• 26
    türkiyede başarılı olması özelliklerle son dönemlerde zor olan teknik direktör, niye mi?

    süper lig 2007 - 2008 sezonu şampiyon teknik direktör karl heinz feldkamp & cevat güler
    süper lig 2008 - 2009 sezonu şampiyon teknik direktör mustafa denizli
    süper lig 2009 - 2010 sezonu şampiyon teknik direktör ertuğrul sağlam
    süper lig 2010 - 2011 sezonu şampiyon teknik direktör şenol güneş & aykut kocaman
    süper lig 2011 - 2012 sezonu şampiyon teknik direktör fatih terim
    süper lig 2012 - 2013 sezonu şampiyon teknik direktör fatih terim
    süper lig 2013 - 2014 sezonu şampiyon teknik direktör ersun yanal
    süper lig 2014 - 2015 sezonu şampiyon teknik direktör hamza hamzaoğlu
    süper lig 2015 - 2016 sezonu şampiyon teknik direktör şenol güneş
    süper lig 2016 - 2017 sezonu şampiyon teknik direktör şenol güneş
    süper lig 2017 - 2018 sezonu şampiyon teknik direktör fatih terim

    yabancı teknik direktör medyada daha rahat eleştirilir, taraftarı erken karşısında bulur. yerli futbolcu, yabancı antrenörün dilinden anlaması çok zaman alır. çünkü hepsi için geçerli olmasa da, genelde yerli futbolcunun maç içerisinde yabancı hakemle kurduğu diyalog vücut hareketleri ve yes - no olur. yabancı teknik direktörler galibiyet yöntemlerini futbol kuralları içerisinde ararlar; yerli teknik direktör için her yol mübahtır ve önemli olan üç puandır. yerli hocaların maçlarında rakipte her daim daha önceden çalıştıkları bir futbolcu olur ve eski hocasına kıyak geçtiği ara ara olur. yabancı hocanın öyle bir jokeri yoktur. yabancı antrenörlerde motivasyondan önce strateji gelir. vs vs bu gibi örnekler çoğaltılabilir. ileriki zamanlarda yabancı antrenörler de gayet başarılı olabilir fakat şimdilik zor gibi gözüküyor. 5 ocak 2015 yabancı oyuncu sayısı kararları bu döngüyü değiştirebilecek mi, emin değilim.

    edit: ekleme & güncelleme
  • 27
    kalitelisini getirdin mi ligi domine eder ama öyle sırf ismi var diye getirilen del bosque'ler, tigana'lar, aragones'ler, mancini'ler vb. patlar.

    (bkz: mircea lucescu)

    real madrid'i, ispanya milli takımını çalıştırmış adamlar anadolu takımlarını analiz etmekle vakit mi harcar, hiç sanmıyorum.

    en çok içimde kalanı da frank rijkaard'dır. 2009-2010'da 5 puan farkla liderken arka arkaya üç maç oyuncuların bireysel hatalarıyla yediğimiz gollerle geriye düşmemizi hala sindiremem. adam gerçekten total futbol ile mustafa sarp varken bile şampiyon yapacaktı bizi. :(
  • 32
    türk hakemleri tarafından, ülkemizde şampiyon olmaları istenmediğinden, takımları kıyıma uğratılan teknik direktörlerdir.

    özellikle son on yılda ayyuka çıkmış bir uygulamadır.

    bu sezon tüm hataların beşiktaş lehine yapılması, galatasaray'ın hunharca, fener'in nispeten doğranmasının nedeni teknik direktörlerinin yabancı olmasıdır.

    irkçılığa karşı olan her insan gibi ben de bu durumu şiddetle kınıyorum.

    hiç olmazsa üç yılda, dört yılda bir şampiyon olmalarına izin verin de bu kadar açık etmeyin. ülkemizi lekeliyorsunuz. ayıp oluyor...
  • 34
    türkiye'de takım çalıştırıyorsa türk spor basınıtarafından tabiri caizse itin götüne sokulan teknik direktörler. türk meslektaşlarına ise aynı muamele asla yapılmaz.

    igor tudor'a sen bu kulübün büyüklüğünü biliyor musun, istifa edecek misin diye soru sorulur, jan olde riekerink'e kızınız garsonluk mu yapıyor diye soru sorulur,

    aykut kocaman basın toplantısını terk eder, soru sorulmaz. şenol güneş'e soru sorulamaz, şenol güneş her hafta bi yerlere ayar verir. fatih terim'e soru sorulamaz.

    ondan sonra bizim ligde türk teknik direktörler iş yapıyor yaaa hacı. sen adamı medya olarak kayırırsan olur tabi. ha bazı yabancı teknik direktörler cidden başarısız olmuş olabilir, ama şu olayın da etkisi vardır kesinlikle.

    istiklal marşı okuyan topçu istiyoruz diyen zihniyet, istiklal marşı okuyan teknik direktörleri de kayırıyor. asıl lige gelmesi gereken kurallardan biri yerli hoca sınırı.

    o kadar kötü ki türk teknik direktörlerin durumu. türk topçusundan fersah fersah geridedir türk hocaların durumu. avrupa'da takım çalıştırabilecek yeterlilikte türk teknik direktör şu an sıfır. çoğu zaten dil bilmeyen adamlar. şu an süper ligde ingilizce bilen türk hoca sayısı 1 falandır heralde, abdullah avcı'dır o da büyük ihtimal.

    bu şartlar altında ümit özat, bülent uygun gibi isimleri hala süper ligde takım çalıştırırken görmemek için teknik direktörlere yerli sınırı net gelmeli. belki o zaman kendini geliştirme ihtiyacı hissederler. şimdi iş garanti nasıl olsa. türbülent 5 haftaya kovulur, yerine sergen gelir, sergen gider hikmet gelir, o gider şu gelir, dön babam dön.
  • 35
    yabancı futbolcu sınırına ne kadar karşıysam teknik direktör konusunda da o kadar yerli seviciyim. sebebi ise şu;

    - hali hazırda başarılı ve yabancı teknik direktörü zaten türkiye'ye getiremezsiniz.
    - tanınmış ama kariyeri düşüşte olan teknik direktör size, kendini tekrar gösterip, 'ilk fırsatta kaçarım' modunda gelir.
    - yaşlı kurt hoca dediğimiz tipler ise emekli ikramiyelerini almak için gelir.

    camiada daha önce futbolculuk yapmış veya farklı kademelerde görev almış, kulübün realitelerini ve isteklerini bilen yerli teknik direktör her zaman tercihimdir.
    not: ofsayt manyağı olmayı göze alarak yazdım :(
  • 38
    96-2000 jenerasyonundan bir tane adam akıllı futbol adamı çıkmadığı için yapmak zorunda kaldığımız tercihtir. futbolu tutku olarak değil, meslek olarak görüyorlarmış sanırım. dünya kupası'nda brezilya'ya gol atmış adamsın, aldığın nefesin futbol olması lazım, çıkıp izlanda'nın eliyle kaç kere git-gel yapacağını hesaplıyorsun. hadi getir takımın başına.
  • 45
    şu an türkiye'deki profesyonel ve yarı profesyonel liglerde bir (1) adet bulunandır, o da gaziantep teknik direktörü marius sumudica.

    14 yabancılı ligde bence çok anormal bir tablo. zamanında süper lig'de ortalama 5-6 yabancı hocanın takım yönettiği günler bile olmuşken, çoğu soyunma odasında türkçe konuşma zorunluluğu olmayan bir ligde sayılarının artmaması ilginç.
  • 46
    türkiye'de ne yazık ki başarılı olamıyorlar. takıma yabancı teknik adam isterken bunu dikkate alın. hayır hayır burası yiğidin harman olduğu yer demeyeceğim.

    bu insanlar muazzam kurumsal yapılara sahip, maaşı günü gününe ödeyen kulüplerden geliyor. adamlara bir bütçe veriliyor ve istedikleri takımları kurup taktiksel hünerlerini sergiliyorlar. hiç adam yönetimi yapmıyorlar demiyorum yanlış anlaşılmasın. adamlar maaşını almayan futbolcuyla, geri kafalı başkanla uğraşmıyor. adamların saha dışı -çok dışı da değil aslında- en büyük sorunları "beni neden kadroya almadın hocam!" diye gelen futbolcular oluyor.

    e adamlar haliyle bu lige gelince "noluyor a**" deyip bildikleri şeyi de unutuyorlar. maaşı ödenmeyen futbolcuları, hocam bunları alabildik bunlarla oyna diyenleri görünce şaşırıp kalıyorlar.

    bu futbol ortamında yabancı teknik adamların başarılı olması imkansız. olursa da conte, mourinho gibi alfa karakterler olur. o yüzden "bu adam taktik dehası galatasaray'ın başına geçmeli!!!" kafasından şu zamanlarda vazgeçmemiz gerektiğini düşünüyorum.

    sağlıklı bir futbol ikliminde ülkemizde görmemiz gereken donanımlı teknik direktör türü. on yıl önce de sırası değildi, şu an da değil.
  • 47
    ulkemizde basari yuzdelerinin dusuk olmasi bir gercek, bunda futbol ortamimizin igrenc olmasi da buyuk bir sebep tamam. lakin buradan ayrildiktan sonra kariyeri nasil devam edebiliyor bu yabanci hocalarin, hatta futbolcularin ona da bakmak lazim. ozellikle oyuncu bazinda ben bu olaya ayri takigim, zira cok buyuk yuzdeyle anca arabistan'a katar'a gidebiliyorlar. bizim ligden sonra ust seviyede oynayan yabanci gorunce mutlu oluyorum ama sayi cok az. hocalarda hele, cok daha az. kendimizden ornek verelim, kac tane hoca icin aradan bu kadar da yil gecmisken "ulan kiymetini bilememisiz, adam aslinda ne buyuk hocaymis bak x takimini nereden nereye getirdi" diyebiliyoruz. rijkaard ne yapti, prandelli ne yapti, skibbe ne yapti? mancini isminin ulkesindeki hakkini verip milli takimi calistiriyor, kulup bazinda kiyaslama yapamiyoruz. daha geriye gidince bir tek gerets var, bizden sonra marsilya'da guzel isler yapabilen, ki gerets zaten bizde de basarili olmustu. rakiplerimizde de benzer ornekler var, cok isimli hocalar geldi, basarisiz oldu, kesinlikle tasvip etmedigim sekilde kufur kiyamet, hocaligi bile sorgulanarak kovulanlar oldu, ama sonra "uygun sartlar saglaninca demek basarili olabiliyormus" dedigimiz ornek neredeyse hic yok. fi tarihinde burada calismis low ornek verilir belki, ama o donemi hem hatirlamiyorum, hem de o donem toy donemi olarak degerlendirilebilecegi icin bu ornege de katilmiyorum.

    yani demek istedigim, futbolumuzda yanlis olan cok seyler var elbette, lakin her kotu seyide de kendimize baglayarak durumu odagindan saptirmamak lazim diye dusunuyorum. diger ulkelerde de kaos var, yonetimsel sacmaliklar var, taraftar olaylari baskilari var, italya'da taraftar tesis basip tartakliyor oyuncuyu hocayi, oyle bir baski ortami var ornegin. ulkemize gelen hocalarin basarisizliklarinin tek sebebi biz degiliz. elbette futbolda uyum saglanmasi bambaska bir olgu, yani isini layikiyla yapiyor olsan bile basarili sonuc alamadigin oluyor. bu insanlar da layikiyla yapiyor olabilir, ama bazen yetmiyor, hatta cogu zaman yetmiyor.
  • 48
    türkiye'de büyük bir çoğunluğu başarılı olamayan hoca tipi. sebebi ayan beyan ortada. futbol iklimleri farklı. sadece avrupa-türkiye için olan bir durum da değil bu. örneğin güney amerikalı hocalar, avrupa'da başarılı olamıyor. veya bu örneği kulüp takımları ile milli takımlar arasında dahi verebiliriz.
    bu elmadan armut tadı beklemek gibi ya da guardiola'dan gegenpress oynatmasını beklemek gibi bir şey... başarısız olmaları normaldir.
    çözüm için iki ihtimal geliyor aklıma. ya italya gibi ingiltere gibi hollanda gibi bir futbol ekolü olursun ve senin futbolunu öğrenip uygularlar ve böylece buraya geldiklerinde yapmaları gereken tek şey dili ve ülkeyi öğrenmek olur. ya da sen kulüp olarak bir futbol ekolünü uygularsın ve ona göre hocalar getirirsin.
    geçmişte mancini'ye verilen bütçe, yapılan onca transfer, yine de başarısız sayılabilecek o süreç ve hatta ardından bence sırf italyan diye prandelli'nin getirilmesi verdiğim ikinci ihtimalin örneğiydi.
    birinci ihtimali de ancak rüyamızda görürüz zaten.
  • 49
    daum, kalli, lucescu, gordon milne hiç birini saymasak bile devrim yaratan jupp derwall'e bakıldığında bile doğru kadro ve doğru yönetim anlayışı ile başarının yakalanabileceği açık. yabancı serbestisinin olduğu dönemde hikmet karaman, ismail kartal, yılmaz vural gibi isimleri kenarda göreceğimize anadolu kulüpleri için tercih edilmesi gereken yabancı teknik adamlar olmalı. zamanında roberto carlos'un bile lige verdikleri ortada iken yerli sevici yerli teknik adamlar kesinlikle ligimize yakışmıyor.

    yabancı teknik adamların yerine türkiye liglerinde elit seviyede, büyük takımlar kalibresinde, camianın ağırlığını kaldıracak tek bir yerli isim var. o da zaten takımımızın başında. allah korusun olası ayrılık durumunda kesinlikle yerli sevici, vizyonu türkiye ile sınırlı isimler yerine yabancı teknik adamlar tercih edilmeli.oyun olarak kimsenin umudu olmadığı ve kek kalıbı muhabbeti ile herkesin üzerine oynadığı sezonun sonunda 3 kupa kazandırmış ancak umut bulut küsecek diye mario gomez'i vetolayan takım içi denge diye diye son 3 sezonda yakalanmış kimyayı alt üst eden hamza hamzaoğlu'na sözlükte takımın en kötü döneminde bile acaba denmemesi, tersine igor tudor gibi bir lig oynanırken devre arası gönderilmiş, elle tutulur başarısı olmayan, derbi karnesi berbat olan tüm bunların yanında kurduğu iskelet kadro ve oyun anlayışı ile belkide sonraki dönem 2 şampiyonlukta etkisi mutlaka olan birisine halen devam etseydi ne olurdu deniyorsa yerli teknik adamların oturup düşünmesi lazım. mesele vizyon meselesi...
App Store'dan indirin Google Play'den alın