126
eleştiri kültürünün olmadığı yerde bir garip doğrucu davut.
abi niye bahsediyorsun sneijder'in aldığı paradan falan? "helal olsun koçuma, taşaklarını yiyim senin" falan desene. "ah şu melo geri dönse, şimdi ligin anasını bellerdi" diye gaz versene. niye analize manalize girişip kafa karıştırıyorsun? yok sneijder çok para alıyormuş, yok kulüp kaynaklarının efektif kullanılması gerekirmiş falan. keyfimizi niçin kaçırıyorsun allah aşkına?
burası düşünmeyi sevmeyen insanların ülkesi. bir idol bulup ona körü körüne tutunan, sonuna kadar öven, hatta uğrunda canını verecek kadar seven, üstünü çizdiği adamdan da ölümüne nefret eden, duygusal insanların ülkesi. sen ise analiz yapıyorsun, rasyonel yaklaşıyorsun. sorunları irdeliyorsun. kutsallara dokunuyorsun. dokunmayacaksın abi. gaz vereceksin. esnaflığı bileceksin biraz. o sıra ne gidiyorsa onu vitrine koyacaksın.
mesela sana bir örnek vereyim. sabah akşam dursun özbek'e söverken, fahiş paralara üç tane transfer yapıp takım belini doğrultunca hemen sesini keseceksin. "bu transferlerde kazık yedik, yönetim istifa" diyenlere "susun lan takımın havasını bozmayın" diyeceksin. sonra takke düşüp kel görününce tekrar "dursun istifa" diye bağıracaksın.
yıllarca semih kaya'yı öveceksin, "ameliyattan uyanırken 'artık fenerli oldun' dendiğinde 'o zaman beni uyandırmayın' demiş, öyle karakterli bir çocuk, koçum arslanım benim" diyeceksin. sonra yabancı sınırı kalkıp, iyi hücum oyuncuları semih'i yerden yere vurunca söylemediğin lafı bırakmayacaksın, "karaktersizin önde gideni" diyeceksin. sonra semih dangalakça bir laf edecek, "hah gördünüz mü karaktersizi, şimdi de ırkçılık yapıyor" diye iyice coşacaksın.
net olacaksın uğur karakullukçu, net. "şu oyuncunun şu yönü iyi ama şu yönü kötü" demeyeceksin. sevdin mi allahına kadar seveceksin, sildin mi bir kalemde sileceksin. burada kural böyle. gri renkleri sevmeyiz biz, ya ak ya da kara olacaksın. suyu bulandırmayacaksın.
çok düşünme kafayı yersin sevgili uğur karakullukçu. bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesi'nin bahçesine "düşünen adam" heykelini boşuna koymadılar. bak biraz düşün, bana hak vereceksin*
ekleme: ücret hesabına girmeye gerek görmemiştim, ama doğru, niteliksiz eleştiri yapmış olmayalım. sezonda 40 maç oynayan sneijder 5.3 milyon euro kazanacak, ki gelecek sene avrupa'da oynadığımızda bu 5.5 milyon da olabilir. dolayısıyla ortada bir yalan yok.
abi niye bahsediyorsun sneijder'in aldığı paradan falan? "helal olsun koçuma, taşaklarını yiyim senin" falan desene. "ah şu melo geri dönse, şimdi ligin anasını bellerdi" diye gaz versene. niye analize manalize girişip kafa karıştırıyorsun? yok sneijder çok para alıyormuş, yok kulüp kaynaklarının efektif kullanılması gerekirmiş falan. keyfimizi niçin kaçırıyorsun allah aşkına?
burası düşünmeyi sevmeyen insanların ülkesi. bir idol bulup ona körü körüne tutunan, sonuna kadar öven, hatta uğrunda canını verecek kadar seven, üstünü çizdiği adamdan da ölümüne nefret eden, duygusal insanların ülkesi. sen ise analiz yapıyorsun, rasyonel yaklaşıyorsun. sorunları irdeliyorsun. kutsallara dokunuyorsun. dokunmayacaksın abi. gaz vereceksin. esnaflığı bileceksin biraz. o sıra ne gidiyorsa onu vitrine koyacaksın.
mesela sana bir örnek vereyim. sabah akşam dursun özbek'e söverken, fahiş paralara üç tane transfer yapıp takım belini doğrultunca hemen sesini keseceksin. "bu transferlerde kazık yedik, yönetim istifa" diyenlere "susun lan takımın havasını bozmayın" diyeceksin. sonra takke düşüp kel görününce tekrar "dursun istifa" diye bağıracaksın.
yıllarca semih kaya'yı öveceksin, "ameliyattan uyanırken 'artık fenerli oldun' dendiğinde 'o zaman beni uyandırmayın' demiş, öyle karakterli bir çocuk, koçum arslanım benim" diyeceksin. sonra yabancı sınırı kalkıp, iyi hücum oyuncuları semih'i yerden yere vurunca söylemediğin lafı bırakmayacaksın, "karaktersizin önde gideni" diyeceksin. sonra semih dangalakça bir laf edecek, "hah gördünüz mü karaktersizi, şimdi de ırkçılık yapıyor" diye iyice coşacaksın.
net olacaksın uğur karakullukçu, net. "şu oyuncunun şu yönü iyi ama şu yönü kötü" demeyeceksin. sevdin mi allahına kadar seveceksin, sildin mi bir kalemde sileceksin. burada kural böyle. gri renkleri sevmeyiz biz, ya ak ya da kara olacaksın. suyu bulandırmayacaksın.
çok düşünme kafayı yersin sevgili uğur karakullukçu. bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesi'nin bahçesine "düşünen adam" heykelini boşuna koymadılar. bak biraz düşün, bana hak vereceksin*
ekleme: ücret hesabına girmeye gerek görmemiştim, ama doğru, niteliksiz eleştiri yapmış olmayalım. sezonda 40 maç oynayan sneijder 5.3 milyon euro kazanacak, ki gelecek sene avrupa'da oynadığımızda bu 5.5 milyon da olabilir. dolayısıyla ortada bir yalan yok.