• 51
    reyon görevlisi kıza yaklaşan adam;

    - şu kivinin yarısını verir misin?
    - efendim yarım kivi satmıyoruz.
    - nasıl satmazsınız, ben yarım kivi istiyorum.
    - hayır efendim kesinlikle olmaz size yarım kivi veremem.
    - müdürünüzle görüşmek istiyorum.

    reyon görevlisi kız market müdürünün yana çıkar:
    -beyfendi, aşağıda bir hayvan herif var, yarım kivi almak istiyor.

    tam o esnada arkasından odaya giren adamı farkeden reyon görevlisi kız devam eder:
    - ve bu beyfendi de kivinin diğer yarısını almak istiyor. n'apıyım?

    market müdürü pis pis sırıtır ve:
    - tamam beyfendi arkadaşımız size yardımcı olacak.

    der ve gönderir. kısa bir süre sonra kızı yanına çağıran müdür:

    - aferin, az önce çok iyi toplarladın durumu.
    - teşekkürler efendim.
    - nerelisin sen?
    - ben brezilyalıyım efendim.
    - neden amerikadasın peki?
    - efendim bizim orda insanlar fakirdir. kızlar fahişe, erkekler futbolcu olur.
    - yaa öyle mi? biliyor musun benim karım da brezilyalı.
    - gerçekten mi? hangi takımda oynuyor?
  • 53
    ahanda sözlüğü okurken yazdım bi tane.

    bir gün galatasaraylının biri antrenmanı izlemeye floryaya gitmiş. bakmış ki hamza hoca kaleye eray'ı koymuş oyunculara şut çektiriyor. bunu gören taraftar hocanın yanına varmış ve "hocam ne yapıyorsun" demiş. hoca da;
    -görmüyor musun eray'ı kaleye koyuyorum, diye cevap vermiş. bunu duyan taraftar hocaya;
    -aman hocam olur mu öyle şey, eray hiç top tutabilir mi?
    hoca durur mu hiç, yapıştımış cevabı;
    -ya tutarsa?

    :(
  • 54
    ilk olarak nkfvas nickli yazarımızın sözlükte başlattığı akımdır fakat kendisi tüm entry'lerini silip pilot olduğu için o ara arka arkaya patlattığı bombalar haliyle moderatörler dışındakilere görünmez olmuş. şu an görüp de okurken ciddi ciddi yarıldım ve kendisini de anarak bu kaybolan fıkralardan ziyaretçileri ve kullanıcıları mahrum bırakmak istemedim;

    1- einstein ölmüş ve öteki dünyada cennette kendisine bir malikane tahsis etmişler. einstein malikaneye yerleştikten birkaç gün sonra kapısı çalınmış. kapıyı açan einstein, karşısında yaşlı bir adam görmüş. yaşlı adam einstein'a iq'sunun 160 olduğunu söylemiş. bunu duyan einstein, yaşlı adamı içeri davet etmiş. " gel seninle izafiyet teorisi ve kuantum fiziği hakkında konuşalım " demiş. bir hafta soluksuz muhabbet etmişler ve bir haftanın sonunda yaşlı adam teşekkür ederek evden ayrılmış.

    ertesi gün einstein'ın kapısı yine çalınmış. bu sefer orta yaşlı bir adam ise iq'sunun 80 olduğunu söylemiş. bunu duyan einstein da, " gel seninle de siyaset ve ekonomi üzerine konuşalım " demiş. bir hafta boyunca siyaset ve ekonomi üzerine soluksuz muhabbet etmişler. bir haftanın sonunda orta yaşlı adam einstein'a teşekkür ederek malikaneden ayrılmış.

    ertesi gün einstein'ın kapısı yine çalınmış. bu sefer karşısında 30'lu yaşlarda bir genç adam, iq'sunun 20 olduğunu söylemiş. bunu duyan einstein, genç adamı içeri davet ederken; " gel, seninle de fenerbahçe'yi konuşalım bari " demiş.

    2- istanbul'da çok hızlı sakal traşı yapmasıyla ünlü bir berber varmış. bir gün fenerbahce başkanı aziz yildirim'in acil bir işi çıkmış ve soluğu bu hızlı berberde almış. adam, gerçekten de sakal traşını 2 dakikada yapıp işlemi bitirmiş. aziz yıldırım eline cebine atmış ama hızlı berber; " aman başkanım, siz koskoca fenerbahçe camiasının başkanısınız sizden para almam " demiş. bunun üzerine aziz yıldırım teşekkür ederek dükkandan ayrılmış. ertesi gün dükkanını açmaya gelen berber, kapının önünde bir koli görmüş. kolinin üzerinde aziz yıldırım'ın gönderdiği yazıyormuş. koliyi açınca da içinden 11 milyar türk lirası ve 11 tane fenerbahçe forması çıkmış.

    birkaç dakika sonra kapıdan besiktas başkanı suleyman seba girmiş. onun da işi acilmiş ve bir an önce sakal traşı olması gerekiyormuş. hızlı berber yine 2 dakikada traşı bitirmiş. süleyman seba elini cebine atmış ama hızlı berber; " aman başkanım, siz koskoca beşiktaş camiasının başkanısınız sizden para almam " demiş. bunun üzerine süleyman seba teşekkür ederek dükkandan ayrılmış. ertesi gün dükkanını açmaya gelen berber, kapının önünde bir koli görmüş. dün sabah aziz yıldırım'ın gönderdiği koli aklına gelince, süleyman seba'nın da yüklüce bir para göndereceği düşüncesiyle hemen koliyi açmış. bir de bakmış ki içinde süleyman seba'nın emekli maaşından bir miktar para ve 11 tane beşiktaş forması. buna da şükür deyip ortalığı temizlemeye koyulmuş. derken içeri faruk suren girmiş. takım o sene avrupa'da kupa bırakmamış, dünya devi olmuş ve böyle bir takımın başkanı hızlı berberin dükkanına gelmiş. bunları düşünen berber, diğer ikisine çektiği sizden para almam numarasını faruk süren'e de çekmesi halinde aziz yıldırım'dan ve süleyman seba'dan daha fazla para vereceğini düşünüp traşı bitirdikten sonra elini cebine atan faruk süren'e;

    " aman başkanım, siz koskoca galatasaray camiasının başkanısınız. avrupa'da kazandığınız kupalarla ülkemize büyük sevinçler yaşattınız, sizden bir de para mı alacağız " demiş. bunun üzerine faruk süren teşekkür ederek dükkandan ayrılmış. ertesi gün koli bulacağım sevinci içinde dükkana gelen hızlı berber bir de ne görsün, 15 tane daha galatasaraylı yönetici.

    3- manchester united ile old trafford'ta oynanan ve 6-2 biten maçın ardından istanbul'a dönen fenerbahçe kafilesinde rüştü pek bir efkarlı olduğu için akşam dışarı çıkıp birkaç tek atmaya karar vermiş. o hezimetin ardından dışarı çıkmasının taraftarlar tarafından büyük tepki çekeceğini düşünen rüştü, en iyisi kadın kılığına girip öyle gideyim demiş.

    kadın kılığında bara giden rüştü bir viski söylemiş kendisine ve efkar dağıtırken yanına yaşlı bir kadın yanaşmış. " aa rüştü, fenerbahçeli rüştü, naber " demiş. bunu duyan rüştü şaşırmış. o kadar kılık değiştirdim ama bu kadın beni nasıl tanıdı diye içi içini yemiş.

    efkarı dağılmayan rüştü, ertesi gün tekrar bara gitmiş. bu sefer dünkünden farklı bir kadın kılığıyla gittiği barda viskisini yudumlayıp efkar dağıtırken yanına bir kadın yanaşmış ve, " aa rüştü, fenerbahçeli rüştü, naber " demiş. rüştü yine şoka uğramış, ulan nasıl tanıyor yaa diye iç geçire geçire bardan ayrılmış.

    ertesi gün yine bara gidip efkar dağıtmaya karar veren rüştü, " bu sefer de böyle bir olayla karşılaşırsam beni nasıl tanıdığını soracağım " demiş. diğer iki günden farklı bir kadın kılığında bara gidip viskisini söylemiş. yudumlarken yanına yine bir kadın yanaşmış ve " aa rüştü, fenerbahçeli rüştü, naber " demiş. iyice dellenen rüştü kadını yakalamış ve " ya o kadar kılık değiştirdim, nasıl tanıyorsun beni " diye sormuş. bunun üzerine kadın; " rüştü abi, çaktırma ben tuncay. diğer arkadaşlar da şu masada, efkar dağıtıyoruz gel bize katıl " demiş.

    4- bir gün real madrid, fenerbahçe'yle maç yapmak için istanbul'a gelecekmiş. binmişler uçağa, real madrid'li oyuncular çok üzgün. zidane kaptan olarak sormuş tabi
    - ne o çocuklar yüzünüzden düşen bin parça?
    raul demiş ki:
    - ya abi fenerle oynamayı hiç istemiyoz.
    stata gelmişler. hala millet surat yapıyor. zidane arkadaşlarina;
    - siz gidin istanbul'u gezin, ben fenerbahçe'yle tek basima maç yaparım. demiş.
    bunu duyan arkadaşlari sevinçten havalara uçmuşlar. hemen dalmışlar istanbul gecelerine. maç başlamış. devre arası real madrid'li futbolcular stata gelmişler ve skorboarda bakmislar real madrid 1:0 önde. demişler bi laila yapalım gelelim bari. maçın sonunda geri gelmişler. bi bakmışlar skor 1:1. gitmişler soyunma odasına zidane'yi kutlamaya, ancak zidane almış başını iki elinin arasına ağlıyor.
    - niye ağlıyorsun, sen bütün takıma karşı tek başına oynadın ve maç berabere bitti. bu mükemmel bi şey.
    zidane cevap vermiş;
    - eğer maçın 60. dakikasında kırmızı kart görmeseydim, farka gidecektim. ben ona üzülüyorum.
  • 61
    bir futbol maçına sabri sağ bek olarak başlar ve önünde de podolski oynamaktadır. sabri maçın 15. dakikası bir hucüma gider ve podolski sabri'nin yerini alır. gel zaman git zaman sabri yerine hala dönmez ve podolski neredeyse maçı sağ bek olarak tamamlayacaktır. semih merakla podolski'yi izler ve bir faul sonrası podolski'nin yanına gider ve sorar:

    semih: look at me podolski. what are you doıng hiyır? *

    podolski: sabri'yi bekliyorum,

    semih: kıs kıs kıs (içinden yarılıyor) iyi de sabri gibsen dönmez,

    podolski durur mu yapıştırıyor cevabı:

    -ya dönerse?
  • 62
    --- tff'nin duvarında yazan yazı ---

    eğer bir takım sizi gördüğü zaman durmadan pozisyon verip kalecisi sayesinde gol yemiyorsa bilin ki o galatasaray'dır.
    kalecinin yorulmasını bekleyin, yorulduğu zaman gidin golü atın.

    eğer bir takım kaleyi gördüğü zaman şut atıyor, kapandığınız zaman pozisyona giremiyorsa o fenerbahçe'dir.
    kaçın ve canınızı kurtarın.

    eğer bir takım 30 hafta muhteşem top oynuyor ve 30. haftadan sonra ortadan kaybolmuşsa ve etraf sessizse bilin ki o beşiktaş'tır.
    merak etmeyin, o üçüncü olacaktır.

    --- tff'nin duvarında yazan yazı ---
  • 64
    bir gün dursun özbek'in evinden bir gürültü patırtı gelmiş. komşuları hemen koşmuş başkan ne oldu o ses de neydi demiş. dursun başkan bozuntuya vermemiş:
    -elimdeki çöp poşeti merdivenlerden düştü, demiş. bunun üzerine komşular:
    -ya başkan olur mu öyle saçma şey. çöp poşetinden o kadar ses çıkar mı? demişler. bunun üzerine dursun başkan:
    -poşetin içinde burak, umut, sabri, hamit de vardı. demiş.
  • 65
    bugün bir galatasaray sözlük yazarı anlattı çok hoşuma gitti bir dursun özbek fıkraası anlattı. dursun özbek hep diyomus ki çevresine "bak ffp cezası alıcaz, ffp cezası alıcaz" diyomuş. kimse dinlemiyomus kendisini. "ffp cezası alıcaz, harcamaları kısalım" falan. sonra demiş ceza alırsak sözlüğe benim başlığıma böyle yazın demiş. başlığına yazmışlar "ffp cezası alıcaz dedim dedim bana inanmadınız, bak ne oldu şimdi?". hı? yaniii bizim dursun'un başlığında öyle yazıyomuş "ffp cezası alıcaz dedim dedim bana inanmadınız, ne oldu şimdi?", gördünüz mü?
App Store'dan indirin Google Play'den alın