16576
2014/15 sezonunda 14 gol 5 asist.
15/16 sezonunda da 6 gol 10 asist.
eli belinde yürüdüğü hali bu evet. ama eli belinde yürüdüğünü hatırlayan arkadaşlar neden bu adam en az 10 tane daha asistinin de harcandığını hatırlamaz. ya da bomboş topları sneijderle buluşturamadıklarını..
şimdi birde şu an ki 10 numaramızın istatistiklerine bakalım.. (eli belinde yürümeyen hali istatistikleri bu dikkat edelim.)
17/18 3 gol 10 asist.
18/19 4 gol 7 asist.
diyeceklerim bu kadar.
16577
degeri bilinmemis olan hagiden sonraki en dominant 10 numaramız. belhandanin bu adam ile aynı cumlede adinin gecebiliyor olmasi belhandanin kariyer zirvesidir. kader utansin.
16578
2020/2021 senesine girerken bu arkadasin belhanda ile kiyaslanmasi hem sozlugun hem de bu arkadaslari yetistiren ulkenin ayibidir.
16579
galatasaray'da 175 maça çıkıp 45 gol-44 asist yapan 10 numara. üstelik bilal kısa, yasin öztekin, tarık çamdal, lionel carol, eren derdiyok gibi takım arkadaşlarına rağmen yaptı. şimdi drogba, burak, melo'ya ne oldu o zaman iyiydi diyecekler de, cevap vermeye lüzum görmeyeceğim.
16580
galatasaray formasıyla oynadığı dönemlerde 45 gol 44 asist yapmış olan eski yıldızımız.
16581
galatasaray'ı 2020 model barcelona'ya çevirmişti.
çocukluk hocalarını teknik adam yapmalar, kankalarını transfer ettirmeler.
gitmesinin saha içinden çok dışıyla ilgili bir zorunluluk olduğunu asla kabul etmeyecek hayranları.
biz o gittiği gün kazanmıştık şampiyonluğu.
16582
suya sabuna dokunmayan elemanları gördükten sonra taraftarın değerini anlyacağınu düşündüğüm fakat eli belinde yürüyordu diye hatırlanan efsane 10 numara. kendisi yaratıcı bir oyuncu ve kendisinden beklenen atağı yönlendirmesiydi. fakat kendisi o berbat ortamda takım arkadaşlarına bela okuyup ilerde top beklemek yerine inisiyatif alıp geriden de oyunu kuruyordu. 60 dakika herkesin görevini üstlendiğinden 40 dakika eli belindeki haliyle yine takımı cebinden çıkarması benim için sorun değil.
16583
belhanda ile karşılaştırılması oyun yapısı itibarı ile saçma olan oyuncu. birisi 10 numaranın tanımı iken diğeri 10 numara giyen bir oyuncudur.
kendisi belhanda'dan çok daha iyi bir oyuncu, tarihin en iyi 100-150 oyuncusundan biridir bile diyebiliriz ama gitmesi çok doğru bir karardı. zaten bizden gittiği yer , belhanda'nın eski takımı nice'te düzgün forma şansı bulamadı. belhanda ise özellikle ilk 2 senesinde gayet iyi performans verdi
16584
yerine belhanda’nın getirilip bir de belhandaya 10 numaralı forma verilmesi çok büyük bir hatadır ama sneijderin de gitmesi gerekiyordu. hatta 2016-2017 sezonunda gitmesi gerekiyordu bana göre. kendisini çok iyi hatırlıyorum, çok severim, bizim efsanemizdir ama futbolcularımızla doğru yerde doğru zamanda ayrılmamız gerek artık. bunu öğrenmeliyiz en azından. bizden sonra da sneijder’in kariyeri serbest düşüşe geçmiştir. burdan da anlıyoruz ki kendisiyle vedalaşmamız doğru karar. bırakın da bazı efsanelerimizi güzel hatırlayalım.
16585
ayrılması kararının doğruluk payı, yalnızca galatasaray sonrası kariyeri ile neden eşleştiriliyor ki? bence galatasaray'dan ayrıldıktan sonra kafasında bitirdi futbolu. ancak sebep sonuç ilişkisi bana göre yanlış kuruluyor.
aynı mantığa göre hagi de 96'da galatasaray'a gelmeseydi, nereye giderse gitsin futbolunun en verimli dönemini geçirebileceği yere kesin gidecek miydi? hagi eğer galatasaray'a gelmeseydi meksika ligine gidiyordu, hatırlatalım. meksika'da 5 sezon boyunca harika bir kariyer geçirip, takımıyla libertadores mi kazandıracaktı? ben size olacakları söyleyeyim, 2 sezon takılıp, toplamda 10-15 gol atıp tatil modunda takılırdı.
aynı insanlar, sneijder gittiği andan sonra şampiyon olduğumuzu da iddia ediyorlar. şampiyonluğu sneijder'in gidişi değil, devre arasına bir maç kala fatih terim'in gelişi sağlamıştı. ayrıca sanki sneijder varken hiç şampiyon olamamışız da, şampiyonluk için uğursuz gelen bir isimmiş gibi konuşuluyor. sanki sneijder 4.5 sezonluk kariyerinde 2 lig şampiyonluğu yaşamamış gibi.
kendisini galatasaray'dan ayıran da tudor değil, dursun özbek'in kararıdır. not düşelim.
edit: imlâ.
16586
duran toplarını ömer bayram'ın kullandığı, falcao ve emre akbaba dışında ceza sahası içine koşu yapan futbolcusu olmayan takımda abdurrahman çelebi'dir.
geçen sezon olsaydı en azından içerde oynanan trabzon ile başiktaş maçlarını alırdı. takımda büyük maç kazandıran futbolcu yok.
16587
10 numaranın tanımı olan eski futbolcumuz.
eskiden hagi tipi adam lazım derdik artık hagi, sneijder tarzı adam lazım diyeceğiz. işte böyle bir oyuncuydu. hagi seviyesine çıkabilmesi için avrupa kupası kazanması lazımdı olmadı belki ama etrafı da yasinlerle umut bulutlarla oynamasaydı olabilirdi...
16588
arada 2 bira açıp youtubeden gönderdiği füzeleri, büyük maçlarda takımı sahiplenmesini izleyip hüzünlendigim eski altın portakalımız.
16589
bana göre hagi'den sonra galatasaray'a gelmiş ve muhtemelen gelecek en büyük oyuncu, ayı avcısı, altın portakal, 2010 ballon d'or'un gerçek sahibi wesley fuckin sneijder.
16590
öncelikle hagi’ nin yanına yaklaşamaz ama çok çok iyi bir futbolcuydu. nitekim hagi dediğin adam maradona ile aynı seviyede görülüyordu. ama bu sneijder’ i küçük düşürmez. mesela ben o varken kendimi çok rahat hissediyordum. maç kötü de gitse, sneijder bir şeyler yapar şimdi derdim. izlerken zevk veriyordu, o topla gidişi, pasları falan. şutlarını hiç söylemiyorum bile. uzun bir süre kendisi ayarında bir futbolcu bence gelmeyecek galatasaray’ a.
16593
muhtemelen hayatina teknik direktor olarak devam etmeyip ticaret ile ugrasmaya devam edecek. zaten televizyonda odasini gorunce demistim bu adam entellektuel biri diye. 2014 yilinda hollanda televizyonunda yapilan bir programin konugu olmustu. ekip istanbul’a gelip sneijder ile yolanthe’nin hayatini ele almislardi. orada sneijder’in odasi dikkatimi cekmisti. masa yaninda bilgisayar, onunde duzenlenmis kagitlar ve dosyalar... bir futbolcudan beklenmeyecek sekilde tam bir ofis haline getirmisti. gozlugunu takmis bilgisayarda bir sey bakiyordu. futbolcu dedigin bos zamaninda fifa/pes oynar, kendinden buyuk kopegiyle oynar degil mi? ama sneijder’in belli ki daha futbolcuyken kafasinda is kurup ticarete atilma planlari varmis.
italyan bazi futbolcular da oyle mesela. albertini’ydi galiba, futbolu biraktiktan sonra italyan bir kir restorani acmisti. gene hepimizin yakindan tanidigi podolski. almanya’da (koln) “mangal doner” adli doner/et lokantasi isletiyor. ayrica strassenkicker diye bir spor ayakkabi ve giyim markasinin da sahibi. gene de jong taa bizdeyken galericilik isine girmisti. yani her futbolcu kariyeri bittikten sonra antrenor veya yorumcu olmuyor. bazilari icin futbol gecici bir heves.
16594
oynadığı futbolu çok beğendiğim eski futbolcumuz. özellikle mourinho'lu inter döneminde oynadığı futbol tek kelimeyle efsaneydi, dünya çapında bir yıldızdı o dönem. gerek 2013-2014 şampiyonlar ligi olsun gerek 4. yıldız olsun gerek 3 kupa olsun bize de çok önemli katkıları oldu.
ancak 2017 yazında gönderilmesi yüzde yüz doğru bir hamleydi, hatta 2016 yazında bile gönderilse yanlış demezdim çünkü son 2 seneki sneijder'in faydadan çok zararı vardı. o dönem aralık 2015-kasım 2016 arası 1 gol atabildi. galatasaray'ın 10 numarası için skandal bir rakam bu. fazla kilolarından topu aldığı an kaleyi göremiyordu, görsede rakipten önce isabetli bir vuruş yapamıyordu, sürekli anlamsız şekilde kendini sol kanada atıyordu vb. bir sürü oyun içi hataları oluyordu o dönem.
daha da önemlisi kaptanlık pazubandı için selçuk ve sabriyle atıştığı haberleri çıkıyordu o dönem. galatasaray muhabirleri doğruluyordu zaten bilinen bir şeydi bu. yeniçerilik konusunda sneijder'de az değildi. de jong kazığından bahsetmiyorum bile. zaten kendisi de yazdığı kitapta alemci bir adam olduğunu, partilerde karısını aldattığını falan yazmıştı yanılmıyorsam. yani sneijder çok hollanda disiplinine sahip bir futbolcu değildi ancak ilk başta yazdığım gibi oyununu çok severim ve bize önemli katkıları olmuştur. zaten nickimin ilham kaynağıda kendisi. yolu açık olsun.