• 1
    yavaş yavaş başıma geldiğini hissettiğim durum. eskiden babamla futbol üzerine konuşurken onun sakinliğine , olaylara daha mantık çerçevesinde bakabilmesine hem şaşar hem çıldırır hem de içten içe kıskanırdım. ama şimdi ben de böyle oldum galiba.
    2021-2022 futbol sezonu trabzonspor şampiyonluğu sonrası yaşanan tartışmaları izliyorum ve inanamıyorum. yok bağdat caddesinde kutlama ısrarı , yok kutlatmama hırsı , gerçekten anlam veremiyorum. trabzonspor siyaset destekli şampiyon oldu görüyorum ama ts olmasaydı şu takım şampiyonluğu haketmişti diyebileceğim bir takım bile yok mesela. eskiden her durumda biz olsaydık derdim ama şimdi diyemiyorum. türlü haksızlıklara maruz kaldık ama bir yandan her yönüyle berbat bir performans sergilediğimizi de görüyorum.
    koca koca adamların koltuk uğruna, hırs uğruna yaptıklarını gördükçe benim evde bir başıma veya çocuğumla beraber kendimizi üzmemiz yıpratmamız manasız geliyor doğrusu.
    yaş mı beni böyle yaptı, türkiye’deki iğrenç futbol ortamı mı beni bu hale getirdi yoksa ekonomik şartlar mı öncelikleri değiştirdi bilmiyorum ama böyle fazla etkilenmemek doğrusu daha iyi sanki.
    belki de bu bir bayrak yarışı ve biz yaştakiler artık bayrağı gençlere devrediyoruz.
    her durumda futbol artık eski heyecanını , eski neşesini yitirdi bende.
  • 3
    on numara bir tespittir. eskiden kupa maçları dahil, örneğin 3. lig’ten bir takımla oynuyoruz, kar mı yağmış, fırtına mı çıkmış önemli değil her maçı kaçırmazdm. eşim sorardı bu fırtınada çok mu önemli maça gitmen? derdim ki ölüm kalım maçı. fenerbahçeli bir taraftar görsem maç esnasında holigan’ın kralı olurdum. evime gelen misafire dahil saygısızlık yapıyordum eğer ki yenilirsek. yaş ilerledikçe özellikte kırklı yaşlara yaklaştıkça hayatın ve futbolun bu kadar önemli olmadığını anlıyorsun.

    her şey geçiyor, her şeyi hazmediyorsun, ben neden bu kadar aptalmışım diye sorguluyorsun.
  • 5
    fanatiklik saçma sapan bir şey zaten. galatasaray şampiyonlar ligini kazansa bizim hayatımızda somut olarak olumlu bir değişim olmayacak. yaş otuzlara gelince de bunu kavrıyorsun. takım tutmak, sonraki gün maç kritiği yapmak, kaybeden takım taraftarıyla dalga geçmek vb. güzel şeyler ama ayarında olması lazım. dün trabzonspor taraftarının yaptıkları aptallık. mesela biz 19 mayıs 2019 galatasaray başakşehir maçında müthiş sevinmiştik ve hiç öyle olaylar olmamıştı. şampiyonluk sevinci öyle olur işte.*
  • 6
    herkes aynı şekilde yaşlanmadığı için o kadar da doğru olmadığını düşündüğüm önerme. yaş aldıkça daha fanatikleşen de gördüm umursamamaya başlayan da gördüm. bu biraz karakterle ve sosyal çevre ile alakalı bir durum.

    yine de yüzde yüz yanlış diyemem. zira insanlar yaş aldıkça hayat insanın karşısına başka dertler, başka meşguliyetler çıkarıyor. doğal olarak çoğu insanın öncelikleri değişiyor, değişmek zorunda kalıyor. futbol geri planda kalıyor. ancak bu demek değil ki fanatiklik ortadan kalkacak. insanlar hamile eşleri almanya’da hastanede doğumu beklerken trabzon’a şampiyonluk maçını izlemeye gelecek kadar fanatik olabiliyor. halbuki hiç beklemezsin dışarıdan baksan.
  • 7
    ben hala galatasaray maçı görünce heyecanlanıyorum. takım ritmini bulsun gayet de fanatik bir şekilde özüme dönerim. bu hemen her takım taraftarı için geçerli. başarı gelmeyince de en çabuk pes eden taraftar maalesef bizde.

    yaşla olgunluk gelse de 60-70 yaşında ne fanatikler tanıdım. bu tarz hissedenlerin artıyor olma sebebi kuvvetle muhtemel öncelikle türkiyedeki maddi manevi sorunlar sonra da bize yapılan haksızlıklar ile alakalı. şu an ülkede o kadar çok problem ile boğuşuyoruz ve futbol da her şey gibi o kadar siyasetin kontrolüne girdi ki son 3 sezon sırasıyla şampiyon olan takımlar açık hakem desteğine sahip. hele geçen seneki bjk şampiyonluğu 2010-11 sezonundan bile daha şaibeli.

    futbola ilginin azalması ingilizlerde ya da basketbol için nba taraftarlarında neden olmuyor mesela. ya da bugüne bakalım en basitinden trabzon şehri sabaha kadar uyumayacak. eğer biz şampiyon olsak şu an herkes mutlu iken bir yandan gelecek senenin planlarını yapıyor ve şampiyonlar ligini konuşuyor olurduk. biraz başarı ile de alakalı bir durum.

    mesela benim etrafımda fenerli kalmadı. tanıdığım bütün eski fenerliler ya yerel takım sevdalısı oldu ya da euroleauge takipçisi. ancak galatasaray düşmanlıkları baki.
  • 8
    doğrulunu tecrübe ettiğim tespit. özellikle son dönemde yaşadığımız yönetim zaafiyetlerinden kaynaklı saçma sapan olaylar ve enkaz olarak nitelendirilebilecek kadro bana 2009-2011 arası karanlık dönemi hatırlatıyor ama bunun için üzülmüyorum, belki de bu kulubün hiçbir zaman doğru düzgün yönetilemeyeceğini kanıksamış da olabilirim.
    mesela cadde’de şampiyonluk kutlamak gibi mevzuları namus meselesi haline getirenlerin çoğu birkaç yıl sonra tavırlarına bakıp gülebilir, zira bunu dert edecek bir hayatı uzun süre yaşayamazlar ya da adını zikretmek istemediğim tipler gibi bişey olurlar.
  • 9
    artık ülkemizde futbolda şampiyonların bazı hakemlerce belirlendiği, hatta tayin edildiği aynı zamanda bana göre siyasetin bu kadar futbol içinde olması, ligimizde ki maçların kalitesizlikten dolayı seyirinin düşüklüğü beni de bu sebebe iten rollerden biridir. eskiden olsa canım gaaasarayımın hazırlık maçı bile olsa izler ve bundan çok keyif alırdım. şimdi acaba hangi maçta bizi hakem doğrayacak? veya saçma sapan bir hata yapacak diye bekler olduk. ya abi biz bir kişi yüzünden seçim yapamaz olduk.

    yönetimlerin kabul etmeselerde koltuk hırsları, insanları birleştirici yerine ayrıştırıcı konuşup, sosyal medya hesaplarından paylaşım yapmaları, ama ileri geldiğinde ebedi dostuz diyip, en ufak bir transferde bile sözünden caymaları falan insanın midesini bulandırıyor. bizde maalesef bu gibi kendini geliştirmemiş insanlara yine maalesef ki çanak tutuyor taraftar olarak birbirimizi yiyoruz. alt tarafı futbol ya.

    sözüm ona süper ligimiz var ya hani yayıncı kuruluş bile bulamadığımız, federasyon başkanının sezon bitmeden istifa ettiği, sırf bir hakem maç yönetibilsin diye hakem yaşının 1 yaş yükseltip sonra elit hakem klasmanında olan yanlış bilmiyorsam 14 hakemin bir daha görev almaması, ya da son haftalarda acaba aldı mı lan görev dedirtmesi?

    kanka biz ayvayı yemişiz.
    ne sporu ya? onun en iyisini yabancılar yapıyor...
  • 10
    herkeste birebir yaşanmasa da çoğunluğun yaşadığı durumdur. bunu genellemek ne kadar doğru bilmiyorum ama lise ve üniversite yılları gençliğin de zirve dönemleri olduğu için spora da yansıması hem sevinç hem hüzün olarak daha coşkun oluyor. benim en çok sevindiğim şampiyonluklar 2006 ve 2008’tir. birinde 16 diğerinde 18 yaşındaydım. tabi yaş aldıkça hayatın zorlukları başlıyor. bambaşka bir mücadele. evlilik, iş hayatı ve çoluk çocuk derken insanın enerjisi de azalıyor. biraz enerji ile alakalı da durum. son şampiyonluğumuzu çok istemiştim ve kazandığımızda tek hissettiğim omuzlarımdaki yükün kalktığıydı. bakın sevinmek demiyorum yükün kalkması diyorum. olduğum yerde kalakaldım. gençlerin o enerjik ve duru bir şekilde çılgınlar gibi sevinmeleri çok güzel. bu onların olsun zaten. son şampiyonluğumuzun üzerinden 4 yıl geçmiş olacak seneye. muhtemelen epey ara verdiğimiz için seneye şampiyon olursak biraz delice sevineceğiz. özledik çünkü.
  • 11
    galatasaray dışında bir takımın şampiyon olduğu ve de şampiyonluk hasretimizin 4 yıla çıktığı gece açılmasıyla gülümsetmiş olan başlık. takım yeterince iyi ve yeterince başarılı olduktan sonra yaş üç hanelere de çıksa, ülkenin durumu beterin beteri de olsa herkes kör kütük fanatik olur.

    cünkü futbol yığınların afyonudur ve de bu zehir vücuda girdikten sonra tedavisi yoktur. olayın da yaşlanma ile alakası yoktur, galatasaray gibi bir takım için 4 sene şampiyonluk görememek ekstrem bir durumdur.

    böyle hezeyanların, iç sorgulamaların yaşanması da doğaldır. 2008 sonlarında kurulan sözlükte 2010-2011 sezonu bitiminde "uğursuz geldik galiba ondan şampiyon olamıyoruz" diye ciddi ciddi kapansın mı kavgaları falan dönüyordu...

    --- alıntı ---

    geçecek geçecek bugünlerde geçecek...

    --- alıntı ---
  • 12
    yaş ilerledikçe, iş güç sahibi olup yuva kurdukça sorumluluklarla beraber insan galatasaray'ın derdi ile daha az dertlenmeyi öğreniyor. şu an o noktadayım ve hayatımın en huzurlu dönemi diyebilirim, geçmişe bakıp da kendimi ne kadar yıpratmışım zamanında diyorum. maçı izledikten sonra eğer kaybettiysek o maçı o akşam kafada tamamen bitirmek, ertesi güne taşımayıp profesyonel ve günlük hayatına yansıtmamayı öğrenmek çok güzel nimet. tek golle şampiyonluğu kaybettiğin maça sonrası beşiktaş'lı dostlarını arayıp şampiyonluklarını tebrik etmek, eskiden rakibin şampiyon olunca kudum kudum kudurduğun günleri düşündükçe insanı çok daha büyüten bir şey.

    tek sebebinin yaş olmadığını da eklemek gerek yalnız. ben 28 yaşında erdim o kafaya, çok da ileri bir yaş değil. gözünüzün önünde verilmeyen var sistemine rağmen hatalı kararlar, siyasetin futbola etkisi, futbol yönetiminde yaşanan binbir türlü rezillikler, galatasaray genel kurul üyelerinin ihtirasları, senin dertlendiğin kulübe doğru düzgün başkan adayı bile çıkmaması tüm bunları gördükçe insan değiştiremeyeceği şeyler için üzülmeyi bırakıyor. yine de var ol galatasaray!
App Store'dan indirin Google Play'den alın