• 20
    topu ileri taşıyan adam dünyanın en iyi topçusudur, topu iyi sürüyorsan efsanesindir. bizim futbol anlayışımız top sürmek üzerine, topu dengesiz sürüyorsan kötü topçusundur ama ferdi gibi sürüyorsan efsanesindir ve herkes över seni. defans mı, asla önemli değil top sürmek önemli. stoper topla çıkar herkes tapınır, forvet desen gol atmasın top sürsün koşsun isteriz, kalecinin ayağı müthiş olacak ama top tutamayacak, tutarsa da 28 takla atmalı her basit topta iyi kaleci sanılsın altay bayındır gibi, orta sahaysan gösterişli olacaksın 40 metreden şut çekeceksin, top kesmek ve doğru alan kapatmak işe yaramaz eleştirilirsin, hep hücum oynamak gerekir, defans yaparsan kötüsündür, bek oyuncuları defansif olamaz hücumda %100 ile orta açmalı, %30 ile dünya ortalamasının üstünde açarsa boey gibi eleştirilirsin.

    biz türkler anlık yaşıyoruz futbolu, futbolun göze hoş gelen şeylerini seviyoruz ama futbolun doğrusunu asla bilmiyoruz.
  • 21
    kültürü olmayan bir olgunun sistemi yoktur.

    bütün sene liginde hakemler, başkan açıklamaları konuşan futbol kamuoyu sisteme odaklanamaz.

    futbol mu seviliyor yoksa ligdeki rekabet mi?

    2-3 sene ülkede bir sebeple futbol organizasyonları durdurulsa ve televizyon, gazeteler sadece yabancı ligleri yayınlasa kaç futbol izleyicisi kalır 2 sene sonunda?

    işte o kalanlar kimlerse bence sadece onlar olmalı futbolun kamuoyu.
    (bkz: gerçek futbolseverler)
  • 18
    ülkede futboldan anlayan sayısı büyük bir azınlık. bu ülkede futbolun düzelmesi için ilk önce şu an medyada yer alan bütün sunucu ve yorumların, futbol programına çıkması engellenmeli. menajerler büyük regülasyonlar getirilip, sıkı denetime tabii tutulmalı. ondan sonra görün siz futbolun gelişimini. taraftar dediğimiz insanların çoğu futboldan anlamaz, gördüğü tivit, izlediği programda beğendiğini adamın yorumunu duygusal olarak 10 katlayıp söyler.

    bu ülkede futbola dair tek güzel şey, galatasaray. gerisi lafügüzaf.
  • 24
    fatih terim hocamız milli takımın başına geçtiği son döneminde futbol tarihimizin ender doğru kararlarından birini alıp yabancı sayısını 14 e kadar esnetti. ardından avrupa liglerine giden oyuncu sayısında ciddi bir artış olduğu gibi ligimizde de türk futbolcular sayısı artan yabancı oyuncularla ciddi bir rekabete girmek zorunda kaldı. rekabet alanı artan türk oyuncuların yükselen performansıyla milli takımımız ciddi bir güç kazandı ve fransa' yı dahi yenebilecek noktaya geldik. işte bu noktada ülkemiz futbolunun beşik ulemalarından homurtular yükselmeye başladı ve akıl almaz gerekçelerle yabancı sayısının tekrardan kısıtlanması gündeme geldi ve maalesef aynı hataya geri dönüldü. sonuçta bu başarı da cezasız bırakılmamış oldu. içinde bulunduğumuz turnuvada portekizden fark yiyoruz ve bu maalesef haber değeri taşımıyor. ben tek bir çerçeveden bakarak bir değerlendirme yaptım. bizim bir futbol anlayışımız ne yazık ki yok bugün başlasak oluşması yıllar sürer ancak günü birlik kararlarla gemimizi yüzdürmeye çalışıyoruz. geminin içindeki kavgalardan rotaya bakacak vaktimiz de olmuyor haliyle.
  • 15
    genel olarak kültürlerine paralellik gösterir. çok basit bi örnek vereyim;

    yan mahalleden tunç diye bi çocuk gelir maça, böyle uzun boylu tipli falan düşün. bi başlar oynamaya aman allah, bi çalımlar bi bilmemneler. e mahallenin stoperi cevdet durur mu dürter yanındaki cemil'i aha bak der dansöz gibi kıvırtıyo velet. 2. poziyon tunç gene alır topu tam çalımı basacakken... delikanlı gibi oyna lan! der bizim cevdet çakar tekmeyi. yanda da komşu kızı ayşe izliyosa camdan vuruşun şiddeti de artabilir tabi. 1-2-3 bizim oğlan güzeli tunç da siner haliyle daha düz daha estetiksiz oynamaya başlar. yoksa bilir cevdet hemen önünde ayağında top tutmasını bekliyo ki bi tane daha geçirsin.

    hal böyle olunca ver elini uzun toplar ver elini şişirmeler yok efendim kendini yere atmalar. teknik körelir kasaplık baki kalır. işte sana türk futbolu.
App Store'dan indirin Google Play'den alın