• 4
    ekşi'de şöyle fantastik bir olay var:
    https://eksisozluk.com/entry/62870445

    --- alıntı ---

    yıl 2007 ya da 2008. mevsim kış, hava ayaz. o zaman ankara'da yaşıyorum. bir sabah arkadaşım telefonla beni arıyor, bilet aldın mı diye soruyor. ben de ne bileti diye soruyorum ve nihayetinde akşama ankaragücü-galatasaray maçının olduğunu öğreniyorum. lan yok biletim filan derken, arkadaş, sen gel bizim gecekondu'dan bir iki tanıdık abi var, sen gel içeri bir şekilde sokarız seni diyor. ben de maç saatinde gidip, 19 mayıs stadında arkadaşla buluşuyorum. lan beni getirdin ama, bilet yok içeri nasıl gircem ben falan derken, stadın önüne bir şahin yanaşıyor, şahinin bagajında aha da şuna benzer bir soba ve bir torba kömür. neyse, bir kısım insan stada giriyorlar. bu bahsettiğimiz sobayı stadın tribünlerinin hizasına kadar 2 kişi taşıyorlar. sonra yukardan içeri girmiş taraftarlardan 3-4 kişi aşağıya urgan diye tabir edilen halatlardan sarkıtıyorlar. bunu görünce şok oldum amına koyayım. sonra arkadaşla benim durduğum tarafa el kol hareketi yapıp bağırdı bu içerdeki insanlar. böyle 8-10 kişi o tarafa yürüdük. sonra abi 2 kişi sobayı yukardan sarkıtılan halatla bağladı ve birisi sobanın kapağını açarak ayakta duracak şekilde içine girdi. sonra yukardakiler 4-5 kişi sobayla birlikte içine giren elemanı yukarı çektiler. bu arada tribünün yerden yüksekliğini göstermek adına şu görsel yeterlidir sanıyorum. neyse soba tribüne yanaştı, içinden arkadaş indi, soba tekrar sarkıtıldı, başkası bindi, bu döngü böyle devam etti, aşağıda arkadaş, ben bir de 1-2 kişi daha kalmıştı ki arkadaş da sobanın içine girdi ve yukarı çıktı, sonra ben de aynısını yaptım.

    yetmedi, maç başladıktan 10 dakika sonra sobayı kurup, borularını stadın dışına doğru ayarlayıp, getirdikleri bir torba kömürü boşaltıp gazete kağıdıyla tutuşturdular, etrafına oturup çekirdek çıtlaya çıtlaya maçı izlediler. yedikleri çekirdeklerin kabuklarını da yere atmayıp, sobaya yakıt olarak kullanmayı ihmal etmeden hem de. * bu arada rüzgar da tam karşıdan estiğinden sobanın dumanı direk staddan uzağa doğru süzülüyordu. anladım ki bu işte tecrübeliler. ilk yarının sonunda sobanın içindeki kömür azaldığından, arka sıralardan 2 tane stad koltuğu kırıp içine atıp devam ettiler.

    eğer holiganizmde bir zirve varsa, o da bu olaydır amk.

    debe: herkese teşekkürler.

    --- alıntı ---

    19 mayıs stadının yüksekliğini otobüslere bakarak anlayabilirsiniz:
    http://i.hurimg.com/...c03c0e3718e6df7e.jpg
  • 6
    yer: yenikent asaş stadı*

    tarih: 13 mayıs 2006

    tff. 2. lig 2005-2006 sezonu play off maçları ankara'da oynanacaktı. ana-baba memur olan bir ailede yetişen bir çocuk olarak o zamanlar lise birinci sınıfı bitirmek üzereydim ve yaklaşık 5 sene kaldığımız manisa'nın turgutlu ilçesinin takımı olan ve bir dönem altyapısında da oynadığım turgutluspor ankara'ya terfi maçlarına gelecekti. biz ankara'ya tayin olalı da yaklaşık 1 sene olmuştu. turgutlu ilçe olduğundan zamanla herkes birbirini tanıyordu tabi. üstelik ben ve babam futbol hastası olduğumuzdan hiçbir maçı da kaçırmazdık. babam o zamanların turgutluspor kaptanı teoman koray cinel ile gel zaman git zaman yakın dostluk da kurmuştu.

    neyse, işte ilk turda turgutluspor adıyamanspor ile eşleşmişti. tabi ki ben ve babam tribündeki yerlerimizi almıştık. derken maç başladı. babam maç boyunca adnan polatvari sesini kullanarak turgutlu kaptanı koray abiye sesini duyurmaya çalışıyordu bu arada. kaptaaaaan! lan teomaaaaan! koray abi teoman ismini kullanmazdı ve bu ismini de en yakınları bilirdi sadece. neyse devre falan oldu ama koray abi kafasını çevirip bir kez bile tribüne bakmadı. derken ikinci yarı başladı. biraz sonra bizim turgutlu golü yedi. bunun üzerine maçın gitme tehlikesini hisseden babam maç öncesi yuvarlanan birkaç biranın da verdiği yetkiye dayanarak iyice coştu ve gönüllü amigoluk yapmaya başladı. tribünde de taş çatlasın 50 kişiyiz amk. turgutlulu olup ankara'da okuyan üniversite öğrencileri falan var bizden hariç. babamın tezine göre koray abi bizi duyarsa takım maçı çevirecekti ama işte bakmıyordu bir türlü amk! neyse dakikalar böyle geçerken dakika 80 gibi babamdan o can alıcı cümle geldi. lan kaptaaaaan! teomaaaaan! tut gari şu saptan!... koray abi kafayı çevirdi ve babamla göz göze gelmeleri bir oldu. herif akan oyunda elleriyle babama doğru sırıtarak ''lan abi allah iyiliğini versin! sen miydin o?" tarzı bir işaret yaptı. tribün tabi ki yerlerde ve herkes maçın gidiyor oluşunu bırakıp yarılma moduna geçti. fakat işe yaradı amk! hakikaten kaptan koray abi 2 dakika sonra ilk, ondan 7 dakika sonra da ikinci asistini yaparak maçı aldı ve turgutlu adıyaman'ı eledi. tabi tribündeki gençlerin bir anda sevgilisi olan babam geç gelen şöhreti kaldıramayarak maç bitişinde sahaya dalmak istedi ve jandarma komutanıyla ufak bir münakaşaya dahi girdi. neyse sonra takım kaptanı koray abi gelip "komutanım o benim abim" diyince önce sahaya, sonra soyunma odasına dalıp sevinç gösterilerine ortak olmuştuk.*

    http://www.tff.org/...ID=29&macId=7967

    fakat sonra turgutlu bolu'ya elendi. biz o maçı da yenikent'te zannederken maçın aslında cebeci stadında olduğunu öğrenmemiz yenikent stadının etrafında sinek bile uçmamasının garipliğini yaşarken olmuştu. maçın ikinci devresine yetişip yakın mesafeden dolayı gelen on bin civarı bolu taraftarına yine babamın yerinde durmaması sebebiyle yem olmaktan da son anda kurtulmuştuk. adam linç ettirecekti bizi ömrümüzün baharında amk.*
App Store'dan indirin Google Play'den alın