2017-18 Türkiye Kupası Çeyrek Final İlk Maçı
20:30
2 - 2
  • 157
    football manager olsa maç sonunda "sonuçtan ve oynadığınız futboldan memnunum" diye bir takım konuşması yapacağım maç. skor güzel, oynanan oyun kaledeki elektrik direği hariç beklediğimin çok çok üzerinde.

    enseyi karartmamak lazım. yedeklerimizin böyle olduğunu hepimiz biliyorduk, buna rağmen oynanan oyun oldukça iyi. kaledeki arkadaş hariç. herif topu bombaymış gibi tutuyor elinde olduğu zaman. diğer zamanlar zaten gol yiyor.
  • 158
    eray ve koray'a rağmen berabere kaldık. ancak bu kadar yedek ağırlıklı bir kadroya rağmen oynanan oyun bence tatmin ediciydi. son 10 dakika yorulmasak skoru koruyabilirdik. tur açısından sıkıntı yaşayacağımızı düşünmüyorum. istanbul'da turlarız.

    özel bir parantez serdar'a açmak lazım. çok güzel oynadı ve golünü de attı. takımı sahiplenmesi çok hoşuma gitti. yediğimiz iki golde de yapılan hatalara çıldırdı. aferin aslanım böyle devam.
  • 161
    maçı, bazı oyuncularımızın umursamaz davranışları olmazsa çok rahat kazanırdık. onun dışında 2 net penaltımız verilmedi. evet stoper tandemi serdar ve koray malesef bu kadar kötü konyaspor maçında bile bağırdı. adamların forveti 70. dakika da neredeyse oyuna girdi. onun dışında lato,eray ile bu iş olmayacak gibi gözüküyor. takımda sürekli süre almayan ama bunun gibi kupa maçlarında zaman bulan oyuncuların daha iyi oynaması ve performans göstermesi gerekli.

    maçın yıldızı kesinlikle;martin linnes
  • 162
    benim gayet keyfimi yerine getiren maç. ne yapabileceklerini bildiklerimiz zaten ortada, beklentilerimizin düşük olduğu ve fayda almamız gereken çoğu oyuncuda iyileşme gördüm, hatta beklediğimden fazla. eray, lato, koray günter, herkese çay, size yok, yallah!

    şu an hoca da konuşurken, ben o inancı görüyorum, pozitif havayı hissediyorum. 30 küsur yıldır, şampiyon olsun veya olmasın, şu an en keyif aldığım sezonlarda hissettiğim havayı ve duyguyu hissediyorum, tüm yaşanan zorluklara rağmen.

    rüzgar güzel esecek hissediyorum, alesta mola, hedef 21!
  • 164
    maç sonu görüntülerini izledikten sonra aklıma ister istemez aykut ve takımı geldi. şimdi biz biri son dakikada olmak üzere iki gol yemişiz ama oynanan futboldan dolayı memnunuz. mücadeleyi beğenmişiz, rakip takımı takdir etmişiz. diğer taraftan konyasporlulara bakıyorum. maç sonunda futbolcularıyla beraber üçlü çekmeler , atlamalar, zıplamalar. iki gol yemelerine rağmen onlar da mutlu. futbolcularının oyunundan dolayı umutlular ve belliki keyif almışlar. ister istemez insanın aklına aykut kocaman ve fenerbahçe geliyor. oynanan futboldan kendi taraftarları nefret etmiş, rakip taraftarlar maç bitsede eziyet bitse modundalar. istisnasız her maç böyle. şampiyonluğa oynayan diğer takımların taraftarları kör olmamak için fenerbahçe'nin maçlarını izlemiyor, anlayacağınız ülkemizdeki futbol meraklılarının %90 ı fenerbahçe'nin futbolundan bunalıma girmiş durumda. böyle bir tabloda aykut kocaman 'bu hakemlerle şampiyon olmamız çok zor' şeklinde akıllara zarar bir laf söylüyor. arkadaş ya rakip takımın taraftarlarını salak zannediyor ya da kendi taraftarlarını.
  • 165
    rotasyon ağırlıklı kadroyla hem as oyuncuları dinlendirip hem de mis gibi avantajlı skorla döndüğümüz maç. deplasmanda 2 gol atmışsın, turu yarılamışsın.

    eray danası yerine carrasco olması lazımdı onun dışında yok koray stoper yok balta oynamış yok bilmem ne boş muhabbet.

    böyle maçlarda oynamayacaklarsa ne saman oynayacak bu adamlar.
  • 169
    çıkan kadronun beklentilerimden daha iyi iş çıkardığı maçtır.

    eray: yıllarca ekmek yediği kulüpte, yılda sadece 1-2 kez bunu hak ettiğini göstermesi gereken ama o fırsatlarda bile ben bu ekmeği hak etmiyorum dercesine oynayan kaleci. bu adam ptt 1. lig'de bile yedek kaleci olamaz. nasıl 2. kalecimiz oluyor hala anlam veremiyorum.

    hakan balta: futbolu özlemiş. biz de soğuk kanlılığını ve tecrübesini özlemişiz. rotasyonda yer almasında hiç bir sakınca görmedim. maçın başında kestiği ataklar, özellikle çizgiye inen adamlara yaptığı hamleler ve kademe; top geldiğinde soğuk kanlı ayağa pasları kumaşının kalitesini gösteriyor. stoper mevkinde yaptığı hamleler sol stoperde sol ayaklı adamın önemini yine gösterdi.

    martin linnes: bu akşam akıyor maşallah dedirtti. çeviklik, atak kesme, atağa kalkma, her zamanki efendilik ve işine saygı 10 numara. fatih hoca geldiğinden beri lato yetersizinin oynamasına isyan eden bir oyun gibiydi. sağ bek oynadı ama solda da muazzam maçları vardı, görev verilse yine yapar(dı).

    serdar aziz: kendi standardını oynadı. denayer ile forma rekabeti olacaktır. iri, uzun santrforlara karşı denayer yerine kendisini tercih ederdim.

    koray günter: formayı kapacak kadar iyi değil. zaten yıllardır olabilse, ahmet çalık gibi adamlar alınmazdı. jahoviç'in golünde kafa vurmak zorunda olmasa da nizami şarj yaparak jahoviç'i bozabilirdi. bunu yapamayan stoperin galatasaray'da işi olmamalı.

    selçuk: genel anlamda iyiydi. daha iyi olmalı. çok ihtiyacımız olacak.

    donk: maçın başında top kaptırma, topu alıp dönerken ağır kalması gibi handikaplar gözüme çarptı ama oyuna ısındıkça iyi işler çıkarmaya başladı. topu soğuk kanlı kullanma ve aradan dikine oyunu başarılıydı. en çok dikkatimi çeken özelliği, skor lehimize iken ilerleyen dakikalar olmasına rağmen ceza sahası önünde takım savunmasına olan katkısı. önde olduğumuz maçlarda oyuna kilit vurabilecek cinste bir orta saha. o anlarda tehlikeli yerlerde faul yapmadan iyi savundu ve bunu yaptığı sürece görev alacaktır. konyaspor'lu oyunculara şut açısı tanımadı.

    yasin: yaptığı iyi işler var mı, evet ama bence yetersiz. genel olarak da hiç bir zaman tam güven vermiyor. galatasaray'ın oyuncusu değil de durumu idare ediyor.

    sinan: başlarda tutuk gibiydi ama oyuna ısındıkça iyi oynadı. rakiple topun arasına iyi girerek top sürme, faul alma, sol ayakla isabetli şutlar var. şutların daha etkili olması gerekiyor. nihayetinde gomis ve eren'in arkasında 3. bir forvetimiz var dedirtiyor. gamsızlıktan uzaklaşarak bizlerle barışacak gibi.

    belhanda: ceza sahasına yakın yerlerde klas ve etkili fakat orta yuvarlak civarında zayıf, yetersiz oynadı. bir pozisyonda penaltı almak için yine kendisini kolayca yere bıraktı. bu tip saçmalıklardan vazgeçmesi için ne kadar zaman geçecek bilmiyorum. bizde o kadar sabır kaldı mı? bilemiyorum. fair bir adam değil. bunu daha transfer olduğu ilk gün de yazdım. ikili mücadelelerde ayakta kalmayı ve dürüst oyunu seçtiğinde başarılı olabilir. bunları yapsa ve bizi sol kanatta yasin'den kurtarsa mutlu edecek. yasin'den futbol zekası olarak kat kat önde bir oyuncunun mental problemler nedeniyle oynayamaması beni çileden çıkarıyor. linnes'in işine olan saygısının yarısı kendinde olsa ilk 11'in değişmezi olur.

    eren: pivot oyununu iyi oynuyor. alan boşaltıyor. sırtı dönük top aldığında olumlu kullanıyor. tek top oynuyor. etkili ve sezonun geri kalanı için umut veriyor.

    gomis: karşı karşıya pozisyonda atabilse fişi çekecekken maçın kırılma anı oldu. twitterda, sözlükte abartılı eleştiriler gördüm. forvet bu, ara ara kaçıracak da. bu kitle burak yılmaz'a nasıl tahammül etti merak ediyorum. sonuçta gomis'in iyi niyetinden şüphe yok. genelde tavana astığı açıdan bu kez köşeye bırakmak istedi, olmadı. canı sağ olsun. takımın en önemli parçalarındandır.

    rodriguez: kısa sürede yine çalışkandı. maçın kırılma anında belhanda'nın defanstan soğuk kanlı, tertemiz çıkardığı topu iyi sürdü ve doğru adama (gomis) doğru zamanda verdi ama gol gelmedi. bu takımın en önemli adamlarındandır. hem fiziği, hem yeteneği, hızı hem de işine olan saygısı. maşallah.

    lato: bir adam var, sonradan taze kan olarak oyuna giriyor. yapacağı tek şey son 15-20 dk yorulmuş rakibe karşı sol kanadı tutmak ama bu 20 dakikada defalarca hata yapıp 3 kez arkasına adam kaçırıyor. neyse ki nagatomo alındı, linnes var, icabında hakan var, denayer var. galatasaray'ın 4. alternatifi bile olamayacak adam. ben kendisini ıslıklamadım. inşallah bir daha oynamaz ve tribün kariyerimde ıslıklayacağım 2. oyuncu olmaz. hayatımda bir kez sadece burak yılmaz'ı ıslıklamıştım. o da son maçı olmuştu... (yine iyi sabretmişim)

    bu maç benim için gelecek adına sinyal alma maçıydı. mutluyum diyebilirim. turu geçebileceğimize inanıyorum ama geçmesek de dert etmem.
  • 170
    oyun olarak tatmin eden ama skor olarak etmeyen maç.

    bu maçın skoru gomis'in golüyle 3-1 olmalıydı.

    o zaman evimizde 2-0 bile yenilsek tur atlamis olacaktik. kafaca tur bitmisti.

    neyse saglik olsun. kart görmeden, sakatlık vermeden gectik.

    serdar, linnes, belhanda direkt ilk 11 oyuncusu havasinda. donk ve selcuk da artık tolga'ya eslik edecekler bir süre.

    sinan yasin'in yerine girer ve formasina da aday olur.

    carrosso'nun oynamamasi ise sacmalik.
  • 172
    farklı bir maçı mı izledim dedirten maçtır. ahı gitmiş vahı kalmış, 1-2 tane bireysel performans ile ayakta duran konya karşısında orta sahada topa sahip olduk ve en iyi yaptığımız iş olan geriye dönme hastalığı ile geçirdiğimiz maç iyi oynadık diye atfedilemez. hele de maç boyunca sergilediğimiz akıllara zarar taç performansı (evet taç işte, elle atılan var ya o) göz doldurdu. 1 tane akıllı taç kullandığımızı hatırlamıyorum. bu entry'yi okuyup da ne diyorsun sen ya diyenler lütfen en yakın maçımızda dikkatlice taçları nasıl atamadığımızı izlesin. bazen öyle performanslar sergiliyoruz ki tamam abi bırakalım direk onlara verelim şu tacı diyeseniz geliyor.

    fatih terim tamam türkiye'nin en büyük adamı, çok iyi hoca, büyük hoca ve büyük insan ama adam gelmiş 60+ yaşına halen kornerden 2 pasla kalecimize döndüren mentaliteye sahip. taç atamıyoruz, bir mucize olmazsa (selçuk'un ortası bence mucizevi ve selçuk'un bireysel çabasıyla geldi) duran toplarda da oldukça etkisiz bir takımız. yani terimi'in yıllardır takıma bir duran top taktiği yaptırdığını hatırlamıyorum.

    maçın hiç mi iyi tarafı yok. tabi ki var. sinan'ın, donk'un, koray'ın, selçuk'un artan performansı ve çabası göze çarpıyor. latovlevici ise gerçek anlamda 'kazma' diye tabir edilen bir oyuncu. islıklamak, yuhlamak değil de adamı izlerken insanın artık gülesi geliyor. bir insan futboldan ancak bu kadar bihaber olur.

    babamla maçı izlerken 'bak yine geri döndüler, eyvah eyvah, ne yapıyor bu, al işte ezdi topu, yapacağı bu kadar, öyle mi vurulur vs.' gibi lafları o kadar çok kullandık ki dilimizde tüy bitti. yalan yok 10 dakikada bir kez 'bak bu iyiydi' tepkisini de verdik (örnek: sinan'ın 3 kişinin arasından hafif sol çaprazdan çıkarttığı şut, rodriguez'in içeri kat ederek yaptığı vuruş, gomis'in kaçırdığı halde bir anda kontraatakta 4 kişi olmamız). gomis'in atamadığı pozisyonun ardından babam bu maç 2-2 biter dedi. nitekim rakibin tek ayakta duran oyuncusu olan jahovic'i defalarca kez boş bırakmamız pahalıya patladı ve adam en sonuncusunda affetmedi. umarım o gol başımızı ağrıtmaz.
  • 173
    maçin 2. yarisini izledim. eray'in yedigi saçma goller yüzünden beraberlikle dönmek biraz tadimi kaçirdi ancak takim ümit verdi. galatasaray'in rotasyon agirlikli kadro ile çikmasina ragmen büyük takim gibi oynadigini görmek beni mutlu etti. burada konyayi da tebrik etmek lazim. orta sahamizin zayif karnimiz oldugunu bilerek oradan çok etkili geldiler. biraz $anslari yaver gitse 4-2 falan galip gelebilirlerdi. öte yandan biz de gol pozisyonlarinda çok cömert davrandik. hele gomis'in 3 arkada$i bo$ken kaleyi denedigi pozisyonu.. gol olsa muhtemelen konya kaderine boyun egecekti. neyse, rövan$ ve gelecek için ümit verdi çocuklar. eray, latovlevici ve balta hariç.

    begendiklerim sinan, serdar, linnes ve eren. belhanda gol atamadigi için onu kil payi bu gruba dahil edemiyorum.
  • 174
    maçın en sevindiğim noktası eray işcan'ın hatalı gol yemesi oldu. böylesine çok önemli olmayan bir maçta yaptığı fahiş hata, onu izlemediğimiz zamanlarda kendisinde hiçbir ilerleme olmadığını farketmemize vesile oldu.

    cedric carrasso'nun durumu hakkında net bir bilgi yok. kendisini yok varsayarsak, ortada net olan bir durum var o da şampiyonluk şansımız tamamen muslera'nın sakatlanmaması için edilecek dualara bağlı. bugün cuma dualar için iyi bir başlangıç günü.
App Store'dan indirin Google Play'den alın