• 1055
    bu başlık altında karşıt görüşlüleri de görmek çok güzel. en azından her gün buraya gelip bir şey yazmanın insanların dikkatini çektiğini anlıyor insan.

    peki neden ben sapık gibi her gün buraya yazıyorum. çünkü benim için kulübün her branşta başarılı olması kadar temsile yetkili kişilerinin bu makamlara layık insanlar olması da önemli. bu kişiler sizi, beni, milyonlarca insanı temsil ediyor. yeri gelince hepimizi etkileyen kararlar da veriyor. en yakın örneği; sneijder kararı. doğruluğu yanlışlığı bir tarafa, gittiğine üzülmeyi de geçtim, taraftar bu karar nedeniyle ayrıştı bile. diğer yandan da ne yazık ki balık hafızalıyız. kişisel olarak katlanamadığım en büyük şey; yalan söylenmesidir ve hatırlayalım dursun aydın özbek taraftara defalarca yalan söyledi. aklıma gelen ilk yalanları; galatasaray'ın hiç bir finansal sorunu yoktur, isterse messi'yi, ronaldo'yu bile alır; ffp'den ceza almamız söz konusu değil; galatasaray'ı 1 tl dahi olsa kara geçireceğim gibi yalanlar. bunlara ek bir de ibrahimovic'in transferi hakkında takındığı tavır ile bir çok insanı hayal kırıklığına uğrattığını da unutmayalım.

    şimdi biz diyoruz ki bizim rakiplerimiz, yarışmak istediklerimiz real madrid, barcelona, bayern münich, juventus, manchester united vb. avrupa'nın önemli takımları. düşünün ki bu kulüplerin başındaki adamlardan her hangi biri bu tarz açıklamalarda bulunsun. ne kadar kalabilir orada? daha da acı bir örnek vereyim size. 2016-2017 sezonunun başını düşünelim. galatasaray önceki sezonda tonla hoca değiştirmiş, artık takım hoca değişikliğinden yalama olmuş. dendi ki işte en uygun hocayı bulup getireceğiz takıma. hatırlayın, galatasaray yönetimi kendisi ile çalışmak isteyecek bir teknik direktör bulamadı. mecburiyetten ve mali kısıtlamalardan riekerink ile anlaştık. geçmişinde doğru düzgün teknik direktörlük tecrübesi olmayan, asıl görevi altyapı koordinatörlüğü olan bir adam 65 milyon euro maaş bütçeli bir takımın başına geldi. önceki senelerde fatih terim, mancini, prandelli gibi elit klas hocalardan gelinen nokta buydu. kulübü bu noktaya ben ya da siz getirmediniz. yönetimde yer alan ve bizi bu yola sürükleyenler aldı bu kararları.

    bu yıl itibariyle futbol takımı toparlanmış görünüyor. şampiyonluğun en önemli adayı haline geldik. basketbol erkek takımı yeni yapılanma içerisinde ki burada bir sürü olay oldu. ergin ataman'ın gönderiliş şekli başlı başına bir ayıptı örneğin. gelen yeni koç da can topsakal'ın sınıf arkadaşı kontenjanından buraya getirildi. bayan basketbol takımı euroleague seviyesine tekrar geldi ve hem koç hem de oyuncu anlamında çok güzel hamleler var son 2 senedir. bayan voleybol takımımız son 2 senedir büyüyerek ilerliyor. tekerlekli basketbol şubemiz bir ara üvey evlat oldu ama şu an için tekrar hak ettiği değeri gördü. erkek voleybol takımı yine sanırım çok bir hedef olmadan oynamaya devam edecek gibi. yani genel anlamda sportif olarak bir ilerleme var gibi duruyor. ama kabul edelim ki en önemlisi futbol takımı. çünkü marka değerini yukarı çeken lokomotif futbol takımımız. peki futbol takımımız ne zaman toparlanmaya başladı? bir kaç etmenin bir araya gelmesi ile. ilki 2 senedir kardeş kontenjanından takımın içine eden kardeş mehmet özbek karar verici olmaktan çıkarıldı. ikincisi scout, teknik direktör ve cenk ergün üçgenine takımın transfer politikası teslim edildi. üçüncü ve bence bu olumlu gidişin temel nedeni galatasaray'da seçimlere çok az kaldı. yani benim fikrim, bu iyiye gidişin temel sebebi kulübü ileri götürmek, taraftarı memnun etmek değil, koltuğunu kaybetmeme derdi. bu beni ilgilendirmez, takım iyi gittikten sonra altında yatan nedenle ile ilgilenmem diyebilirsiniz. ama ben diyemiyorum.

    ben şu an dursun aydın özbek gibi bir adamın başkanlık koltuğunda olmasından rahatsızım. şu dönemde bir istifanın kulüp içi karışıklık yaratabileceğini ve bu yönetimin de ölseler istifa etmeyeceğini de anlayabilecek zekadayım. ama en azından önümüzdeki seçimlere kadar her gün yazmaya devam edeceğim. çünkü bu uzun entryde yazdıklarım ve yazmadıklarım* ile bu adamların galatasaray'a layık insanlar olmadığına inanıyorum. iyi günde, kötü günde takımının yanında olmak benim için sadece tribünde üşümekten ibaret değil. aynı zamanda hak ettiği gibi yönetilmesi için mücadele de etmek.

    #yönetimistifa
    #dursunözbekistifa
App Store'dan indirin Google Play'den alın