öyle veya böyle birçok maç kazandık, müthiş zaferler elde ettik, aklımızdan bile belki geçmeyecek başarıları yaşattı galatasaray bize; ama bu gol çok başkaydı çok. maç öncesi, maç günü, sonrası ne kadar zaman geçerse geçsin kesinlikle silinmeyecek hafızalardan. maçı izleyebilmek için dersten önce hocadan erken bitirmesini rica etmemiz, maç saatinde ufacık kantine yüzlerce kişinin sığması, görüntüsü çok net olmayan 51 ekran bir televizyonun karşısına geçmiş o kadar yürek ve tam umutların yavaş yavaş tükenmeye başladığı anda
allah'ım gol... kampüsü ayağa kaldıran, maçtan haberi olmayanları yerlerinden sıçratan, dosta güven düşmana korku veren, hayatımın en güzel günlerinden birini yaşamama sebep olan, milyonlarca galatasaraylıyı sevinçten deliye döndüren, dünyanın en mutlu insanları yapan gol.
maç bittikten sonra eve dönerken yaşadıklarım ise mutluluğuma mutluluk katan türden olaylardı. atkıyı, formayı gören maçla ilgili şeyler sormaya başlıyordu hemen. önce otobüs şoförü maçın sonucunu sordu. sonra arkaya doğru ilerlerken sevinçten nasıl sırıttıysam kazandığımızı anlayan bir abi "kazandık di mi kardeşim?" diye sordu. galiba o an galaksideki en gururlu insanlardan biriydim. resmen çevreme mutluluk saçıyordum.
* gittim en arkaya oturdum,
sonra dedim ki iyi ki galatasaraylıyım be.