• 626
    22 ekim 2017 galatasaray fenerbahçe maçında yaşanan olaylardan sonra aldığımız cezayı yetersiz bulmuş.
    bloklara verilen ceza bana göre haksız. düşün, yanımdaki holigan ile aynı bloktayım. adam atıyor, ben maça gidemiyorum. hayır. bloklara, tribüne ceza gelemez arkadaşım. passolig'i o yüzden dayadınız. ben o yüzden maça falan gitmiyorum artık. ben toplu taşıma kullanmayı dahi bıraktım belediyeye sinir olduğum için, yürüyorum her yere. siz kimsiniz? neyse.

    cezalar azdır. haklı. o sahaya yabancı madde atanları ömür boyu men edeceksin. istisnasız. passolig, kameralar bu işin tespiti için var. bireyleri en üst seviyeden cezalandıracaksın. madde atıldıysa, bir daha maça gelmeyecek. bu kadar basit.

    ama sen bloklara verilen ceza da az falan dersen, olmaz.
  • 627
    sneijder'e salladığında benim için bitmişti. galatasaray'ın aldığı cezayı az buluyorum demesinin bir anlamı yok benim adıma. gözü yeni açılanlar olabilir. size de günaydın. kurulduğundan beri galatasaray'a gram faydası olmayan, aksine galatasaray aleyhine her türlü haberin "flaş haber" olarak geçildiği bir kanaldaki yorumcudur benim gözümde bu arkadaş!
  • 629
    eğer burları okuyorsa iki çift lafım var kendisine. galatasaray taraftarını karşına alıp popülist davranacaksan galatasaraylıyım deme kendine. he bir de belhanda, sneijder’den faydalı olacaktı dimi? yersen tabi. not: amaç burda belhandayı kötülemek değil 4.5 yıl takımına hizmet edip kupalar kazandırmış bir futbolcuyu yönetimin kovar gibi göndermesine ön ayak olmak. kusura bakmayacak artık, çünkü insan en çok sevdiğine gücenir..
  • 631
    herkes uğur'u sneijder üzerinden eleştirmiş. veya cezalar için fikirlerini belirttiği içinde yerin dibine sokmuş. adam kendi fikrini belirtebilir kardeşim bunda hiç bir sorun yok. sen sneijder kalbimizde bir yaradır keşke hiç gitmeseydi dersin. uğur'da sneijder'in gitmesi iyi oldu belhanda daha çok katkı sağlar der. bu yani düşüncedir. herkes seninle aynı şeyi düşünecek diye bir şey yok. adam çıkar yarın öbür gün yine senin sevmediğin oyuncuyu göklere çıkarır. onun bakış açısı böyledir. sırf bunun için gözümde bitmiştir gibi arabesk laflara gerek yok.

    ben aslında başka bir konuya değinmek istiyorum. uğur ilk tv ye çıktığında eli ayağı birbirine dolaşırdı. sakin sakin konuşur kendini ifade etmeye, futbol bilgisini ortaya koymaya çalışırdı hatta ilk zamanlar timurlenk'le yayına çıkardı. farklı biri olduğu direk göze çarpıyordu.

    ama şimdi bakıyorum. sürekli agresif tavırlar ben her şeyi herkesten daha iyi biliyorum. futbolu en iyi ben biliyorum siz bilmiyorsunuz tavrı hiç hoş değil. senin kadar futbolu takip etmeyen insana tepeden bakman da hoş değil. seni twitter'dan eleştiriyolar diye küsüp gitmek sözlüğe küsmek de hoş değil. ee sen her gün tv'de 2 saat konuşup ona buna kızıp eleştiriyorsun. seni de insanlar eleştirebilirler çünkü günden güne popüleriten daha fazla artıyor. bu sayede sana karşı nefrette artacak sevgi de. ben şahsen artık kendisini tv'de izlemeye dayanamıyorum. sürekli bağırarak konuşmak her soruya aynı cevabı vermesi filan çok canımı sıkıyor. sürekli öfkelenip birilerine sallaması işin en kolay tarafı. acayip bir megaloman tavrı var.

    sözlükteki uğur fanslara gelince bu adamı şöyle savunuyorlar; "sözlüğün sesi, taraftarın sesi, yine on numara konuştu, yine yönetime salladı, ağzın bal yesin, içimizden biri, bizi tv'de en iyi savunan adam."

    ya beyler bu adam galatasaray'da mı çalışıyor? bu adamın galatasaray'ı ve bizi savunmaya ihtiyacı yok ki. adam tarafsız gözükmek için kıçını yırtıyor. sen burada diyorsun ki "bizim sesimiz". dursun özbek yönetimini geçen seneye kadar bırak tv'lerdeki yorumcuları yoldan geçen herkes eleştiriyordu. bunun övülecek bir yanı yok ki. uğur işini iyi mi yapıyor sen ona bakacaksın. iyi gazeteci mi? bana göre iyi gazeteci. iyi bir futbol sever mi? evet iyi bir futbol sever. futbolu iyi mi biliyor? bence evet. burada sırf galatasaray'lı diye adamı göklere çıkarmaya gerek yok. dursun özbek yönetimini yerin dibine sokmak marifet mi? bu sene de yaptıkları işi takdir ediyorlar. bunu övmek garip mi? bir insan neden galatasaray'ın sesi diye övülür ki onu da anlamıyorum.

    yarın öbür gün bazı yorumlarıyla birçok kişi yine uğur'a uyuz olacak. kimi de bazı yorumlarından dolayı çok sevecek bu böyledir. ben kendisini severim ama ne yazık ki artık tv'de dinlemeye tahammülüm yok kusura bakmasın. biraz da kendisine öz eleştiri yapsın. en azından biraz daha sakin kalabilir. kimsenin de sesi olmaya ihtiyacı yok. işini düzgün yapması yeterli zaten.
  • 632
    kendisinin eleştiriye kapalı olduğunu düşünmüyorum. sözlükte de twitter'da da ne yazık ki kötü bir alışkanlık var, adam eğer hoşa gitmeyen bir yorum yapıyorsa hemen karakterine yönelik, niyetine yönelik çıkarımlar yapılıyor. adam sneijder kötü mü demiş? yönetimin adamı deniliyor mesela. maşa deniyor. yani sneijder kötü demeye hakkı yokmuş gibi davranış gösteriliyor.

    bununla beraber kendisinin övülme sebebi yönetimin maşası olmaması. şimdi bunda övülecek ne var deniyor haklı olarak. ancak gerçek böyle mi? gerçekte menejer futbolcusunu övmek için sırada bekleyen papaz köşe yazarları cirit atıyor. bunların arasında uğur gibi gördüğünü duyduğunu konuşan adamlar otomatik olarak sivriliyor ve taraftarın hislerine tercüman oluyor. işin maddi boyutu var tabii ki. menejer çarkını gören insanlar da tahmin edebiliyor, menejerler, şirketler oyuncuları pazarlamak için dirsek temasına geçiyorlar.

    uğur'un benim için değeri bu. ben henüz görebildiğim kadarıyla çizgisini bozduğunu görmedim. insanlar bir işte ustalaştıklarını hissettiklerinde özgüvenleri gelir ve eskisi gibi davranmazlar, 50 yaşına gelmiş gürcan bilgiç gibi çekingen konuşması anormal aksine. yani kusura bakılmasın ama ülsubu eleştirmek de bir yerde ad hominem gibi oluyor. adam küfretmiyor hakaret etmiyor, kendinden emin bir şekilde eleştiriyor ahkam kesiyor. kusura bakmayın ama yorum dediğiniz şey de ahkamdır. ben de ahkam kesiyorum hepimiz kesiyoruz.

    kendisine nacizane tavsiyem her ergeni ciddiye alarak sosyal mecralara küsmemesi. hakarate varan niyet okumaları ciddiye almaması, çünkü çoğunluk konuşmuyor aslında. en azından böyle düşünmesi lazım. hatta bırak çoğunluğu bir kişi bile onun yanındaysa bir mecrada o mecraya küsmesi aslında o kişiyi cezalandırması anlamına geliyor. yanlış anlaşılmasın kendim için söylemiyorum yazarsa yazar yazmazsa yazmaz. uğur'u dinlemek istersem youtube var zaten. benimki nacizane öğüt. mecralara küserek kendisini izole ediyor aslında. etmemesi lazım. unutmasın ki her ortamda kendisinin niyetini okuyacak insanlar çıkacaktır. sokakta birisi kendisine bir laf etse sokağa mı çıkmayacak? genç bir kardeşimiz hataları olacak. benim nacizane tavsiyem sözlük'te yaptığı hatadan dönmesi.

    çok sevdiğim bir söz var: "eğer ufak tefek midye çizikleri canını acıtıyorsa sen devasa bir balina değilsin demektir.".
  • 633
    kendisini sevenler olan bir yazar. (bkz: pclion)

    ben kendisinin yazar olduğu dönemde sözlükte değildim, sonradan gelenlerdenim. bunun için yazarlığı vs. beni ilgilendirmiyor doğal olarak. ve herhangi bir spor yazarına / yorumcusuna baktığımdan farklı bakamayacağım bunun için de kendisinden buradaki yazarlardan da özür dilerim. ama bir iki kelamı hak etmiştir.

    demiş ki "caner yüzde 99 değil, yüzde 100 hatalı ama bugüne dek küfüre çıkan cezalar belli. twitter tepkisinin şiddetine göre ceza katlaması saçmalık.". https://twitter.com/...s/923558005421101057

    uğur sokakta birisine "orospu çocuğu" dediğin zaman 9 (dokuz) ay ceza istemi ile yargılanıyorsun. bak televizyonda, sahada falan değil, sokakta birisine "orospu çocuğu" dediğin zaman ceza bu.

    caner %100 hatalı mı? hatalı. hah şimdi bu adamdan mete kalkavan şikayetçi olsa mahkemede 9 ay cezası garanti mi? garanti. ama adam sırtını dönüp kartı çıkartmadı bile. çıkartamadı. neticesi, caner golden sonra kolu soktu kendisine.

    sen diyorsunya "twitter tepkisine göre ceza katlanması saçmalık" diye. felipe melo bir twiti rt ettiği için 2 (iki) maç ceza aldı, unuttun mu aslan parçası ya? "dans etti" diye bile ceza verdiler melo'ya. ki caner'in durumu twitter tepkisi değil. 2 ayrı cezası var, birisi o kolu için ikincisi de küfür için. küfür 4 maç, hareket 2 maç. ne etti? 6 maç. ki tahkim 4'ü 2'ye, 2'yi 1'e çeker 3 maç ceza alır hepi topu bak görürsün. o savunduğun "efendi beşiktaş" da bağrına basar, oynatmaya devam eder böyle birisini.

    biz sokakta, tribünde, sağda solda bu küfürlerle yaşıyoruz. ediyoruz, bilmeden maruz kalıyoruz. ya benim arkadaşım var, trafikte kendisini sollayan adama yapıştırıyor bu küfürü. evet küfür hayatın bir parçası bu ülkede, buna maalesef yapacak bir şey yok. ama sen kalkıp da "orospu çocuğu" diye peşpeşe defalarca tekrar eden, bu küfürü söyleyerek hakemi takip eden bir futbolcuyu savunursan, yarın öbür gün çıkar birisi sana sokakta söyler böyle bir küfür, ağzını açamazsın.

    adalet herkese lazım diye defalarca söylüyoruz, defalarca yazıyoruz. ama adalet yerine getirilmeyince, ceza az verilince bile "saçmalık" dersen yarın öbür gün adalet sana lazım olduğunda o saçmalığın neden saçmalık olduğunu anlarsın. evet, saçmalık. ama senin dediğin gibi değil.
  • 635
    sozluge keskin bir donus yapan bilgisayar aslani.

    fenerbahce'nin durumuna gore alttan alttan algi calismasi yapan, maglup oldugunda kipkirmizi suratla karsimiza cikan, her turlu hakem tartismasini fenerbahceli gozlugunu cikarmadan yorumlayamayan ridvan dilmen, ya da fanatikligin daha otesi emre bol, turgay demir gibi tiplerin yorumlarina nasil kiziyorsam, fanatikce galatasaray yanlisi yorumlar yapanlari da sevemiyorum. bu bilgisayar aslani kardesimizi dikkatle takip ediyorum ve galatasarayli oldugunu bilmeyen bir insanin ugur'un yorumlariyla hangi takimi tuttugunu anlamasi mumkun degil gibi geliyor. objektif olabilmek guzel sey, hem de gozu donmus fanatikligin bu kadar para yaptigi bir ortamda. ama objektifligini de ne sis yansin ne kebap modunda degil, bilgilerine ve inandigi dusuncelere dayanarak gosteriyor. bir gun birsey savunurken ertesi gun populer oldu diye baska bir fikre dondugunu gormedim.

    simdi cezalar ve sneijder konusundaki fikirlerine de tamamen katiliyorum. ama burada anlatmak istedigim bu degil. onemli olan bu fikirlere katilmasam bile bunlari herhangi bir alt amac ugruna, yonetimden, oradan buradan birinin telkiniyle ya da sirf fanatiklikten savunmadigini bilmem. bu yuzden cok guvenilir oldugunu dusunuyorum.
  • 636
    (bkz: #2269880) kendisi ilgili entry'sinde bir şeyler yazma gereksinimi duymuş. belli ki kendisine "galatasaray" üzerinden vurulması canını yakmış ve bir şeyler yazma gereksiniminde bulunmuş. televizyonda rast gelindiğinde bile samimi bir insan olduğu anlaşılıyor. yazısında da bunu göstermiş zaten. umursamaz ve işine geldiği gibi davranan bir insan olsaydı buraya bir şeyler karalamazdı bile. ama ben kendisine yine de sosyal medyayı çok kaale almamasını tavsiye ediyorum. ve evet buna galatasaray sözlük'te dahil. çünkü dışarıda olduğu gibi burada da inanılmaz "aşırı" insanlar mevcut. hayata kapkara bir pencereden bakıyorlar. ve kendisi popüler kanalların birinde, popüler bir spor yorumcusu oluyor yavaş yavaş sanırım. ve evet, ayrıca; "yüksek tepelerde rüzgarlar hep sert eser."
  • 637
    kendisinin sneijder meselesinde hala haksız olduğunu düşünüyorum ve bu konudaki düşünceleri yüzünden kırgınım. bizim orta sahamızı ligin iyisi yapan fernando-ndiaye ikilisidir. bu orta saha da rahatlıkla sneijder'i taşırdı. yani asıl sorunumuz sneijder değil onun çevresiydi. ve belhanda'nın buradaki defansif çabasının lüks ve gereksiz olduğunu düşünüyorum. mevcut takımımızın en önemli sorunu üretkenlik gibi görünüyor. buna da sneijder merhem olabilirdi. galatasaray taraftarının gözleri hala o bölgede etkili pas atan ve şut tehdidi olan bir adamı arıyor.

    işindeki objektifliğine gelirsek bence yapılması gerekeni yapıyor. ve yorumlarını bir baskı hissetmeden iletiyorsa ve vicdanen rahatsa hiçbir sorun yoktur. bunu da en iyi kendi bilir. galatasaray taraftar profilinin içinde biraz da doğrucu davutlar olduğu düşünülürse bunda bir gariplik de bulamıyorum. bizler böyleyiz. işler yolunda gittiğinde bile takımımızı eleştiririz. lehimize yanlış bir karar verildiğinde yanlış demesini biliriz. başka takım yalayıcılığı ithamıyla karşılaşsak bile rakip takımın hakkını yeri gelir teslim ederiz. bizde bu özellik var. tabi bazılarımızda var, genellemek de yanlış olur. uğur karakullukçu'da da bu fazlasıyla var. ben buradaki tepki çeken bazı yorumlarını buna bağlıyorum.
  • 639
    celiskili ifadeleriyle objektif olacam derkeb bjk romantigi olmasiyla ve objektifligini sadece gs konusunda gostermesiyle hatirladigim kisi. zaten onceden celiskili ifadelerini gostermistim. bjk 50 yasinda 50m verip adam alsa muazzam transfer diyecek birisi. neyse sonuc olarak ben bu zamana kadar progamlarini izleme geregi duymadim. benim futbol gorusume katacagi birsey veya bilgilerime ekleyecegi birsey yok. ayrica celiskili insanlari sevmem. burada celiski fikir degisikligi anlasilmasin. 35 yasinda ki pepe dunya ustu yerlere cikarilip maasi normal denip gomisi gommesi ayri bir olay neyse isis bu sonucta yapadursun ama objektiflik nedir iyi bilmeli ve bjk romantikligini biraz azaltmali.
  • 640
    son zamanlarda kendisine yapıştırılan galatasaraylı yaftasını çıkarmak için farkında olmadan galatasaray'ı hakettiğinden fazla eleştirdiğini düşündüğüm yorumcu. bunu isteyerek yapmıyor, ama psikolojik olarak farkında olmadan yapıyor. çok güzel eleştiriyor aslında sen ben gibi eleştiriyor fakat bazen abartıyor. ben blog takipçisiyim ve çok net söylüyorum, sen özüne dön renktaş senin özünde araştırma ruhu ve özgüven var.
  • 645
    sneijder konusundan ve o zamanki tavirlarindan tepkili olsam da, bugun hakkini vereyim.

    https://twitter.com/...s/926106070581465088

    --- alıntı ---
    türk futbolunda adalet yok, eyyam var... caner'in cezasıyla feghouli'nin 3 maç alması arasında bağlantı olmadığına beni kimse inandıramaz.
    anlık refleksler, dengeleme çabası... işte bu yüzden tarihin en doğru kararını bile verseler bu kurulların en ufak güvenilirliği yok.

    --- alıntı ---
  • 646
    doğal olarak katılmadığım bir çok yorumu olsa da, iyi niyetinden asla şüphe etmediğim galatasaraylı yorumcu.

    ancak dürüst olmak gerekirse sneijder olayında haklı ve haksız olduğu taraflar var. sneijder eleştirileri, sinan kaçırsa lafı dışında bence de doğru. onda hiçbir sıkıntı yok, istediği futbolcuyu da eleştirmekte özgürdür. kimse de bunun için kendisini linç edemez. birileri toz kondurmuyor diye kimse kondurmamak zorunda değil. ancak kendisinin hatası, iyi niyetli eleştirileri de linçmiş gibi göstermesi, eleştiriler karşısında direk savunmaya geçmesi. bizim en büyük sorunumuz bu. linç etmeyi eleştirmek sanıyoruz, eleştirileri de linç sanıp ani tepkiler veriyoruz. nasıl kendisi futbolcuları eleştiriyor ise kendisi de televizyona çıkan bir figür olarak kendisi de eleştirilecek. bundan doğal bir şey yok. linç edenler yok değil var ama herkesi böyle genelleyip twitterı bırakmak, sözlüğü bırakmak falan olmaması gereken şeyler.

    edit: (bkz: #2274105) bu entryyi girdikten sonra sözlüğe entry girmiş yorumcu. *
  • 649
    arkadaş adamı galatasaray düşmanı yapmadığınız kalmıştı.

    bunlar istiyor ki rıdvan dilmen gibi, galatasaray bokunda bile boğulsa galatasarayı ölesiye övecek adamlar olsun televizyonda.

    galatasaray taraftarı zaten en iyi zamanda bile takımını eleştirmesiyle diğer taraftarlardan ayrışmakta. bizi en kötü dönemlerin ardından 1 yılda toparlayacak kadar dinç tutan da budur zaten.

    bir insan doğru gördüğünü söylemekten korkmamalıdır. hele bile bile susmak falan, bunlar rezalet şeyler.
    kendisi doğru bildiğini söylemeye devam etsin. elbet hatalı yorumları olacak. elbet dah keskin veya daha yumuşak konuştuğu konular olacak. ne var bunda?
App Store'dan indirin Google Play'den alın