depar atarsa top onunla buluşturulur. yoksa o adam bir anda sudan çıkmış balık gibi kalır. bu maçta çok olmadı ama bir ya da iki kez oldu. bu tip tercihler oyunun şeklini değiştirir. (erman toroğlu’nun yazdıkları gibi oldu)

    bu tip rakiplerle oynarken yani kapanmayan ama çok da güçlü olmayan takımlara karşı ileride baskıyı kurmanız gerekir. hagi’nin zorunluluk sebebiyle tercih ettiği kadro bu baskıyı kurabilecek bir kadro değil. bu ancak futbolcuların bütün eforlarını harcadıkları, sertleştikleri (içiniz fesat), geride veya berabere durumda oldukları maçlarda kısa süreli olarak değişebilir. örneğin trabzonspor maçının ilk golden sonraki on dakikalık bölümü. bu bir hoca tercihidir demek isterdim ama değil, futbolun getirdiği zorunluluk sebebiyle galatasaray ileride tek forvet pino ile oynamak zorunda kalıyor. sakatlıklar sonrası başka bir şey de oynanabilirdi belki ama açıkçası intihar olurdu ki oldu da. neyse, eski yaraları deşmenin kimseye bir faydası yok.

    kupa maço olmasına rağmen hagi kritik yerlerde yine aynı adamları oynattı. ufuk, servet, ayhan, sabri, elano, insua, pino gibi. takımın en iyileri de bunlardı yine. kewell, aydın gibi hayal kırıklıklarının yanında stoperde gayet de başarılı oynayan cana ve orta sahanın askeri olmayı kabul ederse barış’ın ilk 11 şansını elde ettiğini düşünüyorum. neill savunmaya geri geldiğinde orta saha cana, barış önlerinde ayhan’dan oluşabilir. o zaman elano ve misimoviç’i ne yapacağız? ya arda ile baros döndüğünde. hımmm, evet galatasaray kadrosu kalitesiz (!)

    bugün can sıkıcı olan şeylerden biri de kornerden gol yememizdi. hagi geldiğinden beri özel çalışma yapıldığını düşünüyordum. fikrim değişti mi? hayır. golde, kewell denizli savunmasından gelen adamla birlikte korneri karşılamaya geldi ama adamını önce bıraktı sonra altında kaldı. bireysel hata. kewell’ın uzun süredir maç oynamaması ve hatta hagi’nin takımında oynamamasıyla ilgisi var. benim tanıdığım kewell bunu bir daha ki maç yapmaz.

    sonradan oyuna giren emre çolak’ın güçlendiğini gördüm. topu taşırken aldığı darbelere dayanıklığı artmış. aklıma kötü şeyler geliyor, ama çocuk çalışmış demek ki gözlerden uzak olduğu zamanlarda. tabii ki, en önemli oyuncularını sahaya çıkarmamış denizli maçında bunları yaparsın da süper lig’de yapabilir misin, zaman gösterecek. haltere devam abicim, bize zamanında hiç çalıştırmadılar. yoksa adamdan kan alırlar süper ligde kamil.

    pino. çok seri,inatçı ve kuvvetli. her iki ayağıyla da aynı kalitede şut atabiliyor. bu tip futbolculardan en yakın takip ettiğim nihat kahveci. pino, yaşı elverdikçe bu işleri iyi yapar. ama böyle devam ederse ve kendini geliştirmezse mental olarak (ulan, bir yabancı topçu için söylenir mi bu, taş olur adam) nihat’tan farkı kalmaz. nihat’la ilgili galatasaray sözlükte yazdıklarım pino için de geçerli. http://www.rerererarara.net/sozluk.php?id=257778 .topa çok iyi vursa da tercihini iyi belirlemek zorunda yoksa kendisi için futbol hayatı tehlikelerle dolu. çok uzağa gitmesine gerek yok, elano’nun golünü dikkatlice incelerse gol vuruşu nedir iyi anlar sanırım. tık diye köşeye bıraktı elano.

    bu dönemde galatasaray’ın sorunlarını çözebilecek bir futbolcu.

    kupa maçı, bir alt lig takımı denizli, ali sami yen gibi etkenler hep galatasaray lehineydi. ama pazar günü bugün kendi sahasında alt lig takımlarından birine yenilmiş, rijkaard gönderildiğinde hiç gereği yokken galatasaray’la arasında gerilim oluşmuş hikmet karaman’ın takımı manisaspor’la maç var. (ulan zaten 2 sezondur gerilim olmayan bir maçımızı hatırlamıyorum, korku-gerilim filmi de hiç sevmem halbuki)
    konuyu iyi anlamak için bir sonraki sahneyi de görmemiz gerek, bu sahne pazar manisa maçı. bekliyoruz, hasretle !
App Store'dan indirin Google Play'den alın