resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:82
Uyruk:Türkiye
  • 10157
    eğer olurda (ki yüzde 1 bile ihtimal vermiyorum.) süheyl batum göreve gelirse okan buruk'un başarısını ve ön plana çıkmasını şimdiden kabullenmesi gereken galatasaray üyesi. okan hoca kendinden daha fazla öne çıkıyor diye ona ''eleman, x'i de alırım onu oynatacak hocayı da'' tarzı yaklaşımda bulunursa bu sefer hoca değil önce kendisi, sonra yönetimi gider. kulağına küpe olsun aysal başkan :)
  • 10158
    daima sıcak paraların akmaya başladığı veya akmaya başlayacağı zamanları seçip göreve talip olan eski başkanımız.

    ünal aysal’ı sevmiyor değilim ama toz toprak içerisinde görev aldığına ya da göreve talip olduğuna hiç şahit olmadım. nitekim başkanlığı öncesinde spesifik konular dışında camiada adı çok da geçen bir isim değildi.

    ünal aysal bir kere de yırtık paraları bantladığımız dönemlerde gelip kulübü düzlüğe çıkarmayı deneseydi keşke. o vakit bazı bakış açılarını da değiştirirdi.
  • 10159
    göreve geldiğinde adnan polat'tan dolu bir kasa ve başarılı bir takım değil; boş bir kasa, stancu, culio, mustafa sarp, zapata, pino, mehmet battal ile ligde nal toplamış bir takım devralmıştır. bu takımı ilk sezonunda şampiyon yapıp, katıldığı ilk şampiyonlar ligi organizasyonunda çeyrek finale taşımıştır. yani yırtık paraları bantladığımız bir dönemde gelip kulübün çehresini değiştirmiştir.

    aysal hatasız, mükemmel bir başkan değildi. ama hiç doğrusu yokmuş gibi kendisine olan mesnetsiz saldırıların sebebi çok açık; fatih terim'i kovmuş olması. unutulduğu sanılıyor ama o dönem tüpçünün başkanlığını yaptığı tff galatasaray'ın önünü kesmek için play-off'lar, yabancı sınırları uydururken hoca o tüpçü ile protokol imzalayıp 32 diş poz veriyordu.

    https://images.app.goo.gl/LiJQ2Z3xeWzctNap9
  • 10160
    kendisinin bir dönem efsane başkan olarak yana yakıla geri istendiğini hatırlayınca ne günlerden geçtik dedirten başkan.

    yepyeni stadıyla türk futbol tarihinde yeni bir dönem açacak galatasaray'ın başkanlığını yapmıştır. iyisiyle kötüsüyle 2010'lara koyduğumuz ambargonun mimarlarından olsa da egosu ve bol kepçeden harcamaları ile arkasından gelenlere yönetilmesi güç bir takım bıraktığı yadsınamaz bir gerçek.

    ilk dursun aydın özbek yönetimi zamanlarında taraftar hashtag açıyordu, her yerde adı anılıyordu keşke yeniden başkan olsa şeklinde. zamanla azalarak bitti bu arayış. yönetim dışındayken, sebebinde kendi payının oldukça yüksek olduğu galatasaray'ın zor zamanlarında hiçbir şekilde elini taşın altına koymayışı ile hatırlıyordum kendisini. bugün de sıcak para, borçsuz takım, değerlendirmeye hazır gayrimenkuller ve iskeleti her anlamda sağlam bir futbol takımının üzerine yöneticilik istemesine şaşırmadım açıkçası.

    keşke galatasaray kendisinin büyük pay sahibi olduğu enkazı toplamaya çalışırken ve birkaç milyon euroya muhtaçken, adı hala hayırla anılıyorken ufacık da olsa bir desteğini görmüş olsaydık; galatasaray her anlamda düzlüğe çıkmanın arefesindeyken değil.
  • 10161
    ünal aysal'ın başkanlığı hakkında, özellikle ocak 2014'ten sonraki dönemi için, olumlu bir şeyler söylemem mümkün değil. ocak 2014'te yapılan ve pek çok soru işareti barındıran dokuz transfer, haziran ayında aniden mancini ile yolların ayrılması, anlamsız bir prandelli tercihi, kurulan kötü bir kadro, bütün branşlarda sezon açılmışken ve işler galatasaray için kötü giderken sudan sebeplerle alınan ani bir seçim kararı vs. bunlar hiç güzel şeyler değildi. ünal aysal futbolda ve basketbolda 2014-2015 sezonunda başarılı olamayacağını eylül 2014'te anlamıştı. yolun sonuna gelinmişti. "başarısız başkan" yaftasını yemeyi gururuna ve kibirine yediremediği için, ani bir manevra ile istifa etti. galatasaray'ı çok zor bir durumda bıraktı. o günden sonra da, başta ekim 2014'te kulübe hediye edeceğine söz verdiği "galatasaray global" projesi olmak üzere, hiçbir konuda galatasaray'a en ufak bir desteği olmadı. ekim 2014 - mayıs 2024 arası on yıllık dönemde ünal aysal seçim zamanlarında düzenlediği yemeklerden ibaret bir kuru gürültüdür sadece. bu meselenin benim açımdan bir tarafı. bu değişmez benim gözümde. ünal aysal çok da doğru bir insan değildir galatasaray için.

    meselenin üzerinden seneler geçmesine rağmen hala epikleştirilmeye çalışılan bir de fatih terim tarafı var. aysal'ın fatih terim ile ve hatta o olaydan bir sene öncesinde oktay mahmudi ile yol ayrılığına gitmesinde benim açımdan hiçbir sıkıntı yoktur. her iki yol ayrılığında da sergilediği yöntem hoş değildi, nezaket barındırmıyordu ama galatasaray spor kulübü başkanlarının futbol gibi, basketbol gibi temel branşlarda çalışacağı insanları seçme özgürlüğüne sahip olmaları en doğal haklarıdır. fatih terim ağustos 2013'te türk milli takımı teknik direktörlüğü pozisyonu için bir teklif almıştır. teklif bir süre için kısa vadeli ama esasta uzun vadeli bir teklifti. bunu teklifin gerçekleştiği gün de bütün futbol kamuoyu biliyordu. ünal aysal için fatih hocaya söz gelimi ınter kulübünden bir teklif gelmesi ile, milli takım'dan teklif gelmesi arasında bir fark yok. bu aysal'ın hocayı sevip sevmemesinden bağımsız bir durum; aysal için konu profesyonel bir iş teklifinden ibaret, duygusal bir yönü yok. bu duygulardan arınmış tamamen profesyonel bakış açısına katılırsınız katılmazsınız; ben de konuya aysal gibi bakanlardanım, ama farklı yaklaşanlara da saygı duyarım. aysal türk milli takımının teklifi hakkında fatih hocayla görüştü ve hocaya ne yapmak istediğini sordu. hoca da "ben galatasaray'da devam etmek isterim" dedi. bu görüşmeyi, bu görüşmenin içeriğini her iki taraf da pek çok defa doğruladı. ama hocanın planında türk milli takımı ile galatasaray'ı birlikte çalıştırmak vardı. 4 maçlığına veya 4 aylığına değildi bu plan, hocanın düşüncesi uzun vadeliydi. fatih hocanın o dönemki düşüncesine saygı duymakla beraber, bir galatasaray başkanı bu plana uymak, sadık kalmak zorunda değil. fatih hoca böyle olsun istiyor diye, galatasaray başkanı da aynı şekilde düşünmek veya davranmak mecburiyetinde değil.

    2012-2013 sezonunda "galatasaray'da bana 24 saat yetmiyor", "mevzu galatasaray ise gerisi teferruattır" diyen fatih hoca milli takımın teklifinden sonra "aslolan galatasaray'sa, var olan da türkiye'dir" gibi garip, anlamsız metaforu ortaya atmıştı hatırlarsanız. bu noktada sözleşmeli teknik direktörünün milli takım ile galatasaray'ı aynı anda çalıştırma fikrine karşı olan bir başkanın bir karar vermesi en doğal hakkıdır. hatta haktan öte mecburiyetidir. milli takımın görev teklifini kabul eden, göreve başlayan, milli takımın başında euro 2014 eleme maçlarına çıkan, bir yandan da galatasaray'ı çalıştıran bir teknik direktör var ortada. bu tablodan ben de hiç memnun değildim açıkçası o dönem, galatasaray part-time çalışılacak bir kulüp değildir çünkü. ben ve birçok galatasaraylı ne olacak, ne yapılacak diye düşünürken; aysal icraata geçti ve konuyu kesti attı. yapılması gerekeni yaptı. tekrar söylüyorum, üslup ve yöntem hiç hoş değildi, ancak kararda bir yanlışlık yoktu. karar alınması zorunlu bir karardı. "terim demirören'e şunu demişti", "aysal terim'e eleman demişti", "o şunu yapmıştı", "bu bunu yapmıştı" gibi detaylarda boğulmanın hiçbir gereği yok konuda. fatih hoca galatasaray'da iki sene üst üste şampiyon olduktan sonra ve kulüp ile bir sene daha sözleşmesi mevcut iken, başka bir yerden teknik direktörlük teklifi aldı. bu teklif italya'dan, ispanya'dan veya başka bir avrupa ülkesinden gelse idi, hocanın "ben galatasaray ile x takımı beraber çalıştırmak istiyorum" demek gibi bir hakkı olacak mıydı? olmayacaktı. ama teklif milli takımdan olunca, hocanın 2009'lardan beri dillendirdiği fikrini hayata geçirme şansı ortaya çıktı: milli takım ile galatasaray'ı birlikte çalıştırmak. ben bir taraftar olarak bu düşünceye kesinlikle katılmıyorum örneğin. katılan galatasaraylılar olabilir elbette. ama başkan da fatih hocanın bu fikrine en başından beri karşı idi. hoca o noktada bir tercih yaptı, milli takımın teklifini kabul etti. teklifin uzun vadeli olduğunu, milli takımdan ayrılamayacağını bile bile kabul etti (bu gerçeği kendimize itiraf etmemiz lazım). hoca galatasaray'daki gücünün, hatrının ve taraftarın oluşturacağı baskının ünal aysal'ın direncini kıracağını düşündü muhtemelen. aysal'ın rest çekeceğini öngöremedi sanırım. aysal ise başka bir yolu seçti ve hocaya rest çekti. hoca ile yolları ayırdı. hoca milli takıma gitti, sudaki bulanıklık ortadan kalktı, galatasaray da önüne bakmaya çalıştı. tablo bu kadar net, bu kadar açık. bu tabloda nasıl ünal aysal hain, fatih terim kahraman oluyor ben anlamlandıramıyorum. ortada iki tane kendi doğruları doğrultusunda hareket etmek isteyen birey var. ikisi de kendi bildiğinden, inandığından şaşmadı. ortaya da bir takım sonuçlar çıktı. bu kadar basit. aysal'ı bu konu üzerinden itibarsızlaştırmanın veya taşlamanın bir gereği yok.
  • 10162
    https://twitter.com/.../1786302469418443010

    --- alıntı ---

    levent tüzemen: "birden bire yönetime süheyl batum'un aday olmasının bir anlamı olmalı. perdenin gerisinde rezan epözdemir var. finans yükünü de rezan bey ayarlayacakmış. soruyorum! galatasaray'a huzur mu batıyor!

    ayrıca 82 yaşına gelmiş, ununu eleyip eleğini asmış, 'artık başkan adayı olmayacağım' diyen ünal aysal'ın sportif a.ş'nin başına geçme anlayışını da manidar karşılıyorum.

    dursun bey her şeyi düzeltecek, siz de kemiksiz et yiyeceksiniz! kemikli ette galatasaray'a destek verseydiniz. galatasaray camiası bu seçimde doğru bir karar vermeli."

    --- alıntı ---
  • 10163
    bir röportajınds yönetimi gençlere bırakacağım, nüfus kağıdım falan bunun sebebi demişti ex başkan. popüler olma isteği 82 yaşında dediğini yedirmek istemiş demek ki kendine.

    bu kadar paranız var bi amatör şubeye sponsor olun. tekerlekli sandalye basketbol takımı, kadın voleybol takımı falan. 2 3 milyon para sizin için ne arkadaş? yemin ederim tunç holdingin bunun kadar parası yoktur. erden timur'un da bunun kadar parası yok.

    bırak la şu takımın yakasını artık. şöhret için, kendi çıkarın için kullanma artık şu kulübü.
  • 10168
    başkanlığı bıraktıktan sonra seçim süreçleri hariç ortada gözükmeyen eski başkan, yaşından dolayı başkanlığı bırakıp 82 yaşında geri dönmeye çalışıyor. ne oldu da kendi dediğinden döndüğü ise belli değil, galatasaray iyi gidiyorsa illah bir sıkıntı çıkıyor. kendisinin olduğu liste ve başkanın seçilmemesi gerekiyor. dün terim'i yiyenler bugün buruk'u yer, haberiniz olmaz. tarihin en iyi galatasaray kadrolarından birini 2 sene üst üste şampiyon olmuşken, şampiyonlar liginde çeyrek final yapmışken bozan bir adamdır, terim'i en verimli yaşlarında kulüpten uzaklaştırmıştır, fenerbahçe'nin son şampiyonluğunu 10 puan fark yiyerek kutlatmıştır, 14-15 sezonu da sezon ortasında kaçmıştır. kendisini sevmiyorum, kendisinden nefret ediyorum, inşallah bir daha kendisi ve kendisi gibi düşünenler bu kulübü yönetmez.
  • 10169
    2024 mayıs itibariyle önümüzdeki seçim sürecinde dursun özbek ve listesi seçimi kazanmalıdır, kazanacaktır. lakin bu durum ünal aysal'ın galatasaray tarihinin sportif anlamda en başarılı başkanlarından biri olduğunu (belki de en iyisi) asla değiştirmez. değiştirmeyecektir. ayrıca kendisi bazıları gibi yetki alıp sahaya genç çocukları çıkarıp cezaları düşünmek yerine söylediğini yapan, duruş gösteren, hak edene hak ettiği cümleleri çatır çatır söyleyebilmiş bir başkandır.
  • 10170
    erden timur neresi, ünal aysal neresi?

    bugün ufuk kaan karacan'ın programında da gördük ki, erden timur en eleştirileceği konuda bile çıkıp anlattığında, en kızgın taraftarı** bile sakinleştirebiliyor.

    bu yıl tutmayan transferlerle ilgili;

    'bizim harcama limitlerimiz var. geçen yıl 1 milyar tl giriş olmuş. buna göre de limitimiz çıkmadı. o yüzden biz de boştaki oyuncuları tercih etmek zorunda kaldık, ve orası kısıtlı bir alan.' şeklinde açıklamalarda bulunmuştur.

    bu arada bu yıl gelirlerimizin 6.5 milyar tl'ye ulaştığı haberini de eklemiştir. bu durumda erden timur'un ndombele dışında eleştirilebileceği tek alan yoktur. free agent'ler arasından seçilen oyuncularla da bu konu sabittir. bonservis verdiğimiz oyuncularda herhangi bir yanılma yoktur.

    1- mauro icardi
    2- kerem demirbay
    3- davinson sanchez

    tabii bütün bunların ünal aysalla ne alakası var? çok alakası vardır efendim, arada da kilit bir cümle sıkıştırmıştır. 'sırf limitimiz az diye, 10 tane deneme yanılma yapacağımız zamanımız yok.'

    endoğan adili'lerin, ontivero'ların, burdisso'ların, umut gündoğan'ların, emirhan kayar'ların, tarık çamdallar'ın hajrovicler'in* kemiklerini sızlattın be erden başkan.

    para yoksa gideceksin no name 50 tane adam alacaksın, hepsi de genç olacak. dayayacaksın 5'er yıllık kontrat en düşüğü 500 bin euro maaş alacak.

    bu duyulmamış, izlenmemiş oyuncular, yemek yediğin insanların takımlarından olacak. 'kim var baba sizde', 'ver ondan'. replik de bu olacak.

    öyle rezil bir durum olacak ki bu, scout ekibinin şefi gs tv'de 'bu oyuncuların kaydı bile yok. biz izlemedik, aldırmadık. hatta olumsuz rapor bile verdik' demek zorunda kalacak.

    bunun ne denli rezil bir durum olduğunu anlamak için bugün övülen gs scout ekibine o dönemler neler yazıldığına baksınlar. görevde kalabilmeleri, o sağlıklı yapıyı sürdürebilmeleri bile şans. sağlıklı yapı olmadığına inananlar gitsin bjk ve fener transferlerine baksınlar.

    bence süheyl batum'un bu hamlesi sonrası, dursun başkan da aynı pozisyona serhat özbek'in oğlunu, yani yeğenini sportif a.ş.'ye getireceğini söyleyerek karşılık versin. erden timur vs. ünal aysal haksız rekabet olur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın