resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:83
Uyruk:Türkiye
  • 9576
    yetenekleri kaybolmuş fatih terim ile avrupa arenasında başarı sağlamayacağını farkedip hocanın görevine son verme cesaretini gösteren, galatasaray tarihinin en büyük başkanlarından birisi idi.

    bak bugün hatta 3 yıldır fatih hoca rezil bir oyun oynatıyor takıma, her sene avrupa'da kıçımıza teneke bağlayıp memleketimize yolluyorlar, yine de bahane üretmekten başka hiçbir şey yapmayan hocaya bir kişi de çıkıp bu nedir diyemiyor.

    seneye ffp cezası bitse, fatih terim istediği transferleri yaptırsa bizim takım yine başarısız olur, çünkü hoca modern futbola adapte değil artık.

    keşke önümüzdeki seçimlerde aday olup kazansa da çağdaş vizyonu ile takımımızı tekrar o eski şaşaalı günlere döndürecek adımlar atsa diyeceğim ama ünal başkanın umrunda değildir artık böyle şeyler, zira hâlâ onun arkasından atıp tutanlar var, niye uğraşsın adam.

    (bkz: bu ateş üfleyerek sönmez)
  • 9577
    kendisinin mevcut galatasaray yönetimine göre artısı güçlü ve cool biri olmasıdır. allah var yukarıda. başkanlık süresi boyunca twitter hesabından boy boy fotoğraflarını paylaştırdığını görmedik, eşortmanla imza törenine gelmiş kasıktan dize uzanan dalgası fotoğraftan bile belli olan futbolcuların yanında yardımcılarıyla beraber poz verdiğini de görmedik. o kadar cool bir adamdı ki dünya yıldızı drogba sözleşme imzalarken yanında sadece bülent tulun vardı. ancak buna rağmen, mustafa cengiz yönetimini çokça eleştirmeme rağmen ben mustafa cengiz yönetimini kendisine tercih ederim.

    kendisi futboldan da futbolcudan da anlamam ama paradan çok iyi anlarım demişti. adnan öztürk, fatih terim, abdurrahim albayrak üçlüsünün gönderdikten sonra yaptığı transferler de harcadığı paralar da ortada. kulüpte ceo diye bir pozisyon açıp 1 milyon euro maaş vermişti. çünkü taraftarın malı deniz yemeyen kerizdi. merak ediyorum kendi şirketinin ceosuna acaba ne kadar maaş veriyordur.

    bu arada unutmadan fatih terim sayesinde şampiyonlar liginde çeyrek final heyecanı yaşamış real madrid maçında 5 5 tezavhüratları duymuş başkandır. çok güvediği bülent tulun sayesinde de dibi görmüştür. takıma getirdiği italyan hocalar şampiyonlar liginde çeyrek final görüp yarı finalin kapısından dönmüş o kadrodan eboue, riera, amrabat, bruma, engin başta olmak üzere bir çok oyuncuya çöp bu işe yaramaz demiş ve bir sürü transfer yaptırmıştır. bugün hala ontivero'ların, endoğan adili'lerin, izet hajrovic'lerin, tarık çamdal ve umut gündoğanların karın ağrısını çekiyor finansal fair play ile boğuşuyoruz. o daha popüler diyerek tarık çamdal'a 4.5 milyon euro bonservis ödediğimiz yaz şener özbayraklı'nın 3.5 milyon tl lik bir serbest kalma bedeli vardı ve fenerbahçe'ye giderek senelerce hem fenerbahçe'de hem milli takımda oynadı. biz de büyük bir özlem ile tarık çamdal'ın sözleşmesinin biteceği günü bekledik.
  • 9579
    her galatasaray başkanı gibi kendisinin de hataları olmuştur. ben zaten eski başkanlara baktığımda kimseye efsane başkan şuan da başımızda olsaydı farklı olurdu diyemiyorum. o yüzden dursun özbek hariç, şunun yerine bu yönetim olsaydı daha iyi olurdu da diyemiyorum.

    ünal aysal ile alakalı tek merak ettiğim konu şu. eğer kendisi zamanında saçma sapan yabancı sınır olmasaydı ne olurdu. herkes tarık çamdal'a, veysel'e, salih dursun'a verilere paralara kızıyor. zaten kızılmalı da fakat o dönem başka şansımız yoktu. sahada 5 yabancı bulundurabiliyorduk ve bu oyunculardan başka alternatif yoktu. zaten tarık çamdal milli takım sol bekiydi. o zamanlarda sözlükte vakit geçiriyordum ve herkes tarık için şu cümleyi kuruyordu. bu sezonun en kritik transferi.

    ayrıca bazı konularda da hakkının yenildiğini düşünüyorum. mesela drogba gibi daha 6 ay önce takımını şampiyonlar ligi şampiyonu yapmış bir oyuncuyu, medyada ismi duyulduktan 1 hafta içinde türkiye'ye getirdi. ayrıca görüşmeleri yapması için bir menajer falan da yönlendirmedi. biz şuan falcao'yu kemiksiz 2 ay beklerken yapmadığımız yanlış kalmadı. oyuncuyla ve takımla alakası olmayan menajerlerin transfer sürecini yürütmesi, ikinci başkanın gidip fotoğraf çektirip gelmesi gibi. hatta transfer sürecini ahmet bulut açıklıyordu sürekli. :) bizim yöneticimizlerden daha fazla yetkisi ve bilgisi vardı. acaba kuruş yedirmezken ne kadar para verildi. :)

    ayrıca o zamanlar şike konusundan da çok dik bir duruş sergilemiştir. muhtemelen bunun sebebi de türkiye'de işi olmadığı için mevcut hükümetten korkmamasıdır. hiç bir zaman tff'nin aldığı kararları onaylamadı ve doğru bildiğini söyledi ve konuştu.

    basketbol takımımızı da final maçına çıkartmaması bu duruşun en güzel örneklerinden biriydi. belki kimse anlamadı ama o duruşu sergileyecek ikinci bir yönetimimiz olmadı. eğer bu sene öyle bir şey olsaydı, muhtemelen recep ankaralı'yla beyaz sayfa açardık.
  • 9580
    fatih terim'i takımdan gönderdiğinde, evinde real madrid'e 6-1 yenilmiş bir takım vardı. çeyrek final görmüş takım bir önceki sezondaydı. lige nispeten kötü bir başlangıç yapıp, 5 maçta 2 galibiyet 3 beraberlik ile 9 puanla başlamıştık. 5 maçta yalnızca 7 gol atabilmiştik. asıl olay ise fatih terim'in kötü başlangıç yapması değil, aklının galatasaray'da olmamasıydı. demirören ile gizlice buluşup anlaşmalar, aynı anda milli takımı çalıştırabilirim emrivakisi. galatasaray'ı 2.plana atmış olduğu gün gibi açık olan fatih terim'i tüm bu olayların sonrasında göndermiş, demirören'le fatih terim'in imza töreninde de ünal aysal'ın "bence" haklı olduğu ortaya çıkmıştı.

    son 10 senede avrupa'da oynadığımız en iyi futbol, ünal aysal dönemindeki mancini yönetiminde evimizde oynadığımız kopenhag maçının ilk 45 dakikasındaydı. yine chelsea maçlarına kadar takım gayet iyi gitmişti, ligde de gayet tatminkar bir futbol ile 5-6 gollü galibiyetlerimiz olmuştu. sonrasında takım aniden dağılmıştı. yalnız bu dönemde bir istisna olmuş, ligden kopan galatasaray, sneijder önderliğinde, ilk defa ligi bırakmamış, son 4 haftada 4 galibiyet alarak (bu maçlar arasında deplasmanda trabzonspor'u 4-1 yenmişliği var) ve 2.olarak fenerbahçe'nin ceza alması nedeniyle bir sonraki sezon şampiyonlar ligine doğrudan gitmeye hak kazanmıştı.

    ünal aysal dönemi ve fatih terim yönetiminde avrupa'da oynadığımız tüm maçlar yine bir kargaşa şeklinde geçmişti (kazandığımız maçlar bile). burak yılmaz'ın ekstra katkısının o sene gruptan çıkılmasında çok büyük etkisi vardı, hatırladığım kadarıyla fatih terim'in teknik direktörlük kariyeri boyunca ilk ve tek şampiyonlar ligi gruplarından üst tura çıkışıydı.

    mancini döneminde devre arasında yapılan yanlış transferlerle gidişi hızlanmıştır. prandelli dönemindeki kötü başlangıç da tuz biber olmuştur. yönetim açısından da birçok hata yapmıştır. fatih terim'i göndermek ise bunlardan biri değildir. aksine sistem kuracak bir teknik direktörle anlaşmak yerine isim yapmış kişilere yönelmesi hatadır.
    en büyük skandal ise hajroviç olayıdır, sırf bu bile gitmesine sebep olmalıydı. ama galatasaray'da nedense bu tür olaylar (ribery'nin gidişi) başarıyı-başarısızlığı belirlemede daha düşük seviyede kalıyor.
  • 9582
    http://gss.gs/b85142
    (bkz: fenerbahçe'nin olmadığı yerde para kazanamayız)

    galatasaraya borç verip karşılığında hisse rehni alan hisseler değerlenince aradaki karı galatasarayla paylaşan efsane başkan!

    yönetim kurulunda hocasız bile şampiyonlar ligi kupasını alırım diyecek kadar vizyoner olan, kameralarla mancini maç önü çalışması yaparken içeri giren, başarıları kendinden zanneden, fatih terim ve ilk başarılı yönetim kurulunu dağıtınca yıldırım demirören'e dönen büyük ! başkan. demirören dahi sevdiği takımda alacaklarını bırakırken kendisi ilk paragrafta açıkladığım gibi alacağını aldıktan sonra karı galatasarayla paylaşmak büyüklüğünü göstermiş giderken kasa kolaylığı için tüm verdiklerini alıp gitmiş garibim dursun'un yapamadığını yapmış başkandır.
  • 9583
    kurdugu yönetim kurulundaki hırsızlara sahip cikabilseydi eğer, bugün ffp tarzı sacmaliklarla uğraşmıyor olurduk. başarılı olduk ama en az 10 sezonumuzu kaybettik belki de. bundan sonra küçülüp tekrar kar eden bir organizasyon haline gelmek zorundayız.

    bankalar birliği anlaşması türkiye'deki çoğu kulübün son şansı. bu noktadan sonra akıllı davranmayan kulüpler el değiştirir. artık kimlerin eline düşerler bilemem. kulüp ne taraftarın olur ne lisenin. twitter'da kulüp sahibinin kızıyla atismak istemiyor isek, yapılmayan transferlere, harcanmayan paralara o kadar da bozulmayacagiz.

    büyük kontratlardan kurtulup büyük takimiz biz iluzyonundan da bir an önce uyanmamiz gerek. borç bitene dek ne buyuguz ne de para dağıtan katar kulubuyuz. lech poznan, club brugge gibi takımlar düşük bütçelerle neler yapıyorlar. bizim genclerimizde de o potansiyel hep oldu. ama menajerler sağolsun arz hep düşük kaldı ve biz pahalı çöplere mahkum edildik.

    ünal başkan fenerle boğuşur görüntü çizerken sisteme hizmetini etti gitti. guzellenmesine yürek dayanmıyor vallahi. üzülüyor insan niye bu kadar balık hafızalı bir toplumuz diye.
  • 9584
    vizyonlu bir başkandı
    fatih terim'le çalıştı, başarılı oldu.
    terim'le araları bozulunca da manchester city'i şampiyon yapan roberto mancini'yi getirdi.
    galatasaray'a tff ve tbf üzerinden operasyon yaptılar.
    prandelli geldi takımı hiç kontrol edemedi, uyum sağlayamadı.
    gsgk'de de ünal aysal hakkında çatlak sesler çıkmaya başladı.
    başarısız olacağını gördü ve bıraktı.
    bıraktığında da 73 yaşındaydı.
    o stresi yaşamaya gerek yoktu ve doğru olanı yaptı kendisi için.
    galatasaray'a verdiği hizmetlerden dolayı teşekkür ediyoruz.
  • 9586
    öncelikle kendisinin büyük hayranıydım. adamdan zeka fışkırıyordu. her sözü özenle seçilmiş müstesna bir başkandı. şikecilere ve tüm rakiplere verdiği efsane ayarlar derbi galibiyetleri kadar zevk veriyordu.

    ancak hayranları kabul etmese de galatasaray'ın parasını yanlış adamları seçerek ve belki de bilmeyerek çakallara yem etti. birkaç yıl daha kalsaydı çevresindeki iş bilmezler yüzünden maddi durumumuz fenerbahçe'den kötü olabilirdi.

    mevcut yönetim transferde beceriksiz çok da eleştirdim ama bu hususta hakkını verelim şu an kulüpten ne menajer ne de yönetici kimse cebine para indiremez.

    doğru dürüst insanlar ile çalışsa mükemmel bir potansiyeldi ama terim'le ego savaşı hem ikisine hem kulübe kaybettirdi. galatasaray' hizmetlerini ortaya koyarsak da tabi ki terimle kıyas kabul edilmez. ne olursa olsun idare etmeliydi diye düşünüyorum.
  • 9587
    duyan da galatasaray spor kulübü başkanları arasında borcu bir tek o yapmış sanacak. borç yaptı evet ama büyüyerek yaptı, başarı geldi. kulüp ayağa kalktı. kendisi, başarı büyüyerek gelir dedi.

    futbol takımını neredeyse baştan kurdu yapılan transferlerle.

    basketbol takımı? basketbol takımı uzun uzun yıllar sonra neredeyse en iyi oyuncularla şampiyonluğa yürüdü. euroleague yaptı kaç sene.

    her zaman transferde kapıştığımız futbolcu olduğu zaman oyuncuyu kaptırdığımız fenerbahçe'nin elinden hem selçuk'u hem de hamit'i alarak o dönem psikolojik üstünlüğün bizim tarafa geçmesini sağlamıştır.

    şike sürecinde gelene gidene ayar vermiştir.

    twitter yasağından 1 gün sonra maç önünde twitter tişörtleriyle ısındırdı takımı. ama lafa gelince, fikri hür, vicdanı hür galatasaray derler, galatasaray yönetimleri siyasete boyun eğmez derler sonra ünal aysal eleştirirler.

    sneijder, drogba onun zamanında gelmiştir.

    fatih terim'den sonra dünyaca ünlü mancini'yi çok kısa sürede getirmiştir. mancini başarılı oldu, olmadı ama vizyon buydu.

    hayrovic'e laf edenler mazide sneijder, drogba arıyorlar.

    bana göre son zamanların en vizyoner başkanıydı. hatta tüm zamanların.
  • 9588
    galatasarayı kendisi batırmadı kendisinden sonra gelenler batırdı.

    tek hatası 2013-2014 kış transfer dönemini kötü geçirmesiydi. burdisso falan filan işte herkes biliyor o 5-6 ismi tekrar saymaya gerek yok.

    bu adamın döneminde ; 2012-2013-2014 olmak üzere 3 sene üst üste tek takım olarak şampiyonlar ligi parası aldın. 2012-2013 olmak üzere 2 lig şampiyonluğu yaşadın. ve 2013-2014 kış transfer dönemi hariç getirdiği her adamdan verim+para kazandın. hatta bruma gibi burak yılmaz gibi adamlar sayesinde kendisi gittikten sonra dahi para kazanmaya devam ettin. sadece euro kurunu sabitlemesiyle bile kulübe 10 milyonlarca lira kazandırdı.

    yok ona bu kadar harcamış, buna bu kadar harcamış muhabbeti boşa yapılıyor. harcadığını fazlasıyla kazandırdı bu adam. hadi başa baş olsa dahi 2 lig şampiyonluğu, 1 çeyrek final-1 2. tur olmak üzere 3 kere şampiyonlar ligi, 2 türkiye kupası şampiyonluğu, 1 süper kupa şampiyonluğu kazandırdı öyle gitti. sneijder gibi drogba gibi adamlar sayesinde tüm dünya galatasarayı tanıdı.

    üstelik tüm bunları yabancı sınırı denilen bir garabet ile mücadele ederek yaptı. hani tarık çamdal muhabbetine girecek olanlar onu da hatırlasın. tarık olmasa fatih terimin ısrarı ile alper oluyordu işte direkten döndü o da aynı şey. o dönem sükse yapmış bütün türk futbolcular 3 büyükler tarafından paylaşılıyordu. bizim de payımıza bu düştü.
  • 9589
    eğrisiyle doğrusuyla, galatasaray başkanlık koltuğuna oturmuş son gerçek başkandır. vizyonu, galatasaray'ın haklarını yedirmemesi, hiyerarşiyi tanımayanlara hiyerarşiyi hatırlatmasıyla ''başkan'' denilecek son insandı.

    ardından gelen duygun emanetçi, lisenin amansız savunucusu.
    sonrasında gelen dursun'a zaten söylenecek söz yok.
    son olarak mustafa cengiz, seçimi albayrak sayesinde kazanmasıyla en baştan otoritesi eksikti. devamında ''parayı ben veriyorum düdüğü ben çalarım'' diyen albayrak'a karşı çıkamayıp, albayrak'in çapının yetmediği görevleri verdi. fatih hocanın ağzının içine bakar oldu, aman hocam yapma hocam modunda.

    ünal aysal'ın 1 doğrusu varsa 1 de yanlışı vardır, eyvallah. ancak hiç bir zaman galatasaray'ı ne sahada ne saha dışında ezdirmemesiyle, kimsenin kendisini galatasaray başkanlık makamından üstün görmesine izin vermemesiyle son gerçek başkandı.
  • 9590
    abdurrahim albayrak’ı yönetiminden afaroz ederek göndermesi, sonrasında başına gelenler gayet açık ve netti. altı oyulan, galatasaray başkanlığına ihtiyacı olmayan, karizma ve duruş sahibi bir insan kendisi. tepkiler sonrası ise onurlu şekilde istifa edip yeniden aday olmamıştır. adnan polat efendi gibide kulüp hakkında tek bir olumsuz cümle kurmamıştır gittikten sonra. hocaya yaptığı muamele ise, kralının yapamayacağı efendiliktedir. kendisi hocayı kovmamış, hoca kendisini kovdurtma çabası içinde, demirören efendi ile güle oynaya pozlar vermiştir. bir öğle yemeğinde, sneijder’i getirecek kadar ilişkisi sağlam adamdır ayrıca.

    ‘’kulübü batırdı.’’ ile başlayan cümlelere gerçekten gülüyorum artık. adnan polat’tan enkaz olarak aldığı ekonomiyi büyüterek, stad hakları, forma sponsorluğu kendisinden önce yıllarca satılıp harcanmasına rağmen bir gün ağlamamıştır ayrıca. bu borçların yalnızca büyüyerek ödeneceğini bilen galatasaray’ın en son başkanı kendisidir.

    bir gün galatasaray’ın yeniden başkanı olur mu? hiç sanmam. çünkü kendisi tükürdüğünü yalayacak kadar omurgasız, şahsi reklamını yapmak için galatasaray başkanlığını kullanacak kadar ihtiyaç sahibi değildir.
  • 9591
    sevgili hocamız fatih terim ile yolları ayırma kararı doğruydu. fatih terim zaten ayrılmak istiyordu. güle oynaya ayrıldı. mancini kararı da çok doğruydu. fakat prandelli kararı her şeyi mahvetti ve kendi kuyusunu kazmış oldu. alman ekolünden bir hoca getirseydik işler çok farklı olabilirdi ama galatasaray, fatih terim yeniden takımın başına gelene kadar büyük bir çöküş dönemine girdi(hamza hamzaoğlu döneminde şampiyon olmamıza rağmen o seneyi de çöküş yılı olarak kabul edebiliriz).

    yıllar sonra fatih terim takımın başına döndü ve tekrar şampiyonluk hasretimizi bitirdik ama galatasaray'ın yaşamış olduğu çürüme bir türlü durmadı. bu çürüme galatasaray'ın genlerinin bozulmasıydı. bu kulübün genleri, türk olmayan takımları yenmeyi emreder. hücumcu anlayışın nakış gibi işlendiği bir takım görmeyi ister. biz ne yazık ki değiştik. bize kalan mirasa sahip çıkamadık. bunu değiştirmek ise yeni bir yapı kurmayı zorunlu kılıyor. takım kadrosunu baştan sona değiştirmekten bahsetmiyorum. "yapı" değişmeli. taraftar buna sabreder mi? sanmam.

    ünal aysal ile ilgili daha önce de yazmıştım. kendisini ekonomik sorunumuzun doğrudan sorumlusu olarak görmüyorum ama çöküşümüzün başlangıcı da kendisiyle başlıyor, bunu kabul etmemiz gerek.

    edit: yukarıda bahsettiğim işte o çürüme http://gss.gs/2999639
  • 9592
    80 yasina merdiven dayamis efsane baskan. kendisi gercek olamayacak kadar guzel bir ruyaydi. kurdugu vizyonu gerceklestirmesine elbette izin vermeyeceklerdi. devlet eliyle basimizdan koparilmistir. sonrasinda mustahak birakildigimiz ise abdurrahim albayrak denen tip. unal aysal'in istifaya zorlanmasi ve sonrasinda gelen yonetimler, bilhassa su andaki yonetim, adeta akp sonrasi turkiye'sinin bir ozeti gibi.
  • 9594
    ünal aysal’ın en sevdiğim yönü fenerbahçe’ye bam bam cevap veriyordu. o zaman ki fenerbahçe başkanı şimdiki ali koç a göre çok daha ali cengiz oyunları oynayabilen aziz yıldırımdı. ama ne zaman karşı karşıya gelsek aziz yıldırım ağzının payını aldı. yeri geldi basketbol takımını sahaya çıkarmadı yeri geldi şike davasında ağızlarının payını verdi. şu yönetimin karşısında ali koç yerine aziz yıldırım olsa fener bize dana ne pislikler yapar düşünemiyorum.
  • 9595
    duruşu, vizyonu, rakiplere hitap ederken ağzından çıkan sarkazm dolu cümlelerle onları kudurtması, otoritesi ile galatasaray başkanı nasıl olmalı sorusunun cevabıydı.

    herkes döneminde yapılan çilek transferleri ve cl çeyrek finali ile hatırlıyor. pek çokları da hajrovic, burdisso, tarık çamdal transferleri ile, yaptığı pahalı sözleşmelerle, uzun mukavelelerle hatırlıyor. olumsuz ve hatalı olan bu konularla beraber, bana göre hatırlamaya ve iyi anmaya değer ve bu olumsuzlukları dengeleyen başka bir özelliği de borçları sabit kur veya tl üzerinden geri ödemeye dönüştürme başarısıydı. böyle bakınca ileri görüşlülüğü daha da ortaya çıkıyor.
  • 9596
    galatasaray’ın gördüğü son gerçek başkan. vizyonuyla, galatasaray’ın hakkını yedirmemesiyle, iktidara-federasyonlara eyvallahı olmamasıyla, şike sürecinde ve basketbol final serisinde gösterdiği duruşla, cüneyt çakır’a çıkıp “şaibeli hakemdir” diyebilmesiyle galatasaray’ın başkanlık koltuğunu doldurabilen son başkandı.

    fatih terim’le aralarında yaşanan olaylar, bugün terim’in cengiz’le yaşadığının yanında çok daha hafif kalır. bugünkü terim o dönemde olsa hiç böyle olaylar yaşanmazdı. ayrıca doğrudur/yanlıştır tartışılır ama o gün aysal’ın terim’i kovması galatasaray başkanlık makamının onurunu koruması için gerekendi. teknik direktörün başkanın önüne geçmesine izin veremezdi. şuan mustafa cengiz yönetiminin yapamadığı şey de bu.

    ha bir de meşur mancini’li ocak transfer dönemi var sürekli vurulan. öyle bir anlatılıyor ki sanki galatasaray o dönem 150 milyon euro harcayıp, çöpe attı. alıp da verim alamadığı oyuncuların toplam bonservisi bir diagne dahi etmiyor halbuki.

    aldığı gün ile bıraktığı gün arasında galatasaray bilançosundaki fark -10 milyon dolar. yaptığı borçlarda kur sabitleme işlemiyle kar mı zarar mı bıraktı, onu da siz değerlendirin. kaldı ki bu süreçte 2,5 türkiye şampiyonluğu (14-15 şampiyonluğunun en az yarısı kendisine yazar), bir lig 2. liği, bir cl çeyrek finali ve bir cl son 16’sı yaşattı. kulüpte simgeleşen muslera, ujfa, melo, sneijder gibi isimleri kazandırdı.

    zamanında o kadar eleştirsek de, günümüze bakınca aysal gibi duruşu olan, kimseye eyvallahı olmayan bir başkana ihtiyacımız var, bu gerçek. ha bu demek değil ki aysal geri gelsin, ki kendisi de bir daha gelmez zaten. aysal’a verilmeyen riva yetkisi dursun’a verildi, yaşanan kepazelikler ortada.
  • 9599
    kendisiyle ilgili hatırladığım iyi bir özellik olarak transfer dönemlerinde hiçbir zaman taraftara umut verme gayretinde olmayan bir başkandı. drogba-sneijder transferlerinde de böyleydi dzemaili ve pandev'i alırken de. transfer döneminde taraftarlara umut vermek yerine takımın bütçesi neyse hangi futbolcuları alabiliyorsa onları doğrudan söylüyordu. bu bakımdan gerçekten çok takdir ediyorum kendisini. bundan sonraki yönetimlerimizin kendisinin bu tutumunu uygulaması iletişim açısından çok iyi olacaktır diye düşünüyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın