istiyoruz ki; altyapıdan çıkan ya da anadolu'dan gelen genç bir futbolcu hemen takıma girsin, oynadığı maçlarda gollerini atsın takımı sırtlasın. işte sırf bu beklentiden ötürü genç futbolcularımızın bir çoğu yok olup gitmekte. evet örnekler mevcut, geldiği ilk sezonda mükemmel oynayan, golleri sıralayan gençler de var ama hepsinden aynısını beklemek çok yanlış.
yaser de öyle, daha çok genç. 1988 doğumlu. hem de galatasaray'a 2.lig'ten kartalspor'dan gelmiş. yani arada geçiş için kullandığı bir süperlig takımı bile yok. kartal'da kartalspor'la idmanlara, maçlara çıkarken bir anda kendini florya'da, türkiye'nin en büyük takımında bulmuş. bu geçiş süreci kolay değil. zamana, ısınmaya ve konsantrasyona ihityacı var. bu sene onun için iyi bir pişme süreci. maçlarda çok fazla süre almıyor olabilir ama üst düzey futbolcularla -özellikle lincoln, kewell, arda, baros gibi isimlerle- idmana çıkıyor. bellinzona ve altay maçlarında süre aldığı kısa sürelerde de şansını çok iyi değerlendirdi.
8 ocak 2009 altay galatasaray maci'nda attığı gole gelince, o topa öyle yükselip öyle güzel kafa vuruşu yapmak her topçunun harcı değil. yaser kalitesini belli ediyor.
sabretmesi lazım, sabretmemiz lazım, acelemiz yok. olacak bu çocuk olacak!