1
gayet mantıklı bir eylemdir.
öncelikle şunu belirtmek lazım; burası -kimse yanlış anlamasın ama - bir masturbasyon mekanı. evet, hepimiz belli başlı konularda yorum yapıyor, mesajlaşıyor, tartışıyoruz ve bu imkan bile güzel ancak futbolculardan herhangi birinin böyle bir sözlüğün varlığından haberdar olduğunu sanmıyorum. misal selçuk'un haberi olsa intihara sürüklenmesi lazım. dolayısıyla biz burada yüklenmişiz, yüklenmemişiz bunlar biraz tırıvırı meseleler.
gelelim futbolcuya fiyatı üzerinden yüklenme konusuna. arkadaşlar bu evrensel olarak cari bir konu, dünyanın her ülkesinde yapılan, hatta italya'da "altın bidon" olarak ödül bile verilen bir husus.
bir oyuncunun transfer (bonservis) ücreti ve maaşı neye göre belirleniyor? insanın s.kine t.şağına göre değil elbette.
oyuncunun takımı için önemi ile oyuncuyu transfer etmek isteyen takımın oyuncudan alacağını öngördüğü verim uyarınca gözden çıkardığı bedelin buluştuğu ortak noktaya "bonservis bedeli" diyoruz.
bir oyuncu alan takımın, aldığı oyuncunun, performans, forma, kombine gibi kalemlerle "çıkaracağına" inandığı ve dolayısıyla ödemeyi taahhüt ettiği paraya da maaş diyoruz.
bu bağlamda elbette oyuncunun performansı değerlendirilirken öncelikle kendisi için ödenen bedelleri makul kılacak bir performans sergileyip sergilemediğine bakmamız veya sergileme kapasitesi olup olmadığına bakmak lazım. zaten başka neye bakacağız?
bu seneki transferler üzerinden örneklersek; maicon ve gomis için maliyet hesaplamalarına çok girmedik. neden? edebilirler diye düşündük.
mariano başarılı bir transfer dedik; neden? iyi oyuncu ve ucuza alındı.
sıkıntı belhanda ve ndiaye'de çıkıyor. neden?
elinde iş yapan bir sneijder varken ve takımının çoğu bölgesi acil transfer diye bağırırken belhanda, hem de bu maliyetlerle gereksiz ve bekleneni vermesi zor olan bir adam. kariyerinin toplamında sneijder'in galatasaray forması ile ulaştığı toplam istatistiklere ulaşamamış; izlediğimiz bir adam. elbette istatistik mini etek gibidir, çok şey gösterir ama esas görülmesi gerekeni göstermez ancak şahsi kanaatim 10 numara pozisyonu için bu önermenin çok da doğru olmadığıdır.
zira bu bölgede oynayan adamların yegane görevi sağındaki, solundaki, önündeki adamlara gol pozisyonu hazırlamaktır. bu nedenle bu adamların almadan önce özellikle bakmanız gereken istatistiği key pass (kilit pas) sayısıdır. gol olur, olmaz bu adamdan bağımsız bir durum; mata, silva, mesut üçlüsünün önüne umut bulut'u koyun gol/asist istatistikleri düşebilir ama key pass sayılarında düşüş olmaz.
sneijder'in de mesela eleştirilen gol/asist sayısı (yaptığı maçlar) yerine aynı maçlardaki key pass sayısına bakarsanız, eleştirilerinizden dolayı biraz utanabilirsiniz.
ikinci yüklenilen adam ise ndiaye. bunun da temel sebebi kurulan takımın oynamaya müsait olduğu 4-2-3-1 taktiğinde bu bölgedeki adamın temel görevinin kanatlara ve/veya önündeki 10 numaraya defanstan aldığı topu bir an evvel çıkarmak ve savunmaya yardım etmek olmasıdır. temel görev oyununun temposunu ayarlamak yani, gol/asist değil. selçuk'un 2011-2012 sezonunda yaptığı asistleri yapması beklenmemeli zira 4-4-2 de kendini öne atan bir playmaker pozisyonunda değil bu adam. bu bölgede oynayan adam düzenli uzun pas da salamaz, o zaman öndeki üçlüyü anlamsızca bypass ederek oyundan düşürmüş olur.
diyeceğim şu ki; bu bölgede tolga'nın az biraz kafası çalışanı ve kendine gelen topu, hızlıca doğru düzgün kontrol edip öne taşıyabileni de sırıtmadan iş yapar. ekstra görevlere girmeyecek bu bölge için, ligimizde izlediğimiz için bildiğimiz badou'ya verilen bonservis ve ücret gereksizdir. üstüne üstlük altyapıdan da üç oyuncu verilecek. badou, geçen sene taraftar tarafından istenen delaney'in üç katı performans verebileceğine inandığım bir adam değil. verimli olur, olmaz bu apayrı bir konu, ancak siz bir adama sneijder kadar para verirseniz bonservis olarak, bu adamdan standart bir orta sahanın yapabileceğinden fazlasını yapmasını beklerler doğal olarak.
bu nedenle, gelen ve kendini taraflı tarafsız herkese ispat etmemiş bir oyuncunun verimli olup olmaması bir konu iken (her türlü selçuk'tan fazla verim alırsın) kendisine ödenen bedele denk bir verim vermesi apayrı bir konudur. bu noktada kendisine ödenen bedelin fahiş olması nedeniyle yüklenmek doğaldır. burada yüklenilen esasen oyuncu değil, oyuncuya bu bedelleri veren şahıslardır.
edit: imla
öncelikle şunu belirtmek lazım; burası -kimse yanlış anlamasın ama - bir masturbasyon mekanı. evet, hepimiz belli başlı konularda yorum yapıyor, mesajlaşıyor, tartışıyoruz ve bu imkan bile güzel ancak futbolculardan herhangi birinin böyle bir sözlüğün varlığından haberdar olduğunu sanmıyorum. misal selçuk'un haberi olsa intihara sürüklenmesi lazım. dolayısıyla biz burada yüklenmişiz, yüklenmemişiz bunlar biraz tırıvırı meseleler.
gelelim futbolcuya fiyatı üzerinden yüklenme konusuna. arkadaşlar bu evrensel olarak cari bir konu, dünyanın her ülkesinde yapılan, hatta italya'da "altın bidon" olarak ödül bile verilen bir husus.
bir oyuncunun transfer (bonservis) ücreti ve maaşı neye göre belirleniyor? insanın s.kine t.şağına göre değil elbette.
oyuncunun takımı için önemi ile oyuncuyu transfer etmek isteyen takımın oyuncudan alacağını öngördüğü verim uyarınca gözden çıkardığı bedelin buluştuğu ortak noktaya "bonservis bedeli" diyoruz.
bir oyuncu alan takımın, aldığı oyuncunun, performans, forma, kombine gibi kalemlerle "çıkaracağına" inandığı ve dolayısıyla ödemeyi taahhüt ettiği paraya da maaş diyoruz.
bu bağlamda elbette oyuncunun performansı değerlendirilirken öncelikle kendisi için ödenen bedelleri makul kılacak bir performans sergileyip sergilemediğine bakmamız veya sergileme kapasitesi olup olmadığına bakmak lazım. zaten başka neye bakacağız?
bu seneki transferler üzerinden örneklersek; maicon ve gomis için maliyet hesaplamalarına çok girmedik. neden? edebilirler diye düşündük.
mariano başarılı bir transfer dedik; neden? iyi oyuncu ve ucuza alındı.
sıkıntı belhanda ve ndiaye'de çıkıyor. neden?
elinde iş yapan bir sneijder varken ve takımının çoğu bölgesi acil transfer diye bağırırken belhanda, hem de bu maliyetlerle gereksiz ve bekleneni vermesi zor olan bir adam. kariyerinin toplamında sneijder'in galatasaray forması ile ulaştığı toplam istatistiklere ulaşamamış; izlediğimiz bir adam. elbette istatistik mini etek gibidir, çok şey gösterir ama esas görülmesi gerekeni göstermez ancak şahsi kanaatim 10 numara pozisyonu için bu önermenin çok da doğru olmadığıdır.
zira bu bölgede oynayan adamların yegane görevi sağındaki, solundaki, önündeki adamlara gol pozisyonu hazırlamaktır. bu nedenle bu adamların almadan önce özellikle bakmanız gereken istatistiği key pass (kilit pas) sayısıdır. gol olur, olmaz bu adamdan bağımsız bir durum; mata, silva, mesut üçlüsünün önüne umut bulut'u koyun gol/asist istatistikleri düşebilir ama key pass sayılarında düşüş olmaz.
sneijder'in de mesela eleştirilen gol/asist sayısı (yaptığı maçlar) yerine aynı maçlardaki key pass sayısına bakarsanız, eleştirilerinizden dolayı biraz utanabilirsiniz.
ikinci yüklenilen adam ise ndiaye. bunun da temel sebebi kurulan takımın oynamaya müsait olduğu 4-2-3-1 taktiğinde bu bölgedeki adamın temel görevinin kanatlara ve/veya önündeki 10 numaraya defanstan aldığı topu bir an evvel çıkarmak ve savunmaya yardım etmek olmasıdır. temel görev oyununun temposunu ayarlamak yani, gol/asist değil. selçuk'un 2011-2012 sezonunda yaptığı asistleri yapması beklenmemeli zira 4-4-2 de kendini öne atan bir playmaker pozisyonunda değil bu adam. bu bölgede oynayan adam düzenli uzun pas da salamaz, o zaman öndeki üçlüyü anlamsızca bypass ederek oyundan düşürmüş olur.
diyeceğim şu ki; bu bölgede tolga'nın az biraz kafası çalışanı ve kendine gelen topu, hızlıca doğru düzgün kontrol edip öne taşıyabileni de sırıtmadan iş yapar. ekstra görevlere girmeyecek bu bölge için, ligimizde izlediğimiz için bildiğimiz badou'ya verilen bonservis ve ücret gereksizdir. üstüne üstlük altyapıdan da üç oyuncu verilecek. badou, geçen sene taraftar tarafından istenen delaney'in üç katı performans verebileceğine inandığım bir adam değil. verimli olur, olmaz bu apayrı bir konu, ancak siz bir adama sneijder kadar para verirseniz bonservis olarak, bu adamdan standart bir orta sahanın yapabileceğinden fazlasını yapmasını beklerler doğal olarak.
bu nedenle, gelen ve kendini taraflı tarafsız herkese ispat etmemiş bir oyuncunun verimli olup olmaması bir konu iken (her türlü selçuk'tan fazla verim alırsın) kendisine ödenen bedele denk bir verim vermesi apayrı bir konudur. bu noktada kendisine ödenen bedelin fahiş olması nedeniyle yüklenmek doğaldır. burada yüklenilen esasen oyuncu değil, oyuncuya bu bedelleri veren şahıslardır.
edit: imla