resim
Wesley Sneijder
Görev:Stratejik Danışman
Takım:DHSC Utrecht
Yaş:40
Uyruk:Hollanda
  • 13152
    galatasaray'ın son 5 yılının en sansasyonel oyuncusuna deniyor ki galatasaray'da adam gibi katkı verdiği 15 maç bile yok. komiksiniz, artniyetlisiniz.

    adamın ölüsü bile ligde bir sezonda 15 asist yapıyor, el insaf be kardeşim.

    bak bakalım son yıllarda kazandığımız şampiyonluklara, avrupa maçlarına, derbilere, türkiye kupası finallerine ve süper kupa finallerine. hepsinde sneijder'in imzası var. ve durumu kazanan kadronun bir parçası olmaktan ibaret değil, hepsinde başroldür sneijder.
  • 13155
    23 nisan 2017 galatasaray fenerbahçe maçı'nda sinirlerimi zıplatanlardan sadece birisi. ya arkadaş ne var bu amına kodumun sol tarafında ? iki kere, net olmasa da fırsat geldi ayağına. ilkinde ceza sahası köşesinde, çek sağına yapıştır veya solla gelişine vur. ama bir imza hareketi var kendisinin. topu önce bir sağ ayağıyla geldiği yöne doğru itiyor. sonra solla vuracak paşam. fenerbahçe defansı da armut topluyor tabi bu esnada. bir de ikinci yarıda sağ tarafına sürse topu tam yayda, kale karşısında ve etrafı yeminle bomboş. ne mi yaptı ? yine meşhur hareketiyle sola doğru keşmekeşin içine sürdü topu ve bruma'ya verdi. son dönemde oynadığı maçlarda yegane işi aldığı topu bruma'ya aktarmak. ver bruma'ya o artık bir şeyler yaparsa yapar.

    maç boyunca sanırım 4-5 tane korner attı. 3'ünü volkan'a yolladı. sonra 9 korner kullandık fener'i oyun olarak ezdik. he amk adamların savunma hattı kendi antrenmanlarında bu kadar güzel alıştırma yapamıyordur.

    sene sonu katar'a mı çin'e mi gider, memleketiutrecht'e mi yoksa eski takımı ajax'a mı döner bilemem ama artık galatasaray'da miadını doldurdu. çok güzel şeyler yaşadı ve yaşattı ancak kör olmaya da gerek yok. selçuk, sabri, semihler'le aynı kefeye koymuyorum ama gerçekten faydasız.
  • 13156
    savunuyorum kendisini;
    sene basinda iyi bir teknik kadro, ve kendisine gore dizayn edilebilecek bir hucum hatti kurulsun, sampiyonluga oynar. sampiyonluk icin bir adet muslera ve beyni olan defans hatti yeterli olur.
    boyle akilli futbolculari yok kosmuyor, yok bisey yapmiyor demiceksin. sen sonucta 5 tane mukemmel kalibrede futbolcu alacak bi takim degilsin, maddi durumun, ulke durumun buna izin vermez. ama alabilceksen bir tane alicaksin o da sneijder zekasinda adam olmali. kosmayan dedigimiz alex fenerbahceye neler katti hep beraber gorebiliriz.

    tekrar soyluyorum, seneye kendisinin etrafina kadro kurulsun, saha icinde rahat ettirilsin, sampiyonluga oynariz.
  • 13157
    o göbek ne öyle ya? sabri'de de var evet o göbek ama sabri benim muhattabım değil ki? sabri kim? selçuk, sabri, semih bunları eleştirmek için efor harcamaya değmez bence. ama sen sneijder'sin bu taraftarın üzerine titrediği adamsın. nasıl dikkat etmezsin kendine? neden kendine bakmazsın, fiziğine dikkat etmezsin? biz sevdiğimizi çok severiz ama sevdiklerimizden o etkiyi alamadığımız da kırılırız, güceniriz, gocunuruz. sarı kırmızı'da miadını doldurduğunu düşünmeye başlıyorum sanırım, ama emin de olamıyorum.
  • 13159
    dursun iyi takım iyi sabrinin kilosu selçuķ inanın geri pasları semihin gol yedirmesi yasin in ronaldoyum ben tavırları carole bindirip adam kaçırması kendisi geldiğinden beri 8 teknik direktör ile calışmış hersey düzgün herşey normal bir sneijder kötü bir sneijder bom bok.

    evet en çok para kazananlardan yeni sözleşmeyi dursun verdi kilosu mu fazla oynamaıyor mu sorumlusu kim 99%dursun. henüz 32 yaşında.. pirloyu bu sebepler yüzünden milan göndermişti takımdan sonuç ? sneijder oynatamayanlar sorumlu. kusura bakmayında başkanı dursun teknik direktörü hamza denizli riekerink tudor olan takıma messi yi felan getir sallamaz onları.
  • 13161
    takımdaki ve kulüpteki diğer yanlışlar performansına bahane gösterilebilir anlarım, ama fazla kilolar için aynısı geçerli değil çünkü bu profesyonelliğe yakışan bir şey de değil.
    bu sezon hepimizi kendine hayran bıraksa dahi sezon sonu gitmesi gerektiğini düşünürdüm çünkü bizim mevcut kadroda 3+ milyon euro para verebileceğimiz tek adam bana göre muslera.
    galatasaray günün birinde hayal ettiğimiz seviyelere çıkıp, kalıcı olacaksa bu geleceğe yatırım yaparak olacak, göt göbek büyüten, emeklilik arefesindeki oyuncularla değil.
  • 13162
    kilolalarından daha büyük bir sorunu var bence artık. o da üst bacak kaslarının eskiye göre ciddi anlamda zayıflaması. son iki yıldır geçirdiği sakatlıklar ve artık kendini salmayla birlikte o adalelerin bir daha eski haline dönemeyecek şekilde söndüğünü düşünüyorum. iki yıldır hiç bildiğimiz şutlarından çıkaramamasının nedeni bu mesela.

    artık kendisinin de bizimle mutlu olmadığından eminim. avrupa kupalarına bile katılamayan, rekabetçi özelliğini yitirmiş takımda, hele de bu yaştan sonra sabah akşam çalışıp eski günlerine dönmesini beklemek hayalcilik olur. kaldı ki o toparlansa bile etrafına işleyen bir takım kurulacağı da son derece şüpheli.

    bu haldeki sneijder ve selçuk'la bizim takım mıy mıy, temposuz, rakibi açamayan, çağ dışı bir futbol oynamaya mahkum artık. stoper ve forvete de ihtiyaç düşünüldüğünde yeni bir omurga kurma vaktimiz geldi de geçiyor.
  • 13164
    şimdi sneijder konusunu bir toparlamak istedim çünkü gerçekten bu konu epey yazarımızı yormaya başladı ve durumun netleşmesi lazım. çoğu yazara fişleme gibi ''aha bu yazar sneijder'i eleştirenlerden'' falan denmeye başladı artık, vehamete gidiyoruz zaman geçtikçe.

    öncelikle sevgili dostlar,

    ben de istiyorum;

    muslera

    ivanovic agger terry kolarov

    sneijder essien melo

    poldi huntelaar bruma

    kadrosunda takımım olmasını. ama bu adamlar genç yaştalarken isterim, dirilerken zıpkın gibilerken isterim. alın bakın essien'e,
    alın bakın yaya toure'ye. yahu bu adamlar galatasaray'ı bırakın türkiye liginin vasat altı takımlarında bile sırıtırlar
    fizik yetersizlikleriyle bu saattten sonra. diyebilir misiniz ki bu adamlar kötü futbolcu? asla,
    aksine çok büyük futbolcular. afrika tarihinin en büyük 5-6 futbolcusundan ikisi
    essien ve toure ancak işte gel gör ki şu an kötüler. neden peki?

    çünkü yaşadıkları sakatlıklar olsun, yaşlarının getirdiği problemler olsun, mental olarak eski seviyede olmamaları olsun veyahut kazanma hırslarındaki azalma olsun çok büyük değişim geçirdiler negatif anlamda. ve bir de şu var bazı futbolcular çok iyi çalışarak eski hallerine dönebilirler. buna örnek olarak balotelli verilebilir mesela, adam bir hırs yapıyor gol kralı oluyor sonra salıyor 2-3 sene ortada görünmüyor. bir de kıçını da yırtsa eski haline dönemeyecek olanlar var. fernando torres mesela... liverpool'dan sonraki düşüşü tamamiyle yaşadığı sakatlıkla alakalı oldu.

    1) kimse takım çok iyi sadece sneijder kötü demiyor. takım leş o zaten meçhul. ee bel bağladığımız sneijder ile muslera var işte, garibim muslera'nın da kurtardıkları yetmiyor gibi gol atacak hali de yok. sneijder de ortada yok ne yapsın bu taraftar, kime güvenelim, sinan gümüş'e mi bel bağlayalım?

    2) ''selçuk da kötü...'' ben buna çok gülüyorum işte hjshdskshds. yahu selçuk zaten kötü be kardeşim. kimse sana selçuk muhteşem falan demedi ki güzel insan! onu biz çöpe çoktan yolladık. atılmayı bekliyor sadece. sneijder- selçuk ilişkisini bırakınız artık. tutmuş herkes iki baştan birini, asıldıkça asılıyor. ortaya geçip de gözlemenizi öneririm.

    3) inter'de yaşadığı sakatlık sonucu git gide gerileyen performansı ve yaşı da eklenince asla ama asla 2010 vari bir sneijder izleyemeyeceğiz. sneijder rock gibi dağ taş bayır gezip antrenman yapsa da izleyemeyeceğiz.

    4) büyük futbolcu- kaptan futbolcu ayrımı... sneijder'in büyük futbolcu olduğunu tartışmam, tartışanla futbol konuşmam ama galatasaray için konuşursak kaptan-büyük futbolcu olmadığı da kesin. hani bir hagi, elmander, melo, hakan şükür, prekazi gibi ortaya ruh koyan veya ne bileyim kötü oynayan takımı bile liderliğiyle dirilten bir adam değil. yapısı müsait değil daha doğrusu. hagi'nin bir bakışı yetiyordu kötü oynayan arkadaşını diriltmek için keza melo veya hakan da öyleydi. sneijder takım iyiyse iyi gözüküyor, kötüyse kötü gözüküyor. bir yıldız futbolcu farkı yok. kaldı ki son 3 senedir takımımız kötü...

    5) teknik direktörlerle ve başkanlarla olan tehditvari ilişkisi canımı sıkıyor. hepiniz şahitsiniz, yazın sneijder sözleşme uzatacak mı uzatmayacak mı, gidecek mi kalacak mı diye aylarca gündem oldu. menajeri olacak arsız herif, işi düştüğü için florya'nın kapılarını aşındırdı. sonunda da bizim hunisiz deli dursun'u kekleyip sözleşmeyi kaptı. yaşı artmasına rağmen aynı şartlardan hatta zamlı sözleşme yaptı ki rezillik bu bir kulüp adına. sen elazığspor falan değilsin, hagi oynamış bu takımda hagi aloooo! bir elazığ falan olsan gitme diye yalvarır üç beş maaşını arttırırsın da kardeş burası galatasaray. gitmek isteyene kapı belli işte. ne diye peşinden koşarsın? işte hep çapsız dursun. neyse sinirlenmeyelim. yani yazın dendi ki hoca riekerink olacaksa kalırım, yıldız alacaksanız kalırım. bu hoş değil.

    6) özellikle de yıldızlara tapan, yıldızları kulüpten üstün tutan taraftarların azalması için gitmesi daha hayırlı olacak. yıldız sevdalılarına fenerbahçe veya onu mideleri kaldırmazsa real-barca tutmalarını öneririm. fenerbahçe de biliyorsunuz aziz sağolsun her sene taraftarı kandırmak için hoşaflık portakaldır, cacıklık salatalıktır, reçellik çilektir hepsini bulur getirir. onları destekleyebilirsiniz.

    velhasılı sneijder iyi oynasa veya iyi oynama ihtimali olsa şüphesiz herkes destek çıkar.
    gelinen noktadaysa çoğu ölümüne sneijder destekleyen taraftar bile geçtikleri
    iltimastan bıktılar.

    şimdi giderse her halükarda iyi hatırlanır, yok selçuk gibi diretirse
    sonu selçuk'tan da bile kötü olabilir. çünkü, selçuk'un 2011-2012 performansı sayesinde biz yeniden ayağa kalkabildik. elbette melo olsun, ujfa olsun, elmander olsun çok fayda sağladılar ancak o sene selçuk muazzamdı. yani tarihimizi kırdı bir bakıma. sırf bunun hatırına bile ona sövmeyen hala umut eden taraftarlar var. ama sneijder öyle değildi.

    iyi zamanda gelen güzel sevgili gibiydi.

    onun için taraftar o sabrı göstermez. gösteremez.

    kimsenin ön yargısı veya kini nefreti yok. bizler galatasaray'ı düşünüyoruz, bizler takımın menfaatine olan her işe varız.

    not: selçuk, semih, sabri, hakan, carole, cavanda, de jong, yasin, chedjou,, dursun özbek ve tüm yönetim de gitmeli. mümkünse hepsi aynı anda!
  • 13165
    düşünsene lan avrupa'nın en önemli oyuncularından birisin. ne bileyim, artık o ballon do'r günlerinde değilsin ama yine de avrupa'nın elit takımlarına gidebilecek kapasitedesin. sonra üçüncü dünya ülkelerinden olsa da bir şekilde avrupa'da mücadele veren ligden bir kulüp kapını çalıyor, bu kulübün başında da ünal aysal diye bir adam var. sana diyor ki "bak bizim geçmişimiz bu. gelecekte yapacaklarımız da bunlar. avrupa'nın en elit kulüplerinden biri olacağız, gel bu projenin merkezinde dur. hem adını tekrar duyur, hem de fena da olmayan paralar kazan. galatasaray ile birlikte büyü."

    bir anda kafanda hiç bu ülke yokken bu vizyoner adam aklına giriyor. ikna ediyor seni. adam sen gelir gelmez söylediklerini bir bir yerine getirmeye başlıyor "sana" diyor, "senin yeteneklerinden maksimum düzeyde faydalanmak için önemli bir forvet alıcam". dediğini de yapıyor. didier drogba gibi bir adam geliyor kulübe. "bu takım elit takımlar arasına girecek" diyor ve dediğini yapıyor. daha avrupa'daki ilk yılında çeyrek final oynuyor bu takım ve real madrid gibi bir takımı titreterek, bütün avrupa'nın alkışları arasında eleniyor. doğru seçimi yaptığını kısa sürede fark ediyorsun.

    ertesi yıl teknik direktörün değişiyor. yine dünya'nın tanıdığı bir diğer isim, roberto mancini geliyor. kulübün temelinde fatih terim ismi çok sağlam. o yüzden onun ayrılışı derinden sarsıyor kulübü. bu yüzden şampiyonluğu kaçırıyorsun, ama yine de fena bir sezon değil. finalde attığın golle kupayı getiriyorsun. o "elit" galatasaray, sarsıntılı döneminde bile yılın final adayları olan real madrid ve juventus'lu gruptan bir üst tura çıkmayı başarıyor. sana söz verilen yıldız forvetin indiriyor ve sen galibiyet golünü atıyorsun. avrupa'da gündem oluyorsun. adın manşetlere taşınıyor ve sana söylendiği gibi "galatasaray" ismi avrupa'nın iyice çekindiği bir isim haline geliyor.

    3. yılında bir kez daha teknik direktörün değişiyor. gelen adam dünyaca ünlü prandelli. ama garip bir şekilde, 28 maçta 12 gol attığın bir sezondan sonra seni kaleden uzaklaştırıyor ve savunmanın önünde görevlendiriyor. çekinmiyor elinden geleni yapıyorsun, olmuyor. sana bütün bu sözleri veren ve tek tek yerine getiren başkanın geçmiş başarılar hiçe sayılarak kulüpten uzaklaştırılıyor. geçici bir yönetim ve yerel bir teknik adamla yerel hedeflere oynamak zorunda kalıyorsun. yine de başını öne eğmiyorsun. sana çok şey veren bu kulübü sahiplenip, liderliğe soyunuyorsun. herşeye rağmen takımı şampiyon yapıyor, alınacak tüm kupaları alıyorsun.

    ertesi sezon ise dursun diye bir adam geliyor başına. seni bu kulübe gelmeye ikna eden adamın tam tersi bir adam. daha bir iki yıl önce önünde drogba, elmander, burak, arkanda melo, riera, eboue gibi adamlarla oynarken umut'la, yasin'le, bilal'le, sabri'yle, carole'le oynamak zorunda kalıyorsun. bir sezon içinde kenara baktığında tam 4 farklı teknik direktör görüyorsun. kariyerinin son yıllarında avrupa'ya ismini yeniden hatırlatmışken kulübün ceza alıyor. avrupa'ya gidemeyeceksin deniliyor. kulüp dibe doğru gidiyor. kayıp bir sezon da olsa yine de kupayı alıp cezanın uzamasına engel oluyorsun. "ders çıkarılacak" bir yıl olduğunu düşünüyorsun.

    ama ertesi yıl ise ders almayı bırak, daha da felakete sürüklendiğini fark ediyorsun. herşeye rağmen ligde mücadeleni sürdürürken, tüm aksiliklere, hakem hatalarına, medya baskısına ve kötü transferlere rağmen şampiyonluğa oynarken, yine teknik direktörün değişiyor. yıldızlara ders vererek adını duyurmaya çalışan bir adam seni dışarıda tutuyor. sakatlıklar yaşıyorsun ve sen de kendine iyi bakmamaya başlıyorsun. kilo alıyorsun ve bunca yıldır hizmet verdiğin kulübün taraftarları, kulübe verdiğin herşeyi bir çırpıda silip, bu kötü döneminde seni medya ile birlikte kötü gidişin baş sorumlusu ilan ediyor. sosyal medya üzerinden küfürler yağdırıp gitmeni, hatta "siktir olup" gitmeni istiyorlar.

    adam sezon sonu bırakıp galatasaray kariyerini kitap haline getirse, türkiye'yi, galatasaray'ı bilmeyen "yok artık, vay be" diye okur bu kitabı. hiç bir noktasında istikrar olmayan, sürekli dibe giden bir kulüpte bir dönem istikrarı yok diye, kötü oynadı diye, bütün yaptıkları çöpe atılıp bu derece gömülmek ağır bir darbe olsa gerek. bazen facebook'da, instagram'da yaptığı paylaşımlara yapılan yorumları görünce kendimden, galatasaraylılığımdan utanıyorum. sezon sonu gitse dahi sırtımdaki parçalı formamın arkasında ismi yazdığı için her zaman gurur duyacağım ben. umarım herşeye rağmen kendisine müteşekkir olan, kendisini destekleyen taraftarlar olduğunu da biliyordur.
  • 13166
    kendisi için "takım iyiyse iyi gözüküyor, kötüyse kötü gözüküyor kötüyü iyi kılmıyor" demiştim ama artık iyi giden takımda bile sırıtıyor.

    kusura bakmayın ama eksik oynasak daha iyi oynarız, hiç değilse 2 metreye pas hatası yapmayız.

    selçuk da kötücü tayfa gelmeden peşinen söyleyim selçuk için de geçerli dediklerim.

    edit: deniz türüç diyor yahshshshsgsjs merak etme kamajikaciya cığım, vizyonumuz seninkini 15'e katlar.
  • 13172
    sezon ortasindan beri kendisinden umidi kesmistim. yeri geldi linc edildim. yeri geldi kendisini ovdugum eski entrylerim onume getirilip susmam beklendi. oysa ki surasi kesin sneijder eski sneijder olmayi once aklinda bitirmis ve sonra da fiziken bitmis. artik 90lara catir cutur koyan sneijder yok. yerine kaleye etkili tek sut dahi atamayan sneijder var. tudor tez zamanda kendisi yerine dinamik genc bir arkadas monte etsin de bari gelecege yatirim yapmis oluruz. de jong ile beraber sezon sonu takimdan gonderilmesi gerekiyor.
  • 13173
    12 asist ile ligin asist kralı. gidiyor zaten, merak etmeyin. deniz türüç'e bakalım ne kadar sabredeceksiniz?

    ekleme: 13 oldu.

    ekleme 2: selçuk için penaltı sayanları rahatsız etmiş. olsun. güneş balçıkla sıvanmaz.

    ekleme 3: kendisini sevmeyenler var. nedeni de fatih terim'dir. açın bakın. fatih terim aşkı yüzünden sneijder'i her fırsatta kötülüyorlar. fırsat kolluyorlar resmen. ama aynı kişiler selçuk, sabri, yasin, semih başlıklarında yoklar. neden? fatih terim çünkü. bu kadar basit. sanki fatih terim'i sneijder kovdurdu.

    ekleme 4: oooo "hep bıdı bıdı takımlara yapıyor"cular da gelmiş. neyse seneye adem akbaba ve deniz türüç'le derbilerde fırtınalar estiririz. rahat olun.

    ekleme 5: inanılmaz bir 3 ve 5, muhteşem bir 8, fevkalade bir 6 ve inanılmaz bir 11 numaramız olduğu için kendisinin 10 numaradaki formsuzluğu takımımızın tek sorunudur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın