• 26
    hasta cimbomlu gerçekten hasta olur, ölüm döşeğine düşer. her zaman maçlarına gittiği fanatik arkadaşları ziyaretine gelirler. son defa görelim derler. "allah ın takdiri, elden bir şey gelmez ama son bir isteğin varsa bari onu yerine getirelim."o zaman beni fenere üye yapın..."
    herkes birbirine bakar."yaav sen doğuştan galatasaraylı değil misin?"
    hasta cimbomlunun birden yüzü güler.
    "ülen cimbomlu öleceğine fenerli ölsün be!!"
  • 28
    yasli ve zengin bir adamin hepsi birbirinden zeki 3 oglu varmis. birgün amansiz bir hastalikla yataga düşen yasli adam verasetini açiklamak için ogullarini yanina çagirmis.
    - ogullarim benim vaktim geldi artik, ecel kapida. ben ölünce tabi ki mallarimin hepsi sizin ve siz çok zekisiniz ama siz mallarimi bölüseceksiniz diye birbirinize düsmemeniz için sehrin kadisina gidin. o kadiya benim selamimi söyleyin o size mirasinizi bölüstürür.
    ve adam ölür ogullari da babasinin istegi üzerine kadiya gitmek için yola düserler. tabi yesillik yerlerden, gölden, yagmurdan, çamurdan felan geçerler.
    derken önlerine bi adam çikar ve bizim 3 biradere sorar;
    - efendiler ben devemi kaybettim siz yolda bir deve gördünüz mü? der.
    büyük kardes sorar;
    - tek gözü kör müydü
    adam "evet" der.
    ortanca kardes sorar;
    - kuyrugu kesik miydi
    adam "evet" der
    küçük kardes sorar;
    - bir ayagi topal miydi
    adam ona da "evet" der.
    bu sorulardan sonra 3 birader devesini kaybeden adama biz senin deveni görmedik derler. adam birden sinirlenir. "yaa nasil olur. hem bütün
    özelliklerini bildiniz hem de görmedik diyorsunuz. bende sizinle beraber gidecem ve gittiginiz yerdeki kadiya sizi sikayet
    edecegim" der.
    biraderlerde "olur gel" derler.
    ve sonunda kadinin yanina varirlar, huzuruna çikarlar. 3 birader der ki;
    - efendim bizim babamiz vefat etmeden önce mirasi bölüsmemiz için size gelmemizi söylemisti. biz de bu yüzden geldik. kadi devesini kaybeden adama
    döner ve; -sen niye geldin. der adam da : efendim ben devemi kaybettim. yolda bunlari gördüm. onlara devemi gördünüz mü dedim onlarda devemin bütün özelliklerini bildikleri halde görmedik dediler. ben bunlardan süpheliyim der.
    kadi biraderlere döner ve sorar:
    - sen nerden bildin tek gözünün kör oldugunu.
    - efendim, yolda gelirken yesillik yerden getik. baktim ki yesilliklerin hep bi tarafindan yenilmis öbür tarafina yanasmamis bile. tek gözünün kör oldugunu oradan anladim.
    - peki sen nerden bildin kuyrugunun kesik oldugunu.
    - efendim, yolda gelirken deve pisligi gördüm. devenin pislikleri hep daginik düsmüs. halbuki kuyrugu olsaydi hep toplu düserdi. oradan bildim
    kuyrugunun olmadigini.
    - peki sen nerden bildin bi ayaginin topal oldugunu.
    - efendim, gelirken gölden getik. baktim ki devenin 3 ayaginin tam izi bir de yarim ayak izi var. tek ayaginin topal oldugunu oradan anladim.
    kadi devesini kaybeden adama döner ve "kardesim bunlar senin deveni görmemisler" der. kadi o adami gönderir ve düsünür "ulan bunlar benden zeki
    ben bunlara nasil miras bölüstürecegim. neyse ben bunlara bi ziyafet vereyim sonrada kapi arkasindan dinleyeyim bakalim ne konusuyorlar" diye düsünür ve
    bizim 3 biraderi evine götürür hanimina güzel bi ziyafet hazirlattirir yemek gelir ve kadi "siz yemeginizi yiyin ben bi yere varip gelecegim" der ve kapi
    arkasina geçer.
    büyük kardes der ki;
    - yaa kuzu çok iyiymiste, keske köpek emmeseydi.
    kadi sasirir.
    ortanca kardes der ki;
    - yaa sarap iyiymiste, keske mezar topragindan yapmasalardi.
    kadi iyice sasirir.
    küçük kardes de der ki;
    yaa kadı; iyiymiste, keske ibne olmasaydi.
    kadi bu lafi duyar duymaz gelenlerin zeki oldugunu düsünerek hemen arastirmaya gider.
    kuzuyu aldigi adama "bu kuzu ne emdi" diye sorar.
    adamda "kuzunun annesi öldüydü ben de kapinin önünde yatan köpege emzirttim" der.
    daha sonra sarabi aldigi adama gider ve "bu sarabin topragi nerden" diye sorar. adamda "valla bizim burada en güzel toprak mezarlikta var, ben de
    mezar topragindan yaptim" der.
    kadi "ulan bunlar ikisinide bildi" diye düsünerekten annesinin yanina gider ve "anne ben ibne miyim " diye sorar. annesi de "oglum hatırlamzsın sen
    küçükken ormanda sana oduncu tecavüz etmişti" der.
    kadi bu saskinliklar içinde bizim 3 biraderin yanina gider ve baslar sormaya.
    büyük kardese;
    - söyle bakalim kuzunun köpek emdigini nerden bildin.
    - nerden olacak. bak kuzunun budunun bu kenarinda yag olmaz. ama köpegi emdigi için burada yag var.
    ortanca kardese;
    - söyle bakalim sarabin mezar topragindan oldugunu nerden bildin.
    -nerden olacak. içiyorum içiyorum zevk yerine keder veriyor.
    ve küçük kardese sorar;
    - söyle bakalim sen benim ibne oldugumu nerden bildin.
    - nerden olacak, ibne olmasan girişe fener bayrağı asmazdın

    eksiden alıntı.
  • 29
    --- alıntı ---
    futbola yeni merak salan bayanlara ofsayt anlatımı

    şöyle ki : mango'ya girdiğini düşün. yanında bir arkadaşın var. o kişi seninle aynı takımda yer alıyor. karşı takımda da sevmediğin kızlar var. lakin mango öylesine kalabalık, öylesine kalabalık ki anlatamam. sende takım arkadaşınla beraber bir bluzu beğendin. karşı takımdaki sevmediğin kişilerde aynı bluzu beğendiler. ama siz bu bahsedilen bluzu onlardan daha önce kaptınız.kasanın kale olduğunu düşünelim. karşı takımdaki kızlar da kasaya ulaşmamanız için savunma yapıyorlar ve kasanın önünde dikilmiş bekliyorlar. senin de şöyle bir planın var. takım arkadaşına diyorsun ki; "sen kasanın arka tarafına geç, ben sana bluzu atayım, ödemeyi yap ve bluzu alalım." arkadaşın kasanın arkasına yani kızların arka tarafına geçiyor ve sen bluzu ona fırlatıyorsun. bu durumda ofsayta düşersiniz. he ama böyle yapmazsanız, sevmediğin o kızlarla yüzyüze, tartışarak, çirkefleşerek aralarından sıyrılıp kasaya ulaşır, ödemeyi yaparsanız ofsayta düşmezsiniz. ama şöyle bir şansınız da var. sen tam bluzu fırlatacağın sırada arkadaşın kasa önünde savunma yapan kızların yanında durur ve sen fırlattığın anda koşmaya başlarsa ofsayta düşmeme ihtimaliniz var. fakat zamanlamayı çok iyi ayarlamanız lazım. çelişkili bir durumda gözler yan hakeme (bu durumda yan hakem kasiyer oluyor) çevrilir. yan hakem devam etmenize izin verirse ve sizde bluzun ödemesini yapabilirseniz hem gol olur, hemde ofsayta düşmemiş olursunuz. işte ofsayt böyle birşeydir ve mango'da işe yarayabilir.:)

    --- alıntı ---
  • 31
    bir italyan, bir fransız, bir rus bi de bizim temel şampiyonlar liginde karşılaşmışlar, başlamışlar muhabbete; italyan demişki bizim ülkemizde şampiyon olan takım 2 gün 2 gece kutlama yapar. rus demişki bizim ülkemizde şampiyon olan takım 2 tanker votka içerek kutlama yapar. fransızda demişki bizim ülkemizde şampiyon olan takım 400 güzel kızla şampiyonluk kutlar. sıra bizim temel'e gelmiş. temel; “haçan pizum orda şampiyon kim olursa olsun kutlamasını fenevbahçe yapayi.”
  • 32
    --- alıntı ---

    6-2 biten man.united-fenerbahçe maçından hemen sonra
    fenerli li rüştü tanınmamak için yaşlı bir adam
    kılığına girer ve bır cafe ye gider. cafe de yanına
    yaşlı bır bayan yanaşır ve : -"naber rüştü" der.

    bunun uzerıne rüştü delirir nasıl tanıdı bu kadın beni
    diye düşünüp durur. ertesi gün yine aynı cafede aynı
    kadın yanaşır rüştü'nün yanına yine -"naber rüştü"
    der.

    3.gün rüştü cok değişik bır kılıkta gider cafeye ve
    yine aynı kadın yanaşır ve yine -"naber rüştü" der.
    rüştü dayanamayıp sorar nerden tanıyosun beni diye.

    yaşlı teyze : -"olum ben tuncay len" der.

    --- alıntı --- *
  • 33
    çoçuğun biri sahil kenarında oynuyormuş.oradan geçen bir fenerbahçeli gelmiş çoçuğa sormuş;
    -ne yapıyorsun?
    -fenerbahçeli adam yapıyorum.
    -nasıl yapıyorsun?
    -çok kolay; kum koyuyorum, su koyuyorum, bok koyuyorum fenerbahçeli oluyor.
    fenerbahçeli çocuğu dövmüş ve gitmiş...
    ertesi gün aynı çocuk yine sahil kenarında oynuyormuş.fenerbahçeli gelmiş ve sormuş.
    -ne yapıyorsun?
    -fenerbahçeli adam yapıyorum.
    -nasıl yapıyorsun?
    -çok kolay, kum koyuyorum, su koyuyorum, bok koyuyorum fenerbahçeli oluyor.
    fenerbahçeli yine çocuğu dövmüş ve gitmiş...
    ertesi gün çocuk yine sahil kenarında oynuyormuş.fenerbahçeli yine çocuğu görüp yanına gitmiş.
    -ne yapıyorsun?
    -galatasaraylı adam yapıyorum.
    -nasıl yapıyorsun?
    -çok kolay.. kum koyuyorum, su koyuyorum galatasaraylı oluyor..
    -neden bok koymuyorsun?
    -bok koyunca fenerbahçeli oluyor...
  • 35
    bugün bir arkadaş anlattı...çok hoşuma gitti... bir fener fıkrası anlattı... fenerli hep diyormuş ki çevresine; ben bak hastayım, ben hastayım, ben hastayım diyormuş; kimse dinlemiyormuş kendisini. ben hastayım, ben öleceğim bana bakın filan...

    sonra demiş, ben ölürsem mezar taşıma böyle yazın demiş... mezar taşına yazmışlar; demiş ben hastayım dedim dedim bana inanmadınız bak ne oldu şimdi?

    he? ee yani bizim...fenerlinin mezar taşında öyle yazıyormuş. ben hastayım dedim dedim bana inanmadınız ne oldu şimdi? gördünüz mü?
  • 36
    galatasarayla fenerbahce yanyana antreman sahalarında antreman yaparlarken fatih terim'le ersun yanal sohbet ediyorlarmış. fatih terim "benim oyuncularım cok zekidir ersun" demiş, "inanmazsan gösteriyim".

    "selçuk gel oğlum" demiş selçuk inan'ı yanına çağırmış. "selçuk söyle bakalım babanın oğlu, ama kardeşin değil; kimdir bu kişi?" demiş.

    selçuk inan hemen kolayca cevaplamış doğal olarak "tabiki benimdir hocam" demiş.

    fatih terim "aferin oglum koş çalışmaya devam et" demiş. ersun yanal'a dönmüş "gördün mü ersun, selçuk hemen bildi soruyu" demiş.

    ersun yanal da bunun altında kalmamak için oyuncularına bakmıs, "volkan gel oglum" demiş volkan demirel'i çağırmış.

    "volkan söyle bakalım, babanın oğlu ama kardeşin değil; kimdir bu kişi?" demiş.

    volkan düşünmüş düşünmüş ve doğal olarak bilememiş. "bi dakika hocam geliyorum hemen" demiş, gitmiş gökhan gönül'e sormuş. "gökhan söyle bakalım babanın oğlu, ama kardeşin değil; kimdir bu kişi?" demiş. gökhan gönül düşünmüş düşünmüş zorlanmıs ama sonunda bulmuş "oğlum galiba benimdir" demiş.

    "sağol lan demiş" volkan demirel, soluğu fatih hocayla ersunun yanında almıs.

    gururla "cevabı buldum hocam" demiş, "gerçekten çok kolay bir soruydu. cevap tabiiki gökhan gönül'dür!"

    ersun hoca hayıflanarak bakmış. "ulan bu kadar düşündün yine de bilemedin yazıklar olsun bu kadar kolay soruyu, cevap tabiiki selçuk inan'dır demiş.

    ***
  • 37
    yasli ve zengin bir adamin hepsi birbirinden zeki 3 oglu varmis. birgün amansiz bir hastalikla yataga düşen yasli adam verasetini açiklamak için ogullarini yanina çagirmis.
    - ogullarim benim vaktim geldi artik, ecel kapida. ben ölünce tabi ki mallarimin hepsi sizin ve siz çok zekisiniz ama siz mallarimi bölüseceksiniz diye birbirinize düsmemeniz için sehrin kadisina gidin. o kadiya benim selamimi söyleyin o size mirasinizi bölüstürür.
    ve adam ölür ogullari da babasinin istegi üzerine kadiya gitmek için yola düserler. tabi yesillik yerlerden, gölden, yagmurdan, çamurdan felan geçerler.
    derken önlerine bi adam çikar ve bizim 3 biradere sorar;
    - efendiler ben devemi kaybettim siz yolda bir deve gördünüz mü? der.
    büyük kardes sorar;
    - tek gözü kör müydü
    adam "evet" der.
    ortanca kardes sorar;
    - kuyrugu kesik miydi
    adam "evet" der
    küçük kardes sorar;
    - bir ayagi topal miydi
    adam ona da "evet" der.
    bu sorulardan sonra 3 birader devesini kaybeden adama biz senin deveni görmedik derler. adam birden sinirlenir. "yaa nasil olur. hem bütün
    özelliklerini bildiniz hem de görmedik diyorsunuz. bende sizinle beraber gidecem ve gittiginiz yerdeki kadiya sizi sikayet
    edecegim" der.
    biraderlerde "olur gel" derler.
    ve sonunda kadinin yanina varirlar, huzuruna çikarlar. 3 birader der ki;
    - efendim bizim babamiz vefat etmeden önce mirasi bölüsmemiz için size gelmemizi söylemisti. biz de bu yüzden geldik. kadi devesini kaybeden adama
    döner ve; -sen niye geldin. der adam da : efendim ben devemi kaybettim. yolda bunlari gördüm. onlara devemi gördünüz mü dedim onlarda devemin bütün özelliklerini bildikleri halde görmedik dediler. ben bunlardan süpheliyim der.
    kadi biraderlere döner ve sorar:
    - sen nerden bildin tek gözünün kör oldugunu.
    - efendim, yolda gelirken yesillik yerden getik. baktim ki yesilliklerin hep bi tarafindan yenilmis öbür tarafina yanasmamis bile. tek gözünün kör oldugunu oradan anladim.
    - peki sen nerden bildin kuyrugunun kesik oldugunu.
    - efendim, yolda gelirken deve pisligi gördüm. devenin pislikleri hep daginik düsmüs. halbuki kuyrugu olsaydi hep toplu düserdi. oradan bildim
    kuyrugunun olmadigini.
    - peki sen nerden bildin bi ayaginin topal oldugunu.
    - efendim, gelirken gölden getik. baktim ki devenin 3 ayaginin tam izi bir de yarim ayak izi var. tek ayaginin topal oldugunu oradan anladim.
    kadi devesini kaybeden adama döner ve "kardesim bunlar senin deveni görmemisler" der. kadi o adami gönderir ve düsünür "ulan bunlar benden zeki
    ben bunlara nasil miras bölüstürecegim. neyse ben bunlara bi ziyafet vereyim sonrada kapi arkasindan dinleyeyim bakalim ne konusuyorlar" diye düsünür ve
    bizim 3 biraderi evine götürür hanimina güzel bi ziyafet hazirlattirir yemek gelir ve kadi "siz yemeginizi yiyin ben bi yere varip gelecegim" der ve kapi
    arkasina geçer.
    büyük kardes der ki;
    - yaa kuzu çok iyiymiste, keske köpek emmeseydi.
    kadi sasirir.
    ortanca kardes der ki;
    - yaa sarap iyiymiste, keske mezar topragindan yapmasalardi.
    kadi iyice sasirir.
    küçük kardes de der ki;
    yaa kadı; iyiymiste, keske ibne olmasaydi.
    kadi bu lafi duyar duymaz gelenlerin zeki oldugunu düsünerek hemen arastirmaya gider.
    kuzuyu aldigi adama "bu kuzu ne emdi" diye sorar.
    adamda "kuzunun annesi öldüydü ben de kapinin önünde yatan köpege emzirttim" der.
    daha sonra sarabi aldigi adama gider ve "bu sarabin topragi nerden" diye sorar. adamda "valla bizim burada en güzel toprak mezarlikta var, ben de
    mezar topragindan yaptim" der.
    kadi "ulan bunlar ikisinide bildi" diye düsünerekten annesinin yanina gider ve "anne ben ibne miyim " diye sorar. annesi de "oglum hatırlamzsın sen
    küçükken ormanda sana oduncu tecavüz etmişti" der.
    kadi bu saskinliklar içinde bizim 3 biraderin yanina gider ve baslar sormaya.
    büyük kardese;
    - söyle bakalim kuzunun köpek emdigini nerden bildin.
    - nerden olacak. bak kuzunun budunun bu kenarinda yag olmaz. ama köpegi emdigi için burada yag var.
    ortanca kardese;
    - söyle bakalim sarabin mezar topragindan oldugunu nerden bildin.
    -nerden olacak. içiyorum içiyorum zevk yerine keder veriyor.
    ve küçük kardese sorar;
    - söyle bakalim sen benim ibne oldugumu nerden bildin.
    - nerden olacak, ibne olmasan girişe fener bayrağı asmazdın

    futbol değil tabi ki ama başka başlık bulamadım, af buyurun sayın moderatörler.

    edit : normalde böyle şakalardan hoşlanmam, saçma ve çocuksu bulurum, derim ne gerek var.

    sonra dönüp rakibimize bakarım, https://mtc.cdn.vine.co/...jXkEMa3OrDA71_8XnQG6

    bu espriyi yapan, buna gülen adam yılda 1 milyon euro kazanan profesyonel bir futbolcu. 33 yaşında ama zeka yaşı hala 3...

    rakiplerini kendi seviyene çıkartamıyorsan onların seviyesine ineceksin bazen.
  • 39
    uzak diyarlarda yuvarlak nesnelerle oyunlar oynayan insanlar varmış. sonra bu insanlar kümelenmeye başlamış, kendileri için renkler belirlemişler, kuruluş felsefelerini belirlemişler, bu oyunları beceremeyenlerden bazıları başka alanlarda çok başarılılarmış, vakitleri kaldıkça bu oyunları takip ediyorlarmış, bazıları da anlamsız olduğunu düşündükleri bir hayat yaşıyormuş onlar da bu oyuncuları kendileriyle içselleştirip onlara bağımlı bir yaşam sürmeye başlamış. işte o takımlardan biri de fenerbahçe...

    ahahhahaha...valla güzel fıkra
  • 41
    fatih terim 1996-2000 yılları arasında galatasaray teknik direktötü iken fransa milli takım teknik direktörü aimé jacquet yakın arkadaşı imiş. o dönemler tabi fransa şiir gibi top oynuyor. fatih terim de bir türlü istediğini alamıyor takımından. karar vermiş aimé jacquet ile görüşüp tiyo alacak. atlamış uçağa, fransaya gitmiş. fransa milli takım kampına gitmiş ve idmanı izlemeye koyulmuş. idman sırasında aimé jacquet'ın yanına sokulmuş ve sormuş:
    - hocam sizin elinizde iyi oyuncular var, bende de var. sizin takım takır takır makine gibi top oynuyor ama ben bir türlü istediğimi alamıyorum takımımdan. nerde problem var?
    aimé jacquet kurt hoca tabi hemen çözmüş mevzuyu. hemen zidane'ı yanına ve sormuş:
    - zidane annenle babanın çocuğu olup senin kardeşin olmayan kimdir?
    zidane hemen yapıştırmış cevabı:
    - benimdir.
    bunu üzerine aimé jacquet fatih terime dönüp
    - bak hocam benim futbolcularım zeki, futbolu ayakları ile değil akılları ile oynuyorlar
    demiş. fatih terim bir hmmm anladım hareketi yapmış o robert de niro mimikleri ile. ilk uçakla dönmüş istanbula, çıkmış idmana. hemen hakan şükür'ü çağırmış yanına ve
    - hakan annenle babanın çocuğu olup senin kardeşin olmayan kimdir?
    diye sormuş. hakan düşünmüş, taşınmış, aklına zerre bişey gelmemiş.
    - hocam ben bi arkadaşlara sorayım
    diyerek ayrılmış hocasının yanından. kaptan bülentle başlamış, cevap yok. sonra suat. onda da cevap yok. emre, hakan ünsal derken tüm takımı dolaşmış ama cevap yok. en son hagiyi bulmuş ve sormuş:
    - hagi annenle babanın çocuğu olup senin kardeşin olmayan kimdir?
    hagi hemen yapıştırmış cevabı:
    -benimdir!
    hakan koşarak hocasının yanına gelmiş ve
    -buldum hocam hagiymiş
    demiş. fatih terim hakan'a ters ters bakarak demiş ki:
    - hassiktir ordan zidane'dir!
App Store'dan indirin Google Play'den alın