• 78
    çok sevdiğim hocamın, çok kıymetli felsefe dersine girmek yerine kahveden izlemeyi tercih ettiğim maçta atılan ve futbol anlamında çok orgazmik olan gol. yalnız golün pasını, pas öncesi olanları hatırlamıyordum maçtan çıkınca.

    boğuk sesimle kuzenimi aradım, eh angaralılık da olduğundan aynen şunları söyledim "golün pasını kim verdi la? la bebe kim şişirdi topu?" "bilmiyom la görmedim." tepkisinin akabinde zaten o bulunduğu yerde ben bulunduğum yerde çıldırmıştık.

    ah ulan wesley.
  • 79
    part time çalışan arkadaşlar bilir, ayın belli günleri belli saatler de çalışmanız gerekir. bende mağaza da şeflerin bana olan sevgisini kullanarak maç ve sonra ki gün için 2 günlük iznimi ayarlayıp uçak biletimi ayarladım. bileti aldıktan sonra ki günse acı haberi aldım, juventus maçından bir gün öncesi fenerle basket maçımız olduğunu öğrendim. hemde bilet fiyatı sadece on liraymış.

    istanbul da yaşayan biriyseniz bu sizin için pek birşey ifade etmeyebilir ama izmirli bir yazar olarak size çok şey ifade eder. hemen thy aradım ve uçak biletimi ertelemek veya iade etmek istediğimi söyledim. promosyon bilet olduğunu ve her hangi bir işlem yapamayacaklarını söylemeleri ve sonrası düşünceler. sonra dedim ki fener maçı ve ardından juventus maçı varsın yanan bir uçak bileti olsun. bir gün öncesine pegasus uçak biletimi alıp of oz kardeşimi arayıp ben geliyorum, nevaleyi hazırla dedim.

    ilk gün fener galibiyeti ve giden ses ama sonunda alınan galibiyet. sonra ki gün öğlen yapılan kahvaltı ve sonra stada hareket. kapıların açılması ve mabede giriş. giden sese rağmen maç başında tüm çoşkuyla çekilen üçlü ve artan kar yağışıyla yerini alan hüzün ve maç ertelenmesin diye edilen dualar. sonrası metrobüste yapılan uzun görüşmeler. sonra bir daha ömrüm de böyle bir hikayeye dahil olabilme ihtimalim ve artık şans olmaktan çıkan her geldiğim maçı kazanma alışkanlığım. eve gittiğim gibi uçuş biletimi erteledim ve sabah 10a alarmı kurup uyumaya koyuldum. alarm çalmasıyla mağazayı aramam ve galatasaray'ın bana ihtiyacı var ben kalıyorum, gereken neyse yapılır dönünce diyerek telefonu kapatmam.

    sonrasıyla ilgili aklımda kalan sevgiliye olan özleminde etkisiyle sneijder'in golüyle dökülen göz yaşları. burada hepimiz aynı renklere aşığız, bazılarımız az bazılarımız çok. babama bu hayatta teşekkür edebileceğim tek doğrusu bizi galatasaray'lı yapması, hayatta benim için bütün yanlışları götürebilecek tek doğru. işten kovuldum mu diye soracak olursanız hayır ama hasrete daha fazla dayanamayıp işi bıraktım ve istanbul'a yerleştim. bu entry'i ise şuan izmir'e gitmekte olduğum yolcu otobüsünden giriyorum. *

    biz bir aileyiz kenetlendikçe büyüyen ve bende bu aileden olduğum için kendimle gurur duyduğumu bir kez daha belirtmek istedim.
  • 81
    cok enteresan bir macti, geriye donup bir gun hatirladigimda soylecegim cumle su olucak.

    tarih yazmak icin hersey hazirdi; taraftar, takim, rakip ve saha... kalemi eline alan sneijder, tribunde montlarin uzerindeki karlari havalara ucurup, is yerlerinde patrondan firca yemeyi goze alan binlerce insani issiz birakacak vurusu adeta cumlenin sonuna nokta koyar gibi gerceklestiriyordu.

    **
  • 82
    iki üç ay geceleri çalışılan stok sayım işinde çalışıyordum. juventus maçının olduğu gün susurluk festiva outlette karacanın sayımı vardı. dışarısı kar kıyamet önce deponun sayımı yapıldı. mağazaya geçtiğimizde maç başlamıştı. mağaza müdürü maçı açtı ve sesi mağazaya verdi. görüntü yoktu ama ses vardı. neyse ben mutsuz mutsuz sayım yaparken birden maçı tatil ettiler. allahım nasıl mutluyum nasıl mutluyum. yarın öğlen evde maçı izlerim diyorum. ertesi gün tam maçı evimde izleyeceğim derken elektrikler gitti aq :( telefonum internetinden ntvspor radyodan dinledim maçı. golü attıktan sonra tek başıma evde turlar attım :( elektrikler gelir gelmez golü izledim.
  • 88
    son bir kaç sene içersinde 3 defa bir golde kendimden geçtiğimi hatırlıyorum. birisi sneijderin orduya attığı geri dönüs golü, birisi volkanın boynuna doladığı ilk gol biriside stadda olduğum juventus maçında yazdığı gol. üçününde içinde bu portakal var. çok büyük oyuncu. o havada o soğukta koca koca insanları ağlattın sen daha ne diyim ki sana.
  • 90
    gol sevinci sırasında bir arkadaşımın neredeyse çenesi kırdığım koltukta oturan arkadaşımı masaya yuvarladığım efsanevi gol.

    hayatım boyunca bu kadar sevindiğimi ya da mutlu olduğumu hatırlamıyorum. golden sonra allah'ım bitsin artık, allah'ım bitsin artık diye dua etmiştim.

    sneijder'in tanım yapmak için kullanılacak sözcükleri kifayetsiz kılan golü.
  • 91
    maçın benim adına hikayesini anlatmadan önce kendimden biraz bahsedeyim. zira bu hikaye benim hayatımın en büyük parçalarından biri olan galatasaraya dair en mükemmel öykülerden biri. denizlili bir ailenin çocuğu olarak liseyi denizlide okudum, daha sonra boğaziçi üniversitesini kazanıp hazırlık okumak için istanbula geldim, 2012-2013 sezonu maçlarının bir kısmını stadyumda bir kısmını kampüs kantinlerinde bir kısmını nevizadede izleyerek galatasaray'a olan yakınlığım iyice artmıştı. ancak üniversite prosedürü gereği hazırlığı geçemeyen öğrenciler tekrar hazırlık eğitimi almak yerine ''remedial'' denen bir öğrenci konumuna düşüyor ve okul size ne yemek, ne yurt ne de akbil imkanı sağlıyor. hal böyle olunca hazırlığı geçemeyen ben denizliye döndüm 2013 eylül'ünde. hayatıma istanbul'dan, okulumdan, galatasaray'dan uzak, geleceğe dair ümitsiz bir şekilde tekrar başlamıştım sanki. denizli'de hiç arkadaşım kalmamıştı hemen hemen. her gün evin içindeydim, bu süre içinde de ingilizce çalışmaktan çok iddaa ve fm gibi ''spor'' aktivitelerine yöneldim. neyse lafı uzatmayayım 10.12.2013 akşamı denizlideki 2 arkadaşımla maçı izlemeye karar verdik, maç starda yayınlandığı için aman aman bi doluluk da yoktu kafelerde. maçın tatil edilmesinden sonra gece saat 2ye 3e kadar maçın saatinin kararlaştırılmasını bekledim, alarmımı kurup sabah kalktım. bayiye gidip ''iy 0''ımı oynadım..

    eve döndüm. kimse yoktu haliyle. tek başımayım. annem okulda, babam okulda, kardeşim okulda. okuması gereken ben ise televizyon başında, hayatın tüm gerçeklerinden uzaklaşarak maçı izliyorum. düşünüyorum kendi kendime ''kazansak ne yaparım acaba'' muhtemelen o maç 10'u gecesi kazanılsa taraftar konvoyu ve kutlamalar olurdu. ama iş saatinde, okul saatinde bir allah'ın kulunu bulamayacağımdan da emindim. twitter'a baktım, hem ''bugüngünlerdengalatasaray'' yazmak hem de insanların inancını görebilmek için. abartmıyorum sözlük yaklaşık 3 4 tweet üst üste staddan fotoğraf gördüm arkadaşlarım tarafından atılmış. hepsi oradaydı, belki de tarihe tanıklık edeceklerdi. sonra da çok yakın bi arkadaşımdan mesaj geldi, ''kanka keşke burada olsaydın fazladan bilet vardı biz de x'i çağırdık'' . üzülmüştüm. gerçekten. çok güzel maçlara tanık olmuştum o stadda , (bir kaç ay sonra da 1-1 biten chelsea maçını yerinden izleyecektim) ama bu sanki bir başkaydı. içime doğuyordu, olacaktı. dakikalar ilerledikçe umutsuzluk arttık, annem okuldan geldi, yemeğin başına geçti, ben gözlerimi televizyondan zaman zaman ayırmaya başladım. içimi bilmem ne yapayım diyordum içimden, hani içime doğmuştu. sonra drogba yerden bir şut çekti, havaya fırladım gooooooolll diye ama sihirli italyan çelmişti topu, umut kırıntımı da kaybediyordum artık. stadda sessizlik hakim olmaya başlamış, ''en azından uefadayız orada belki iyi yerlere geliriz'' diye kendimi avutmaya başlamıştım. sonra birden bir şey oldu, umut o topu şişirdi, drogba o topu indirdi, ben ayağa kalktım haydi oğlum dedim, annem mutfaktan bana kulak kabarttı, stadda binlerce yürek ve beden ayaklandı, sneijder geldi, top yerden sekti, kaleye gitti, tribünler ayaklandı, annem ercan taneri duyup odaya koştu, bense sadece yere kapaklanıp ağladım, ne bağırabildim ne sevinebildim, 2 3 dakika boyunca allahıma şükürler ederek ağladım. son düdüğe kadar bir saniye bile dua etmeden durmadım, ve o son düdük çaldığında telefonu elime alıp arkadaşlarımı aradım, ilk kelimeleri ''kanka biz okuldan çıktık, iki tek parlatmaya gidiyoruz, bugün bizim günümüz'' oldu. doyasıya kutladık o günü. çünkü o gün benim çocuklarıma anlatabileceğim belki de en güzel hikayelerden birini doğurdu. öğle vakti, karlı bir hava, kötü bir zemin, inanç, azim, drogba indirdi ceza sahasına, sneijder, sneijder goooooooollll alllllahhhhiiiimmmm goooooollll.

    eyvallah be galatasaray, o gün ben senin yanında olamadım belki ama sen bana, torunlarıma ve çocuklarıma hiç bıkmadan anlatabileceğim, her izlediğimde tüylerimi ayaklandıran bir maç, bir hikaye bıraktın. çok büyüksün be galatasaray, çok büyüksün.
  • 92
    tarih 10 aralık 2013.
    2011-2012 sezonu sonundaki süper final maçlarından sonra,güya,tribün hayatımı sonlandırmıştım.ama nasıl özlüyorum anlatamam sözlük.maç öncesi sokak muhabbetlerini,orjin köfteyi,istanbul'u ve istanbul'u istanbul yapan galatasaray'a dair her şeyi.
    arkadaş ısrarı bahane ''tamam ulan gidiyoruz'' gazıyla başlayan istanbul yolculuğu.bolu'da kar var ama bizim uni otobüsünün şöförü yaman.saat 12:30 civarı arena'dayız.hala var mı bilmem o ara ultraslan koreografi ekibi muhabbetine pegasus tribününe maçtan saaatler önce 500-600 kişi(belki daha fazla) sokuyordu.saat 13:30 civarı otoparktan pegasus tribünü'ne çıkıyoruz.tribün dediğime bakmayın stadda uefa delegeleri var,kimse tribünlere geçmeyecek dendi.koridorlardayız sözlük.tanesi 3 liradan çay içelim içelim de öğrenciyiz kaç tane içelim.o gün öyle bir hava var ki soğuk esiyor deyimi yetersiz,ayaz esiyor resmen.tuvaletler daha sıcak olduğundan bi ara klozetin üstünde otururken uyuyakalmışım.çevik kuvvet'in ''hemşerim kalk ta işimizi görelim''deyişiyle uyandım.neyse uzatmayalım öyle böyle derken saati 19:00 ettik.artık tribüne geçebilirdik.pegasus tribünü'ndeki simit sarayı'na koştum hemen.bir çay da orda patlattım.sigaram bitti,sağdan soldan otlanıyorum.çay falan kesmiyor sözlük,içimin üşümesi geçmiyor bir türlü.en son kırık camlı deplasman otobüsüyle 7 saat yol yaptığımda bu kadar üşümüştüm.kapılar açılıyor stad ufaktan dolmaya başlıyor.saat 20:00 civarı.beklenen gelecekse çekilen çile kutsaldır diyoruz içimizden,beklemeye devam.
    önce tafo geliyor yanında muslera.içim ısınıyor bir anda sözlük.o kaynar vaziyette içtiğim çayların yapamadığını ısınmaya çıkan kaleci kadromuz bir anda başarıyor.ufak ufak besteler giriliyor.heyecan tavan.1.5 senedir görmediğim sevgilime kavuşmuşum,hayat bana güzel.derken takım ısınmaya çıkıyor.tek tek çağırıyoruz.drogba'yı ilk kez canlı görüyorum.lan drogba bu harbiden drogba diyorum kendi kendime.derken maç başlıyor.ali sami yen'deki ilk maçımda ki kadar hevesli,çoşkuluyum.orucu açtıktan sonra sigara yakarsınız ya,o duyguyla çekiyorum üçlüyü.kar iyice artıyor ve maç iptal.
    hakeme küfretmekten ağzım yüzüm yamuluyor fakat stadın dışına çıktıktan sonra yağan karın şiddetini görünce adama hak verip stadın çatısını yaptırmayan yönetime gömmeye başlıyorum kendi kendime.otobüse binip kürkçü dükkanının yolunu tutuyoruz.otobüs sıcak,yalandan ısınıyoruz falan ama boynumuz bükük,içimiz buruk.sevgiliye doyamadan yine ayrılmışız.sabaha karşı ankara'ya varıyoruz.kaç bardak çay içtim hatırlamıyorum.kombi yanabildiği kadar sıcak yanıyor,elektrik sobası açık.içimin üşümesi geçmiyor bir türlü.maç saatine kadar uyku girmiyor gözüme.derken maç başlıyor.oynanan şeye futbol demeye bin şahit lazım.tam da bu maç böyle biter moduna girmişken onlar çıkıyor sahneye:
    ''drogba indirdi ceza sahasneijderrrr sneijderr gooooooooooollll alllahımmm gooooooooooooolll''ercan taner kendinden geçiyor ben salonda ordan oraya zıplıyorum elime ne gelirse sağa sola fırlatıyorum.o kadar çayın,kombinin,elektrik sobasının saatlerdir yapamadığını sneijder bir anda başarıyor.
    o maçtan sonra 1 hafta evde hasta yattım.geçirdiğim en ağır soğuk algınlığıdır hayatımda ama en güzeli.
  • 93
    bana evdeki avizeyi indirten goldür. * ve hala her galatasaraylının youtube'dan açıp izlediği goldür. staddaki o bitmek bilmeyen "gooooll goooooool goooollll" sesleri hala tüylerimizi diken diken eder. sneijderin koşarken "oldu lan valla oldu! üst tura çıktık ulan!" ifadesi ve yüzündeki o şaşkınlık, o mimikler... unutulur gibi değildir. o zamanın stresinden, kötü gidişattan, umudumuzu kaybedişimizden sonra ve maçın son dakikalarında gelişi bu golü tarihimizin en unutulmaz gollerinden biri yapmıştır bile.

    bir başka çekilen sneijder'in koşuşu masaüstümü süslemektedir;
    http://u1312.hizliresim.com/1j/f/vgwql.jpg
App Store'dan indirin Google Play'den alın