"herkes benim gibi düşünsüncülerin sözlüğü olmuştur. yeni değil. bayağıdır böyle. kendisi gibi düşünmeyene hemen bir yafta. sonra başlasın linç." demiş. nasıl da iyi niyetli, nasıl da özgürlük yanlısı, naif, kibar. oysa daha bugün ekşi'de şu satırları yazmış kendisi:
“ulkeyi hedef alan teror saldirisi sonrasi kendi devletini suçlu bulan, hata arayan, saldiriyi gerçekleştirenlerin lehine konuşan adam muhalif değil orospu çocuğudur.” demiş ekşi sözlük’te.
https://eksisozluk.com/entry/58630381e hani düşünce özgürlüğü, hani yaftalamama, hani saygı?
çok sıkıldım artık. kendisinin de çok ama çok fazla şekilde yaptığı “algı yönlendirme” taktiğiyle iktidar baskısı yemekten, susturulmaktan, kötü olan tarafmış gibi gösterilmekten, hakarete uğramaktan çok sıkıldım.
belli bir kesimin kendi ideolojisini, kendi isteklerini, kendi nefretlerini, kendi cahilliklerini “vatan, millet, birlik, beraberlik” güzellemeleri içinde dayatmasından, ülkeyi tekelime alacağım derken memleketi boka çevirmesinden, 15 yıl önce terörü tamamen bitirmiş bir ülkenin günümüzde her an her yerinde bombalar patlayan bir cehenneme dönüştürülmesinden ve bunun hesabını sormaya kalktığımda küfür yemekten, baskıcı gösterilmekten, binbir tane güzel kılıfla tehdit ve hakarete uğramaktan çok sıkıldım.
bütün bunları, yukarıda alıntıladığım kısmı yazmış birinin kendisini savunurken düşünce özgürlüğüne sığınma ikiyüzlülüğü midemi bulandırdığı için yazıyorum. çünkü kendi devletimde suç buluyorum, hata arıyorum ve saldırıyı gerçekleştirenlerin lehinde konuşulanlarla aynı paranteze alınıp orospu çocuğu damgası vurulmuş olmaktan nefret ediyorum. ağır olacak. çok ağır şeyler yazacağım, ama yukarıdaki itham kadar değil.
benim de içinde bulunduğum kesime “orospu çocuğu” yaftası yapıştıran arkadaş kim? bakalım kimmiş.
yaklaşık bir yıl önce sözlüğe yazdığım her şeyi silerken, kendisinin nick altına da bir şeyler karalamış olduğumu fark ettim. son zamanlarda dikkatimi olumsuz yönde en çok çeken yazardı, ama kendisi hakkında bir şey yazmamaya özellikle gayret etmiştim. ne yazmışım diye merak edip baktım. 2011 sonu mu, 2012 başları mı ne, internet yasaklarının ilk ortaya çıktığı dönemler. internet sansürlerini protesto edenlere “pornocu” yaftası yakıştırmış kendisi, ben de kendisi için “fikrinde tümörler var” tarzı bir cümle sarf etmişim. daha o zamanlar, şu “orospu çocuğu” yaftasındaki çakallık gibi bir çakallık yapıyor, özgürlüğü savunanlarla pornodan başka derdi olmayanları aynı paranteze alıp çamuru herkese bulaştırmaya çalışıyormuş meğer. kafa aynı, taktik aynı, çamur aynı. dün gece istanbul’u kana boyayan bilmemkaçıncı terör saldırısı gerçekleştikten sonra insanlar sevdiklerine ulaşmaya çalışıyor, telefonla haber alamayınca internetten medet umuyor, ama bunu da büyük oranda başaramıyordu. zira kendisiyle ilk münasebetimizin konusu olan internet yasakları geliştirilip artık tek düğmeye bağlanmış, saldırı gerçekleşir gerçekleşmez internetin hızı kısılmıştı. o sırada kendisi ise terör saldırısıyla ilgili şunları yazıyordu:
“patlama değil saldırıdır. devleti, ülkeyi hedef alan bir saldırı. klişe gelebilir size ama ne kadar sık oluyorsa olsun birlik olmaktan başka çaremiz yok. birbirimizi yiyeceğimize bütün durarak tepki vermeliyiz. her saldırı sonrası sosyal medyada rt-fav savaşı vererek değil.”
ne kadar bütünleştirici, ne kadar iyi niyetli görünen bir birlik beraberlik mesajı. birbirimizi yemeyelim, dayanışma içinde olalım. muhteşem. ancak aynı kişi sadece 14 ay önce gerçekleşen 10 ekim 2015 ankara patlaması sonrasında şunları yazmış:
“hayret kimse yazmamis ama ben yazayim bari. kesin mit yapmistir.
hdp oylarini arttirma taktikleri vol2.”
https://eksisozluk.com/entry/55406677 sen ekşi’de, buradaki dertleşme entrylerinde kendinin ne kadar da içli, ne kadar da duygusal, ne kadar da iyi bir insan olduğunu anlatıp dururken ve ankara’daki patlamada ölenleri “oy taktiği” diye geçiştirirken, yaşayıp dünkü saldırıyı görse hüngür hüngür ağlayacak iki arkadaşım öldü benim orada.
haberin var mı?
yok.
umurunda mı?
değil. çünkü senin derdin, iddia ettiğin gibi vatan, millet, insanlık, terbiye, saygı, ahlak filan değil.
yine kendisi, galatasaray sözlük’te drvenom başlığı altında şöyle bir yazı yazmıştı: “hamza hamzaoğlu ile kişisel bir sorunu yoksa eğer ruh hastası olduğunu düşünüyorum. kusura bakmasın, gerçekten böyle şeyler yazmak istemezdim. kendisini tanımam etmem. hamza hoca da akrabam değil bir şeyim değil ancak bu konuda takındığı tavır rahatsız ediyor artık.”
riekerink için ise şunu yazmış: “kapasitesiz. ağır oldu kusura bakmayın, kendisi hakkında tek olumsuz entry'im yoktur geçmişte, şans verdim, iyi olur dedim, iyi niyetli dedim ama olmayacağını da biliyordum.”
her iki entry de sözlükte halen mevcut. dileyen açıp devamlarını da okuyabilir. madem kendisi psikoloji incelemeye meraklı, madem sözlük de buna karşı çıkmıyor, bu entryler hala yerinde durabiliyor, madem kendisi insanlara “ruh hastası”, “orospu çocuğu” gibi yaftalar yapıştırmayı seviyor, ben de kendisi hakkında bir analiz yapacağım şimdi. burada, ekşisözlük’te ve twitter’da yazdıklarından yola çıkarak bazı tespitlerde bulunacağım, çünkü kendisinin sürekli kullandığı terbiyesiz, ahlaksız, aşağılayıcı, ukala ve kibirli üslup, sürekli başvurduğu ayrıştırıcı dil, küfürler ve hakaret dolu ifadeler midemi bulandırıyor artık.
analizimin sonucunu burada söyleyeyim: kendisi, ne kadar bol alaycı bir ifade takınmaya, kendisini ne kadar tarafsız, olgun, geniş düşünceli, hakkaniyetli, insani ve iyi niyetli göstermeye çalışırsa çalışsın, aslında yalnızlıktan ve sevgisizlikten ölmek üzere olan düşük kapasiteli ve düşük vasıflı bir erkek çocuğu sadece. ağır oldu, kusura bakmasın. mutsuzluğunu ve tatminsizliğini herkese hakaret etmek, aşağılamak, sürekli sağa sola laf sokmak şeklinde ifade etmeyip gerçekten mütevazı davransa hiç tanımadığı insanlardan alacağı tepkiler bambaşka olabilirdi, belki bundan sonra olabilir. ama şu an, hayatındaki ciddi eksiklikleri, ciddi mutsuzlukları sağa sola saldırarak ve agresif davranarak görmezden gelmeye çalışmaktan başka hiçbir şey yapmıyor. burası, sanal da olsa bir komünite. insanları bu denli rahatsız etmeyi kendinde hak görüyorsa, az sonra yazacaklarımdan rahatsız olma hakkı olmayacağını da kabul etmek zorunda.
kendisinin twitter adresi şuymuş, sözlükte kendisi paylaşmış, tekrar koymakta sakınca yok herhalde:
https://twitter.com/IbrahimG1905 ne kadar agresif ve küfürbaz bir tarzı olduğu açık. bir ara sözlükte küfür edenlere savaş açmıştı, “küfür edecek kadar holigansınız, iğrençsiniz” diye sallıyordu, sözlükte küfür eden yazarların uçurulmasını da desteklemiş, ama kendisi diğer mecralarda rahatça sallayabiliyor. çünkü galatasaray sözlük küfüre karşı hassas, twitter ve ekşi sözlük değil. o zaman insanları baskı altına almanın yolu küfürsüz ortamda küfürsüzlüğü savunmak, küfürün serbest olduğu yerde çirkeflik yapmak, değil mi canım kardeşim? çünkü mesele bir ilkeyi savunma meselesi değil, karşındaki insanları sindirme meselesi. ilkeler sadece bahane.
aynı twitter hesabına bakınca, escortlarla watsapp grubu kurup eğlenmiş bir twitter fenomeninin paylaşımlarını retweetlediğini görüyoruz. çok komik bulmuş herhalde. sadece bu kadar olsa sıkıntı yok. ama ekşi sözlük’te yazdıklarına bakınca kendisinin kadın nefretinin insanı ürkütecek boyutta olduğunu görüyoruz.
birkaç numune vereyim hemen:
“çünkü her kadının içinde bir orospu yatar”
https://eksisozluk.com/entry/55851257“anne de olsa kadındı işte, hiçbir şeyi beğendiremezsiniz kadın milletine” (bahsettiği anne kendi annesi evet)
https://eksisozluk.com/entry/58096181“londra’ya kaça geliyorsun zeynep?” (yakışıklı erkek görünce verdikleri tepkileri yazan kadın sözlük yazarlarına hitaben. kadın = orospu algısı devam ediyor.)
https://eksisozluk.com/entry/41741676 “orospu nastenka. sonra niye küfür ediyorsun. edilmeyecek gibi değil.” (beyaz geceler isimli dostoyevski eserine dair yorumu. müthiş bir entelektüel seviye, herkesi cahillikle itham etmekte haklı, evet.)
https://eksisozluk.com/entry/60592424bir kızın içindeki kaşarlık oranını ortaya çıkaran konu. (...) hee hee, kıskançlık özgüven eksikliğinden. bir erkeğin sesi için aşık olmak neyin eksikliği? (bkz:
yarak afedersin) (konu sadece karizmatik ses tonu. yukarıdaki bunca küfür kıyamet, sadece ses yüzünden)
https://eksisozluk.com/entry/32976239 “kadın milleti bunlar, ciğerlerini biliriz ” (bildiği ciğeri hepimiz biliyoruz: kadın = orospu)
http://gss.gs/1456157peki bunca kadın düşmanlığının nedeni ne? onlara da cevap buluyoruz hemen:
“biz kurufasülye pilav yapıyoruz yine beğendiremiyoruz.”
https://eksisozluk.com/entry/54505904“aşık olmak bunlardan biridir. bu sebepten kızlar ağlar. ve bu onların en etkili silahıdır yufka yürekli erkeklere karşı.”
https://eksisozluk.com/entry/35698909“erkek dediğin kadına her zaman kaybeder, kaybetmeli çünkü. kadın diyorsun lan boru mu bu. adamın cebinden para alırlar para!!!” (evet yine kadın = orospu iması. bildiniz.)
https://eksisozluk.com/entry/55277901 “ şimdi biz sevdiğimiz, gezdiğimiz bir ton vakit geçirdiğimiz kız ile evlensek şeyine takmaz bizi. ağlamayı bırak arayıp sormaz yemin ediyorum. “
https://eksisozluk.com/entry/54978035 ve bu düşüncelerin biraz daha derinine inersek karşımıza şu çıkıyor:
“en kötüsü de, sonraki zamanlarda kızın üniversiteye giden sevgili yapıp bana anlatmasıydı. böyle bildiğin dinleyip tavsiye veriyordum. derdini sikeyim butonu da yoktu kızın. vardı da işte neyse. çocuk da barzonun tekiydi. zaten bizim gibi naif, kibar ve düşünceli adamların bu tarz kızların karşısında hiçbir şansı yoktur, olmaz ve olamaz beyler. kız mı? gitmiş akrabasıyla sözlenmiş. hayat ne garip.”
https://eksisozluk.com/entry/55141903 yazık, naif, kibar ve düşünceli olmasına rağmen sevmemişler garibimi. o da “madem ki beni sevmiyorlar, hepsi orospu” şeklinde müthiş bir çıkarım yapmış kadınlar hakkında. ayrıca son paylaştığım entrysindeki “vardı da neyse işte” dediği “derdini sikeyim butonu”yla kastettiği şeyin, kadın cinsel organı olduğunu düşünmek fesatlık olmaz herhalde. sevmiş olduğu bir kızdan bahsediyor, küfürlü göndermeler yaparak. evet.
sadece bu kadarına göz atınca bile, karşımızda ergenliğinden beri doğru düzgün sevilmemiş, sevilse de terk edilmiş, sağlıklı ilişkiler kuramamış, kadınlar tarafından bir şekilde sürekli olarak “yetersiz” bulunmuş ama buna neden olacak eksikliklerini görmezden gelerek “bütün kadınlar orospudur” şeklinde ağır hastalıklı bir iç rahatlatma tesellisine sığınmış ve bunu ekşi sözlük’te, galatasaray sözlük’te, twitter’da defalarca ifade edebilmiş biri olduğunu görüyoruz.
bu psikoloji, hafife alınacak bir durum değil. adam sevmek istiyor, sevilmek istiyor, bir sebepten dolayı sevgi ihtiyacını tatmin edemiyor ve sorunu “kadınlarla iletişim problemim var” şeklinde ifade etmek yerine, “kadınlar orospudur” şeklinde okumayı tercih ediyor. bu kafa yapısı, tacizlerin, tecavüzlerin, 12 yaşındaki çocukları evlendirmeye kalkmanın kafa yapısı. bu kafa yapısı, ağır bir ruh hastalığının ifadesi. bu kafa yapısı, toplumumuzdaki çürümenin baş aktörlerinden biri ve pompalanmış, öğretilmiş, en kötü ihtimalle teşvik edilmiş bir düşünce sistemi.
yazılacak onca şey varken neden kadınlarla ilgili görüşlerinden girdim? öncelikli olarak şu veriyi gösterebilmek için: kendisi, kendisinde olan eksiklikleri, karşısındaki kişilere yansıtarak nefret dili kullanma yolunu tercih ediyor. bolca savurduğu küfürlerin ve hakaretlerin büyük kısmında bu güdülenme mevcut yani.
o zaman, artık psikolojisini çözümlemek çok daha kolay. sözlükte yüzlerce örneğini yazdığı nefret dolu entrylerinden birkaç tanesine bakalım şimdi:
“kendisinin kişiliğine laf edenlerin pek bir kişiliği olduğunu da sanmıyorum.” (umut bulut için. sen kimsin? ne hadle? kendi keyfin harici hangi veriyle?)
http://gss.gs/2023421“sadece kalite olarak olsa iyi, karakterleri de bir o kadar iğrenç”. (sinan gümüş ve yasin öztekin için. galatasaray sözlük’te “küfür çok ayıp” yazıp diğer bütün mecralarda ana avrat küfretmek çok karakterli bir davranış evet, bu yüzden karaktere karar verebilecek kişi sensin.)
http://gss.gs/2054120 “bence de exclusive bir kaynagi yok ama burada yazmasi galatasaray sozluk adina exclusive bir yazar kazandirmistir. exclusive demis miydim? herkese iyi exclusive'ler :)” (bir yazar “exclusive” kelimesi kullandı diye histeri krizi geçiriyor. neden? ne alaka? derdin ne kardeş?)
http://gss.gs/2004967“hahahahahahahahahaha”
mancini sevenler için uzuuun bir kahkaha atmış. ve yine kendi aşırı mutsuzluğunu gölgeleyecek abartılı bol gülüşler. neden?
http://gss.gs/2018280 en eğlenceli bulduklarım ise arda turan başlığına yazdıkları. başka bir yazar hamza hamzaoğlu için çok entry girdi diye ona “ruh hastası” demiş, ama kendisinin arda turan başlığında 135 entrysi var. arda hakkında sözlükte ya da twitter’da yapılmış her eleştiriye cevap yetiştirmiş, hatta kimi zaman kimse bir şey demese bile herkesten önce gelip sağa sola laf sokmuş, gülücüklerle hakaretler yağdırmış.
neden?
genel olarak bakarsak da, hamza hamzaoğlu, umut bulut, fatih terim, arda turan vs gibi isimlere toz kondurmayıp, eleştirmenin kaçınılmaz olduğu zamanlarda bile çok çok hafif dokundurup yasin öztekin, sinan gümüş, mancini, riekerink, sosyal medya kullanıcıları, ingilizce kelime kullanan sözlük yazarları gibi kişilere bildiğin nefret kusuyor. hadsizce hakaretler savuruyor.
iyi de neden arkadaş? neden?
nedeni için kendi çocukluğunu anlattığı şu entry’e buyuruyoruz:
“ kocasının yılda birkaç kez düzensiz olarak yolladığı para ile 3 çocuğa anne babalık yapan annem ve bize uydurduğu yalanlar. hem köy yerinde pirinç pilavı da neymiş? bulgur pilavı neremize yetmiyor dimi?”
https://eksisozluk.com/entry/53822768 anladığımız kadarıyla çocukluğundan itibaren hayatında sabit bir baba figürü yok, maddi güç yok, imkan yok. bir yerlerde birileri her türlü imkana sahipken, kendisi her şeyden mahrum büyüyor. haklı olduğu çok fazla nokta vardır, anadolu'da uzun yıllar boyunca ciddi dramlar yaşanmış, ülke burjuvası kayıtsız kalmış, toplum çok çarpık gelişmiştir. ama vardığı sonuç fazlasıyla hastalıklı. zira kendisi, yaşadığı sorunların tamamını belli bir kesime mal etmiş ve sadece kendisi gibi anadolu mazlumu görünümündeki insanları sayan, diğer insanların varlığına dahil tahammül edemez bir hale gelmiş. haliyle anadolu tavrından biraz olsun uzak, biraz batılı, biraz farklı olan herkes ise (almancı türkler bile olsalar) kendisinin içindeki “öfkeyi yansıtma” duygusunu tetikliyor ve laf sokmadan, hakaret etmeden, küfür ve nefret saçmadan duramıyor. çünkü kadınlar meselesinde olduğu gibi, kendi hayatındaki yarayı uyuşturmak için karşı tarafa hakaret etme eğiliminden bir türlü kurtulamıyor. kendisi gibi anadolu’nun bağrından kopmuş kişilerle dolu bir parti iktidardan düşmesin diye, o partinin yaptığı korkunç işleri gündeme getirenleri teröristlerle aynı paranteze alıp, iğrenç bir çamur atıp üzerine bir de küfür savurabiliyor. umut bulut’u eleştirenlere karaktersiz, arda turan’ı eleştirenlere beyinsiz, riekerink’i savunanlara cahil diyebildiği gibi.
arkadaşın amacı iddia ettiği gibi vatan, ilke, ahlak, fikir asla değil. tek amacı, “kötü de olsa bizden olan olsun, bizden olmayanlar gelmesin” kafası. "bizden olmayan, hiç yaşamasın"a kadar gidiyor. ama her seferinde farklı bir kılıf bulacak ve gerçek maksadını gizleyecek kadar da ahlak dışı bir tavır takınmaktan da geri durmuyor.
bakın aile mevzusuna girmeyi hiç istemezdim, internette kendisi paylaşmış olsa da sonuçta burada gerçek bir aile sorunu ve ciddi bir dram yatıyor, başlarda da dediğim gibi kendisi mütevazı bir üslupla, iyi niyetli bir tavırla karşımıza çıksa “kardeşim” der bağrıma basarım, samimiyim. tepkim siyasi görüşüyle alakalı değil, tamamen tavrıyla ilgili. sözlükte akp yanlısı olan çok kişiyle dostça konuşmalar yapmışımdır, belki bilen bilir. ama şu an en küçük sempati duyamıyorum mevzubahis arkadaşa. çünkü bu çocuğun içinde çok ama çok büyük bir yara var, o yara hala kanıyor ama çektiği acının hesabını kendisine, hayatına, hayatındaki eksikliklerin gerçek sorumlularına değil, yanında rahat hissettiği kişileri eleştiren sana bana soruyor, üzerine faturayı kesiyor ve hakaretler, küfürler savuruyor. ve tek kişi değil. memleket, yoksunlukla büyüyerek hastalıklı bireylere dönüşen ve bunun faturasını toplumun diğer kesimlerine kesen, öfke ve rövanş duygusuyla yanıp tutuşan milyonlarla dolu. bazıları palalı, bazıları tecavüzcü, bazıları twitter küfürcüsü.
ülke yangın yerine döndü, her tarafımız iç ve dış düşman kaynıyor, ülkenin her yerinde bombalar patlıyor, hiç durmadan insanlar ölüyor, polisimiz canlı bombanın üzerine koşacak kadar yanlış eğitilmiş, devletin başındakiler binlerce kişilik korumayla gezerken devletin polisinde kendisini koruyabilecek en ufak donanım yok, her ay onlarca ailenin ocağına ateş düşüyor ama bunların hesabını sorunca ben teröristle eşit olup orospu çocuğu oluyorum, öyle mi?
hakarete hakaretle karşılık vermeyeceğimi söylemiştim. sadece gerçekleri söyleyeceğim.
seni uzun soluklu seven kadın çıkmıyorsa, sende bir sorun vardır. çünkü kadınlar orospudur diye bir denklem yok. iyi insan vardır, kötü insan vardır. sen de iyiysen ve kendindeki hataları düzeltebilirsen er ya da geç iyi bir kadınla karşılaşırsın. olmuyorsa, sorun sendedir.
sürekli olarak aynı tipteki insanları beğeniyor ve savunuyorsan, temelinde kişiliğinin gelişimi sürecinde yaşadığın mahrumiyetler ve tatmin edilmemiş duygular vardır. geçmişinde sorunlar yaşamış olman, senin sevdiğin kişileri sevmeme hakkımı elimden almaz. senin sempati duyduğun kişilerin bana itici gelmesi, bana hakaret etme hakkını sana vermez.
bir partinin iktidarda olması, onları kusursuz yapmaz. iktidarlar sorgulanabilir, eleştirilebilir. eleştirmek ve sorgulamak, insanları vatan haini yapmaz. hatta inanmazsın, sorgulayan kişiler arasında daha iyi bir devlet mekanizması ve halk için daha rahat koşullar isteyen bireyler bile vardır.
polise saldırıldığında “birlik olalım” (yani aman akp’yi eleştirmeyin, memleketin başına bizim gibi olmayan birileri gelmesin), barış mitingi’ne saldırıldığında “oy toplama çalışmaları vol2”, “bu teröristler nasıl bu kadar rahat patlatabiliyor her yeri” deyince “orospu çocuğu." şeklinde tavır takınmak ise çok ama çok ciddi bir hastalığa tekabül eder.
ne yazık ki, sende var olduğunu iddia ettiğin vicdan böyle bir şey değil, kardeşim.
ne yazık ki, sende var olduğunu iddia ettiğin hakkaniyet ve tarafsızlık böyle bir şey değil.
ne yazık ki bütün bunları yapan, iddia ettiğin gibi “naif, duygusal, iyi niyetli” biri değil.
ve ne yazık ki senin pek çok imkandan mahrum büyümüş olmanın sorumlusu, sürekli küfür ettiğin insanlar değil.
riekerink için demişsin ya, “şans verdim, iyi olur dedim, iyi niyetli dedim ama olmayacağını da biliyordum.” diye. ben de bunları yazmaktan defalarca vazgeçtim, zaten sorunları olan biriyken bir de ben üzerine gitmeyeyim dedim, senin yazılarını görüp sinirlendikçe defalarca sözlüğü kapatıp “aman uzak durayım” diye düşündüm ama bir gün bunları yazacağımı biliyordum.
çünkü ben artık bu memlekette nefes bile alamadığımı hissediyorum ve senin hiç eksik etmediğin o nefret dolu, alaycı, rövanşist, art niyetli tavrına zaten mecburen tahammül ederken bir de üstüne hakaretlerini sineye çekemiyorum.
senden tek bir ricam var: artık ya haddini bil, ya da dürüstçe konuş.
edit: "ekşi'dekiyle aynı kişi olmayabilir" şüphesi için kanıt da bırakayım:
https://gss.gs/r2D.jpg