• 1601
    türkiye de sanki işini çok iyi yapan yerli oyuncular varmış gibi sınır isteği nasıl bir şuursuzluktur çözemedim. beinsports başta karşı çıkacaktır renktaşlar.

    altyapıdan çıkartıp çıkartıp bunların kafasına kafasına vurmak gerekiyor.

    bonservis üst sınırı olmalı yerli oyuncularda ve türk lirası üzerinden olmalı, cari açık yaratan köylü kurnazı anadolu klüp başkanları eğer euro ile bonservis isterse bence biraz hapiste misafir edilmeli.

    öyle başa böyle tarak derler halk arasında.

    denetimsiz dikensiz gül bahçesinde milyonları vergisiz, kara para aklarcasına götürecekler, klüpler batacak sonra kurtarın bizi diyecekler.

    ekonomik kriz varken anadolu da lüks araçların bol olmasının sebebi kaçakçılar, vergi kaçıranlar ve kara para aklayan böyle namussuzlardır.

    beşiktaş tabata ya 8 milyon euro bonservis verdi - bu bonservisten başkana ayrılan pay ile klüp başkanının - demirören bayisiydi - holdinge borcu ödediği dedikodusu dolaşırdı bir aralara -

    yerli oyunculardan milli takımla 8 - 12 den az maç yapanlar 1000 asgari ücretten fazla bonservisle satılamazlar, 12 - 25 arası yapanlar ise azami 1500 asgari ücretten satılabilirler (netinden bahsediyorum) 25 üzeri a milli olanlara 2000 - 2500 / milli takımda 12 de fazla gol atanlara 3200 asgari ücret.

    satabilirlerse avrupa'ya satsınlar - zaten en anlamlısı bu olur.

    madem yabancı oyuncularla top keyfi sınırlanıyor bizde bunların vergisiz kazançlarla yaptıkları otomobil, keyif verici madde ve escort keyiflerine limon sıkalım.

    3 büyük istanbul klübü futbolcu almasın bakalım kime gagalayacaklar vitaminsiz tarıklarını...

    üslubum için renktaşlarımdan özür dilerim ama şu darlayan yorucu ve zorlu zamanlarda nefes aldığımız üç beş parça şeyden biri kaliteli futbol, onu bitireceklerse biz dekoderleri iade edelim internetten spor müsabakalarını izleyelim.

    bunun ip tvsi var, uydusu var (turksat değil), azeri kardeşlerimizin yayınları var, beteurope u bilmemnesi üzerinen kanalları var. sporsevere kaynak çok. bu sebeple beinsports (geçtiğimiz iki sene 2 milyar tl eksi yazmış kurum, $ kurunun artışının epey zarar verip yorduğu kurum %50 sabit $ kuruna rağmen - 4,25 4,50 tl olsa batabiliriz diye kendi içlerinde konuştukları bir kurum) bunlara bir ayar çekecektir.

    6 adet tarık çamdal prototipi izlemek için kimse dekoder almaz, ihalede en fazla 1-2 milyar tl olur (haşmetlinin zoruyla 3 olsun hadi) o da kimsenin dişinin kovuğuna yetmez. matematik ve ekonomi döve döve adam edecek bu şuursuzları...
  • 1603
    yabanci oyunculara sinir koymak, uc buyuk kulup taraftarinin parasiyla finanse edilen futbol sektorunde kirli iliskilerle dolu menajer/anadolu takimi/yerli futbolcu sebekesinin rantini artirma cabasidir. halkin cebindeki paraya el koyma hamlesidir. halk o parayi harcadiginda eger sinir varsa fiyati sismis kalitesiz bir urun izlerken sinir olmayan durumda hem kalitesiz yerliler eleniyor hem ligin kalitesi artiyor. sercanla volkan sen issiz kalirken okay yokuslu bu sayede normal seviyede kalan fiyatiyla celta vigo’da oynuyor.

    kim yabanci kontenjani azalsin istiyorsa bilin ki tarik camdal’a, alper potuk’a, mehmet topuz’a verilen bonservisler gibi manasiz derecede yuksek ucretli transferlerden nemalanan parazitin tekidir.
  • 1605
    olay cok basit; yabanci sayisini kisitlarsan tarik camdal dahil her turlu turk oyuncuya milyonlarca maas verirsin. kisitlamazsan, genclerin avrupa'ya gider, italya'da, ingiltere'de, ispanya'da 1 milyonun altinda maaslara oynamayi sorun etmez. evet, kisa vadede turk oyuncular maas olarak kaybeder, uzun vadede turk futbolu kazanir. ornekler cok acik, neyi tartisiliyor halen anlamadigim konudur.
  • 1606
    tam futbol güzelleşiyor dedik, şampiyonlar liginde biraz daha dişli oluruz dedik ffp geldi tokadı vurdu. ffp hallettik dedik sonra kur geldi tokadı vurdu. kuru da sineye çekeriz dedik yayın geliri, başarı vesaire derken tekrar bu dünya saçması kuralı birileri rant kazanamıyor diye geri getirmeyi düşünüyorlar. güzel olan her şey rant ile öldürülüyor bu ülkede, inşallah hem bu dünyada hem ahirette hesabını verirsiniz ne diyeyim.

    bari stadyumların zemini için de bir rant kapısı doğsun da en azından zeminler güzel deriz.
  • 1610
    bir çeşit kural. tanımı yapıyor ve geçiyorum.

    bu konu yüzünden aklımı kaçıracağım. yahu mevcut kural ile birlikte, yabancı oyuncu oynatma zorunluluğu yok. yok yahu. yok. yok. yok. yok. yok. isteyen takım, istediği kadar türk oyuncu alıp oynatabilir.

    asıl olayın bu olmadığını herkes biliyor tabi. çapsız menajerler, çapsız türk oyuncuları büyük takımlara pazarlayıp, yolunu bulamadıklarından ve tabi kulüp başkanları da, bu işten cebe para indiremediğinden dolayı bütün bu boş konuşmalar.

    getirin anasını satayım. yabancıyı tümden yasaklayın. kendi kendimize oynarız. avrupa falan bizi aşan şeyler zaten. ülke, bu konuda da layığını bulmuş olur.
  • 1612
    seneye kac olacagi simdiden belli olmasi gereken kural/adet.

    hatta gec bile kalindi.

    takimimizda yabanci sayisi dusecek ise satilacak, satilmasi dusunulecek oyuncular mevcuttu.

    ve halihazirda, mukavele uzatilip uzatilmamasi kuralin durumuma gore degisecek oyuncularimiz var.

    linnes, donk, hatta onyekuru ve ndiaye'nin tekrar kiralanmasi ya da kiralanmamasi meselesi gibi...
  • 1615
    zor durumda kalsalar ısıtıp ısıtıp önümüze sunuyorlar. çocuk oyuncağına çevirdiniz be kardeşim. türk futbolunun ırzına geçtiniz. kulüpler dünya kadar sözleşmeler yapıyorlar. şimdi onları feshet, tazminat öde, bunun üzerine sadece türk pasaportu olduğu için tarık çamdal, serdar kesimal, mustafa pektemek gibi yüzsüzlere para kazandır. kayserispor başkanının televizyonda sırıtarak '' deniz türüç 10 milyon euro'dur, parayı veren bu adamı alır '' demesini istemiyoruz.
  • 1617
    şu kadarını söyleyeyim, bu transfer döneminde (yapılmamasını eleştirmiyorum, farz-ı muhal) nuri şahin, hakan çalhanoglu, emre mor (tasvip ettiğimden veya istediğimden değil bu çocuk, genç ve türk olması nedeniyle) üçlüsünü alıp, sofiane feghouli ve younes belhanda ile yollarımızı ayırmış olsa idik, bir allah'ın kulu çıkıp da "yabancı sayısı düşsün" demeyecekti.

    yunus, celil ve ozan patlama yapsınlar bu sene, seneye yukarıda saydığım adamlardan hakan ile celta’dan okay’ı alalım; yine getirilmesin denecek.

    işte bu kadar subjektif ve kötü niyetli bir sınırdır.
  • 1618
    yahu adamlar yabancı sınırı yok dendiği zaman türk oyuncu oynatamazsın demiyor neden anlamıyor bazı spor adamları.

    yabancı sınırı yokken 11 türk ile çık madem bu kadar çok değer veriyorsunuz.

    yayıncı kuruluş yabancı,

    teknik direktör yabancı,

    ama oyuncuya sıra gelince onlar bizim evlatlarımız dimi. yemezler bırakın bu ayakları.

    evlat dediğiniz topçular o yabancı diye istemediğiniz topçuları biraz örnek alsada türk futbolu gelişse.

    yıllarca tafarel ve muslera ile çalışan eray işcan, ulan sadece izlesen daha çok öğrenirdin kaleciliği.

    2019 yılına girecez hala türk topçular 30 yaşını geçince ihtiyar damgası yiyor veteran oluyor.

    siz önce kendinizi düzeltin yabancı oyuncu ayaklarını bırakın.
  • 1619
    ben bu kadar saçma, gereksiz, lüzumsuz bir kural görmedim.

    kardeşim, şuan 11 yabancı ile sahaya çıkmakta herhangi bir sakınca yok doğru mu? * peki 11 türk ile maça çıkmama yasağı var mı? *

    peki yasağı olmayan bir konu hakkında neden düzeltme yapma gereksinimi duyuyoruz?

    11 türk ile sahaya çıkarsam elek ederler beni diyorsan zaten yabancıların senden daha iyi olduğunu kabul etmiş oluyorsun.

    evet, yabancı futbolcuların büyük bir çoğunluğu benim ülkemin evlatlarından daha yetenekli, daha çok iş ahlakı var, daha çok kazanmak istiyor. peki burada utanması gereken yabancılar mı, sen mi? idmanda kol saatine bakarak bir gözü dışarda olan türkler ile idman bitiminde daha ne yapabilirim ve üstüne bir tık daha katabilirim, koyabilirim derdindeki yabancılar ile ilgili konuşuyoruz. bu cümlem bile aslında bir çok şeyi açıklıyor bence. benim ülkemin evladı, idman sonrasında belki duş bile almadan tesislerden kaçarcasına gidiyor. neden kardeşim? neden gidiyorsun? elin gavuru neden 1 saat daha ek idman yaparken sen gidiyorsun?

    bu ülkeye yıllardır sokaklarda formasını giydiğimiz, hayallerimizi süsleyen, zencilerin kralı drogba geldi. adam drogba yahu! ama her idman sonrası ek idman yapıyordu. o yaşında, o kariyerinde bıkmamış, üstüne koymak adına hala elinden geleni vermeye çalışıyordu. drogba beyefendisi ek idman sırasında terler dökerken, yabancı kuralını savunanlara bir sorum var?

    tarık çamdal ne yapıyordu? veysel sarı ne yapıyordu? ozan tufan ne yapıyordu? mustafa yumlu ne yapıyordu? ömer ali şahiner ne yapıyordu?

    korkarım bu sefer kendi evlatlarımı koruyamayacağım. elin gavurunda, türkler'e nispeten 5 kat iş ahlakı, onuru, gururu var.

    peki ben bu tezimin üzerine neden yabancı sınırını savunayım kardeşim? adam olacak futbolcu, ilk 11'de 1 türk futbolcu oynatmalısın kuralı olsa bile yetişir. futbolcu olmak kurallarla, yasaklarla olacak iş mi allah aşkına? adamın içinden gelirse olur.

    bir de madalyonun diğer tarafı var. simsar yöneticiler. bu tipler sadece anadolu kulüplerinde bulunuyor. sen 3 büyük olarak mecbur kötülerin arasında en iyileri seçmeye çalışıyorsun. örneğin bursaspor'dan x topçusuna talip oluyorsun. bursaspor başkanı biliyor ki sen 3 büyük olarak türk topçusu oynatmak zorundasın. elin bana mecbur mu? köpek gibi mecbur. hemen 'dur ben bunlara bi okutayım, kasamız dolsun, arabayı da modelleriz, ohhhh' diye geçiriyor içinden. pazarlık başlıyor. x topçusunun değeri taşı çatlat 2 milyon euro olsun. bursaspor başkanımız hemen fiyatı veriyor, 10 milyon eurocuk başkanım. 3 büyük yetkilisi de hemen pazarlığa başlıyor, 5 milyon euro civarında bitirdiğinde de ''ohh iyi fiyata aldık valla, bundan iyisi olmazdı'' diyor. sonra o aldığınız futbolcu elinizde dinamit gibi patlıyor. yıldızlı alıntı yapmayacağım, zibil gibi örnekleri var bunun.

    işin komik tarafı, yukarıda bahsettiğim bursaspor başkanı baktıki topçusunu okutamadı 3 büyüklere, kendi kadrosunda düşünmediği bu tip topçuları yine anadolu kulüpleri arasında bedavaya ya da bedavadan biraz fazlaya okutup geçiyorlar. iş 3 büyüklere gelince milyon eurolar söz konusu oluyor yani.

    şimdi ben bunların olduğu ülkede neden yabancı sınırını isteyim? gelsinler oynasınlar kardeşim. kendi takımım özelinde konuşuyorum, tarık çamdal'a 1.6 milyon euro vereceğime, gomis'e zam yapardım. hatta sneijder'i gönderip belhanda beye muhtaç kalmazdım. melo'yu yollamazdık belki zamanında. podolski'nin sırtını sıvazlarken 3-4 bin euro cebine sıkıştırırdık.

    neyse...
    gözlerim dolmaya başladı, daha fazla yazamayacağım.

    not:bursaspor olarak sadece örnek olması amaçlı yazdım. sonuçta aynı şeyi tüm anadolu kulüpleri yapmaktadır.

    #yabancısınırınahayır
  • 1620
    televizyon dizilerinde reyting düşünce hemen başrol komalık olur, ya oyuncu çıkartılır ya oyuncu dahil edilir. bizimde ülke futbolumuzda işler kötüye gidince hemen yabancı sınırını gündeme getiriyoruz. mali sorunlar, altyapıdan oyuncu çıkmaması, yerli oyuncuların gelişim sağlamaması bütün bunların çözümünü yabancı sınırlamasıyla çözmeye çalışıyoruz. işin komik tarafı deneyip verim alamadığımız sistemi tekrar denemeye çalışıyoruz.

    asıl sınırlamaların kriterlerin geleceği konum yönetimlerdir. ülkemizde kulüp başkanı ve yöneticisi olmak için en temel kriter maddi zenginlik, böyle bir ortamda yabancı futbolcu sınırlaması sadece anadolu kulüplerini ve gurbetçi yerlileri zengin eder.
  • 1623
    önümüzdeki yıldan * itibaren 14 yerine daha az sayıda yabancı olacağı neredeyse kesinleşti. futbolun paydaşları dedikleri parayı cukkalayan tayfaların hepsi bir sınır getirilsin istiyor ve bu durumda hiç değilse 12 yabancı ve ilk 11’de oynayacak yabancı oyuncu sayısına bir sınır getirilmemesi yönünde bir karar alsalar da bizlerde para kazandığı yere ihanet eden türk futbolcuları daha az seyretsek.
App Store'dan indirin Google Play'den alın