• 1053
    yönetim istifa etse kötü anlamda n'olacak çok merak ediyorum. ben zaten dursun'un gomis'e asist yaptığını hiç görmedim.

    başarıyı yönetimin değil tudor'un transferleri getirdi. başarısızlığı da yönetimin istifası değil pervasızlığı getirir. bu devranda ağzı laf yapan varoluyor. diğer kulüplerin yöneticileri evlilik programına çıkmış gibi afedersin. kazanırken dahi konuşuyorlar. bizimkilerse efendi beşiktaş.

    şampiyonluk gelirse bunlardan kurtulamayız ama gelmese dahi bu dursun ağa tayfasının yerine gelecek olan tayfa yine 70 yaş üstü inatçı moruklardan oluşacak. iki ucu boklu deynek, ortasından tutuyoruz. sonumuz hayrolur umarım.
  • 1054
    şu anda istifa etmeleri kaosa yol açar. yaklaşık sekiz ay sonra olağan seçimli genel kurul var. son altı ayda zaten tüzüğümüz gereği olağanüstü seçim yapılamıyor. yani mayıs 2018'i beklemekten başka çare yok.

    yapmamız gereken tek şey, genel kurul üyelerine ulaşarak, buradan baskı yaparak dursun'a oy vermelerini engellemek.

    yeni hashtagımız:

    #dursunaoyyok
  • 1055
    bu başlık altında karşıt görüşlüleri de görmek çok güzel. en azından her gün buraya gelip bir şey yazmanın insanların dikkatini çektiğini anlıyor insan.

    peki neden ben sapık gibi her gün buraya yazıyorum. çünkü benim için kulübün her branşta başarılı olması kadar temsile yetkili kişilerinin bu makamlara layık insanlar olması da önemli. bu kişiler sizi, beni, milyonlarca insanı temsil ediyor. yeri gelince hepimizi etkileyen kararlar da veriyor. en yakın örneği; sneijder kararı. doğruluğu yanlışlığı bir tarafa, gittiğine üzülmeyi de geçtim, taraftar bu karar nedeniyle ayrıştı bile. diğer yandan da ne yazık ki balık hafızalıyız. kişisel olarak katlanamadığım en büyük şey; yalan söylenmesidir ve hatırlayalım dursun aydın özbek taraftara defalarca yalan söyledi. aklıma gelen ilk yalanları; galatasaray'ın hiç bir finansal sorunu yoktur, isterse messi'yi, ronaldo'yu bile alır; ffp'den ceza almamız söz konusu değil; galatasaray'ı 1 tl dahi olsa kara geçireceğim gibi yalanlar. bunlara ek bir de ibrahimovic'in transferi hakkında takındığı tavır ile bir çok insanı hayal kırıklığına uğrattığını da unutmayalım.

    şimdi biz diyoruz ki bizim rakiplerimiz, yarışmak istediklerimiz real madrid, barcelona, bayern münich, juventus, manchester united vb. avrupa'nın önemli takımları. düşünün ki bu kulüplerin başındaki adamlardan her hangi biri bu tarz açıklamalarda bulunsun. ne kadar kalabilir orada? daha da acı bir örnek vereyim size. 2016-2017 sezonunun başını düşünelim. galatasaray önceki sezonda tonla hoca değiştirmiş, artık takım hoca değişikliğinden yalama olmuş. dendi ki işte en uygun hocayı bulup getireceğiz takıma. hatırlayın, galatasaray yönetimi kendisi ile çalışmak isteyecek bir teknik direktör bulamadı. mecburiyetten ve mali kısıtlamalardan riekerink ile anlaştık. geçmişinde doğru düzgün teknik direktörlük tecrübesi olmayan, asıl görevi altyapı koordinatörlüğü olan bir adam 65 milyon euro maaş bütçeli bir takımın başına geldi. önceki senelerde fatih terim, mancini, prandelli gibi elit klas hocalardan gelinen nokta buydu. kulübü bu noktaya ben ya da siz getirmediniz. yönetimde yer alan ve bizi bu yola sürükleyenler aldı bu kararları.

    bu yıl itibariyle futbol takımı toparlanmış görünüyor. şampiyonluğun en önemli adayı haline geldik. basketbol erkek takımı yeni yapılanma içerisinde ki burada bir sürü olay oldu. ergin ataman'ın gönderiliş şekli başlı başına bir ayıptı örneğin. gelen yeni koç da can topsakal'ın sınıf arkadaşı kontenjanından buraya getirildi. bayan basketbol takımı euroleague seviyesine tekrar geldi ve hem koç hem de oyuncu anlamında çok güzel hamleler var son 2 senedir. bayan voleybol takımımız son 2 senedir büyüyerek ilerliyor. tekerlekli basketbol şubemiz bir ara üvey evlat oldu ama şu an için tekrar hak ettiği değeri gördü. erkek voleybol takımı yine sanırım çok bir hedef olmadan oynamaya devam edecek gibi. yani genel anlamda sportif olarak bir ilerleme var gibi duruyor. ama kabul edelim ki en önemlisi futbol takımı. çünkü marka değerini yukarı çeken lokomotif futbol takımımız. peki futbol takımımız ne zaman toparlanmaya başladı? bir kaç etmenin bir araya gelmesi ile. ilki 2 senedir kardeş kontenjanından takımın içine eden kardeş mehmet özbek karar verici olmaktan çıkarıldı. ikincisi scout, teknik direktör ve cenk ergün üçgenine takımın transfer politikası teslim edildi. üçüncü ve bence bu olumlu gidişin temel nedeni galatasaray'da seçimlere çok az kaldı. yani benim fikrim, bu iyiye gidişin temel sebebi kulübü ileri götürmek, taraftarı memnun etmek değil, koltuğunu kaybetmeme derdi. bu beni ilgilendirmez, takım iyi gittikten sonra altında yatan nedenle ile ilgilenmem diyebilirsiniz. ama ben diyemiyorum.

    ben şu an dursun aydın özbek gibi bir adamın başkanlık koltuğunda olmasından rahatsızım. şu dönemde bir istifanın kulüp içi karışıklık yaratabileceğini ve bu yönetimin de ölseler istifa etmeyeceğini de anlayabilecek zekadayım. ama en azından önümüzdeki seçimlere kadar her gün yazmaya devam edeceğim. çünkü bu uzun entryde yazdıklarım ve yazmadıklarım* ile bu adamların galatasaray'a layık insanlar olmadığına inanıyorum. iyi günde, kötü günde takımının yanında olmak benim için sadece tribünde üşümekten ibaret değil. aynı zamanda hak ettiği gibi yönetilmesi için mücadele de etmek.

    #yönetimistifa
    #dursunözbekistifa
  • 1057
    galatasaray'a yakışmıyorsunuz.
    türkiye futbol federasyonunun çeşitli kurulları rakiplerimizi her kararında kollarken; daha yeni şenol güneş'in hakeme ana avrat gitmesi görmezden gelinirken, direkt kırmızıdan alper potuk'a 9. haftadaki galatasaray maçı'na denk gelmeyecek kadar yani tek maç ceza verilmişken, yine aykut kocaman hakemle olan münasebetinden 4 ila 7 maç ceza alması gerektiği halde komik bir para cezası almışken galatasaray'a her kararında sistematik ve düşmanca tutumuna hiç ses çıkarmadığınız için yakışmıyorsunuz.

    futbol federasyonu "yeni türkiye" etik kurulu'nun tudor ve galatasaray'a verdiği uyarı cezası somut bir yaptırım getirmediğinden etkisiz görünebilir. ancak prensip olarak bu cezadan daha skandalı galatasaray yönetimi'nin galatasaray'ı yapılan her muameleyi kabullenerek küçük düşürmesidir. haklıyız fakat tek bir kelime dahi etmiyoruz hakkımızı savunmak için. üstelik ortalığı ayağa kaldırmamız gerekirken. gerekirse bu kararı uefa'ya şikayet etmeliyken.

    benim arzum şikeciler gibi sürekli ağlayarak ufak çıkarlar peşinde koşmak değil. her hafta hakemlerin hakkımızı yemesine zaten alıştırdınız pasif tutumunuzla. ama sonuna kadar haklı olduğumuz bir olayda; çıkış maddesi bulunan, yani her iki taraf da bu para ödendiği taktirde sözleşmenin feshi iradelerini ortaya koymuşken, tamamen hukuka uygun şekilde feshedilen sözleşmeyi, bünyelerinde hiç bulunmayan etik değerleri adı altında cezalandırmaları skandaldır. galatasaray'ın ceza olarak verilen bu uyarıyı kabullenmesi daha büyük skandaldır.

    işte bu yüzden, galatasaray'a gerçekten yakışmadığınız için #yönetimistifa
  • 1065
    galatasaray'ın en büyük farkı bilinçli taraftar sayısının fazla olmasıdır. bu fikri hür taraftarlar diğer takım taraftarları gibi biat etmezler.* gel gelelim artık bu kampanya* rafa kalkmalıdır. şu an için tüm rakiplerimiz futbol takımımızı ibretle izlerken, baltaları çıkarıp yönetime sallamaya gerek yok. sonuç olarak yönetim hoca ve futbolcu seçimlerini doğru yapmıştır, idari anlamda yaptığı salaklıklar önümüzdeki seçime kadar hoş görülebilir. ayrıca ünal aysal gibi bir alternatifimiz de yok.
  • 1066
    asla unutulmaması gereken slogan. evet işe yaramayacak, çünkü seçim geldi. ama dursun özbek'in tekrar seçilmemesi de çok önemli.

    bizler ülke olarak, toplum olarak ne kaybettiysek ufak çıkarlar karşılığında prensiplerimizi, değerlerimizi sattığımız için kaybettik. oyumuzu sattık, ağacımızı sattık, irademizi sattık, vatanı sattık-satıyoruz.

    kulübü göz göre göre peşkeş çeken, riva ve florya'yı yok pahasına satan bir yönetim var. riva'da ensemize öyle bir şaplak attılar ki sesini tüm dünya duydu. "ah" diyemedik. 3 galibiyet, 2 iyi transfer yapıldı diye bu yönetime destek verecek değilim. sloganı, talebimi, prensiplerimi unutacak da değilim. gol, galibiyet, sikik ligimizde kazanacağımız sikik bir galibiyet gerçekten kaybettiklerimiz karşısında fazlasıyla önemsiz kalıyor... şampiyonluğa oynayan bir takımla kandırılmayın.
  • 1069
    dün ampute milli maçı bitiminde fiko’nun yanında sırıta sırıta poz atarken görünce bizim başkanı, bir an için aklımdan çıkar gibi olan aşağıdaki konular depreşiverdi;
    eyyyy varlığı ile yokluğu belli olmayan ve başkanı dursun özbek olan yönetim kurulu..
    şu etik kurulu kararına bir ses etmeyecek misiniz gerçekten?
    ya pfdk kararlarına ne demeli?
    nasıl bir gamsızlıktır bu sizdeki, inanın çözemedim.
    adamlar ellerindeki her türlü imkanla sınırları sonuna kadar zorlayarak niyetlerini apaçık belli ederken yönetimden çıt çıkmaması sanırım bir tek beni çıldırtmıyordur.
    taraftarımızı çoğunun burnundan soluduğundan eminim.
    alınan her kararın somut örnekleri önümüzdeyken;
    fatih terim'e küfürden 9 maç, şenol güneş'e "oç" den 1 maç (şaka gibi)
    tudor itiraz eder, pet şişeye tekme atar, tribüne yollanır, aykut'a tff'ye yemek ısmarlama cezası verilir.
    etik kurulu, hukuka uygun transfere uyarı verir ve koca camiayı dürüst olmamakla itham eder, patronu olan tff, sözleşmesi devam eden fatih terimi ayartır, şenol güneş ile görüşür.
    30 eylül 2017 galatasaray kardemir karabükspor maçı nda yaşanan penaltı itirazında feghouli hakemin omzuna dokunur, hop sarı kart. 29 eylül 2017 akhisar fenerbahçe maçında ilk kırmızı sonrası soldado hakemi omzundan iter, tık yok.
    çok merak ediyorum; son saha olayları ile ilgili galatasaray'a ceza verilmişken,
    fenerbahçe'nin bu sezon içerde oynadığı;
    * trabzon (tonla küfür edildi)
    * başakşehir (kaleci v.babacan'a pet şişe isabet etti, yine tonla küfür)
    * beşiktaş maçı (başta caner'e olmak üzere tonla küfür)
    ne cezalar alındı? alındı da haberimiz mi olmadı? ......vesaire vesaire... saymakla bitmez bu örnekler.
    bu nedenle böyle sistematik olarak üzerimize oyunlar oynanırken bu yönetimin buna karşı durması, kurullar üzerinde caydırıcı bir tavır sergilemesi maalesef hayalden ibaret.
    sn. başkan zaten hayaller aleminde, takım 2 top oynadı, başladı önce sneijder'e bok attı, sonra bruma'ya salladı.
    kurullar, kulübe ceza için sınırları zorlarken bizimki şimdi de video hakem diye dolanıyor ortalıkta, ona kaldı sanki bu işler...
    neyse, umarım bu takımın başarılı olması size kredi kazandırmaz da aklı başında genel kurul üyeleri oy verirken 3 yılda yaşanan tüm süreçleri (rivası, tffsi, transfer fiyaskoları, genel başarısızlıkları....) unutmazlar.
    zira şu anki iyi gidişat yanıltmasın, yarın 2 kart cezası, 2 sakatlık olur, yedek kulubesi de leş olduğundan takım alaşağı edilebilir.
    felaket tellallığı yaptığımız düşünülmesin ancak iyi günde bunların farkına varmak iş işten geçmeden önlem almak gerekir.
    bu yönetimin biran önce üzerindeki ölü toprağını atması dileğiyle..
App Store'dan indirin Google Play'den alın