1
allah ne verdiyse koşabilme, kontrolsüz bir güç ve varsa kulüpte sözü geçen tanıdık birine sahib olma gibi örnekler verilebilecek kriterlerdir.
alt yapıymış, teknikmiş, futbol zekasıymış falan bunlara gerek yok.
koşabiliyor musun ? evet
ortalamanın az üstünde bir dayanıklılığın var mı ? evet
ve final. torpilin var mı ? o da evet.
tamam kardeşim senede nerden baksan 500 bin tl garanti. hadi hayırlı olsun.
4
türkiye'de futbolcu olabilmek için torpilin bir yere kadar işlediğini, sonrasının da yeteneğe kaldığını kendimden örnekle anlatabilirim.
benim babam eski futbolcudur. amatör falan değil yani bayağı profesyonel futbolcudur. lakabı "kaptan". kaptanlık yapmış uzun süre. ben de eski futbolcuların eski hakemlerin arasında, sürekli futbol muhabbetlerinin içinde büyüdüm. böyle bir ortamda ben "kaptanın oğlu" idim. elbette yaş 12-13'e gelince başlıyorsun bir yerden. diğer çocuklar seçmelerden falan geçerken sen direkt takımdasın. hem de şehrin iyi iki takımından birisinde yani. lakin idmana bir çıkıyorsun sen sadece çalım atıp şut çekerken takım arkadaşların hem koşuyor, hem şut çekiyor, hem çalım atıyor, hem tek pas yapıyor. eh bizim hoca da beni önde olduğumuz maçların son dakikalarında oyuna alıyordu. insan da orada torpille bulunduğunu anlıyor. takım arkadaşları da anlıyor ve bu bir süre sonra rahatsızlık verici bir durum oluyor.
futbol öğrenilip geliştirilebilen bir şey. elbette biraz topla haşır neşir olmak gerekir yani ama öğreniliyor. ben benden iyilerle oynaya oynaya kendimi geliştirdim. peki sonuç nedir? futbolcu falan olamadım. yanından çok geçtim ama olamadım. gerçi hep söylerim 14-18 yaş arasında bir kulübün alt takımlarına dalabilseydim bazı seviyelere gelirdim ama üst seviyeye mümkün değil çıkamazdım. futbol oynamak gerçekten zor bir şey. sadece koşmayla, top sektirmeyle falan futbolcu olunmuyor. aramızda benden çok daha fazla futbol tecrübesi olan arkadaşlarım vardır. işin zorluğunu anlatsınlar. lakin torpille bir yere kadar. eğer bir kişi milli takımda oynayabilecek yetenekte bir futbolcu ise onun futbolcu olmamasının imkanı yok. bu torpil lafı genellikle futbolcu olamayanların bahane olarak kullandığı bir laftır. bunu inkar etmenin manası yok. ben çok şahit oldum buna. özellikle türkiye gibi bir ülkede insanlar kendi başarısızlıklarını başkalarının başarılarına bok atarak örtbas etmeye çalıştığı için "torpille oldu o iş" lafını çok fazla duyarız. ancak babasından torpilli, dayısı hakem falan bir yere kadar gidersin. galatasaray'da bursaspor'da milli takımda oynamak için torpilden çok daha fazlası lazım. hem yetenekli hem torpilli iseniz, o zaman önünüz açıktır.
netleşmesi için şöyle bir örnek vereyim. diyelim ki benim yeteneğim 7 ve torpilim var ancak arkadaşımın yeteneği 8 ve torpili yok. evet o takıma torpilden ötürü beni alırlar, diğerini almazlar. ancak benim yeteneğim 7 arkadaşımın yeteneği 9 ise o takıma önce arkadaşımı alırlar, sonra beni almaya çalışırlar.
ben üniversite takımına da seçmelere katılmadan girmiştim. (yuh be kardeşim, ayıptır ya demeyiniz burası türkiye) bu sefer kaptan benim arkadaşımdı. eh ben de boş adam değilim ama küçüklüğümden beri büyük sahada oynamamıştım. kaç yıl olmuş. idmana başladık. 5'e 2 tamam. tek paslar, şutlar falan tamam ama çift kaleye bir başladık aman tanrım didim. futbol böyle bir oyun muymuş dedim. adam topu önüme atıyor, "kesin taç, kesin aut" diyorsun ama top çıkmıyor. pat, alıp devam ediyorlar. önümdeki stopere kaç kere "lan yeter, elleme benim topları da gol atayım amk" dedim. çocuk da haklı olarak "o zaman benim yerime diğer stoperi ilk 11'e alırsa ne olacak" dedi. haklı tabi adam. beni bile tutamayan stoperi oynatır mı herif. pozisyon icabı şut çekiyorum top altıpasa sekiyor falan. 3. 4. idmanda bizim kaptan geldi "oğlum biraz koşsana" dedi. tabi bende içki-sigara 95, spor 16. daha fazla koşmam imkansız. ben 2 ay falan oynadım takımda. düzelttim durumları biraz. hoca da sevdi beni, çabamı takdir etti. idmanlarla, hazırlık maçlarıyla falan idare ettim ama hoca bir maçtan sonra yanıma geldi. "burakcığım, topsuz oyunu, duracağın yeri, gideceğin yeri iyi biliyorsun, ayağın da fena değil ama 15 dakikalık kondisyonun var be oğlum, ben seni nasıl 18'e alayım?" dedi. haklısın dedim ne diyeyim.
yani "taşıma su ile değirmen dönmez" atasözünde olduğu gibi. torpille futbolcu olunmaz, bir yerde kesin düşersin. elbette bu benim fikrim. benim bu yaşıma kadar gördüklerim ve yaşadıklarımdan çıkarttığım sonuçtur. yanılıyor da olabilirim ama iyiyseniz her türlü oynarsınız diye düşünüyorum. her eski futbolcunun oğlu doğuştan torpillidir ancak bu kişilerin çok çok azı futbolcu olabilmiştir.